1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Fatih Erbakan’dan Numan Kurtulmuş’a destek geldi: ‘Laiklik kelimesinin silah olarak kullanılmasının önüne geçilmeli’

Fatih Erbakan’dan Numan Kurtulmuş’a destek geldi: ‘Laiklik kelimesinin silah olarak kullanılmasının önüne geçilmeli’

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Anayasa’nın 3. maddesini hedef alan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş hakkında yaptığı açıklamada "Üzerine fazla gidildiğini düşünüyorum" dedi. Anayasa’nın ilk dört maddesi ile ilgili sorunlarının olmadığını öne süren Erbakan, “Ancak o üç maddenin içerisindeki ‘laiklik’ kelimesinin bir izahının, açıklamasının yapılması gerekir. Böylelikle inanç özgürlüğüne ve İslami hassasiyetlere karşı bir silah olarak kullanılabilmesinin önüne geçilmesi gerekir” diye konuştu.

featured

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ANKA’nın haberine göre Erbakan, şunları söyledi:

“Akademisyenler, uzmanlar yaklaşık bir yıllık bir israf hesabı ortaya koymuşlar. 1 trilyon 81 milyar lira. Aradan geçen üç senede enflasyonu da hesaba katarsak bu sene kamu kesiminin israfı 2,5 trilyon seviyesine geldiğini söyleyebiliriz. Bu 70 milyar dolarlık israf demek. Bunun yanında faiz canavarı. Bu sene bütçeden faize ödenen meblağ 1,3 trilyon lira. Bu parayla 10 milyon asgari ücretliye bir sene boyunca aylık 11 bin lira fazladan maaş verilebilir. Yani asgari ücretlinin maaşını 28 bin liraya çıkartabilmeniz mümkün. 1 milyon konut yapılıp bedavadan millete dağıtılabilir. Özellikle deprem bölgelerimizde bunun ne kadar büyük bir önem arz edeceği ortada.

‘BU SİSTEMİN GELİR KALEMLERİ YENİDEN BORÇ ALMAK’

Milyarlarca liralık KÖİ projelerini yapan bu imtiyazlı firmalardan sekiz tanesinin 2023 yılında hiç vergi vermediği ortaya çıkıyor. İki tanesinin hem 2022 hem 2023 yılında hiç vergi vermedikleri ortaya çıkıyor. Diğer bir canavar da KKM. KKM’nin faturası 1,4 trilyon liraya mal oldu. 900 milyar lirası mevduat sahiplerine verilen kur farkı. 500 milyar liraya yakın bir para da bu kazançlarından vergi alınmayacağının ilan edilmesiyle devlete gelen maliyet. Sadece KKM’ye verilen parayla 16 milyon emeklimizin maaşını aylık 20 bin liraya çıkartabilmemiz mümkün olurdu. Bu sistemin gelir kalemleri yeniden borç almak. Borcu borçla kapatmak. Mevcut borcun katlanarak artması. 2023 yılı sonu itibarıyla merkezi yönetim borç stoğu 6,7 trilyon liraydı. Bugün geldiğimiz noktada 8,5 trilyon liraya yaklaştı. Yani 1,5 trilyon borç arttı. Bu, aylık 200 milyar lira borç artışı demektir.

‘KANUN TEKLİFİ TÜMDEN GERİ ÇEKİLMELİ’

Dünyada bir ilk olarak kredi kartı limitinden vergi almak. Bu nasıl bir mantıktır? Bunu anlayabilmek mümkün değil. Bırakın ÖTV’si, KDV’si ödenmiş bir paradan vergi almayı, harcanmamış bir paradan kredi kartının limitinden vergi alınması öngörüldü. Bu durumun hukukla, mantıkla izah edilebilmesi mümkün değil. Vatandaş yaptığı harcamalarda zaten KDV, ÖTV ödüyor. Bir araç aldığında zaten MTV ödüyor. Ancak bütün bunlara rağmen tapu işleminden kredi kartı limitinden ‘vergi toplayacağım’ deme noktasına geldiler. Kanun teklifinin görüşmeleri 2025 yılına ertelendi. Bu son derece önemli ve olumlu bir gelişme. Ancak böyle bir teklif ertelenmemeli. Tümden geri çekilmeli. Savunma sanayimiz için de vatandaşa ilave yük yüklemeden yeni formüller bulunmalı, yeni kaynaklar üretilmeli.

