General Karataş’tan uyarı: Doğu Akdeniz’de, Ege’de uçak uçuramayız!

featured

ABD üretimi F-35 almaktan vazgeçmeyen Ankara’ya emekli Tümgeneral Beyazıt Karataş’tan uyarı geldi: Eğer F-35 uçaklarını alırsanız milli menfaatlerinizi riske atarsınız. Doğu Akdeniz’de, Ege’de, Karadeniz’ de uçak uçuramazsınız!

Washington, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alması nedeniyle Türkiye’yi F-35 programından çıkardı. Kesin karar için ABD Kongresi kararının Trump tarafından onaylanması bekleniyor. Ankara ise her fırsatta F-35’ten vazgeçmediklerini yineliyor. Uzmanlar ise teknolojisi nedeniyle F-35 konusunda uyarılarda bulunuyor.

Emekli Hava Tümgeneral Beyazıt Karataş, ABD kararının aslında bizim için hayırlı olduğunu söyledi.

YAZILIM MİLLİ DEĞİL

Yeniçağ’a konuşan Karataş, “Eğer F-35 uçaklarını alırsanız milli menfaatlerinizi riske atarsınız. Bunlar uçan bilgisayarlar. Bundan sonra 6 ve 7. nesiller gelecek. Onları da almak zorunda kalacaksınız. O zaman Doğu Akdeniz’de, Ege’de, Karadeniz’ de uçak uçuramazsınız” dedi.

Ankara bu raporu iyi okumalı: F-35’in boyası nasıl döküldü?

F-35 savaş uçaklarının yazılımının ABD’nin kontrolünde olduğunu belirten Beyazıt Karataş, şöyle devam etti: “Yazılımlar milli olmadığı için uçağın şifrelerinden, verilerine kadar hiçbir şeye hakim olamazsınız. ABD’liler istediği zaman uçurur, istemediği zaman engeller. Kısaca ben bu uçaklara küresel güçlerin yeni küresel silahıdır diyorum. Hükümetin bu uçakları alma konusunda çabaları devam ediyor. Bugüne kadar ödediğimiz para var ancak bu uçakların teslimatını dikkate alırsanız vereceğiniz 25-30 milyar doların yanı sıra 50 ila 80 milyar dolar arasında bir tutar daha ödemeniz gerekecek. Bu para ile Türkiye kendi muharip milli uçağını yapabilir.”

BU UÇAKLAR ŞİFREYLE UÇUYOR

Beyazıt Karataş, Türkiye’nin gelecek nesil uçaklarda kendi uçağını yapmak dışında bir alternatifi olmadığını da ifade etti. ABD’nin artık ünlü “Silikon Vadisi”nden sanal gerçeklik anlamında bütün dünyayı yönetir hale geldiğini kaydeden Karataş, şunları söyledi:

“Eğer bu uçaklara bağımlı kalırsınız o ülkeye ya da o ülkenin şirketine de bağımlı kalırsınız. Bunlar bütün şifreleri, bütün verileri depoluyorlar zaten. Buna da bulut teknolojisi diyorlar. F-35 uçaklarını ben bu yönüyle Türkiye’nin bağrına saplanmış bir hançer olarak görüyorum. Diyelim ki pilot şifreyi unuttu veya kaybetti. Burada da maymuncuk devreye girecek. Yani bir geçici şifre gönderecekler, bir daha bu şifreyle uçuramayacaksınız. Böyle olunca uçak tamamıyla yazılımın kontrol edenin elinde oluyor. Hava eğitimlerini yapan pilotlar geçici bir şifreyle uçağı uçuruyor ancak bu şifreleri ona bir başkası veriyor. Yani aslında uçağı uçuran pilot da güvenlik nedeniyle bu işlemin nasıl yapıldığını bilmiyor. Şimdi siz kendi milli yazılımınızı yapıp, kendi uçağınızı uçuramazsınız kıyısı bulunduğunuz Akdeniz’de, Ege’de ya da acil durumlarda uçak uçuramazsınız. Milli yazılım, milli teknolojiden başka şansımız yok. Kendi milli muharip uçağımızı yapmalı, istediğimiz gibi uçurmalıyız.”

General Karataş’tan uyarı: Doğu Akdeniz’de, Ege’de uçak uçuramayız!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

4 Yorum

  1. 14 Aralık 2019, 01:37

    F-35 verirlerse alırız, Patriot da verirlerse alırız…. Tükiye F-35’leri ileride modifiye edebilecek güçdedir, yazılımını millileştirmemize engel olamazlar AMA zor kısım bu uçakların uçuşa hazırlık oranı zaten düşük ileride parça konusunda da elimizi kolumuzu bağlarlar. Yani bu uçakların ister A ister B modeli pek hayırlı değil bizim için. 20 uçağımızı da satın alıp paramızı ödeseler daha hayırlı. Patriot konusunda Türkiye net, füzelerini kendi üretmek istiyor.. Bu koşulda teklife açık.

