Bursa Belediye Başkanı’na açıklama: Yarın halkın bayramı

featured

Mustafa Solak yazdı

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, diğer bayramlar gibi 30 Ağustos için de ücretsiz toplu taşıma getirilmesi talebini “30 Ağustos halkı ilgilendiren bir bayram değil” diyerek geri çevirmişti.

“30 Ağustos, halkın genelini ilgilendiren bir bayram değil mi?” sorusunun yanıtını vereceğim ama öncelikle şunu belirteyim ki Bursa’yı yöneten bir kişinin bunları söylemesi üzücü. Çünkü Bursa, milli mücadele esnasında 2 yıl 2 ay 2 gün Yunan işgali altında kalmıştı. Bursa işgal edildiği için meclis kürsüsü işgalden kurtulana kadar siyah örtü ile kaplanmıştı. Puşide-i siyah denilen bu örtü ancak 30 Ağustos Zaferinden sonra kaldırıldı.

14 Ağustos 1922’de Bursa’nın düşmana terki üzerine mecliste Atatürk’e ve kumandanlara yönelik sert eleştirilerde bulunulur. Öyle ki Divan-ı Harp’e gönderilmeleri istenir. Milletvekilleri ve Hamdullah Suphi Bey düşman bölgeye gelmeden şehirden kaçtığı gerekçesiyle kumandan Bekir Sami ve vali Hacim Bey’in Divan-ı Harp’e verilerek cezalandırılmasını ister. Atatürk ise askeri zorunluluktan dolayı şehrin terk edilmesi için kendisinin emir verdiğini belirtir. Nafiz Bey “şu halde siz de sorumlusunuz” diyerek Atatürk’ün de Divan-ı Harp’e verilmesi gerektiğini ima eder. Atatürk, Ona “filan veya falan yeri muhafaza etmek askeri harekâtta esas değildir” diye yanıt verir. Dahası “Bursa gibi payitahtımız (başkentimiz) olmuş, mukaddesatımızın toplandığı yüce bir mevkiin kolayca düşman eline geçmiş olmasından” kendisinin de üzüldüğünü sözlerine ekler. Fakat kendisinin ve kumandanlarının askeri harekâtla ilgilenmediğine yönelik iddiaların doğru olmadığını belirtir. Kendisini eleştiren Hamdullah Suphi’ye şu yanıtı verir:

“Biz bu harekât ile meşgul olurken Hamdullah Suphi Beyefendi İstanbul’da oturuyordu. Niçin buraya gelip de bugünkü gibi davranmak istemiyordu?”

Hamdullah Suphi’nin “İstanbul’da vazifem vardı” yanıtı üzerine de şunu söyler:

“İstanbul’da vazifesi var, falan yerde vazifesi vardı. Bütün bu vazifelerin üstünde bizim de bir vicdani vazifemiz vardı. Bu da herkesin bir takım sudan vazifeler yaptığı sırada, hayatımızı, mevcudiyetimizi bu milletin sinesine sokarak, onlarla beraber düşman karşısında uğraşmak olmuştur. Dolayısıyla iki buçuk aydan beri bu milletin içine gelmiş insanlar, hakikatin derinliklerine henüz nüfuz için zaman dahi kazanamamış insanlar, mazi ve halin harekât ve namus ve vicdanına sahip olamazlar. Kolaylıkla eleştirmek salahiyetine [yetkisine] sahip olamazlar.”([1])

Atatürk daha sonra da subayların eşyalarının cephe gerisine gönderilmesinden dolayı kaçtıkları imasına, ordunun daha iyi techizatlandırılabileceğine ve giydirilebileceğine ilişkin iddialara yanıt vermiştir.([2])

Bursa’nın düşman işgaline geçmesi mecliste Atatürk’ün de Divan-ı Harp’e gönderilmesini arzulayacak denli sert geçmişti. Bursa bu derece önemliydi.

Atatürk 12 Nisan 1921’de yayınladığı “Yunan zulümleri hakkında insanlık ve medeniyet alemine beyanname” ile Yunan’ın Ertuğrul gazinin türbesini, İslam mabetlerini dinamitle tahribi dünyaya duyurarak protesto etmiştir.([3])

Bursa Belediye Bakanlığı’nı yapan bir kişinin en azından bahsettiğimiz hususların yaşanırlığı adına o sözleri etmemesi gerekirdi. Dahası 30 Ağustos millet açısından önemlidir. 30 Ağustos’ta kazanılan zaferin ardından düşmanın Anadolu’dan atılmasının önü açılmış ve düşman İzmir’e kadar kovalanmıştır. Türklerin yüzyıllardan beri Anadolu’dan atılması hesapları son bulmuştur. Kalıcı bir barışın önü açılmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk, 30 Ağustos Zaferi sonrası vatanın kurtuluşu yönünde engel kalmadığına yönelik şunları söyler:

“Ağustos’un 31. günü takriben öğlende idi ki yine bu Çal Köyü’nde, yıkık bir evin avlusu içinde İsmet Paşa ve Fevzi Paşa ile buluştuk. Kırık kağnı arabalarının döşeme ve oklarına ilişerek bundan sonraki vaziyeti değerlendirdik. Kazandığımız meydan muharebesinin bütün seferi sona erdirebilecek bir azamet ve ehemmiyette olduğunda ittifak ettik. Şimdi Bursa istikametinde çekilen düşman kuvvetlerini mahvetmekle beraber bütün kuvvetlerle durmaksızın İzmir’e yürüyecektik.

Efendiler, bugünden sonra İzmir’de ‘Akdeniz’’i, Mudanya’da ‘Marmara’yı görmek için 8-9 günlük bir zaman kafi gelmiştir.”([4])

Bu zaferden sonra Ege, Akdeniz, Marmara bölgeleri savaşmadan ele geçirilmiştir. Sonrasında Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalanarak savaş sona erdirilmiştir.

Bursa Belediye Başkanına soralım: Dünyada kaç zafer, bir vatanın kurtuluşuna hizmet edecek kadar önemli değil ki halkın genelini ilgilendiren bir bayram olmasın?

Tarihçi

Mustafa Solak

[1]Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.9, Kaynak Yayınları, İstanbul,  2002, s.183.
[2]Age, s.182-186.
[3]Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.11, Kaynak Yayınları, 2. Basım, İstanbul,  2005, s.127-129.
[4]Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.16, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2005, s.286.

Bursa Belediye Başkanı’na açıklama: Yarın halkın bayramı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!