Bal

Necip Hablemitoğlu suikastının üzerinden 18 yıl geçti

featured

Gazetelerin manşetlerine “derin suikast”, “derin cinayet” ve “Başkentte kanlı pusu” ifadeleriyle yansıyan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun silahlı saldırı sonucu öldürülmesinin üzerinden 18 yıl geçti. Geçen sürede Hablemitoğlu cinayetinin failleri yargı önüne çıkarılamadı.

Necip Hablemitoğlu, Ankara’da 1954’te dünyaya geldi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksekokulundan 1977’de mezun olan Hablemitoğlu, bir süre “Dilde, Fikirde, İşde Birlik” adlı dergiyi çıkardı. Uzun yıllar çeşitli kuruluşlarda basın müşaviri olarak çalışan Hablemitoğlu, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsünde yüksek lisans ve doktora yaptı.

Orta Avrupa ve Balkanlar’daki Türk eserleri, Türk azınlıkları ve şehitliklerle ilgili çalışmalar yapan Hablemitoğlu, çalışma alanına ilişkin çok sayıda kitap ve makale yazdı.

Hablemitoğlu, öldürüldüğü 18 Aralık 2002’ye kadar Ankara Üniversitesinde Atatürk ilkeleri ve devrim tarihi dersleri vermeyi sürdürdü.

Necip Hablemitoğlu, “Sovyet Rusya’da Ölüm Kampları”, “Türksüz Kırım: Yüz Binlerin Sürgünü”, “Çarlık Rusyası’nda Türk Kongreleri (1905-1917)”, “Şefika Gaspıralı ve Rusya’da Türk Kadın Hareketi (1893-1920)”, “Şeriatçı Terörün ve Batının Kıskacındaki Ülke: Türkiye”, “Milli Mücadelede Yeşil Ordu Cemiyeti”, “Gaspıralı İsmail”, “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası”, “Kırım’da Türk Soykırımı” ve “Köstebek” isimli kitapları yazdı.

Dönemin Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, “Alman vakıfları soruşturması” sonunda 2002’de açtığı davanın iddianamesinde, Hablemitoğlu’nun “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” adlı kitabından alıntılara yer verdi.

Hablemitoğlu bu kitapta, Alman vakıflarının Türkiye’de yasal olmayan çalışmalar yaptığını, etnik ve mezhepsel ayrılıkları körüklediğini ve altın madeni karşıtlarını finanse ettiğini savunuyordu.

Necip Hablemitoğlu, Çankaya Portakal Çiçeği Sokağı’ndaki evinin önünde 18 Aralık 2002 akşamı uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.

TEHDİTLERİN ARTTIĞINI BELİRTMİŞTİ

Cinayetin ardından gazetelerde “derin suikast-devletin hassas olduğu konularda araştırmalarıyla tanınan Hablemitoğlu vurularak öldürüldü”, “derin cinayet-DGM’deki Gülen davası ve Alman Vakıflarıyla ilgili çalışmalarıyla tanınan ve ‘çok şey bilen’ Hablemitoğlu’nu Ankara’da vuranlar kaçtı”, “Başkentte kanlı pusu-İslamcı terör ve Fethullahçı yapılanmalara ilişkin çalışmalarıyla tanınan Hablemitoğlu öldürüldü” manşetleri vardı.

Soruşturma, dönemin Ankara DGM Savcısı Cengiz Köksal tarafından yürütüldü. İstanbul’da 5 kişiyi para için öldürmekten yargılanan bir sanık, 2003’teki bir duruşmada suikastı kendisinin gerçekleştirdiğini öne sürdü. İddia üzerine bazı kişilerin ifadesine başvuruldu, bazı yerler arandı ancak iddiayı doğrulayacak delillere ulaşılamadı.

Hablemitoğlu, ölümünün ardından yayımlanan kitabı “Köstebek”in son bölümünde, çalışmasını sürdürürken telefonlarının dinlendiğinden, bilgisayarındaki elektronik posta ve dosyalarının kopyalandığından emin olduğunu belirterek, bu sebeple edindiği bir başka bilgisayarı, internete girmeden kullandığını yazıyordu.

