Bu köyde doğan vali-kaymakam oluyor!

featured

Çayeli ilçesinin Kaptanpaşa Köyü… Bu köy olmasa memlekete mülki idareci yetişmeyecek! Ağabey Yargıtay’da, kardeş vali, yeğen kaymakam…

Veryansın Tv / ÖZEL HABER

Rize’nin Çayeli ilçesinin Kaptanpaşa Köyü… Rize’ye yaklaşık 37, Çayeli’ne 18 kilometre kadar uzaklıkta doğa güzellikleriyle turistleri çeken bir köy. Ama konumuz bu köyün doğal güzellikleri değil. İçinde yaşayanların “olağanüstü” başarıları!
Köyün nüfusu 700 kişi kadar.
Konumuza girmeden geçen gün yayınlanan ve Türkiye’de gündem olan özel haberimizi hatırlatalım. Yargıtay 9. Ceza Daire Başkanı Burhan Karaloğlu’nun oğlu Dr. Furkan Karaloğlu’nun polise mukavemetten karakola götürülmüş, baba Karaloğlu tarafından Furkan Karaloğlu ifadesi alınmadan karakoldan çıkarılmıştı. Furkan Karaloğlu’nun Bylock kullandığı, FETÖ üyesi olmaktan dolayı da yargılandığı öğrenilmişti.

“Karaloğlu” soyadı çok tanıdık geldi. Araştırdık. Çok basit bir internet araştırmasında şu tespitleri ortaya çıkardık.
Şimdi tek tek inceleyelim…

ABİ YARGITAY’DA, KARDEŞ VALİ, OĞLU DOKTOR

– Yargıtay üyesi Burhan Karaloğlu ve Furkan Karaoğlu’nun memleketi Kaptanpaşa Köyü.
– Aynı şekilde Burhan Karaloğlu’nun kardeşi de hâlihazırda Antalya Valisi Münir Karaloğlu. Doğal olarak Münir Karaloğlu da bu köylü.
Birçok ilde görev yapan Münir Karaloğlu, adaylık sırasında 8 ay İngiltere’de eğitim aldı. Münir Karaloğlu, bir kitapta 15 Temmuz darbe girişimini o gün Bursa İl Jandarma komutanından öğrendiğini açıklamıştı.

YEĞEN KARALOĞLU KAYMAKAMLIK SINAVI BİRİNCİSİ

– Yeğen olduğu öğrenilen Bünyamin Karaloğlu…
Kendisi 2009 yılında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu. İddiaya göre açıköğretimden mezun. FETÖ’nün en etkin olduğu yıllar olan 2010 yılında kaymakamlık sınavına giriyor ve mülkiyelileri ve hukukçuları geride bırakarak sınavı birincilikle kazanıyor. Bünyamin Karaloğlu ardından kaymakam oluyor.
Kaymakamlık stajını da Keles’de, amcası Münir Karaloğlu’nun yanında yapıyor. Münir Karaloğlu o sıralarda Bursa Valisi.

BÜLENT ARINÇ’LA KARŞILAŞMA

2014 yılında da ilginç bir diyalog yaşanıyor. Dönemin Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Keles Belediyesini ziyarete gidiyor. Arınç, Keles’te 6 aydır kaymakam vekili olarak görev yapan Bursa Valisi Münir Karaloğlu’nun yeğeni Bünyamin Karaloğlu ile tanışıyor. Bünyamin Karaloğlu’nun Bursa’da kalması için Vali Münir Karaloğlu ile esprili bir konuşma yapan Arınç, “Sayın valim, biz bunu göndermeyelim. Burada kalsın” diyor. Vali Karaloğlu da, “O daha aday. Kursa gidecek” diye karşılık veriyor. Bünyamin Karaloğlu ise yurtdışından yeni geldiğini söylüyor.
Bünyamin Karaloğlu, dil eğitimi için Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. Yeterli görmemiş olacak ki, Kaymakam olduğunda da 1 yıl boyunca İngiltere’de dil eğitimi aldı.

