Davutoğlu ‘ittifak’a ne dedi?

featured

Ahmet Davutoğlu, Gelecek Partisi’nin bir ittifakta yer alıp almayacağına ilişkin bir soruya ‘İttifakların kalıcı olduğu kanaatinde değilim. Her partiyle görüşürüz. İttifaklar seçim yaklaşınca işlevsel olur’ ifadelerini kullandı. ‘HDP ile neden görüşülmesin’ diyen Davutoğlu, AKP’den başlayarak herkesle konuşacaklarını kaydetti. 

AKP’den ayrılarak Gelecek Partisi’ni kuran Ahmet Davutoğlu Karar gazetesi yazarları Ahmet Taşgetiren, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’a konuştu. Davutoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

‘KÜRT HAREKETİ İÇERİNDE ÖNEMLİ YER EDİNMİŞ ARKADAŞLAR OLABİLİR’

Davutoğlu, partisinin Kurucular Kurulu’nu oluştururken her kesimden insanın olmasına dikkat ettiklerini belirterek, ‘Mesela bu hareket içerisinde geçmişinde Türk milliyetçiliği çizgisinden gelen isimler olabilir. Ama Türk milliyetçiliğini bütünüyle Kürt karşıtlığına oturtmuş biri Türkiye’ye katkı sunamaz. Bu hareket içinde geçmişte Kürt hareketi içerinde önemli yer edinmiş arkadaşlar olabilir. Ama şiddeti terörü haklı gösteren biri olamaz. Bu hareket içinde muhafazakar, İslami geçmişten gelen biri olabilir ama inancıyla herkesi rencide eden ve bu değerlere zarar veren biri olamaz. Bu hareket içinde seküler kesimden biri olabilir. Ama jakoben bir seküler olamaz” ifadelerini kullandı.

‘DEMİRTAŞ’IN TUTUKLULUĞUNA NE BEN NE PARTİM ONAY VERMEZ’

PKK hükümlüsü eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunu değerlendiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

Selahattin Demirtaş ve başka hususlarda benim tutumum da partinin tutumu da açık olarak programa yansımıştır. Nedir bu aşikar olan şey önce onu belirtelim. Daha tamamlanmamış hukuki süreçler söz konusuysa hukuka müdahale konusunda hiçbir açıklama yapmadım. İkincisi tutuklu yargılanmaya esastan karşı çıktım. Bunun muhatabı kim olursa olsun Başbakanlığım döneminde de tutuklu yargılanmalar geri dönülemez insan hakkı ihlallerine yol açıyor diye açıklamalar yaptım. Tutuklu yargılama hangi durumlarda olur; kaçma riski varsa, delilleri tahrif etme riski varsa, çok istisnai hallerde uygulanır. İlkeleri koyarsak, Demirtaş veya başkası hangi vatandaş içine giriyorsa onun için de geçerlidir. Dolayısıyla kim olursa olsun hukuka intikal eden bir konuda kesin hüküm ifade eden cümleler kurmam. Kim olursa olsun bu tutuklu yargılanmaya müsamaha göstermem, tutuklamayı kabul etmem. Kim olursa olsun, kimsenin siyasi görüşleri dolayısıyla muhasara altına alınmasını kabul etmem. Şimdi Demirtaş’ın meselesine baktığım zamanda da nihai hükmün verilmediği bir süreç var. Ve tutuksuz yargılanma tutuklu yargılanma konusunda da benim dediğim gibi benimsemediğim bir uygulamaya muhatap olmuştur. AİHM kararı da var.”

Gelecek Partisi kurucularından Selim Temurci’nin Demirtaş’ın kitaplarından uyarlanan tiyatro oyununa yönelik eleştirileri sorulan Davutoğlu, şunları söyledi: “Siyaseti özgürleştirmemiz lazım, hukuki baskılardan da özgürleştirmemiz lazım siyaset dışı örgütlerin baskılarından da özgürleştirmemiz lazım. Bu noktadaki tutumumuz açık; hukuki zemini içinde tutumumuz açıktır. Sayın Temurci’nin açıklamasına geldiğimizde, orada bütünü inceledim vatandaşlarımızın hukuku çerçevesi çizildikten sonra böyle bir özeleştiri çağrısı var. Bu çerçevede kendi aramızda değerlendirdik, değerlendirmeye devam edeceğiz. Bizim tutumumuz da son derece açıktır ve gerektiğinde bu konuda partimiz veya ilgili parti temsilcileri gerekli açıklamaları yapar. Özetle hukuk siyaset üzerinde baskı aracı olarak kullanılmamalı, siyasi aktörler siyasi çerçevede düşüncelerini ifade edebilmeli ama siyasi aktörler aynı zamanda kendileriyle terör örgütleri arasında net bir çizgi ortaya koymalıdır. Selim bey de zaten bunları vurguluyor. HDP’nin de, Demirtaş’ın da o çizgiyi net bir şekilde ortaya koyması lazım artık.”

