1. Haberler
  2. Gündem
  3. Ankara’da ‘asgari ücret’ mitingi… Özgür Özel, Erdoğan’a seslendi: Salon siyasetçisi olma

Ankara’da ‘asgari ücret’ mitingi… Özgür Özel, Erdoğan’a seslendi: Salon siyasetçisi olma

Sendika ve sivil toplum kuruluşları, Ankara'da asgari ücret mitingi düzenledi. Mitingde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "İktidar asgari ücretliyi yoksulluğa sevk ediyorsa, gerçek meclis meydanlardır" dedi. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'a seslenen Özel, "Salon siyasetçisi olma, meydanlardan korkma, çık dışarıya, gel buraya!" diye konuştu. Özel, "'Şam'ı fethettim' diyor. Erdoğan, Şam'ı fethetmeyi bırak, yurda dön" ifadesini kullandı.

featured

Asgari Ücret Tespit Komisyonu apar topar aldığı 4. toplantıyla 2025 asgari ücretini yüzde 30’luk artışla 22 bin 104 TL olarak açıkladı.

Zamma gelen tepkilerin yankıları sürerken 167 sivil toplum kuruluşu ve sendikalar, Ankara’da Tandoğan meydanında “Yurttaş Sesleniyor, Haklarımızı Alacağız” mitinginde toplandı.

Yürüyüşte sık sık “Asgari ücretle Mehmet Şimşek geçinsin” ve  “Erdoğan istifa” sloganları atılırken, “Yoksulluğa ve hayat pahalılığına son”, “AKP eliniz cebimizden çek”, “Zafer direnen emekçinin olacak” yazılı dövizler taşındı.

Kortejde çok sayıda dernek, sivil toplum kuruluşu, sendika ve siyasi parti temsilcileri yer aldı.

ÖZGÜR ÖZEL, MİTİNGDE ERDOĞAN’A SESLENDİ

Mitingde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün ülkeyi yöneten iktidar, sizlerin yaşadığı zorlukları yarattı. Ama sizlerle ilgilenmiyor. Sesinizi duymuyor. Sıkıntıları biliyor, bilmezden geliyor ve dertlerinize ne çare arıyor, ne çare üretiyor. Bunun için hiç şüphe yok ki bir ses yükseltmek lazımdı” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen CHP lideri Özel, “Hesap ver, hesap ver, hesap ver. Sana orada ‘fetih fetih’ diye bağıranlara bakma. Yüz binler sana ‘istifa istifa’ diye sesleniyor” ifadelerini kullandı. 

‘ERDOĞAN SALON SİYASETÇİSİ OLMA’

Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar:

“Tayyip Bey birazdan bir salonda, bir salonda kürsüye çıkaca. Kendi atadıklarına, il başkanına, ilçe başkanlarına, kendi mahalle delegelerine, kendi üyelerine kendini alkışlatacak.

Buradan bir kez daha sesleniyorum. Tayyip Bey, Sayın Erdoğan, salon siyasetçisi olma, meydanlardan korkma, çık dışarıya, gel buraya! Erdoğan, salonda kendini alkışlatan Erdoğan… Zafer kazandım Suriye’de diye. Suriye’ye sevinin, açlığı, yoksulluğu, işsizliği, güvencesizliği görmeyin, hissetmeyin diyen Erdoğan.

Bu meydan yoksullarla, bu meydan hakkını yediklerinle dolu ve sana sesleniyorlar. Çık oradan, gel buraya, hesap ver, hesap ver, hesap ver.

‘MİLYONLAR SENDEN SEÇİM İSTİYOR’

Sana orada fetih, fetih diye bağıranlara bakma. Bak bu meydanda yüz binler sana istifa, istifa diye sesleniyor. Eğer bir ülkede başkentte, başkentin en önemli meydanına yüz binler sel olup akmışsa, hakkını arıyorsa, ülkeyi yönetene istifa diye sesleniyorsa sandıktan kaçamazsın, seçimden kaçamazsın. Milyonlara söz verdin ama geçinemiyorlar. Geçim yoksa, geçim yoksa, geçim yoksa Erdoğan, Ankara’da, başkentte milyonlar sana boş tencere gösteriyorlar. Milyonlar senden seçim istiyorlar, sandık istiyorlar.”

‘SÖMÜRÜ DÜZENİNİ SÜRDÜRMENİN PEŞİNDESİN’

Sayın Erdoğan, biz bu meydandayız, sen saraydasın. Biz sokaktayız, sen sırca köşklerdesin. Biz yoksulun, garibanın yanında kol kola, onunla mücadelenin içindeyiz. Sen bu sömürü düzenini sürdürmenin peşindesin. Ama sana ant olsun ki, biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız.