YUSUF KARALOĞLU, O DA KAYMAKAM AMA ŞİMDİ CUMHURBAŞKANLIĞINDA

– Yusuf Karaloğlu… Aynı köylü.
2004 yılında İçişleri Bakanlığında 91. Dönem Trabzon Kaymakam adayı olarak göreve başladı. Yusuf Karaloğlu, 2005 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından İngiltere’ye gönderilmiş. 2007 yılında kaymakamlık stajını dönem birinciliği ile bitirip asaleten Kaymakamlığa atanmış.
Karaloğlu daha sonra Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığına atandı. Hemen ardından Resmi Gazete’nin 10 Ağustos 2018 tarihli sayısında Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri yayımlandı. Yayımlanan kararnameler kapsamında Yusuf Karaloğlu, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Güvenlik İşleri Genel Müdürü olarak atandı.
Bunun yanı sıra Yusuf Karaloğlu, 2005 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından İngiltere’ye gönderilmiş 2007 yılında kaymakamlık stajını dönem birinciliği ile bitirip asaleten Kaymakamlığa atanmıştır. Ayrıca Karaloğlu, 2007-2009 Sivas İmranlı Kaymakamlığı 2009-2011 Erzincan İliç Kaymakamlığı görevlerini de yapmıştır.

MURAT KARALOĞLU, O DA KAYMAKAM

– Murat Karaloğlu… O da aynı köylü. Akraba…
1986 doğumlu, Kocaeli Üniversitesi mezunu.
Önce Maliye Bakanlığı Vergi Müfettiş Yardımcısı olarak başladı çalışma hayatına. 2016 yılında da 103. Dönem Rize Kaymakam Adayı olarak Mülki İdare Amiri yapıldı.
İngiltere Leicester Üniversitesinde 3,5 aylık dil eğitimi aldı. Şu anda Akçakent Kaymakamı olarak görev yapıyor.

SELİN SARI, O DA KAYMAKAM

– Selin Sarı… Yine aynı köylü…
Şu an Çal Kaymakamı… Gazi Üniversitesi mezunu… 17 Aralık 2016 tarihinde İçişleri Bakanlığının açmış olduğu Kaymakamlık sınavını kazanıyor. 105. Dönem Rize Kaymakam adayı olarak göreve başlıyor. İngiltere Leicester Üniversitesinde 8 ay süreyle yabancı dil eğitimi aldı.

FAİK OKTAY SÖZER, O DA KAYMAKAM

– Faik Oktay Sözer… O da aynı köylü. 1976 doğumlu.
Gazi Üniversitesini okuyor ardından yüksek lisans ve doktora çalışmaları yapıyor. İş hayatına Gümrük Müşavirliği olarak başlıyor. Ardından bir süre Maliye Bakanlığında uzmanlık yapıyor ve diğerleri gibi 2004 yılında Kaymakam oluyor. Sözer Abdullah Gül’ün de okuduğu İngiltere’nin Exeter Üniversitesinde eğitim alıyor ve tamamlıyor. An itibariyle Mudanya Kaymakamlığı yapıyor.

TEMEL AYCA, O DA KAYMAKAM

– Temel Ayca…Aynı köylü…
1982 doğumlu, Rize Çayelili… Şu an Beypazarı Kaymakamı…
2006 yılında Bilkent Üniversitesinden mezun olmuş.
İçişleri Bakanlığı tarafından 2007 yılında yapılan Kaymakamlık sınavını kazanarak kaymakam oldu.
Yurtdışı stajı öncesi 4 ay boyunca TÖMER’de yoğunlaştırılmış Fransızca kursuna katıldı. İçişleri Bakanlığı tarafından 1 yıl süre ile Fransa’ya gönderildi.
81 ilde, 6 milyondan fazla işsizin bulunduğu bir ülkede, çok ama çok küçük bir köyde, 700 nüfusluk köyde bu kadar kaymakamın çıkması büyük başarı!
Bunlar tabii basit bir araştırma ile ortaya çıkanlar… Bir de nüfus müdürlüğünden köyün tamamını incelesek, ne çıkacak kim bilir?
Söylemeden geçmeyelim…
Köyde sadece bir ilköğretim okulu var.

