Emperyalizmin yeni silahı!

featured

İsmet Hergünşen yazdı…

Hem ABD hemde AB tarafından aynı zamana denk getirilen emperyalizmin yeni silahı yaptırım kararları, eski çağın yedi bilgesinden Pirieneli hukukçu Bias’ın özdeyişini getirdi aklıma.

“Yaptığını iyi düşün, çok dinle, yerinde konuş, alacağını ikna ederek al, zorla değil” diye öğütlemiş düşünür.

Bir savunma silahı olan S 400’lerin deneme testlerinin yapılmasıyla birlikte; ABD tarihte ilk kez bir NATO müttefikini Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) kapsamına aldı.

Türkiye’yi Irak ve Suriye’den gelen, haddı zatında İran’dan gelmesi olası tehditleri yok farz edercesine,  kendine tehdit gördüğü Rusya, Kuzey Kore ve İran ile aynı kategoriye koyarak “Düşmanca Niyet” göstermesi, ABD’nın gizli ajandasının artık açığa çıkmış halidir.

Geçtiğimiz aylarda F-35 projesinden çıkartılan Türkiye’nin, şimdilerde Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) üyelerine getirilen kısıtlamaları ve SSB’ye getirilen ihracat iznini yasaklayan kadük kararlar, ABD’nin ne Türkiye ile ne de Türkiye’siz yapabileceğinin de somut bir göstergesidir.

Nitekim;

-Patriot füze hava savunma sistemine ABD Kongresi tarafından onay verilmediği,

*Yüzeyden Havaya Füze Platformu (SAMP/T) Hava Savunma Sisteminin ortak üretimi anlaşması konusunda Fransa’nın ikna edilemediği,

-Suriye’den olası bir füze saldırısına karşılık NATO üyesi bazı ülkelerin Güney/Güneydoğu illerimize konuşlandırdıkları Patriotları geri çektiği

-Ha keza G-20 toplantısında ABD Başkanı Trump’ın S 400’lerin tedarik edilmesini makul karşıladığı hafızalarımızdaki tazeliğini korurken,

ABD’nin, Kongre ve Temsilciler Meclisi marifetiyle yaptırım kararı almasına söylenecek tek söz “hafıza-i beşer nisyan ile malüldür”.

Yaptırım içeren kararlar için; ya İnsan hafızasının eksikliği ve unutkanlığı ifadesinde bulunulabilir ya da ABD Kongre üyelerinin sadece Türkiye karşıtı lobilerin değil aynı zamanda F-35’leri pazarlamaya çalıştıkları Petro-Dolar zengini BAE gibi ülkelerin etkisinde kaldığı da söylenebilir.

Yasa öncesinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin konuya ilişkin ortaya koymuş olduğu açık ve net bilgilendirmenin ABD tarafınca dikkate bile alınmamış olmasının, gelecekte bir müşterek harekatta Türkiye ve müttefikleri arasında bir güven bunalımı yaratması da olasılık dahilinde görülmelidir.

Hele ki; hiç beklenmedik yer ve zamanda Saratoga Uçak Gemisi’nden Muavenet Muhribimize atılan füzeler ve Süleymaniye’deki Türk Birliği’ne yapılan baskın Türk kamuoyunda önemini halen korumaya devam ediyorsa.

Doğu Akdeniz’de ittifaka üye ülkelerin durumu, enerji şirketlerinin pozisyonu ve bu şirketlerin hamisi konumundaki ülkeler dahil, ülkemizin S 400 silahı ile bir kuvvet çarpanı sağlayarak “Stratejik Üstünlüğü”nü arttırdığı ve gelinen durumun sadece bölge ülkelerine değil ABD’ye de rahatsızlık verdiği bu yasadan sonra iyice kesinleşmiştir.

Türkiye’nin kararlı duruşu sayesinde “Montrö Boğazlar Sözleşmesi” ile  Karadeniz’de sağlanan barış ikliminin, S 400’lerin ülkemizde konuşlandırılmasıyla birlikte Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar’a kadar genişlemesi ihtimalininin ABD tarafından pekte arzu edilmediğidir.

Ayrıca bütçe görüşmelerinin devam ettiği TBMM’de iktidar ve muhalet kanadının egemen bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hükümranlık hakları çerçevesinde, konuya ilişkin ortak bildiri yayımlaması da olumlu bir gelişmedir.

Gene bu yaptırımlar göstermektedir ki, infiale kapılmadan ve hiçbir ülkenin inhisarına kalmadan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarının güvenli ve istikrarlı biçimde karşılanması amacıyla, yüksek teknolojiye sahip harp silah ve araçlarının yurt içinde üretimine kararlılık, cesaret ve sabırla hız verilmesidir.