‘BU SİSTEMİN ADI BORÇ-FAİZ-ZAM-VERGİ EKONOMİSİ’

Giderler; faiz, israf, imtiyazlı holdingler, KKM. Gelir kalemleri de yeniden borç almak, devlet varlıklarını satmak, zam ve vergiyle millete ilave yük yüklemek. Bu sistemin adı borç-faiz-zam-vergi ekonomisi. Bu nedenle milletimiz akın akın iktidar partisinden kopuyor. Sahada ve seçim sonuçlarında da gördüğümüz üzere akın akın bir umut olarak Yeniden Refah Partisi’ne koşuyor.”

‘KURTULMUŞ’UN ÜZERİNE FAZLA GİDİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM’

Erbakan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Anayasa’nın üçüncü maddesiyle ilgili açıklamalarına ilişkin sorulara şu yanıtı verdi:

“Meclis Başkanı, kendisi de akademisyen olduğu için bilimsel ve entelektüel bir tartışma açtı. Kötü bir niyeti olduğunu düşünmemiz mümkün değil. Şahsen üzerine fazla gidildiğini düşünüyorum. Oradaki kasıt, devletin millet için var olduğu, milletin esas olduğu, devletin millet hizmet için var olduğu noktasında bir açıklamada bulundu. Sonrasında zaten yanlış yerlere çekildi. Kendisi de ‘İlk dört maddeyle bizim bir sorunumuz yok’ dedi. Bizim de ilk 4 madde ile ilgili sorunumuz yoktur ancak bir tek o üç maddenin içerisindeki ‘laiklik’ kelimesinin bir izahının, açıklamasının yapılması gerekir. Çünkü bizim geçmişimizde partilerimiz bu kelime yüzünden kapatıldı. ‘Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olma’ sebebi.

‘LAİKLİK KELİMESİNİN SİLAH OLARAK KULLANILMASININ ÖNÜNE GEÇİLMELİ’

AK Parti’nin kapatma davasındaki bir oy farkla kapanma kararı alınmadı. Az kalsın AK Parti’nin kapatılması söz konusu olacaktı. Böyle acı tecrübelerimiz var. 28 Şubat’ta laiklik ilkesi adı altında yapılan uygulamalar, inanç özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar ortada. Tekrardan bu gibi olaylarla karşılaşmamak açısından, Türkçede de yeri olmayan, yabancı bir kelime olan ‘laiklik’in anlamının açık ve sarih bir şekilde konulması gerekiyor. Böylelikle inanç özgürlüğüne ve İslami hassasiyetlere karşı bir silah olarak kullanılabilmesinin önüne geçilmesi gerekir.”

NE OLMUŞTU?

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, geçen günlerde katıldığı Gazi Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Programı’nda yaptığı konuşmada Anayasa’nın 3. maddesini tartışmaya açtığı ortaya çıkmıştı.

İlişkili Haber
thumbnail

TBMM Başkanı Kurtulmuş haddini aştı: ‘Anayasa’nın 3. maddesi değiştirilsin’

Haberi görüntüle

Konuşmasının tamamını yeni anayasa çalışmalarına ayıran Kurtulmuş şu ifadeleri kullanmıştı:

“Bu devletin aslı millettir. Devlet milletin işlerini iyi yönetmek için vardır. Mesela çok sıradan gibi gözüken, Anayasada yer alan ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür’ tabiri bu perspektiften bakıldığında değiştirilmelidir. Çünkü devletin ülkesi olmaz, devletin milleti olmaz. Bu metin, ‘milletin gücü üzerine yükselen devlet anlayışı’ ile yeniden ele alınmasının önemli olduğunu düşünüyorum.”

