Nagehan Alçı’dan Atatürkçülüğe fatiha, Kemalizme beddua!

featured

Nagehan Alçı, ‘Özünde Batıcı ve Batılılaşmacı bir ideoloji olan Atatürkçülüğün ruhuna El Fatiha okuyabiliriz. Bu gelenek adeta öldü’ iddiasında bulundu.

Ayasofya’nın ibadete açılmasını destekleyen Haber Türk yazarı Nagehan Alçı, azınlık cemaatlerinin ibadet haklarının önündeki en büyük engelin Kemalizm olduğunu iddia etti.

Tayyip Erdoğan iktidarı boyunca bugüne kadar cemaatlerin ibadet hakları adına büyük adımlar atıldığını ancak son dönemde Kemalizm/Ulusalcılığın yükselişe geçmesiyle Türkiye’nin tekrar içe kapanmaya başladığını öne sürdü.

Alçı’nın yazısının satır başları şöyle:

(…) Recep Tayyip Erdoğan hükümetleri döneminde Cumhuriyet tarihi boyunca atılmamış adımlar atıldı, hak ihlalleri giderildi. Ancak eksik olan, dondurulan, karşılanmayan talepler de var son yıllarda.

Süryani, Ermeni ve Rum vatandaşlarımızın yıllardır kapalı olan ibadet mekanlarının birçoğu açıldı.

O dönem bu adımlar Türk medyasında sıklıkla yer alıyordu.

Son yıllarda Türkiye giderek içe kapandı.

Bir yandan milliyetçilik, bir yandan ulusalcılık yani üçüncü dünyacı sol yorumuyla Kemalizm yeniden yükselişte.

Özünde Batıcı ve Batılılaşmacı bir ideoloji olan Atatürkçülüğün ruhuna El Fatiha okuyabiliriz. Bu gelenek adeta öldü.

1960’ların siyasi konjonktüründe ortaya çıkmış üçüncü dünyacı ve Batı düşmanı sol Kemalizm ise Atatürk bağlamında seküler kesimde hegemonik ideoloji haline geldi.

Bir tek Ertuğrul Özkök ve Sedat Ergin Batıcı Atatürkçülüğü hâlâ savunuyor görünüyorlar ama onlar da seküler mahalle baskısıyla fincancı katırlarını ürkütmemek için pek seslerini çıkarmıyorlar.

Son dönemde Batı ile ilişkiler çok zayıfladığı için ben kiliselere yaklaşımın yeniden AK Parti öncesi eski rejim çizgisine geldiğini düşünüyordum.

Türkiye’de gayrimüslim yurttaşlara karşı daha hoşgörüsüz tutumun kaynağı İslamcılık ve Osmanlıcılık cereyanlarından ziyade seküler ulusalcılık akımıdır.

Çünkü bu ideoloji gayrimüslimleri Batı emperyalizminin uzantıları ve potansiyel ajan olarak görme eğilimindedir. Kimi radikal İslamcılar da bu konuda söylem birliği içinde olabiliyor.

Bir başka yazıda anlatacağım üzere ben 2020 itibariyle Türkiye’de üç siyaset tarzından Batıcılık ve İslamcılık akımlarının tamamen kaybettiğini ve kesin olarak kazanan siyasi cereyanın Türkçülük olduğu kanaatindeyim.

Konumuza geri dönelim… İnceleyince 2000’ler ve 2010’ların başındaki gayrimüslimlere yönelik AK Parti politikasının önemli oranda sürdüğünü gördüm.

2018’de birçok kilise ibadete açıldı. Midyat’taki 60 yıldır kapalı olan Mor Samuel Kilisesi, Mardin Taşköy’de 30 yıldır kapalı olan Mor Şaliton ve Mor Dimet kiliseleri 2018’de yeniden açıldılar.

Hatta Tel Abyad’daki Ermeni kilisesini de Türkiye Barış Pınarı harekatından sonra onarıp ibadete açtı.”

