Veryansın TV Genel Yayın Yönetmeni Erdem Atay, “Günün TÜBİTAK fıkrası! Kapatılan okula kadro açan başkan” başlığıyla kaleme aldığı yazısında Tarsus Üniversitesi’ndeki usulsüzlükleri gözler önüne sermişti.
Atay, Doç. Dr. Kemal Eyüboğlu’nun ‘adrese teslim’ bir ilanla, Tarsus Üniversitesi’nde kadro şansı elde ettiğini yazmıştı. Buna göre; Tarsus Üniversitesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla kapatılan ‘Uygulamalı Teknoloji ve İşletmecilik Yüksekokulu’na bir doçent almak üzere ilan açmıştı. Eyüboğlu da 1 hafta önce Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile kapatılan okulda doçentlik kadrosuna girmişti.
2021 yılındaki Sayıştay denetiminde rektörlüğün alenen suçlandığının altını çizen Atay, Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan karar sonrası üniversitenin rektörü Prof. Dr. Orhan Aydın’ın, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) başkanı yapıldığını belirtmişti.
Tarsus Üniversitesi daha sonra başka ‘usulsüz’ atamalarla da gündeme gelmişti.
ÜNİVERSİTEYE ‘AKADEMİK KADRO’ DAVASI
Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Akademi Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Fatma Yeşilkuş, Tarsus Üniversitesi’ne karşı açılan “akademik kadro” davası hakkında bilgi verdi.
Yeşilkuş, üniversitede kadroya başvuran adayları değerlendiren jürinin, Prof. Dr. Orhan Aydın’ın arkadaş çevresinden oluştuğunu belirtip tarafsızlığın yok edildiğini kaydetti. Yeşilkuş, resmi evraklarda sahtecilik yapıldığını da belirtti.
‘GÖLGE ELLER DEVREYE GİRDİ’
Yeşilkuş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Tarsus Üniversitesi’ne karşı Mersin 2. İdare Mahkemesi’nde üyemizin açmış olduğu kadro iptal davasına ilişkin, Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde gerçekleştirilen basın toplantısının linki aşağıda yer almaktadır. Burada ifade ettiğimiz tüm hususlar kanıtlarıyla birlikte değerli basın mensuplarına sunulmuştur.
Bununla birlikte, gölge ellerin devreye girerek dosyanın üstünün kapatılmaya çalışılması sebebiyle, Tarsus Üniversitesi’ndeki resmî belgede sahteciliğe varan usulsüzlüklerin şimdilik bir kısmını paylaşarak tüm Türkiye’yi bilgilendirme gereği hasıl olmuştur!
Şöyle ki;
Tarsus Üniversitesi Rektörlüğü, 12.05.2023 tarihinde ülkemizin göz bebeği olan havacılık alanında; Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Birimi, Havacılık Yönetimi Bölümü, Havacılık Yönetimi Anabilim Dalı/Programı’na, “Yönetim ve Strateji alanında doçentliğini almış olmak. Havacılık yönetimi üzerine çalışmaları bulunmak.” şartıyla bir doçent kadrosu ilanı veriyor.
Kadroya üniversite içerisinden N.Ü.P. ve O.B.Ö. başvuruyor.
N.Ü.P., Türkiye’nin gözbebeği ve stratejik bir alan olan havacılık ile ilgili hayatı boyunca hiç akademik çalışma yapmamış! Ta ki, 2023 yılı Nisan ayında ÜAK tarafından doçentlik unvanı alana kadar…
2023 yılının Nisan ayında bir tane yayın yapıyor. Ardından da ilan sürecinde yarım, yani 250 kelimelik bir özet metinle bu kadroya başvuruyor ve atandığının bilgisi, Whatsapp’ta dolaşıma sokularak ciddiyetsiz bir şekilde yayılıyor!
Yıllardır havacılık yönetimi üzerine bilimsel çalışmaları olan O.B.Ö., Rektörlükten süreçteki tüm evrakları talep ediyor ancak talebi reddediliyor.
‘JÜRİ ÜYELERİ, REKTÖR AYDIN’IN ARKADAŞI’
O.B.Ö., durumdan şüphelenince Mersin 2. İdare Mahkemesi’nde Tarsus Üniversitesi’ne karşı kadro iptal davası açıyor ve bütün usulsüzlükler gün yüzüne çıkıyor…
N.Ü.P.’ün puanını, olduğundan çok daha yüksek puanladığı, özet metinlerini tam metin olarak gösterdiği; ancak, buna rağmen O.B.Ö.’nün 357,95 puan fark attığı ortaya çıkıyor! Bu fark, sıfırdan üç kez doçent ataması yapacak kadar yüksek!
N.Ü.P.’ü atayabilmek için Tarsus Üniversitesi E. Rektörü Prof. Dr. Orhan Aydın, kolları sıvıyor ve bu işe girebilecek jüri üyelerini kurgulayıp 3 profesör tespit ediyor.