  2. Erdogan’in Washington ziyaretinde Trump ile bazi antlasmalar yaptigi yonunde medyada bazi yorumlar ve bazi gelismeler var. Bunlardan biri Trump’in Twitter’dan Libya’da Hafter’e firca cekmesi. ABDde senato ve kongre’nin Turkiye’ye karsi ambargo ve Erdogan’in mal varligi ile ilgili karari gecirmek istemesi (arkasinda Avrupa oligarsisi-City of London var diye dusunuyorum) ve Trump’in bunu elinden gelirse vetolayacagi. Tahminim belki de Erdogan Trump ile anlasarak bu olasi durumu durdurmasi karsiliginda Trump’a (Wallstreet temelli Amerikan oligarsisi) bazi sozler vermis olabilir. Mal varliginin aciklanmasinin onune gecmek, Turkiye’nin Dogu Akdeniz’de gaz cikarilmasi icin ABD sirketlerine goz kirpmasi, ABD’den gelen TL’ye yonelik ekonomik saldirilarin durdurulmasi ve tabiki F35 ve patriot fuzelerinin alinmasi. Eger soyledigim bu senaryo dogruysa ve Trump ambargo’yu veto edebilirse, o zaman bu hasiralti (farazi-sadece tahminlere dayanan) antlasma yururluge girebilir ve nur topu gibi yeni ama anahtari ABD’de F35 lerimizin olacagi tahmin edilebilir. Bunun yanisira ABD oligarsisinin petrol sirketleri Akdeniz’de Turkiye’nin yaninda saflasabilir. Avrupa oligarsisi kendine bagli senatorlerle, senato ve kongre’den ucte iki cogunlukla bu karari gecirirse, o zaman Trump ile yapilan (farazi) gizli antlasma sona erer ve Turkiye bir sure daha F35 almaktan kurtulur. Tum dugum Trump’a karsi boyle bir kararin alinip alinamayacaginda dugumlu olabilir. Ilginc ama eger yukarida farz ettigim bu senaryo dogru ise, o zaman Turkiye’nin gelecegi bir yerde ABD parlementosundan bu kararin gecip gecmeyecegine dayaniyor olabilir.

  3. 12 Aralık 2019, 14:06

    Artık gerçeği görmek zorundayız;
    Nasıl ki Türk halkı (artık Türk milleti diyemiyorum maalesef) tayyibin elinde esir ise, tayyip de Amerika’nın elinde esirdir. Hesabını veremeyeceği ihanetlerle dolu geçmişi, her Amerika’ya baş kaldırmaya kalktığında bir şantaj unsuru olarak önüne konuyor.
    AKP’yi ve tayyibi def etmeye, -Atlantik düzeninin karşısındaki yegâne güç olan BİR AVUÇ vatanseverin- gücü de yetmediğine göre, korkarım en sonunda yüreğimiz yana yana tayyibe; “yediğin içtiğin senin olsun, bırak neyi açıklayacaklarsa açıklasınlar, biz hepsini biliyoruz zaten, yeter ki sen şantaja boyun eğme..” demek zorunda kalacağız ya ona yanarım…