‘ZENGİN MÜTEAHHİTLERİN VERGİSİNDEN VAZGEÇTİLER’

Bir gördük ki geçen sene tam 660 milyar lira emekliye asgari ücret vermek için lazım olan paranın 10 katını zengin müteahhitlerin ödemeleri gereken kurumlar vergisini affederek vazgeçmişler. Yani emekli, emekli Memduh Amca’nın, emekli Sakine Teyze’nin, emekli Ayşe Abla’mın, Hanife Ege’min, Mehmet kardeşimin maaşını asgari ücret yapmak için lazım olan paranın 10 katını, 10 katını emekli Mehmet’e vermeyen Mehmet Cengiz’e vermiş. Kadir abime vermeyen, Kalyon İnşaata vermiş. Artık kaçacak yerleri yoktur. Artık her şey gün gibi ortadadır. Siyaset, tarafını belli etme ve siyaset taraf olma sanatıdır.

‘ERDOĞAN’IN TARAFI ZENGİNLERİN SOFRASIDIR’

Recep Tayyip Erdoğan’ın tarafı zenginlerin sofrasıdır. Ayrıca, bu sene bütçe yaparken 701 milyar lira vazgeçilecek. Bir daha söylüyorum, vazgeçilecek kurumlar vergisi tutarı 701 milyar lira. Bunu buldular, bütçeye koydular. Ama emekliye vermek için parayı bütçeye koymadılar.

Emekçilerin hakkını vermek için lazım olanı bütçeye koymadılar. Ürünü tarlada kalan çiftçiye vermeleri gereken desteklemeyi bütçeye koymadılar ama kur korumalı mevduata ödenecek trilyonları, zenginlere çekilecek peşkeşleri baştan bulup bütçeye koydular. O zaman, sizi görmeyen, sizi düşünmeyen, sizin için kaynak bulmayan, bütçeye koymayan bu iktidara hep birlikte sesleniyoruz. Buradan sonra bu bütçeyle geçim olmaz.

Geçim yoksa, seçim var. Geçim yoksa, seçim var. Geçim yoksa, seçim var. Buradan kaçmaları mümkün değildir ve seçim olduğunda hiç öyle kaynak derdimiz yok. Erdoğan parayı kime verdiyse, para oradadır. O kaynak oradadır. Aynı paradır. Para vardır, sadece verileceği yer değişecektir. Kalyon İnşaata değil, emekli Kadir Abi’ye gidecektir. Mehmet Cengiz’e değil, asgari ücretli Mehmet kardeşime gidecektir.

‘EN KÖTÜ SENDİKA, SENDİKASIZLIKTAN İYİDİR’

Buradan içimizde, içimizdeki asgari ücretli kardeşlerime, asgari ücretli emekçi kardeşlerime el sallıyorum ve buradan sendikalı olmayan herkese sesleniyorum; en kötü sendika, sendikasızlıktan iyidir. En kötü örgütlenme, örgütsüzlükten iyidir. En cılız kalabalık, yalnızlıktan iyidir. Örgütlenin, örgütlenin, örgütlenin. Hepinizi sendikalı olmaya, sendikal mücadeleyle hak aramaya davet ediyorum. Türkiye tarihinde, sendikalar tarihinde ömür vermiş, can vermiş tüm büyüklerimizi saygıyla, minnetle, rahmetle anıyor, bütün emekçi kardeşlerimi sendikalaşmaya davet ediyorum.

‘SENDİKALAR ÜRETİMDEN GELEN GÜÇLERİNİ KULLANSIN’

İstifaya davet ettiğiniz hükümet, asgari ücreti sendikalarla konuşuyor. Oysa sendikalı işçide asgari ücret söz konusu olmaz. Toplu iş sözleşmesi asgari ücretin üzerinde bağıtlanır, üzerinde imzalanır. Ama maalesef 1970’lerde işçilerin yüzde 75’i, 4 işçiden 3’ü sendikalı iken bugün bu rakam fiilen yüzde 14.75 durumundadır.

Bu resmi gerçek rakamdır. Ancak yarısı kamuda çalışan işçilere aittir. Yani özel sektör sendikalı işçilerin yüzde 7’sidir. Türkiye’de işçilerin yüzde 14,5’u sendikalı iken grevli toplu sözleşme hakkından yararlanan sadece yüzde 9’dur. Bunun da yarısı özel sektördür.

Yani Türkiye’de 100 işçiden sadece 4-5 tanesi grevli toplu sendika hakkına sahipken, grevli toplu sözleşme yapabiliyorken yüzde 95’i bu haktan mahrumdur.

‘İKTİDARA BU YILI DAR ETMEYE DAVET EDİYORUM’

İşte bizim esas sorunumuz, bu iktidarın esas hoşuna giden de budur. Buradan bir kez daha işçilere, sendikalara üye olmaları çağrısında bulunurken sendikalara da üretimden gelen güçlerini kullanma, bu iktidara bu yılı dar etmeye davet ediyorum.

