Adalet Bakanı Gül’den Sözcü davası yorumu… ‘En çok FETÖ’cüler sevinir’

featured

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Sözcü gazetesi yazarları hakkında verilen FETÖ cezasıyla ilgili soruya, ‘FETÖ’ye ontolojik olarak karşı çıkmış insanları da bu süreçlere soktuğunuzda elbette sulandırma olarak yorumlanabiliyor’ dedi.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, CNN Türk canlı yanınında Hakan Çelik’in sorularını yanıtladı. Yargı kararları ve yargıdaki FETÖ tehlikesiyle ilgili soruları yanıtlayan Gül’ün açıklamalarının satır başları şöyle:

Türk yargısı FETÖ’den temizlendi mi?

“40 yıldır bu yapıyla ve kripto anlayışıyla sızmaya çalışan bir örgütü “40 günde bitirdik, hepsini temizledik” diye bir yaklaşım büyük bir rehavet olur. Bu teyakkuzu sürdürmek lazım. HSK da titiz biçimde çalışmasını sürdürmekte. Biz “şu kadardı aldık temizledik” yaklaşımı doğru olmaz. Bir haksızlığa da mahal vermeden bu çalışmayı sürdürmemiz lazım. Bu AK Parti’nin, siyasetin yapacağı bir mücadele değil, devletin milletin kararıyla açık tutulması gereken bir pencere. Bunlar takiye üzerine kurulan bir örgüt olduğu için teyakkuzu elden bırakmamak lazım.

FETÖ’yü yaparken devletin içine başka hiçbir yapının sızmaması da yine ortak bir çabayla korunması gereken bir değerdir. Devlet memuru amirinden başka hiç kimseden emir almayacak. Böyle bir yapıya hiçbir oluşumun bu anlayışa sahip olmayacağı bir çalışmayı büyük bir teyakkuzla sürdürmekte fayda var.”

Devlet FETÖ tahribatından ciddi bir ders aldı mı? Bir daha darbe girişiminin yapılmaması için gerekli tedbirler alındı mı?

“Bu büyük bir travma olarak yaşandı. Yasama kanun yollarıyla devlete sızmaların önünü kesmek için adımlar attı. Milletimiz seçilmişlere darbe yapmamak üzere büyük bir teyakkuz var. Bu konuda adımlar uygulamalar süreklilikle istikrarlıkla devam etmesi herkesin beklediği bir sonuç.”

Bir takım tarikatların cemaatlerin bakanlıklara kurumlara sızdığına dair zaman zaman iddialar ortaya atılıyor. Bu konuda ciddi sorgulamalar yapılıyor mu?

“Burada bir zihniyet anlamında hiç bir grubun devletin içinde örgütlü bir şekilde sızması, hiyerarşi dışında bir yapı oluşturulmasına asla izin verilemez. Devlet kendi kurumlarıyla ayakta durur. İlkeler, usüller bellidir. Hukukun üstünde hiçbir güç yoktur. Bu konuda herkesin inancı düşüncesi serbesttir. Bu mücadeleyi devlet asla izin vermez. Masum ve suçluyu da ayırt etmek çok önemli. Dindar kesimlerin hepsine de toptan halel getirmek asla doğru değildir.”

Sakıncaları ortadan kaldırmak için devletimizin güçlü bir laiklik geleneği söz konusu. Bu bir gereklilik değil midir? İnanç sistemi insanların kendi dünyalarında özgürce karar aldıkları bir yer.

“Türkiye cumhuriyeti laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Burada inanç gruplarına laiklik ilkesi üzerinden nasıl engeller konulduğunu da gördük yaşadık. Kimsenin inancına, yaşam tarzına karışmadan bu süreçleri yürütmek için devlet gerekli güvenceleri sağlar.”

Sözcü Gazetesi davası… Buradaki mahkeme kararı FETÖ ile mücadele sulandırılıyor deniliyor. Siz ne dersiniz?

“Kararın bir yargıtay yolu da var. Bu tür davalar esasen mahalinde tamamlanıyordu. Ama yargıtay bir tane. A meselesinde B meselesinden farklı kararlar çıkabiliyor. Bir yerden içtihat oluştuğu için Yargıtay son kararını vererek içtihata göre adil bir karar verecektir.”

Yargı Türk milleti adına karar veriyor. Bazen öyle kararlar görüyoruz ki, ‘acaba bu karar mücadeleyi sulandırmaz mı?’ diyoruz.

“Milyonlarca yargı mensubun önünde kararlar veriliyor. Sürecin bir üst merciinde de karar veriliyor. Özellikle FETÖ davaları gibi kritik davalarda bu konular sulandırılmamalı. FETÖ’ye ontolojik olarak karşı çıkmış insanları da bu süreçlere soktuğunuzda elbette sulandırma olarak yorumlanabiliyor. Bizim güvencemiz bir üst merciinin karar vermesidir. Hafızamız taze, deliller üretilerek mağduriyetler yaratıldı. 300 bin kişi değil 3 milyon FETÖ’cü olsa buna en çok FETÖ’cüler sevinir.”

Adalet Bakanı Gül’den Sözcü davası yorumu… ‘En çok FETÖ’cüler sevinir’

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 4 Ocak 2020, 19:40

    Sözcü yazarlarına verilen cezâlar siyâsî olabilir amma kendileri bu cezâlara fazlası ile müstahaktırlar. Sübliminal-fetöcülük yaptıklarını gösterir delilleri yıllardır topluyor ve İnternet’te yayımlıyorum (yurtdışına kaçmış fetöcülerden başka okuyan olmuyor, adamlar mallarını bilmez mi). Tövbe-istiğfar etseler hemen salıverilirler ve dolar-milyoneri olurlar. “TARIK BUĞRA gibi bir kayınpederim olsa, Sn. Osman KAVALA öyle demiyor olsa da, ben ‘beni O’nun hatırı için affedin, O’na lâyık bir dâmat olamadım’ kesin derdim” demeleri kâfîdir.

  2. 5-10 avukat tutuklanıyor ama Arınç gibi biri cumhurbaşkanlığı yüksek istişare kurulunda, 5-10 subay tutuklanıyor ama darbe girişimi sırasında hiçbir işe yaramayan genel kurmay başkanı şimdi savunma bakanı, 5-10 kıytırık iş adamı tutuklanıyor ama Çalık, Tamimce, Bilderberg müdavimi Ömer Koç veya Chatham temsilcisi Suzan Sabancı işlerinin başında, Boydak şirketlerine el konuluyor ama Hariri ailesince İngiliz istihbaratının hizmetine sunulan ve bu sayede BalyozErgenekon davalarının dinleme alt yapısını hazırlayan TürkTelekom hala hainlerle dolu, doğuda birkaç küöük belediyeye kayyum atanıyor ama İstanbul’da ve hatta CHP’nin kalesi Urla’da kuklalar belediye başkanı, Yazıcıoğlu mezarda Kılıçdaroğlu ve Akşener muhalefet partilerinin tepesinde, birkaç miskin bürokrat tutuklanıyor ama damat hazinenin başında. Bu ihaneti sadece FETÖ diyerek AKP projesine sızan Gülen cemaati ile sınırlamaktan vazgeçmeli ve yedi düvelin yedi ayrı renk ve kimlikteki uşaklarını sağ sol veya muhafazakar laik demeden boğmalıyız

  3. Yargının durumu kötü bile değil çok kötü ..yuvarlak laflarla adalet sağlanmaz düzeltilmez

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!