“Baharın müjdecisi” olarak nitelendirilen Nevruz Bayramı, çağlar öncesine dayanıyor. Bugün kutlanacak Nevruz Bayramı, özellikle Türk Cumhuriyetleri, Anadolu ve Balkanlarda geleneksel kutlamalarla canlılığını günümüzde de sürdürüyor.
Baharın gelişini simgeleyen ve birçok ülke tarafından farklı şekillerde kutlanan Nevruz Bayramı Anadolu ve Orta Asya kültürlerinde önemli yere sahip.
Nevruz her yıl olduğu gibi bu yılda 21 Mart’ta kutlanıyor. Nevruz’un her yıl bu tarihte kutlanmasının nedeni ise Güneş 21 Mart’a kadar güney yarımküreye daha çok ısı ve ışık verirken, bu denge 21 Mart’ta eşitlenip, daha sonra kuzey yarımküre lehine bozuluyor.
Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan gibi ülkelerle Anadolu ve Balkanlarda geleneksel kutlamalar günümüzde de sürüyor. Türkiye’de de Nevruz Bayramı koronavirüs salgınının gölgesinde kutlanacak.
NEVRUZ NEDİR?
Dünya çapında çeşitli halklar tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramı.Uzun ve sert kış aylarından sonra tabiatın baharla yeniden canlanmasını sembolize eden nevruz, Orta Asya’dan Anadolu’ya birçok coğrafyada toplumsal birliği, dayanışmayı, yardımlaşmayı sağlayan içeriğiyle yaşatılıyor.
Çin kaynaklarında, milattan önce 3. yüzyılda Hunların bahar aylarında şenlik düzenlediğinin yer alması dolayısıyla geçmişi o yıllara kadar dayandırılan nevruz, Türklerin Ergenekon’dan çıkış günü olarak da kabul ediliyor.Kelime olarak “yeni gün” anlamına gelen bu özel günde, tabiatın canlanmasıyla yeni bir yılın başladığına ve ne kadar bolluk, bereket, yardımlaşma ve dayanışmayla geçirilirse tüm senenin o şekilde geçeceğine inanılıyor.
Dünyanın en geniş kültürüne sahip Nevruz Bayramı, “kötü söz orucu”, “çevre temizliği ve alav alav”, “ölü bayramı”, “yaşlı ve hastaları ziyaret”, “çocuk günü”, “gençlik günü” ve “yeddi levin” olmak üzere 7 aşamada icra ediliyor.
Bayramdan 2 hafta önce, inananlar tarafından kötü söz orucu tutuluyor. Bu çerçevede kötü söz konuşmanın günah sayıldığı nevruz boyunca, herkes geçen yılın sıkıntılarını, acılarını unutmaya çalışırken, küs olanlar ise barıştırılıyor.
Uzun ve sert kış aylarından sonra tabiatın baharla yeniden canlanmasını sembolize eden nevruz, Orta Asya’dan Anadolu’ya birçok coğrafyada toplumsal birliği, dayanışmayı, yardımlaşmayı sağlayan içeriğiyle varlığını koruyor.
NEVRUZ’DA RİTÜELLER
Başta Anadolu, Orta Asya ve çeşitli coğrafyalarda kutlanan Nevruz Bayramı’nın ritüelleri de kuşaktan kuşağa aktarılıyor.
Kimi inanışlarda yeni senenin başladığı o güne günahlarından arınmış girmek isteyenler ateşten atlıyor. Yıkanmak ve sudan atlamak da arınmak için yapılan adetler arasında bulunuyor. Ateş ve sudan atlamak tüm nevruz kutlamalarındaki ortak unsurlardan biri olarak dikkati çekiyor.
Bugüne özel kurulan ve 7 çeşit yemeğin bulunduğu “nevruz sofrası”na toplu halde oturuluyor. Yılın bolluk ve bereketle geçmesi için kurulan zengin sofrada, herkes her yemekten yiyerek, senenin o rahatlıkta geçmesini diliyor.
“Semeni” geleneği de uzun yıllardır yaşatılıyor. Bu gelenekte, tarımda bereketli bir yıl dileğiyle, nevruzdan önce kaplarda arpa, buğday çimlendiriliyor ve bunlar sofralara konuluyor.
Yeni yılı yeni kıyafetler giyerek karşılayan insanlar, öncesinde evlerini temizliyor, varsa yıkılan yerleri onarıyor, badanalarını yapıyor. İnsanlar böylece yeni yılda her şeyin yeni olmasına özen gösteriyor.
Nevruzda mezarlık ziyareti de sık görülen ritüellerden. Bu ritüel, ecdatla evladın buluşması olarak görülüyor. Kabir ziyaretlerinde atalara saygı gösteriliyor.
Nevruz Bayramı kutlamalarında yumurtaların tokuşturulması da yaygın görülüyor. Üremeyi ifade eden yumurtalar, bolluk için boyanıyor ve tokuşturuluyor. Ayrıca spor müsabakaları düzenleniyor, şarkılar söylenip dans ediliyor, şairler şiir okuyor.
Nevruzun tarihi Ergenekon’a dayandırıldığından o gün demir dövülerek Ergenekon’dan çıkış da kutlanıyor.
Prof. Dr. Alimcan İnayet, ritüelleri şu şekilde özetliyor: “Mezarlıklar ziyaret edilir, ateşler yakılıp üzerinden atlanır, yumurtalar boyanıp tokuşturulur, semeni hazırlanır, nevruz sofrası kurulur, ‘köje’, ‘köjö’, ‘köcö’ olarak bilinen özel çorbalar hazırlanır, kökpar oyunu oynanır, güreş ve at yarışı düzenlenir, destan, kıssa ve hikayeler anlatılır, nevruznameler söylenir.”
ATEŞ ÜZERİNDEN ATLAMA
Nevruz’un kökenlerinin dayandığı Zoroastrianizm’de ateşe yüklenen anlam bir hayli fazla. Bugün de üzerinden atlanırken ateşin simgelediği ileri görüşlülük, iyilik ve arınmanın kendilerine geçmesi isteniyor. Bir diğer inanışa göre de Zoroastrianlar her yıl yaktıkları büyük ateşle kötülüğün temsilcisi Ahriman’ı (Angra Mainyu) kovarlardı. Günümüzde de ateş yakılarak kötülüklerin uzaklaşması ümit ediliyor.
‘HAFT SİN’ MASASI
Nevruz’un yeni yıl başlangıcı olarak da görüldüğü İran’da ayrı bir yeri bulunuyor. Nevruz akşamında tüm ailenin toplandığı masada her biri ayrı anlamlar taşıyan ve S harfiyle başlayan 7 gıda maddesinin bulunması ise şart. Masadaki buğday ekini, aromalı bitkiler, kuruyemişler ve sirke gibi malzemelerin hepsinin yeni yıla dair sağlık, zenginlik, mutluluk gibi dilekler taşıyan ayrı bir anlamı bulunuyor. Örneğin Farsçada sarımsak anlamına gelen “sir” hastalıktan ve kötülüklerden korunmayı temsil ederken sirke (serkeh) uzun ömür ve sabrı temsil ediyor.
Yiyeceklerin yanı sıra masaya kişilerin kendi dileklerine göre farklı objeler de konulabiliyor. Eğitim ve aydınlanma için şiir kitapları ya da Kuran koyma da oldukça yaygın bir adet.