Sözün sonuna gelirken, dün bir kez daha Sayın Erdoğan çıkmış, şöyle söylüyor; biz asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik. Erdoğan, hangi enflasyona ezdirmediniz? TÜİK’in enflasyonu dahi yüzde 50. Verdiğiniz zam yüzde 30. Diyorlar ki; Asgari ücrete zam yaparsak enflasyon artar.

Bu koca bir yalan. Koca 2024 yılı boyunca asgari ücrete 1 kuruş zam yapmadın, yine yüzde 50 enflasyon yaptın. O da senin kendi hesabına göre. Bakın, 2002 yılında bu iktidar geldiğinde bir asgari ücret 7 çeyrek altın alıyordu. Hesap ortada. Asgari ücret 184 liraydı, çeyrek altın 27 liraydı. 7 çeyrek altın alıyordu.

Geçen sene Ocak ayında verdiği 17.002 lira asgari ücret 5 çeyrek altın alıyordu. Ve o verdiği asgari ücret bu ay, Aralık ayında ancak 3 çeyrek altın alabiliyor. Yani AKP iktidarı boyunca 7 çeyrek altından 3 çeyrek altına gerilemiş durumdayız.

İlan edilen asgari ücret 22 bin lira, Ocak ayının sonunda alınacak. O zaman kim bilir altın kaç lira olacak? Ama hiç değişmese bugün verdiği maaş, 4,5 bugünkü altın fiyatıyla 4,5 çeyrek altın. Geçen seneki beğenmediğimiz 17 bin lira 5 çeyrek altın alıyorken, bugün verdiği şimdiki altın fiyatıyla bile 4,5’ta. Şimdi de bir ay öncesinden yarım çeyrek altın cebinizden çekip alınmış.

‘KIYMA HESABI ORTADA’

Yani 2 bin 500 lira. Aynen demin söylediğim gibi, 7 bin lira alımda kayıp bin zam, 2 bin lira ilk günden kayıp var. Ve bir yıl boyunca bunu sürdürmeye çalışacaklar.

Çeyrek altın hesabına kızıyor. ‘Altından mı hesaplanır?’ diyor. ‘Altın mı yiyorlar?” diyor. Yiyemiyorlar ama, yiyemiyorlar ama bir dönüp bakmak lazım. Geçen sene, Ocak 2024’te verilen 17 bin 2 lira, 300 lira kilosu olan dana kıymadan 57 kilo alıyordu. Bugün verdiği para 37 kilo dana kıyma alabiliyor.

Dana kıymanın kilosu 590 lira. Bunu söylediğimde itiraz eden de oluyor. 650 diyen var, 700 diyen var. Geçen sene 57 kilo dana kıyma, bugün 37 kilo dana kıyma. Yani ‘Altın mı yiyorlar?’ diyene, ‘Niye altın hesabı yapıyorsun?’ diyene çok daha kötü dana kıyma hesabı ortada.

Ayrıca Ocak 2024’te 17 bin lira bin 700 tane simit alırken, bugün verdiği asgari ücret bin 470 tane simit alıyor. Biz yüzde 76-77 zamla 30 bin lira önerirken bile utandık, yüzümüz kızardı. Evet, makulüyeti kaçırmayalım ama “‘0 bin lirayla geçim mi olur?’ dedik. Ama Erdoğan 22.000 lirayı sizlere layık gördü.

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak sadece asgari ücrete zammı değil, küçük esnafı bu artıştan koruyacak 8.000 lira işçi başına desteği, KOBİ’leri bu artıştan koruyacak 5.000 lira işçi başına desteği de birlikte önermiştik. Ama iktidar at gözü tak, gö, at gözlüğü takmış, öyle bakıyor.

Sadece zengine bakıyor. Sadece parası olana bakıyor. Garibana, işsize, çalışana, emekliye, öğrenciye hayatı dar ediyor. Bu nedenle de halkın karşısına çıkamıyor. Buradan Tandoğan Meydanı’na soruyorum. Erdoğan çarşıya çıkabiliyor mu? Pazara gidebiliyor mu? Sokakta yürüyor mu? Orada asgari ücreti savunabiliyor mu?

‘ŞAM’I FETHETMEYİ BIRAK, YURDA DÖN’

Emekliye gelip de ‘Geçinebiliyor musun?’ diye sorabiliyor mu? Ama ne diyor? ‘Şam’ı fethettim’ diyor. Erdoğan, Şam’ı fethetmeyi bırak, yurda dön. Emeklinin ve emekçinin, emeklinin ve emekçinin fethedebiliyorsan gönlünü fethet. Ama sen o gönülden çoktan düştün. Vatandaşın gözünden çoktan düştün ve Erdoğan kendisini Türkiye sınırlarında ama aklı maalesef Suriye’de.