Bu 3 profesörün ise hem Orhan Aydın ile hem de kendi aralarında uzun yıllara dayalı, 20 yılı aşkın tanışıklığı tespit ediliyor ki bu durum, zaten Danıştay kararlarına da aykırı!
Gelelim jüri üyelerine…
Havacılık yönetimine alınacak bir doçent için rapor yazacak üç jüri üyesinin de akademik hayatları boyunca bir tane bile havacılık yönetimi alanında akademik yayınlarının olmadığı ortaya çıkıyor.
Peki kim bunlar?
Süleyman Demirel Üniversitesi’nin eski rektörü ve YÖK Üyesi Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı…
Kendisinin en az 23 yıllık tanışıklığı olduğunu belgelenen Prof. Dr. Aygen Oksay…
Ve Orhan Aydın’ın kadrosunun bulunduğu KTÜ’den en az 12 yıllık tanışıklığı belgelenen Prof. Dr. Taner Acuner!
Güncel olarak N.Ü.P.’ün de jüri üyeleriyle uzun yıllardır tanışık olduğunu ayrıca belgelemiş bulunmaktayız!
Yani anlayacağınız kurtlar bir araya gelmiş, kuzunun kaderini kendilerince belirlemişler! Ta ki, yüce Allah oyunlarını bozana kadar…
‘İFTİRA DOLU RAPOR’
O.B.Ö.’nün akademik üstünlüklerini izah edemeyen jüri üyeleri çareyi, iftira dolu rapor hazırlamakta buluyor.
Hatta İlker Hüseyin Çarıkçı ve Aygen Oksay’ın raporundaki iftiraların ve rapor akışının neredeyse aynı olduğu tespit ediliyor!
Raporların hazırlandığı görünen tarih bile aynı çıkıyor!
Orhan Aydın, jürilere 30.05.2023 tarihinde görevlendirme yazısı yazıyor.
Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’ne göre jüri üyelerinin bir ay içerisinde raporlarını göndermesi gerekiyor. Aksi taktirde Rektörün, aynı usulle yeni jüriler tespit etmesi gerekiyor.
Ancak 8 yıllık eski rektör ve YÖK Üyesi olan İlker Hüseyin Çarıkçı ile arkadaşı Aygen Oksay’ın raporları HAZIRLADIĞI GÖRÜNEN 05.07.2023 tarihi bile, mevzuatın belirlediği 1 aylık süreyi geçiyor!
Daha vahimi ise…
Orhan Aydın’ın, Aygen Oksay’a EBYS üzerinden gönderdiği belge sayı numarası E-53950299-903.99-6429 iken; İlker Hüseyin Çarıkçı’ya iletilen görevlendirme yazısının belge sayı numarası ise E-53950299-903.99-6431’dir.
Ancak;
İlker Hüseyin Çarıkçı’nın Tarsus Üniversitesi’ne sözde ilettiği görünen jüri raporlarının İLGİ kısmında, Aygen Oksay’a ait belge sayı numarası olan E-53950299-903.99-6429 yer aldığı tespit ediliyor!
Yani tek elden hazırlanan raporlar kopyalanırken, arkadaşına ait 22 haneli belge sayı numarası YÖK Üyesi olan İlker Hüseyin Çarıkçı’nın jüri raporunda unutuluyor!
‘MONTAJ İMZALAR…’
Durun bitmedi!
Artık şüphenin ötesine geçen bu durum sebebiyle, İlker Hüseyin Çarıkçı’ya ait görünen raporlardaki imzalar EGM Kriminal Daire Başkanlığı bünyesindeki Kriminal Polis Laboratuvarları’nda Sahtecilik ve Grafoloji Uzmanı olarak geçmişte görev yapmış ve binlerce dosyayı aydınlatmış olan bir Adli Belge İnceleme Uzmanına sunuluyor…
Ve uzman mütalaa raporunun sonucu geliyor:
“İlker Hüseyin ÇARIKÇI adına atılı bulunan dört adet imzanın kendi aralarında; genel şekil, ebat, eğim, başlama ve bitim noktaları, meyil ve istikametleri, imza içerisindeki gramaların inşa şekli, noktalama işaretinin konum ve pozisyonu, mikro formasyon özellikleri ve nisbi konumları yönünden birbirlerine tam olarak uyum sağladıkları, intibak ettikleri, tetabuk oldukları, yani iz düşümlerinin AYNI olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla, bu imzaların, kalemle oluşturulmuş ıslak mürekkepli imzalar olamayacağı, bilgisayar programları ve donanımları vasıtasıyla oluşturulmuş montaj imzalar oldukları veya farklı sahtecilik yöntemleri vasıtasıyla oluşturulmuş oldukları ortaya çıkmıştır.”
Üstelik bu yapılan, Cumhurbaşkanımızın kararıyla yayınlanan Resmî Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’e de Aykırı!
