Göbeklitepe kazı alanından elde edilen bulguların dijital sanatlarla ifade edildiği ve 21 Eylül’de CernModern’de ziyarete açılan sergi, büyük ilgi topladı.
Şanlıurfa’daki Göbeklitepe kazı alanından elde edilen bulgular dijital sanatlarla ifade edilerek CernModern’de ziyarete açıldı.”Göbeklitepe: The Gathering” dijital sergisini, 10 günde 4 bini aşkın kişi ziyaret etti.
Ankara’da 21 Eylül’de açılan ve 2 bin 500 metrekarelik ana galeriye kurulan sergi, girişinde ziyaretçilerini buğday mayası kokusuyla karşılıyor.
Ana alana gitmek için uzun ve yıldızların aydınlattığı karanlık bir yoldan yürüyen ziyaretçiler, 12 bin yıl öncesinin tehlikelere açık ortamını deneyimleme imkanı yakalıyor.
Dijital ekranlarda kendi silüetlerini gören ziyaretçiler, bir süre sonra bunun başka silüetlerle karışmasına şahitlik ederek, güven ve tehlike kavramlarını sorgulayabiliyor.
Ziyaretçileri toplanma alanı olarak dizayn edilmiş ana sergide Göbeklitepe’de bulunan 12 taş karşılıyor. Taşların üzerindeki el işaretlerinin tümüne aynı anda basılmasıyla 12 bin yıl öncesinin insanlarının sergiye özel görsel şovu başlıyor.
10 dakika süren dijital deneyimde ziyaretçiler, buğday tarlalarından geçiyor, Göbeklitepe’nin dikilitaşlarını görüyor, buluntulara kazınmış hayvanların yıldızlardaki yansımalarını ve o günün insanlarının dansını izliyor.
Ziyaretçiler, Göbeklitepe’yi inşa eden insanların sembolik dünyasında çıktıkları yolculuğun ardından akıllarında o zamana ait yeni sorularla sergiden ayrılıyor.
CerModern Kültür ve Sanat Programları Yönetmeni Zihni Tümer, “Göbeklitepe: The Gathering” dijital sergisinde arkeolojik kazı olan Göbeklitepe’ye farklı bir bakış açısıyla yaklaştıklarını belirtti.
CerModern’in bir sanat kurumu olduğuna işaret eden Tümer, “Göbeklitepe ile ilgili başka bir hikaye anlatmak, kazı alanını sanatsal bir yaklaşıma büründürmek istedik. Onun için dijital sanatları tercih ettik.” dedi.
‘BİRBİRİNİ TANIMAYAN ZİYARETÇİLERİN ÇALIŞTIRDIĞI BİR TAŞ ALANINA DÖNÜŞTÜRDÜK’
Tümer, 12 bin yıl öncesinin insanının sıradan bir gününden hareket ettiklerini belirterek, o zamanın günlük rutinini ikonografik öğelerle ziyaretçilere yansıtmaya çalıştıklarını aktardı.
Serginin ana kısmının bir toplanma yeri olarak düzenlendiğini anlatan Tümer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Görsel şovun başlaması için ziyaretçilerin toplanma alanındaki 12 taşa aynı anda dokunması gerekiyor. Göbeklitepe nasıl bir toplanma alanı idiyse burayı da aynı şekilde düşündük, birbirini tanımayan ziyaretçilerin çalıştırdığı bir taş alanına dönüştürdük. Haritalandırdığımız el işaretleri ve bunlar üzerindeki sensörlerle ziyaretçiler 12 taşa aynı anda bastıklarında içerdeki şov başlıyor ve bu görsel yaklaşık 10 dakika sürüyor. Buradaki hikaye anlatımı, tekrar o günün insanlarının yeni ziyaretçileri bekler şekilde dizildikleri bir form halinde sona eriyor, yeniden bir ziyaretçi grubu gelene kadar.”
Tümer, serginin mümkün olduğunca çok kişiye ulaşmasını istediklerini bu nedenle yan etkinliklerle desteklediklerini vurgulayarak, 10 Aralık’ta 2 gün sürecek Göbeklitepe konulu bir konferans düzenleyeceklerini bildirdi.
Serginin ilk 10 günde yoğun ilgi gördüğünü belirten Tümer, “10 gün içinde yaklaşık 4 bin kişi ziyaret etti. İzleyicinin seyri bizi çok memnun etti.” diye konuştu.
Tümer, serginin 31 Aralık’a kadar ziyarete açık kalacağını kaydetti.