Nagehan Alçı’dan Atatürkçülüğe fatiha, Kemalizme beddua!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

8 Yorum

  1. 16 Haziran 2020, 06:26

    Ha şu beyanatı da çok önemli !!
    “Efendiler! Avrupa’nın bütün ilerlemesine,yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki Ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!” (Mustafa Kemal Paşa, 6 Mart 1922, TBMM Gizli Celse Zabıtları, Cilt:17, Sayfa:6)

  2. 16 Haziran 2020, 06:18

    Bu yeni nazlı ılıcak modeli, Atatürk’ ün muasır medeniyetler hedefini batı emperyalizminin kıçına takılmak, onlara payandalık, mandalık yapmak olarak anlıyor, görevi gereği bize öyle anlatıyor, anlatmaya çalışıyor. Yani bize 1946 dan beri “Atatürkçülük” diye yutturulan şeyi. Özellikle 1980 askeri cunta döneminde ve sonrasında daha çok karşılaştığımız; ders kitaplarımıza, sınıflarımıza resimleri konulan, her köşeye büstü heykeli, köşesi yapılan, ama her gün katledilen, kaybedilmeye çalışılan Kemalizm. Karanlıktan beslenen böcekler gibi tarikat kurslarında, yurtlarında, abilerin,, imamların, şeyhlerin elinde kendine, halkına düşman edilen, beyinlerine tecavüz edilen çocuklarımız eliyle yok edilmeye çalışılan Kemalizm. G. fuller’ lerin “yeşil kuşakları” ile boğulmaya çalışılan Kemalizm.
    Oysa Kemalizm küllerinden doğan zümrüdü anka kuşu gibi yeniden doğuyor. Bu gerici saldırılar sonunda gerçek sahiplerinin eline geçti, yeniden doğup, parlamaya başladı. Umuyorum her geçen gün onun aydınlığı ve sıcaklığı daha çok insanımızı cezbedecek.
    “Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük ecdadımın en kıymetli mirasından olan bağımsızlık aşkı ile yaratılmış bir adamım.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 24)
    “Ahmaklar, memleketi Amerikan mandasına, İngiliz himayesine terk etmekle kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını temin etmek için bir vatanı ve tarih boyunca devam edip gelen Türk istiklalini feda ediyorlar!” (Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, Cilt I. Türk Tarih Kurumu Yayınları, s. 172.)

  3. Demiş ki: “Türkiye’de gayrimüslim yurttaşlara karşı daha hoşgörüsüz tutumun kaynağı İslamcılık ve Osmanlıcılık cereyanlarından ziyade seküler ulusalcılık akımıdır.” Yanlışınız var Nagehan hanım. Bugüne kadar gayrımüslümlere yapılan hoşgörüsüz tutumlar hatta katliamların sorumlusu Türk-İslam sentezi denilen ucubedir. Bunların hepsi fanatik İslam ve din farkı kaynaklıdır. Türkler İslamlaştıkça karşı taraf da fanatikleşmiştir. Şimdi olduğu gibi. Fanatizmle Ayasofyayı camiye çevirirsen karşı taraf da Rusyası, Yunan’ı, Bulgar’ı sana karşı bilenecektir. Halbuki bu ülkeler 1930’larda Atatürk’ü Nobel barış ödülüne aday gösterdiler. Neden? Çünkü Türk’ün bakış açısı din temelli değildir. Türk; Bulgar’ı da, Macar’ı da din farkına rağmen Türk gelir. Hatta ve hatta ön-Türkler vasıtasıyla Anadolu’daki Ermeni ve Rumların içindeki Türk’ü de görebilir. Hıristiyarın biat etmesi, cizye gibi sebeplerle din içerisinde belli bir yere konumlandırararak hoşgörü gösterilmiş olabilir ama bu sonuçta Türk’ün hoşgörüsüdür. Araplar bu insanları köleleştirmiş, katar katar cariyeyi Arabistan’a taşımışladır. Onların fanatik İslamcı Türklerle kötü anıları vardır. Ama Alevi Bektaşi Tengriizm’in izlerini taşıyan Türkmenlerle hiçbir kötü anıları yoktur. Beraber saygı sevgi içinde yaşamışlar, dostluklar, bağlar kurmuşlardır.

  4. Cenabı Allah bir insanı Milletinin ve Yaratıcısının Bedduasın üzerine çekecek bir hayat nasip etmesin şu üç günlük dünyada.

  5. Müyesserler içerde bu saksofonlar dışarda ey adalet sistemi nerdesin ?

  6. 15 Haziran 2020, 12:55

    devran döner halkın dönercisi yarım döner yersin illaki

  7. İngiliz Muhipleri’ne selam olsun veya Salâ’m olsun. Çünkü onları yok edeceğiz.

  8. 15 Haziran 2020, 11:40

    son gulen ıyı guler

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!