NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya’nın Doğu Akdeniz’de ve özellikle Suriye ve Libya’daki artan faaliyetlerinden endişe duyulduğunu iddia etti.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, NATO Savunma Bakanları Toplantısı öncesinde düzenlediği basın toplantısında, AA muhabirinin “NATO, Libya’ya ve özellikle uluslararası toplum ve BM tarafından tanınan Libya hükümetine ne tür destek sağlayabilir? Ayrıca, ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’den kurtarılan Terhune kentindeki toplu mezarlar hakkında düşünceniz nedir?” sorularını yanıtladı.
Stoltenberg, “Libya’daki durum çok tehlikeli olmaya devam ediyor. Toplu mezarlar hakkında çıkan raporlardan derin endişe duyuyor ve BM’nin bunların soruşturulması çağrısını destekliyorum.” diye konuştu.
NATO’nun Libya’da barış için Berlin Süreci ve BM nezdinde yürütülen girişimleri desteklediğinin altını çizen Stoltenberg, konunun Savunma Bakanları Toplantısı’nda da gündeme geleceğini düşündüğünü, ittifak genelinde son haftalarda Libya’daki gelişmelerin ele alındığını aktardı.
Stoltenberg, “NATO aynı zamanda Rusya’nın gerek Suriye, gerek Libya olmak üzere Doğu Akdeniz’de artan faaliyetlerinden endişe duyuyor. Durumu yakından takip ediyoruz.” açıklamasında bulundu.
ANKARA’NIN ABD VE NATO MESAJLARI
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın, Libya konusunda ortak çalışma grubu kurulması üzerinde uzlaştıklarını, bakanlıklar ile istihbarat örgütü yetkililerinin yakın zamanda görüşmelere başlayacağını açıklamıştı. ABD’yi, Libya konusunda daha aktif rol almaya çağıran Çavuşoğlu, bölgenin istikrarının NATO’nun da faydasına olduğunu söylemişti.
Pazar günü de sürpriz bir gelişme yaşanmış, Libya konusunu ele almak için Türkiye’ye gelmesi beklenen Rus heyetinin ziyareti zirveye saatler kala ertelenmişti.
Bence ABD ve RF arasında bir gizli anlaşma kesinlikle vardır. Çünkü her iki ülkede bu konuda çok tecrübeliler ve daha keskin ayrılıkların olduğu soğuk savaş döneminde çok daha büyük krizleri bir kazaya mahal vermeden yönetebildiler. Bugün önemli olan nasıl bir anlaşma yapmış olabileceklerinin tahmin edilmesidir. Skyes-Picot gibi bir anlaşma mı ? Yalta 1945 tarzı bir anlaşma mı ? Yoksa Dünya da kontrol edilebilir bir gerginlik stratejisi ile silah satışlarının önünün açılarak kavgayı dozunda tutan bir centilmenlik anlaşması mı ?