Rus uzman Levi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları ile Avrupa Birliği’nin (AB) buna tepkisini değerlendirdi.
St. Petersburg Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi Avrupa Araştırmaları Anabilim Dalı’ndan Doç. Dmitriy Levi, Sputnik’e açıklamasında, “Eğer sondaj çalışmaları AB’nin alanında yapılıyorsa burada tam olarak Avrupa hukukunun geçerli olduğu ortada. Diğer yandan Türkiye burada kendi çıkar kartını oynuyor. Bu, Ankara’nın enerji, siyasi ve savunma bağımsızlığını ilan etmesi, askeri konuda ABD’nin enerji alanında da AB’nin pozisyonuna karşı çıması ve hidrokarbon transferi alanında Rusya ile işbirliği yapması ile birleşiyor” dedi.
Türkiye’nin kendi çıkarları çerçevesi içinde hareket ettiğini kaydeden uzman, Avrupalıların kendini formalite moduna ayarladığını ve görüşmelere yanaşmadığını belirterek, “Bu bağlamda, Türkiye elbette kendi çıkarlarına sahip olduğunu sergiliyor ve kısmen önleme amacıyla Türk şirketlerinin de bu pazarlığa katılma hakkına sahip olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. AB içinse resmi olarak yasanın lafzına uymak prensip meselesidir. Türkiye, yine de Avrupalı yetkililerin, sondaj çalışmalarına katılım girişimlerine daha hoşgörülü yaklaşmasını istiyor. Bu, Türkiye tarafından makul ve doğru bir yaklaşım” ifadelerini kullandı.
Sputniknews’ten Ttyana Şuvalova’nın yazdığı habere göre Çavuşoğlu’nun Doğu Akdeniz’de Rusya’yla işbirliği yapma olasılığına yönelik sözlerini de değerlendiren Levi, bunun katılıma davetten çok müttefikin politik desteği olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, bu konuyla ilgili şu yorumda bulundu:
“Aslında Rusya sadece AB’ye hidrokarbon tedarikçisi aktör değil. Aynı zamanda dünyanın farklı noktalarında büyük ekonomik aktördür. Rus finansörler hem Türkiye, hem Kıbrıs, hem AB’de mevcut. Çavuşoğlu’nun Rusya’yı anlaması, Rusya-Türkiye enerji işbirliğine destek ve bu politikanın sürdürülmesidir. Ayrıca Ankara tarafından, Kuzey Akım’a yönelik eleştirilerle ilgili Rusya’nın duruşuna duygusal bir destek. AB’nin enerji sektöründe her şey çok kötü ve Kıbrıs hidrokarbon pastasından bir dilime aç gözle bakan Avrupalı şirketler Türkiye’ye saldırıyor. Bu yüzden Türkiye bu durumda şimdi çok zor dönemden geçiyor.”