Aldığı tehditlerin arttığını ama “anlaşılır nedenler”den koruma talebinde bulunmadığını belirten Hablemitoğlu, şunları aktarıyordu:

“Bu süreçte benim de tedbirsizlikten kaynaklanan kayda değer bazı kişisel hatalarım söz konusu oldu. Telefonda karşılıklı bilgi ve belge alışverişi taahhüdünde bulunarak randevulaştığım bir kişiye, buluşma yerini ve saatini bu görüşme sırasında alenen söyleme hatasında bulundum. Randevu öncesinde fakültenin otoparkına bıraktığım otomobilimin alarmının çalışmadığını fark ettim. Otomobili kontrol ettiğimde, bagajda duran 2 deri çanta ile maddi değer ifade eden alışveriş çantalarına dokunulmaksızın, içinde araştırma ile ilgili belgeler, ses ve görüntü kasetleri ve CD’lerin bulunduğu alelade 2 plastik poşetin gasbedildiğini fark ettim. Devlet içine sızmış ‘köstebekleri’ araştıran bir akademisyen olarak, semt karakoluna ya da hırsızlık bürosuna başvurmanın ne anlama geldiğini ve geleceğini en iyi algılayan dikkatli bir yurttaş olarak, ‘Fetullahın Copları’ kitabının yazarı, gazeteci Zübeyir Kındıra’nın yaptığını yapmadım. Onun otomobilinin -kitabının hazırlık evresinde- soyulması üzerinden geçen yıllar zarfında faillerinin yakalanamamış olmasına da zaten hiç şaşırmamıştım.”

Hablemitoğlu’nun çalışmaları nedeniyle başka ülkelerin gizli servislerince öldürüldüğü yönünde iddialar ortaya atılırken, yıllar sonra FETÖ’nün kumpası olduğu ortaya çıkacak olan Ergenekon davasında da Hablemitoğlu cinayetinin arkasında “Ergenekon terör örgütünün bulunduğu” iddia edildi. Ancak Ergenekon savcısının davaya müdahillik önerisi, Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu tarafından kabul edilmedi.

FETÖ ÇATI DAVASI İDDİANAMESİNDE SUİKAST

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 14 Temmuz 2016’da, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in de arasında bulunduğu 73 kişi hakkında silahlı terör örgütü kurarak, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalıştıkları gerekçesiyle dava açtı. İddianamede Hablemitoğlu cinayeti ile FETÖ ilişkilendirildi.

“Soruşturmayı, o yıllarda emniyet içerisindeki terör ve istihbarat birimlerine egemen cemaat yapılanmasının yürüttüğü” kaydedilen iddianamede, “Fetullah Gülen cemaatinin emniyet istihbarattaki kadrolarının cinayetin işleneceğinden habersiz olmalarının imkansız olduğu, buna rağmen cinayeti önlemedikleri” ifade edildi. İddianamede, şu değerlendirmelere yer verildi:

“Cinayetten sonra delil toplamada olayı çözmeye yönelik çalışma yapılmamış, tersine cinayet çözümsüz bırakılmaya ve karartılmaya çalışılmıştır… Hablemitoğlu’nun Alman vakıfları ve Fetullah Gülen cemaati dışında uğraştığı bir kesim yoktur. Necip Hablemitoğlu, cemaate karşı açıktan mücadele vermiş bir kişiydi ve adeta baş düşman bellemişti. Cemaat üzerine bir kitap çalışmasını bitirmişti. Bu kitabın giriş kısmı ‘Köstebek’ adı altında yayınlanmıştır. Cemaat, cinayet arkasında bulunduğunu gizlemek için özellikle olayı Almanya ve Alman vakıfları ile ilgili gösterip kamuoyunda algı yaratmıştır. Fetullahçılar bu suikastı Ergenekon’un işi gibi göstermek için de çok çabalamış, davada yalancı tanık kullanmışlardır. FETÖ, şüpheleri üzerinden atmak için çabalamıştır. Ancak bu cinayetin bütün sonuçlarından Fetullah Gülen cemaati yararlanmıştır. Bergama’daki altın madenleri, cemaatin elindeki Koza İpek grubunun eline geçerek işletilmeye başlanmıştır. Hablemitoğlu’nun öldürülmesinde yalnızca cemaatin çıkarı bulunmaktadır.”

