Antalya’nın ‘Şen Beyler’i…

featured

Hümay Göbel izledi ve yazdı

“Windsor’un çanı on ikiyi vurdu.

Vakit yaklaşıyor.

Ey kanları kaynayan tanrılar yardım edin bana!

Hatırlasana Jupiter, sen Europa’n için boğa olmuştun. Aşkından boynuz takmıştın.

Ah aşk ne güçlüsün sen:

Kâh hayvanı insana dönüştürürsün, kâh insanı hayvana!”

SHAKESPEARE ve WİNDSOR’UN ŞEN KADINLARI

Shakespeare’in sönük kaldığı söylenegelen eseri Windsor’un Şen Kadınları’nı 14-18 Ocak Klasikler Haftası kapsamında Antalya Devlet Tiyatrosu, Ankara Küçük Tiyatro’da sahneliyor.

1602’de basılan Windsor’un Şen Kadınları, Shakespeare’in 4. Henry oyunlarının şişman şövalyesi John Falstaff’ın Londra’nın batısındaki Windsor şehrinde yaşadığı maceraları konu edinir. Windsor’un zengin iki hanımı Bayan Page ve Bayan Ford için aşk mektubu yazarak bu hanımları baştan çıkarmayı ve sonrasında bu hanımlara şantaj yaparak zengin olmayı planlayan Falstaff’ın öyküsü Salieri ve Verdi tarafından opera olarak da bestelenmiştir.

Shakepeare Windsor’un Şen Kadınları’nda sınıfsal farklılar, servet tutkusu, aşk, evlilik ve dahi cinsellik gibi 16. Yüzyıl İngiltere’sinin temel dinamiklerini espritüel bir üslupla bizlere aktarır. Hem komedya hem tragedya özelliklerinin hissedildiği bu eser Shakespeare’in diğer kült eserlerine nazaran gerek edebiyat gerekse tiyatro dünyası içinde sönük kalmıştır.

Antalya Devlet Tiyatrosu, eseri 2017-2018 Sezonu’nda oynamaya başladı. Prömiyeri 21 Mart 2018’de yapıldı. O günden bugüne de oynanmaya devam ediyor. Eserin çevirisi 1945’te Haldun Derin tarafından yapıldı. Rejiyi Nesimi Kaygusuz üstlendi. 11 kişilik bir kadroyla sahnelenmekte ve kadroda eserin adının çağrıştırdığının aksine hiç kadın oyuncu yok.

Eser, klasik metnin dışına çıkılarak bir 21. Yüzyıl uyarlaması formatıyla seyirciyle buluşturulmuştu. Kişisel kanaatimce çok da dozunda bir uyarlamaydı. Nesimi Kaygusuz, bu kararında manevra için takdiri hak ediyor. Klasik metnin çizdiği genel çerçeve korunurken replikler büyük ölçüde günümüz dünyasına göre düzenlenmiş, yer yer provadaymış görüntüsü veren kimi konuşmalarla zenginleştirilmiş ve oyuncuların kendi aralarında çok eğlendikleri hissini seyirciye geçiren bazı samimi diyaloglarla keyifli bir seyir deneyimi sunulmuştu.

Daha tutucu ve sanatın kutsallığının uyarlamalarla tacize uğratılmaması gerektiğine inanan seyirci kitlesi için Antalya Devlet Tiyatrosu’nun uyarlaması sanıyorum ki hoş karşılanmamıştır ya da karşılanmayacaktır. Ancak kanımca tüm edebi kaygılardan uzak, metafor arayışı olmaksızın duru bir zihinle seyredilirse oyunun çok zekice uyarlandığı fark edilecektir.

Her ne kadar Windsor’un Şen Kadınları dense de Antalya Devlet Tiyatrosu; oyunun kadrosunda da bir uyarlamaya gitmiş ve yalnızca erkeklerden oluşan bir ekiple, bir oyuncunun oyun içinde birden çok role girdiği dinamik bir sahne kurgusu sunmuştu seyirciye. 11 kişilik ekipteki 6 oyuncu iki farklı karakteri canlandırdı ki bunlardan ikisi kadın karakterlerdi. 