‘ERDOĞAN YERİNE BANA SALDIRILIYOR’

Davutoğlu, AKP hükümetinin ‘Çözüm süreci’ olarak adlandırdığı dönemle ilgili sorulara şöyle yanıt verdi:

“28 Ağustos’ta Başbakan olduğumda 1 ay sonra 6-8 ekim olayları patlak verdi. Sanki çözüm sürecini ben gerçekleştirdim de terörle mücadeleyi sayın Cumhurbaşkanı yürüttü gibi bir hava üretiliyor. Ak Parti çözüm sürecini kötülemek istediğinde Davutoğlu onu yapmış oluyor, HDP terörle mücadelede birilerini eleştirmek istediğinde Erdoğan yerine bana saldırıyor. Oysa çözüm süreci nasıl bir gereklilik idiyse, terörle mücadele de bir gereklilikti. Ben çözüm sürecini de terörle mücadeleyi de gerekli ve yararlı safhalar olarak yürüttüm, bundan da gocunmam.”

‘ÇÖZÜM SÜRECİ CUMHURBAŞKANI’NDAN BANA İNTİKAL ETTİ’

“Sayın Cumhurbaşkanı bana başbakanlığı devrederken yani kongrede iki emanetim var dedi. Emanetlerinden birisi FETÖ ile mücadeleydi. İkincisi çözüm süreciydi. Ne olursa olsun çözüm sürecini terk etmeyin dedi. Ve emanetçi başbakan istemiyorum dedi. Şimdi bu parametreler açısından bakıldığında 1 Ekim’de başbakanlığı devralmışsınız çözüm sürecini devam ettireceksiniz. FETÖ ile mücadele zaten devam edecek. Ve düzeni de koruyacaksınız. 1 Ekim’de Demirtaş’ı Başbakanlık’ta kabul ettim. Bu ilk defa olan bir şeydi. Ve aynı gün Tayyip bey döneminde çözüm sürecini yasalaştıran paketi Meclis’te kabul ettik. Çözüm sürecinin bir legal zemini vardı ve yürüyordu. Bu Cumhurbaşkanı’ndan bana intikal eden bir şeydi yeni bir durum değildi. 1 ekimde görüşme yaptık. Çözüm sürecinin gereği olarak PKK’nın silahları bırakması ve sizin de terörle aranıza bir mesafe koymanız gerekir diye olumlu bir görüşmeydi. Demirtaş’ı Başbakanlık’ta kabul ettim diye eleştirildim. Legal bir partiyi Başbakanlık’ta kabul ederim dedim. Bu kadar da açık şekilde iyi niyetimi gösterdim.

Davutoğlu, HDP kanadından ‘çözüm sürecine’ ilişkin gelen eleştiriler hakkında da “Bunun sorumlusu ben miyim tabii ki hükümet üyesi olarak başkasının üstüne atmam. Ama çözüm sürecinin kamu düzeni aleyhine bozulduğu bir dönemi devralmıştık” ifadelerini kullandı.

O dönem Demirtaş’ı uyardığını ifade eden Davutoğlu, Demirtaş’ın “Operasyonları durdurun” dediğini ifade etti. Davutoğlu, HDP’nin o süreçte sorumlu davranmadığını kaydetti.

ANADİLDE EĞİTİM KONUSU

‘Anadilde eğitim’ konusundaki bir soruya ise Davutoğlu, “Anadilin eğitimde ve sosyal hayatta kullanılması ve öğretilmesi. Dünyada tüm Türkler için talep ettiğimiz bir hakkı nasıl kendi vatandaşlarımızdan esirgeriz” karşılığını verdi.

İTTİFAK YAPACAKLAR MI?

