Babacan’ın Londra’daki sır görüşmeleri

featured

Yeni parti çalışmalarına devam eden Ali Babacan’ın yurtdışındaki temasları dikkat çekiyor. Daha önce 8 kez Bilderberg toplantılarına katılan Babacan’ın Londra’daki görüşmeleri soru işaretleri yarattı.

Yeni parti çalışmalarını derinden götüren Abdullah GülAli Babacan cephesi, yurtdışı temaslarına özel önem veriyor. Günboyu gazetesi yazarı Fatih Ergin, “Ali Babacan Londra’da kimlerle görüştü?” başlıklı yazısında, Babacan’ın Nisan ayında yaptığı Londra ziyaretine ilişkin sorular yöneltti.

Yazının satır başları şöyle:

“Tayyip Erdoğan daha partisini kurmadan defalarca ABD’ye gitmişti. Aslında Erdoğan’ın iktidara hazırlanması, birkaç yıl öncesinden başlamıştı. 15 Ekim 1996’da ABD’nin Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Erdoğan’ı makamında ziyaret ederek, “Siz burayı (İstanbul) yönetip yıldızınızı parlatabildiğinize göre, Türkiye için de çok şey yapabilirsiniz” demişti…

8 KEZ GÖRÜŞMÜŞTÜ

Ali Babacan’ın partileşme çalışmalarının da, tıpkı AKP’nin kuruluşunda olduğu gibi yurt dışı ayağı bulunuyor. Hatırlayacak olursak; ağustos ayında Cuma namazı çıkışında bir vatandaş Ali Babacan’a Bilderberg toplantılarına katılmasını sormuş, Babacan da gülümseyerek, “Evet katıldım, Tayyip Bey gönderdi, gittim” cevabını vermişti. Babacan 2003, 2004, 2005, 2007, 2008, 2009, 2012 ve 2013 yıllarında düzenlenen toplantılara Türkiye’den davet edilenler arasında yer alıyor. Elbette Erdoğan’ın bilgisi dahilinde bu toplantılara katıldı ama bu durum Bilderberg’e “sekiz kez davet edildiği” ve bu davetlerin AKP’nin iktidara geldiği yılın hemen ardından başladığı gerçeğini değiştirmiyor. Babacan’ın o vatandaşa “Bilderberg’in ne olduğunu toplantıya gidince öğrendim” demesi de garip. Madem öyle, içeriğini öğrendiği halde diğer Bilderberg toplantılarına neden katıldı?

Bunları neden mi anlatıyorum? Bilderberg toplantılarında davetlilerin ağırlığını dünyanın çok uluslu şirketlerinin başkan ya da tepe yöneticileri, küresel finans sistemini yönetenler, uluslararası etkiye sahip gazeteci ve akademisyenler oluşturuyor. Politikacı ve bürokratların da bulunduğu bu toplantılarda ana gündem maddelerinden biri, ülkelerin kontrolü mevzusudur. Bilderberg toplantılarına üst üste iki kez davet edilip, kendi ülkesinde yönetici pozisyonuna gelemeyen yok.

HANGİ TAVSİYELERİ ALDI?

Babacan’ın geçtiğimiz nisan ayında İngiltere’nin başkenti Londra’ya gittiği ve uluslararası yatırımcılarla görüştüğü medyaya yansımıştı. Peki o uluslararası yatırımcılar içerisinde, şu meşhur Bilderberg toplantılarına katılanlardan kaç kişi vardı? Dahası Babacan, Londra’da sadece yatırımcılarla mı görüştü? Bilderberg toplantılarına sadece patronlar ya da şirketlerin tepe yöneticileri katılmıyor çünkü… Babacan kuracağı parti ile ilgili bu görüşmelerde ne gibi bilgiler ve sözler verdi, kendisine ne gibi istek ve tavsiyeler iletildi? Partileşme hareketi, kendisine yapılan bu tavsiyelere göre mi pasifleşecek ya da hızlanacak? Babacan, iktidara talipse, Türk halkına Londra’da Bilderberg toplantılarının müdavimleri ile yaptığı görüşmeleri açıklamak zorundadır.

Görünen o ki; Necmettin Erbakan’ın yerine Tayyip Erdoğan’ı hazırlayanlar, çökmekte olan ve halktaki inandırıcılığını her geçen gün kaybeden AKP iktidarının yerine de Ali Babacan’ı hazırlıyor. Ali Babacan’ın, ekonomi teknoratlığı üzerinden parlatılmasının ve AKP’nin bugüne kadar taşıdığı küresel menfaat bekçiliği bayrağını devralmasının hesapları yapılıyor.”