Şengül Hablemitoğlu, bu davada ise müdahil oldu. Aynı dönemde, terör suçlarından sorumlu olan eski Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen, dosyayı raftan indirdi. İşçimen’in 29 Eylül 2016’da ifadesine başvurmasının ardından Şengül Hablemitoğlu, basına, “(FETÖ) İfademde gündeme gelmedi ama bu araştırılıyor zaten. Bir kere, soruşturmanın hiç yürümemesi yönünde bakılıyor. Bir şekilde karartılma var.” dedi.

ENVER ALTAYLI İLE MUSTAFA ÖZCAN GÖRÜŞMEK İSTEDİ

Necip Hablemitoğlu’nu tanıyan eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın’ın da ifadesi alındı. Şıvgın, eski istihbaratçı Enver Altaylı ile FETÖ’nün üst yöneticilerinden Mustafa Özcan’ın kendisini aracı kılarak “cemaat” hakkında kitap yazan Hablemitoğlu ile görüşmek istediklerini, kendisinin ise bunu kabul etmediğini anlattı.

CİNAYETİN KİLİT İSMİ UKRAYNA’DA

Cinayet zanlılarından birine uzanan ipucu, FETÖ çatı davasının ek klasörlerinde ortaya çıktı. Müvekkili Şengül Hablemitoğlu ile birlikte 18 Aralık 2019’da basın toplantısı düzenleyen avukat Ersan Barkın, gazeteci Zihni Çakır’ın, Hablemitoğlu’nun katilinin kim olduğuna ilişkin ifadesinin eklerde bulunduğunu bildirerek, bu kişinin M.T. adlı devlet görevlisi olduğunu söyledi.

Mahkemeden bu kişinin suikastla ilgili ifadesinin alınması için mahkemeye getirilmesini istediklerini aktardı ve şunları söyledi:

“Mahkemenin, kişinin hala muvazzaf devlet görevlisi olması hasebiyle ve o tarihlerde Kazakistan’da görevli olduğuna dair şifahi bilgilendirmeyle yetinerek taleplerimizi kabul etmemesi üzerine, Hablemitoğlu suikastı soruşturmasını yürüten savcıdan, kişinin ifadesinin alınmasını talep ettik. Yani Zihni Çakır’ın ifadesinin savcılık tarafından yeniden alınması sonucunda, adı geçen failden nasıl haberdar olduğu sorusuna Çakır, ‘Nuri Gökhan Bozkır’dan öğrendim bunları’ şeklinde yanıt verdi.”

Türkiye, Ukrayna’da bulunduğu ortaya çıkan ve Hablemitoğlu cinayeti soruşturmasında “şüpheli” konumunda bulunan Bozkır’ın iadesini istedi. Kiev’de önce gözaltına alınan, daha sonra ev hapsine çarptırılan Bozkır, iadesine karşı çeşitli itirazlarda bulundu. Bozkır’ın iadesine ilişkin Ukrayna’daki süreç devam ediyor.

Hablemitoğlu suikastına ilişkin soruşturma dosyası halen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında açık bulunuyor.

‘FETULLAHÇILAR’ İLE İLGİLİ TESPİTLERİ

Hablemitoğlu, kamuoyunun en çok dikkatini çektiği kitabı olan ve ölümünden sonra yayımlanan kitabı “Köstebek”te, yıllar sonra “Fetullahçı Terör Örgütü-FETÖ” olarak tanımlanacak yapıyla ilgili dikkat çekici tespitlerde bulundu.

Kitabında bu yapıyı “Fetullahçılar” olarak ifade eden Hablemitoğlu, “Fetullahçıların” devlette nasıl kadrolaştığını, özellikle Emniyet İstihabarat Dairesi Başkanlığını nasıl ele geçirdiklerini ve kendilerine karşı hareket edenleri nasıl pasivize ettiklerini anlattı.