  4. Selam
    Beyazıt Paşa güzel derlemiş, halkın anlayabileceği seviyede meseleyi anlatmış. Platformlar üzerlerindeki sistemlerle anlam kazanıyor. F35 tam bağımlılık, tam kontrol esas alınarak üretildi. Bu yönüyle aslında ABD bunu bize satmak istiyor. Satmayacakmış gibi davranması bir algı operasyonu, ne yaparsak yapalım bilakis satacak. Aldığımız an zaten kaybetmiş olacağız.
    Öte yandan bu bir fayda mahsur analizi. Bence bir miktar alınmalı, bir miktar da 4+ Su-35 alınmalı veya F16 modernizasyonuna gidilmeli. Geçiş dönemi bunlarla kapatılmaya çalışılırken, her iki sistemin katkılarıyla milli savaş uçağımız geliştirilmeli.
    F35 ağ merkezli bilgi/harekat ve lojistik sistemleriyle tam bağımlı hale getirilmiş. Avrupadan da ciddi eleştiriler geldi, bazı değişiklikler yapılsa da ALİS tam bir sömürü ve istihbarat toplama sistemi, mı acaba diye içini açamayacağınız alt donanım, sensör ve yazılımdan oluşuyor, donanıma gömülü yazılımcıklara girmiyorum bile.
    Halkın anlayacağı dille anlatmak, bütün mesele bu galiba, zira karmaşık mevzular. Hizmet alımıyla kiralanmış filo araçlarının, konum, bakım, yük, yakıt gibi tüm bilgilerinin anlık takip edilmesi ve bütün bakım onarım yazılım güncellemesinin kendileri tarafından yapılması gibi, bir örnekle açıklanabilir. Esasen bu tek sorun da değil,
    F35, ağ destekli yetenek alt yapısından destek alarak, ancak bu destekle muharebe etkinliğine tam manasıyla kavuşacak şekilde yaratılmış durumda. Bunu biz söyleyince komplo teorisi oluyor, basın toplantısında ABD’li generale sordular, Çin de J20 yaptı, o da F35 in yeteneklerine sahip ne diyorsunuz diye, cevap verdi, bizim dünyada tamamen hakim olduğumuz ağ desteği ile bu uçak bir anlam kazanıyor, bu veri ağı yoksa uçağın yeteneklerinin bir anlamı yok dedi. Yani uydu, radar desteği, her şartta sürdürebilir veri ağın yoksa, isterse 300 tane F35’in olsun, geçtik lojistiği bakımı, SU-35 karşısında çaresiz kalır. Var mı uydular ağımız, radar ağımız, yok. S400’ün füzesinin menzili değil, arama ve takip radarı onların canını sıkıyor. F35’in bilgilerini yükleyecekler dedikleri görev veri dosyası eninde sonunda Rusya tarafından oluşturulacak. Niye bazen bir Rus keşif istihbarat uçağı hava sahası ihlali yapar, ne kadar radar varsa arasın tarasın kilit atsın da, ben de bunların izini toplıyayıp veri kütüphanesi oluşturayım diye. Natonun da var erişiyoruz, onların da var, F35’inkini de oluşturacaklar, portakal kadar da görünse radar da, sistem bu F35 diyecek. Ruslar EH ve radarda açık ara öndeler. Mevzu, radar ağı, sürdürülebilir ağ desteği, uydular, bilgi sistemleri.
    Hava gücümüzün omurgası bağımsız sistemlerle donatılmış savaş uçaklarından oluşmalı, ana hedef milli muharip uçak, geçiş dönemi Su-35 veya F16 modernizasyonu. Maksat ABD hava gücüne komple kafa tutmak değil, bir devden bahsediyoruz, donanması, uyduları, füzeleri, bölgesel düzeyde üstünlük ele geçirebilecek, bölgesel hava saha kapatma yeteneklerini boşa çıkaracak sistemlere ve uçaklara kavuşmak mesele.Egede Akdenizde radar savaşını kazanırsak karşı tarafın F35′”i hikaye olur. Öte yandan bir miktar F35 alırız, hala Nato üyesiyiz, müşterek kalabildiğimiz konularda, müşterek operasyonlara katkı sağlarız. Nato operasyonları her defasında pazarlıkla oluşturulan görev güçlerince icra ediliyor, süreklu mutabakat, sabit bir operasyon gücü yaklaşımı yok.
    F35 tehlikesi tam ifade edilmiyor ülkemizde, zira devasa bir cahil kitle var, öte yandan savunma sanayimize yön veren beyinler de, özellikle havacılık sektörü, ki bunlar da Hava Kuvvetlerinin etkisinde geliştiler, tamamen amerikancı ve Natocudurlar. Fetönün Hava Kuvvetlerini tamamen ele geçirmesinin esprisi de burdadır. Havacılar neredeyse kendilerini TSK’nın değil de Natonun parçası görürlerdi. Artniyetli olmayanların tabi hakkını yememek lazım, sistem birebir kopya, eğitimi ordan almışlar, onların sistemlerini kullanıyorlar, muazzam bir gelişmişlik, medeniyet, teknoloji para, ABD hayranlığına yol açıyor. Buna sadece şahit olanların maruz kaldıkları bir ‘sınanma’ durumu bu, TSK çok büyük, bir kesitine bakıp da tamamını göremezsiniz. Yoksa gözünü Gabarda açan komando olsaydı, orta yaşlarını Hakkaride, K. Irakta geçirseydi, ona kurşun sıkana siyah skorskylerin yardıma geldiğini görseydi, bir devin hayranlığından çok daha farklı olurdu tepkileri. Özetle bunları ifade edebilme kapasitesine sahip beyinlerimiz, değişik çekincelerle, susuyorlar, anlatmıyorlar, ya da kimsenin anlayamayacağı dille anlatıp sorumluluk savuşturuyorlar, cahil kitleler zaten apayrı bir alem, twitter alemi.
    Saygılar

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!