Artık Türkiye’nin gerçeklerine dönmesi lazım ama ‘Dön’ diyemiyorum. Bu sorunlara çözüm bulması lazım. Asla ona ‘Bunları çöz’ demiyorum. Çünkü o bu meydandan taraf olmadığını gösterdi. Ona ‘Kendine gel’ demiyorum çünkü kendisi o tarafta olduğunu gösterdi.

Ona sadece ‘Yoldan çekil. Önümüzden çekil. Bu emeklinin, bu asgari ücretlinin hayatını karartıyorsun. Artık gölge etme, çekil. Artık, artık buraya gel, sandığa gel, karşımıza gel, bu millete hesap ver’ diyorum. Erdoğan’a ‘Sorunu çöz’ demiyoruz. Çözmüyor, çözemiyor, çözemeyecek ama çözüm burada. Çözüm meydanda. Çözüm hak aramakta. Çözüm hakkımızı hep beraber almakta.

Millet burada, işçi burada, emekli burada, esnaf burada, memur burada. Ve bu meydandan Türkiye’ye sesleniyoruz. Böyle olursa, Tandoğanlar’ler dolarsa, şehirlerde miting meydanları dolarsa, on binler yüz binlere, yüz binler milyonlara çıkarsa sizin hakkınızı yiyenler orada oturamayacaklar. Bundan sonra meydan meydan dolmaya, hep birlikte taşmaya, hakkımızı almaya var mıyız?

‘MİLLETİ YÜK GÖRDN, ONLARIN SORUNUNU ÇÖZMEDİM’

Tayyip Bey, ‘Muhalefetin sırtında küfe yok’ diyor. Doğru. Millet maalesef o onurlu küfeyi, taşıma yükünü sana verdi ama yapamadın, yapmadın. Milleti yük gördün. Onların sorununu çözmedin.

Oy alırken onlara gittin, seçimden sonra sırtını döndün. Öyle olunca artık bu milletin senden bir umudu kalmamıştır. Ama biz hem Cumhuriyet Halk Partisi olarak, tek başımıza değil bütün muhalefeti hep birlikte kucaklayarak biz bu küfeyi sırtlanmaya, bu sorunu çözmeye, işte bu yüzleri güldürmeye varız.

Erdoğan’ı göndermeye, halkın iktidarını kurmaya var mısınız? Söz veriyorum başaracağız. Sizler, sizler buradaki on binleri görüyor musunuz? Hep birlikte başaracağız. Bu tarafta meydanlara sığmayanları görüyor musunuz?

Bundan sonra asla yalnız yürümeyeceğiz. Her zaman evden çıkarken bir komşuyu, işçi servisinde bir emekçiyi, sendikada bir yoldaşı, kahvede bir arkadaşı, tarlada bir komşuyu ikna edeceğiz. Gelirken onlarla birlikte geleceğiz. Sel olup akacağız. Bu haksız rejimi değiştireceğiz.

Mutlaka sandığı getireceğiz. Mutlaka bu iktidarı göndereceğiz. Kendisine açıkça söylemiştim. Eğer bu sesi duyarsan, bu sesi duyarsan geçim olur demiştim. Duymadı.

‘BU ELLER HAKKINI SÖKE SÖKE ALACAK’

Geçim olmadı. 2025 yılı geçim yılı olmayacağı şimdiden belli. 2025’te bu emekli maaşıyla, bu asgari ücretle, yüzde 12-16 zam yapacakları emekli, memur emeklisinin, işçi emeklisinin maaşlarıyla, 12.500 lirayı yapmayı düşündükleri 14.000 lirayla 2025’te geçim olur mu? Geçim olur mu? Geçim olur mu? Geçinemem diyenler, hükumetin bu bütçesine hayır oyu diyenler elini kaldırsın.

Erdoğan, sen bütçeyi Bahçeli’yle geçirdin. Ama bak, yüz binler bu bütçeye hayır diyor, hayır diyor, hayır diyor. İşte bu güzel eller halkın iktidarına kalkacak. Bu güzel eller halkın iktidarını kuracak. Bu güzel eller hakkını söke söke alacak.”

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 28 Aralık 2024, 19:44

    Hiç bir konuda doğru yerde duramayan muhalefet, asgari ücretin düşük tutulması sayesinde kendine mücadele kanalı buluyor. Bu adamlara ülke emanet edilseydi kaç parça olurduk veya şu ateş çemberinde ne halde olurduk? Önce can, sonra maddi refah. İçi mezhep ve etnik gruplarla delik deşik olmuş cehape’nin bu ülkeye vereceği bir şey kalmamıştır. Başka bir muhalefet lazım.

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!