‘BİLİRKİŞİLER RAPORU KASTEN EKSİK HAZIRLADI’
Bu kadar usulsüzlüğe rağmen hiçbir şey yokmuş da sanki iki aday kıyaslaması yapılıyormuş gibi Eskişehir Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ender Gerede, Prof. Dr. Özlem Atalık ve Prof. Dr. Ferhan Kuyucak Şengür isimli üç bilirkişi atanıyor.
Mahkeme, bilirkişilerden havacılık yönetimi alanına uygunluğa göre değerlendirme yapılmasını talep etmesine rağmen; N.Ü.P’ün havacılık yönetimi alanında 1.5 (2 bile değil) yayını olduğunun farkında olan bilirkişiler, “yönetim ve strateji” alanına uygunluğa göre değerlendirdiğini rapora yazıyor.
Yetinmeyip, O.B.Ö.’nün önde olduğu ve puan değeri olan akademik faaliyetlerinden raporda bahsetmeyerek raporu kasten eksik hazırlıyorlar. Dolayısıyla; tek yanlı, taraflı, eksik, gerçeğe aykırı beyan dolu, bilimsellikten yoksun ve adeta davanın Tarsus Üniversitesi Rektörlüğü lehine sonuçlanması için özel olarak tanzim edilmiş 15 sayfalık bir rapora 46 sayfalık itiraz dilekçesi ile itiraz ediliyor.
O.B.Ö. ve avukatları da İlker Hüseyin Çarıkçı’ya ait olduğu görünen raporların ıslak imzalı orijinal bir versiyonunun mümkün olamayacağından hareketle, bu raporların Tarsus Üniversitesi tarafından nasıl kayda girdiğine ve kendilerine nasıl ulaştığına dair kargo/posta bilgilerini talep ediyor. Ama Üniversite de Mahkeme de sessiz!
O.B.Ö. ve avukatları, imzaların adli bilirkişiye gönderilmesi ve kargo/posta bilgilerinin incelenmesi için delil tespit isteminde bulununca Mersin 2. İdare Mahkemesi tarafından bunun soruşturulmasında kamu yararının olmadığı gerekçesiyle ret veriliyor!
Bunun üzerine O.B.Ö. ve avukatları madem öyle diyerek Polis Kriminal Laboratuvarı Müdürlüğü E. Emniyet Müdürü olarak geçmişte görev yapmış bir başka Sahtecilik ve Grafoloji Uzmanı’na, İlker Hüseyin Çarıkçı adına atılı imzaları sunarak ikinci kez farklı bir uzman görüşüne başvuruyor.
Raporda “grafolojik açıdan bir şahsın, yazdığı bir harf, rakam ve imzasının aynısını birebir tekrarlayamayacağı” vurgulanıyor ve “imzaların doğrudan kalemle atılmış ıslak imzalar olmadıkları, montaj veya başka sahtecilik yöntemleri kullanılarak oluşturulmuş oldukları” sonucu bir kez daha ortaya çıkıyor.
‘MONTAJ İMZALARLA HAZIRLANAN EVRAKLAR MEŞRU MU SAYILACAK?’
Şimdi soruyoruz:
Montaj ve sahtecilik yöntemiyle oluşturulan imzalarla hazırlanan resmi (!) evraklar, artık devlet kurumlarında meşru mu sayılacak?
Bu akademik kumpasa dahil olma şüphesi uyandıran, Türkiye’nin eğitiminin emanet edildiği YÖK’ün üyesi olan Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı ve arkadaşı Prof. Dr. Aygen Oksay, Prof. Dr. Taner Acuner; Tarsus Üniversitesi E. Rektörü Prof. Dr. Orhan Aydın ve atamada imzaları bulunan yönetim kurulu üyeleri Prof. Dr. Ali Deran, Prof. Dr. Mehmet İnce, Prof. Dr. Kasım Ocakoğlu, Prof. Dr. Zeynep Hatunoğlu, Prof. Dr. Özgül Akın Şenkal, Prof. Dr. Bülent Şen, Prof. Dr. Osman Murat Özkendir ve Prof. Dr. Uğur Eşme; bilirkişiler (!) Prof. Dr. Ender Gerede, Prof. Dr. Özlem Atalık ve Prof. Dr. Ferhan Kuyucak Şengür; hayat boyu peşinizden gelecek, usulsüzlüklerle dolu bir dosyanın altına imza attınız.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Tarsus Üniversitesi’nden ve adı geçen bu kişilerden büyüktür.
Sürecin takipçisi olarak ülkemizi, devletimizi ve Sayın Cumhurbaşkanımızın eğitim için vermiş olduğu büyük emeği böyle usulsüzlüklerle lekelemenize izin vermeyeceğiz!”
Üniversitelerde yapılan sahtecilikler anlatmakla bitmez örnek Giresun Üniversitesi herseyin sahte olduğu yerde birde YÖK var bunlari onaylayan,nerden tutsan elinde kalır.