Kurtulmuş, Anayasa’nın 3’üncü maddesini hedef aldığı sözlerine ilişkin yeni bir açıklama yapmıştı. Sözlerinin “çarpıtıldığını” savunan Kurtulmuş, “İlk 4 maddenin herhangi bir tartışmanın başlaması söz konusu değildir” demişti.

İlişkili Haber
thumbnail

3’üncü maddeyi hedef almıştı: Numan Kurtulmuş’tan yeni açıklama

Haberi görüntüle

3. MADDE NE DİYOR?

Anayasa’nın 3. Maddesinde şu ifadeler yer alıyor:

“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Milli marşı “İstiklal Marşı”dır.

Başkenti Ankara’dır.” 

 

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. Erbakan, Laiklik halkın inanç serbestliğinin tek güvencesidir. Senin cematının inancını başka cemaatlara dayatmak gibi bir art niyetin yoksa senin de tek güvencendir.
    Var mı art niyetin?

    Cevapla
  2. “Laiklik” kelimesinin izahını, açıklamasını istiyor…Bu herif bir parti başkanı, ülkeyi yönetmeye aday yani..
    Hacı, laiklik, siz kadayıfın altını kızartsanız da, kanlı mı kansız mı olacak deseniz de, siz işinize geldi mi, konu miras oldu mu laik anayasaya sığınırken, Türkiye’ yi hesapsız kitapsız Ortadoğu yönetim biçimi yapmaya çalışsanız da, Türkiye’ nin bir Ortadoğu bataklığı olmaması içindir.

    Cevapla
  3. Gercek Din`e evet, Geleneksel Din`e HAYIR !
    Laiklige evet Cakma Laiklige HAYIR !

    Cevapla
  4. Erbakan, bende seni adam zannediyordum. Baban Laiklik konusunda seni duysaydı, mezarinda ters dönerdi. Bugün Amerika Birleşik Devletleri de laik bir ulke, tüm Bati Avrupa da laik ülkeler. Türkiye de inanana kim karşımış? Hiç kimse. Ancak sizler, daha dogrusu Erdoğan ve siyasi islamcilar siyasi islamin bez parçasını aldınız milletin dini duygularini kullanip hem simge yaptınız, laikliği dine dusman gösterdiniz. O sizin siyasi islamin bez parçası, yani turban dediginiz bez, islamla hiç bir ilgisi yok, olmamistir. Birak bu işi. Din ile ugrasacak olanlara Ilahiyat fakülteleri var, gitsin okusun papaz olsun, ancak siyasete karismasin, yobazlik yapip milletin kafasini yikamasin. Ve en onemlisi de Devlet Din İşlerini kapatip bu milletin bir kurusunu bilem bunlara aktarmamasi gerekir. Bakin Amerika ve Batiya, milletin vergilerinden bir kurus aktarilmaz. Kendi içinde batışlarla bu işi gotururler. Ve bugün Bati Hristiyan ülkeleri nerede, Müslüman ülkeler nerede. Kiyaslama bilem yapılamıyor, buna Türkiye dahil. Bugün Diyanetin bütçesi ME Bakanlığından daha fazla. Nasil kalkinacaksin. Minicik cocuklari Imam Hatiplere gondermekle mi, beyinlerini yıkayıp, mücahit yetiştirmekle mi? Ancak ISIDci olurlar, bu ulkeye laik bireyler olmazlar.
    Bugun devlet MEB müfredatını çağdaş ulkeye yakisacak şekilde yeniden duzenlemeli. Tarikatlari ve imamlari hiç bir okula sokmamali. Mecburi eğitimi tekrar 12 yil yapmali. Tum Imam Hatipleri kapatmali. Cocuklarimiza çağdaş ve eşit eğitim verilmeli. MEB baska hic birine okul açma imkani tanimamali, universiteler hariç. Köy enstitüleri yeniden kurulmalı. 1950 yılından bu yana bu ulkeyi hep ya sagci yada aşırı sağa dinci partiler yönetti. Netice ortada. Bu düşüşün en büyük sebebi caga dışı egitimdir.

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!