Ahmet Davutoğlu, Gelecek Partisi’nin bir ittifakta yer alıp almayacağına ilişkin bir soruya ise şöyle yanıt verdi:

“İttifakların kalıcı olduğu kanaatinde değilim. Her partiyle görüşürüz. İttifaklar seçim yaklaşınca işlevsel olur. O işlevsellik içinde de kim nerde yer alacak bundan o kadar emin olmayın. HDP meselesine gelirsek, halkın oyunu almış herkesle görüşürüm. O görüşme o halka, oy verenlere saygının bir gereğidir. Türkiye’nin normalleşmesi gerektiği gibi, HDP’nin de normalleşmesi gerek. Normalleşme çift yönlüdür. Bir; diğer taraflar HDP’yi siyasi parti olarak görmeli. İkincisi HDP kendisinin siyasi parti olduğunu ispatlamalı. Ve kendisiyle terör arasına net çizgi koymalı, ben bir siyasi partiyim bana herhangi bir yerden talimat gelmez ben gereğini yaparım demeli. Bunu diyen HDP ile neden görüşülmesin. Hatta şunu da söyleyeyim, genel merkez biraz yerleştikten sonra bütün partilerden randevu taleplerim olacak. AK Parti’den başlayarak, herkesle konuşacağız. Bize hakaret edenler bir gün hicap duyarlar.”

‘KEMAL BEY SAYESİNDE BAZI YASAL DEĞİŞİKLİKLER YAPABİLDİK’

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla geçmişte sert mücadeleler verdiklerini, koalisyon görüşmeleri de yaptıklarını anlatan Davutoğlu, “Ama şunu söyleyeyim medeni bir ilişkimiz oldu hep. Bugün de anlaştığımız konular var, rahatsız olduğumuz noktalar, mutabık kaldığımız konular var, anlaşamadığımız konular da vardır. Şunu takdir etmek durumundayız. Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP, bizim esasta karşı olduğumuz geçmişteki tek parti uygulamalarıyla arasına bir mesafe koyma gayreti içinde. Bununda görülmesi ve takdir edilmesi lazım. Zaten o sebeple de bazı yasal değişiklikleri yapabildik” ifadelerini kullandı.

ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ AÇIKLAMASI: KREDİ BİNALİ YILDIRIM DÖNEMİNDE VERİLDİ

Şehir Üniversitesi konusunda da görüşü sorulan Davutoğlu, şu açıklamayı yaptı:

“Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil. Bir kere arsa tahsisi birçok üniversiteye yapılan bir uygulamadır. Şu anda da üniversitelerin büyük çoğunluğu arsa tahsisi olan mekanlarda işlevlerini yürütüyorlar. Bu tahsis Sayın Cumhurbaşkanı’nın başbakanlığı döneminde yapıldı. Benim de tabi desteğim vardı ama karar ona ait. Bu konuda da üniversite hep kendisine müteşekkir oldu. Ben başbakan olduğumda açılan bir dava sonrası bu tahsis iptal edildi.

“Benim dönemimde Şehir Üniversitesi’ne hiç kredi verilmedi” diyen Davutoğlu, “Daha sonra bu tapu devri gerçekleştikten sonra üniversite orada kampüs inşaatına başlayınca mali ihtiyaç ortaya çıktı. O mali ihtiyaç sonrası kredi benden sonra sayın Binali Yıldırım döneminde verildi. Bizim dönemimizde bir kredi aktarılmış değil. Bu arada yurt dışından yine bir vakıftan bir anlaşmayla bir mali kaynak bulundu, ancak maalesef müdahaleler ile bu kaynağın gelmesi de engellendi. Tabiri caizse Şehir Üniversitesi’nin bir abluka altında boğulması için içeride bankalar harekete geçirildi. Geçen senenin başında başladı bu. Benim ilk defa muhalefet etmeye başladığım andan itibaren. Önce Üniversite’nin bankadan alacağı kredilerin önü kesildi. Sonra geçmiş alınan krediler tümüyle geri çağrıldı. Dışarıdan bulunan kaynaklar fiili müdahalelerle engellendi. Ve dışarıdan bulunan o kaynaklar başka yerlere aktarılmaya çalışıldı. Hukuki olarak da bu tapu devri işlemiyle ilgili Mimar Mühendisler Odası’nın davasının önü açıldı ve burada da hukuki müdahaleler yapıldı. Bir anlamda Kerbela’nın ortasında susuz bırakılan bir üniversite haline dönüştürüldü.”

Davutoğlu ‘ittifak’a ne dedi?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!