Sanırım bu gelişmelerle de ilgili olarak yapılacak en yerinde yorum!..

Sürdürülebilir olmayan kararlar ve tehdit edici açıklamalarda bulunan dost(!) ve müttefik(!) ülkelerin iğneyi kendilerine batırmadan önce, çuvaldızı Türkiye’ye batırma alışkanlıklarını devam ettirmeye yönelik her fırsatı kolladıklarıdır.

Dün de öyleydi, bugünde öyle. Yarın mı?

Emperyalizmin yeni silahı!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

7 Yorum

  1. 19 Aralık 2020, 10:14

    Bu makaleyi okuyan bir yabanci Avrupa veya Amerikali olabilir) aslinda Turkiye cok hakli diye dusunur. Ancak ulkeler arasindaki cikar iliskileri maalesef rasyonel dusunceye engel oluyor. Biz bu tutarsizlik ve hasmane tutumlara alisigiz. Bu tutum bitmeyecek ve devam edecek. Yapilacak birsey var ise Ataturk’un izinde politikamizi surdurmek ve kayitsiz sartsiz kendimizi gelistirecek, bilime ve egitime agirlik verecek calismalar yapmaktir.

  2. 17 Aralık 2020, 10:37

    Bilgi ve yorumlariniza katiliyorum, tesekkur ediyorum sayin Hergunsen.

  3. Güçlü kalemine sağlık…

  4. 17 Aralık 2020, 08:15

    Bugün Yaşadığımız süreç,sürpriz değil.
    Mustafa Kemal Atatürk Tarafından yıllar önce ön görülmüş.Türkiye Cumhuriyeti Kuruluş Yasa ve Kurumları buna göre oluşturulmuştur.
    Bugün yapılması gereken İktidarı ve Muhalefeti ile kısır ,sığ çekişmeleri bir kenara bırakıp,birlik,beraberlik içinde,takım ruhuyla başarıya odaklı çalışmaktır.Bugün çekilen sıkıntıların birinci derecede sorumlusu,seçilmiş olduklarını her vesile ile dile getiren,ancak sorumluluklarını yerine getirmeyenlerdir.

  5. 16 Aralık 2020, 21:53

    Bunlardaki hacli zihniyeti devam ettikce 1000 yil sonra da ayni seyler devam eder..Avrupanin dogulusu olmaktansa asyanin batilisi olmak daha mantikli..Turkiye dunya treninin yonunu degistirebilecek bir ulke..Kiymetimizi bilelim..Biz bilirsek baskalari da bilmek zorunda kalir.Bıktık bu sahte baticilik tiyatrosundan..Girmedigimiz kılık kalmadi..Ve cok uzadi bu zoraki ve siddet icerikli evlilik..Hep biz kovaladik onlar kacti, bu defa biz kacalim onlar pesimizden kossun..Ayaklarimiza kapansinlar..Ne almak istiyorsak baska turlu alamayiz..Pesimizden gelmezlerse de ne halleri varsa gorsunler..Bizim kaybimiz olmaz, onlarin ki cok buyuk olur.

  6. 16 Aralık 2020, 21:41

    Dünyamıza yaklaşmakta olan Asteroid sayısı 5 imiş, Caatsa yemedi ama belki bunu yerler diyor Nasa pompeo.

  7. 16 Aralık 2020, 19:21

    Çok güzel hatırlatmışsınız muavenet vs. bir kısım sabıkalarını ABD-AB nin.. Tabi bunlara eklenecek çok fazla eylem ve işlemleri de var. PKK-FETÖ-DHKPC hatta IŞID ın kurucusu kollayıcısı besleyicisi oldukları gibi..Vatansever aydınların,büyükelçilerin, konsolosların , gazetecilerin ve politikacıların katledilmesi gibi..NATO nun en büyük ikinci ordusuna petriotları vermeyen ve Lozan antlaşmasını imzalamayan ABD nin gizli planı ne olabilir ki ? Acaba kendisini yöneten İsrail lobisinin ortadoğuda hakim olmasını mümkün kılmak mı.. Gördüğüm şudur ki ; AB nin ekonomik patronu Almanya ile sağlam bir ittifak kuramaz isek bulunmamız gereken yer sağlam bir avrasya antlaşmasıdır bütün risklerine rağmen..ABD-fransa-belçika-hollanda gibi terörist devletlerin 15 Temmuz dan da , AKP iktidarınd dan önce de aynı politika ve eylemleri icra ettiklerini göz ardı etmememiz gerekiyor..Saygılarımla

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!