Bu köyde doğan vali-kaymakam oluyor!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. Ali nazım balcıoğlunu unutmuşsunuz o da o köyden

  2. Bknz: Abraham Galante de “Les Pacradounis ou Une Secte Armeno-Juive” (1933)
    Bknz: Hemşinli Damat Mehmet Ali Paşa

  3. Ülkemizde yerleşmiş ve doğal sayılan iki hak (!) vardır. İlki torpil, ikincisi (muhtemelen Rüstem Paşa devrinde yerleştiği rivayet olunur?!) her ne kadar “rüşvet” olarak adlandırılsa da bazı derin ilim sahipleri (!) bunun “bahşiş” olarak nitelendirilmesi gerektiğini ileri sürmektedirler. Dolayısı ile bunları yorumlarımızda tartışmamak gerekir! Bunlara daha sonraları başka bazı özellikler eklenmişse de (örneğin “bal tutan parmağını yalar!” vb gibi); bunlardan söz etmek ise sağlık açısından bazı riskleri barındırma ihtimali vardır! Dikkatli olalım lütfen!

  4. 2 Aralık 2019, 15:09

    Ege ve Akdeniz kıyılarının hayatları çalınmış evlatları;
    Bir gün bu düzen değiştiğinde, bunları hatırlamaz ve “olan oldu, devr-i sabık yaratmayalım” diyenlerin peşine düşerseniz sizlere de yazıklar olsun.

  5. 2 Aralık 2019, 14:37

    Bunu bir başarı öyküsü yerine, toplumbilimsel bakış altında, yadırganacak bir inceleme konusu olarak ele alınmalı..”Mardinli” göç ettiği kentin bir köşesine yerleşip midye satacak, yanına aynı klandan “mardinli” hemşerisine yer tutacak. Brüksel’de (Afyon Emirdağ) Schaerbeek te, Tokyo’da ordu’dan göçmüş Türkler ne ise, bu haberin arkasındaki dinamik budur. Ülkemizin toplumsallaşmamasının önündeki en büyük engelin “klancılık”ın yattığından da şüphelenmeliyiz. . Kendi klanından olanı kayırma, yerleşik düşüncesine bir örnek olabilir bu haber! “Önce siz etkili bir yer tutarsınız, sonra sadece akraba, ve kanbağı olanı etrafınızda görmek istersiniz”. Onlara yolu gösterir ve gerekirse yol açar, yol verirsiniz. Kanbağı olanlarla güven kaynaklı anlaşamadığınıza kılıf bulmanızda hiç zor değil. Öncelikle kültür-anlayışta bölgesel farklılıkları öne çıkarıp, eylemleriniz bunlara delege edecek, kendinizi olumlayacaksınız. Böylece bir alanda çoğalacaksınız. Kendinizi güven içinde olduğunuzu bilmeye ihtiyacınız var… Böylece, “topluluklar” halinde yaşayan ve her zaman “sızıntı”ya açık bir ülke olacaksınız.. Kanbağı yerine, inanç bağının etkili şekilde kullanıldığı ve başımıza musallat edilen “Fetö” örgütlenmesinin arkasında da aynı güdüsel dinamikler işlediğini hatırlayalım.. Toplumsallaşmış bir ülkede,” bu oluş” bir soruşturma konusu olurdu. Bu nedenle bu köyün, bu denli mülki amir pozisyonunda personel çıkarması tek boyuta indirgenirse, daima gözümüzden kaçırdığımız, bizi dışarıdan yönetilir hale getiren ve böyle bir dokunun içinde hep sürüklendiğimiz bir geleceksizlik olurdu.
    saygılarımla
    Hasan Sessiz

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!