Babacan’ın Londra’daki sır görüşmeleri

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. “Erdoğan’da yurt dışından destek aldı” deniyor doğrudur, doğrudur da nerede ise 20 yıl önceki dünyaydı o. Artık sadece Türkiye değil dünyada “elitlerin” yerine “kalabalığın” dediği de oluyor. İnsanlar bir yandan interneti bir yandan sosyal medyası ile olan biteni okuyup anlıyor. Üstelik son bir kaç on yılda öyle kötü şeylere şahit olundu ki artık itelesen kakalasan da gitmiyor. Trump’a çok doğrucu “petrol için oradayız” dedi diyorlar ya bu da bu denge değişiminin bir eseri. Kalabalıklar artık yalandan bıktı, kim doğruyu söylüyor veya söylüyormuş gibi iyi numara yapıyorsa onun arkasında.
    İşte Babacan’ın, Davutoğlu’nun, İmamoğlu’nun okuyamadığı, göremediği şey bu. İşin sonunda “elitlerin” az “kalabalıkların” çok oyu olduğu ve eskisi gibi kalabalıkların güdülemediği, değil ülkenin dünyanın değiştiği görülemiyor.

  2. Surpriz mi? Hic degil. Bu adamlarin gecmisini biraz eselerseniz bastan beri kimlere calistigini zaten gorursunuz. Kesin olan Turk devletinin menfaatleri icin calismadiklaridir. Bilderberg bati oligarsisinin toplanma mekanidir. Bati oligarsisi iki buyuk gruba ayrilir. Birincisi ‘City of London’ denen Londra’nin baskentindeki ‘ozerk’ bir bolgeden bati finansinin yuzde 40’ini yoneten Rothschild hanedani ve surekasi, ikincisi ise Washington ‘Wall Street’ oligarsisinin basindaki Rockefeller grubu ve ortaklari. Batidaki devletlermis filan butun bunlari unutun. Batinin tum politikalarina sekil veren bir avuc ailedir. Baskanlar, devlet adamlari bunlarin adamidir ve gecicidirler. Daim olan sadece bu ailelerdir. 1913te kurulan ‘ozel’ bir sirket olan ve dolari basan ABD Federal Bankasi (Federal Reserve) yine bunlarin elindedir. Babacan’da, Abdullah Gul’de dogrudan ‘City of London’ oligarsisinin adamlaridir. A.Gul Avrupa oligarsinin gorunen yuzu olan Ingiliz Kralicesi ile basbasa aksam yemegi yemis ilk Cumhur reisidir. Gencliginde Ingilterede M16 Ingiliz istihbaratinin yabanci eleman yetistirme fabrikasi olan York universitesinde egitimden gecirilmistir. Turkiye’de darbe girisiminden sonra dizginleri kaybeden bu yapilanmalar, tekrar eski guclu gunlerine gelebilmek icin yirtinmaktalar. Babacan, Gul sadece bu oyunun elverisli piyonlaridir. Ilgilenenler ve arastiranlar yukaridaki bu bilgilerin tumune internet ortamindan kolayca ulasilabilir. Halen sasiran var mi? Sasirmamiz ve sorgulamamiz gereken bunlarin Turkiye’de halen nasil bu kadar rahat at kosturabildikleri olmalidir. Turkiye’nin yetmis yildir suregelen yari-somurge zincirlerini kirabilmesi oyle pek kolay olmayacaktir. Bunlarin tek pan zehiri Atamizin ongordugu ve Cumhuriyet ile kurup bize biraktigi ‘Ulus-devlet’ yapisidir. Ulus-devlet ve milli degerlerin guclendirilmesi kole olmaktan ve parcalanmaktan kurtulmanin yegane yoludur. Bunun disinda baska her turlu arayis hikayedir, masaldir, goz boyamadir. Ulu Atamizin hakliligini ve cizdigi dogru yolu, tarih bize bugunlerde tekrar misliyle ispat etmektedir.

  3. 11 Kasım 2019, 07:32

    cok ılgınc. partı kuracak baskan olacak kım varsa once amerıkaya londraya berlıne gıdıyor

  4. 11 Kasım 2019, 07:09

    Burada biraz geçmişi anımsamak iyi olur diye düşünüyorum. Babacan, Dubai de 22 Eylül 2003 te amerikalılar ile 8,5 milyar dolar kredi alma karşılığı !! Türkiye nin Kuzey Irak a girmeyeceğini, yani pkk ile sınır ötesinde mücadele etmeyeceğini garanti ediyor, anlaşıyor. Sonrasında ise başta liberal ve fetö cü basın (taraf, zaman, samanyolutv) ve diğer yaygın tüm gazete (bazıları marketlerde bedava dağıtılıyordu) ve televizyonlar sabah akşam hergün İHA görüntüleri yayınlayarak “bakın teröristler sınırın hemen yanındalar ama TSK bunlara müdahale etmiyor, bunlar ergenekoncu bunlar savaşın bitmesini istemiyorlar” diye acımasızca ahlaksızca psikolojik harp tetikçiliği yapıyorlar, nato-fetö kumpaslarına zemin hazırlıyorlardı.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!