Falstaff’ı canlandıran Selim Bayraktar’ı ilk kez tiyatro sahnesinde seyretmiş biri olarak özellikle söylemeliyim ki kendisi baştan ayağa bir tiyatro insanı… Ekranda sergilediği başarıların kat be kat üstünde bir performansla tiyatro sahnesinde seyircinin karşısına çıkıyor. Yaklaşık iki saatlik oyun boyunca hiç durmayan bir tempoyla, bedenini de oldukça aktif şekilde kullanarak dolu dolu bir oyunculuk deneyimi yaşatıyor. Şarkı söylüyor, ekibe liderlik yapıyor, kimi doğaçlamalarıyla seyirciyi kahkaha krizlerine sokmayı da başarıyor… Ezcümle ustalaşma yolunda emin adımlarla ilerliyor kıymetli Selim Bayraktar.

Selim Bayraktar’la birlikte oyunda Bayan Quickly karakterine can veren çok kıymetli Ömer Alper İzci’de takdiri fazlasıyla hak ediyor. Kendisi, oynadığı karakteri –bir kadın- ancak bu kadar o karakterin yaratılışına uygun canlandırabilirdi sanırım. Muazzam bir enerjiyle oynadı. Salondaki hemen her kahkaha krizinin altında onun da imzası vardı. Sahnede sanki evindeymişçesine samimi olması seyirciye de oyunla daha kolay bütünleşebilme fırsatı sunuyor. Kendisini 2 sene önce Zümrüdüanka oyununda ilk kez seyrettiğimde de bende en iz bırakan karakterlerden olmuştu. Sonrasında Buzlar Çözülmeden oyununda sergilediği mükemmel performansla seyretme fırsatım oldu. Bayan Quickly karakteriyle ortaya koyduğu oyunculukla birlikte bir kez daha emin oldum ki, Ömer Alper İzci tam bir karakter oyuncusu! Kendisini seyrederken zaman zaman, rahmetli Sadri Alışık geldi gözlerimin önüne. O naif ama nükteli havanın esintileri var sanki kıymetli İzci’de.

Elbette ki tüm oyun ekibi tek tek takdiri hak ediyor. Temposu bir an bile düşmeyen bir oyun deneyimi yaşattılar bizlere. Türkiye’nin dört bir yanından devlet tiyatrosu ekiplerinin performanslarını seyretmiş biri olarak belirtmeliyim ki Antalya Devlet Tiyatrosu çok farklı bir enerjiye sahip. Seyrettiğim hiçbir oyunundan memnuniyetsizlikle ayrılmadım. Antalya Devlet Tiyatrosu’ndan seyrettiğim her oyun farklı bir tat bıraktı dimağımda. Tamamen kişisel gözlem ve çıkarımlara dayanarak söylemem gerekirse Antalya Devlet Tiyatrosu ekibi birbirine ve yaptıkları işe gönül bağı ile bağlı, sevgiyi düstur edinmiş bir ekip. Görev ifa edercesine değil, dost meclisinde iç döker, şarkı söyler ya da fıkra anlatırcasına içtenlikle, tutkuyla yer alıyorlar sahnede. Bunda sanıyorum Antalya Devlet Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni çok kıymetli Alpay Aksum’un rolü çok. Kendisi usta bir oyuncu olmasının yanı sıra çok da başarılı bir yönetmen ve idareci.

Antalya Devlet Tiyatrosu bugünlere çok da kolay gelmedi. 1993’ten bu yana perde diyen AntalyaDT, birçok imkânsızlık içinde ama yine de sevgiyle, azimle oyun çıkarmaya devam etti. Öyle ki 2004’te yılında tiyatro binasının yıkılmasıyla yersiz yurtsuz kalan AntalyaDT, yılmadı ve derme çatma çözümlerle provalarını sürdürdü ve oyun çıkarmayı bırakmadı. Sanıyorum bugün çizdikleri bu güzel portrenin oluşmasında bu zor zamanların etkisi çok. Çünkü bunca zorluğu sanata olan inançları ile birlikte atlatan bir ekip, o güçlü ve aslında bir ölçüde kutsal bağı seyirciye aktarmakta da zorluk çekmiyor.

Antalya Devlet Tiyatrosu diliyorum ki en kısa sürede, başka bir turneyle, yine Ankara’ya misafir olur. Diğer devlet tiyatrosu ekiplerine emsal olmasını umduğum muazzam bir enerjiye sahip bu ekibi kutluyorum.

Sanat dolu günler…

Antalya’nın ‘Şen Beyler’i…

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!