Hablemitoğlu kitabında, “Fetullahçılar, Türkiye’de Mevleviler, Bektaşiler, Cerrahiler gibi salt dinsel inancını yaşamaya çalışan bir cemaat değildir. Uluslararası alanda at koşturan, son derece tehlikeli bağlantılarıyla, ekonomik kaynakları ve eğitim kurumlarıyla, Türkiye’nin yüz yüze olduğu en tehlikeli tehdit odağıdır.” tespitinde bulundu.

Necip Hablemitoğlu suikastının üzerinden 18 yıl geçti

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

11 Yorum

  1. Yağız Aksakaloğlu, Necip Hablemitoğlu’nun eş ve çocuklarının Fetö kumpaslarını savunan Sevim Öztürk’ü çok iyi araştırmacı gazeteci diye savunduğunu yazmıştı. Hablemitoğlu’nun Katillerinin avukatlığını yapan Öztürk’ü savunmak ne demek! Yazıklar olsun…

  2. Allah rahmet eylesin, dogru durust bir insandi. Aydinlatilamayan cinayet AKP’nin boynunadir.

  3. Yukaridaki yazinin son kismindaki rahmetli Hablemitoglu‘nun tesbitini okuyup buna ragmen Ankara Cumhuriyet Bassavciliginin 2016 da yazdigi iddianamede, olayi FETÖ diye „basite“ indirgeyip ayni zamanda da FETÖ‘yü uluslararasi büyük cinayet sebekelerinden (bahsedilen ülkelerin istihbarat örgütleri) kasitli olarak soyutlamaya calismasi dahi Türkiyede milli bir Devlet ve millet bilincine erismis bir Toplumdan ne kadar uzak olundugunu gösteriyor. Iliklerine kadar ülke ve millet düsmanlarinin nüfuz ettigi memleketin hali icler acisi. Bir kac cesur vatansever de böyle hayatinin en verimli yaslarinda kahpece katlediliyor. Kim verecek bütün bunlarin hesabini, kim?

  4. Hablemitoglunun feto tarafindan suikaste ugradigi tarihte akp secim kazanali 1 ay olmus, CB sezer basbakan A.gul, RTE ise siyasi yasaktan dolayi secimlere bile sokulmamis..Gul basbakanligindaki ilk hukumet kurulur kurulmaz fetonun kendilerini farkeden hablemitoglunu ortadan kaldirmalari tesaduf olabilir mi? Mart 2003 de siirt secimlerinin yenilenmesiyle partinin basina gecen Erdogan aslinda partiye azmiyle disaridan katilarak sadece millete dayanarak bugunlere kadar hem kendi partisindeki hem de 2010 sonrasi muhalefetteki fetoyle tam 17 yil dise dis mucadele vererek 2002 de bile suikast yapip bunu ortebilecek kadar devlete ve medyaya hakim olmus feto gibi devasa bir canavarin hakkindan tek basina gelmis gorunuyor…Erdogan dusmanligi tesaduf degilmis..Surec icinde bu gercegi farketmis sadece bahceli ile perincek var..

  5. 18 Aralık 2020, 11:12

    Buradan Erdoğan’a övgüyü nasıl çıkarabildin, yuh!

  6. Anlasan sasardim zaten..Hablemitoglunu oldurenler feto, oldurulme sebebi fetoyu aciga cikarmasi hem de Tum Turkiye uyurken..Pekiiiiii,……Fetonun anasindan emdigi sutu burnundan getiren, 50 bin fetocuyu hapislere tikan kim?…Erdogan..Tabiri caizse hablemiyptoglunun kanini yerde koymayan, onun intikamini alan kisi de Erdogandir..O olmasaydi bir milyon daha hablemitoglunu bu ulkede sehit edeceklerdi..Balyoz magdurlarinin yanina en az 300 bin kisi daha ilave edip omur boyu hapislerden cikarmayacaklardi..!…Malesef goruntu bu, dondugumuz ucurumun kenari da bu..!

  7. Hablemitoglunun kanini yerde komadigi icin, katillerini hapislere tikip agababalarini bu vatandan surdugu icin…Hablemitoglu denince akla gelmesi gereken ilk sey intikaminin alinip alinmadigidir…Katillerinin bugun hangi durumda oldugudur..O katiller nicin Erdogan dusmanligi yapiyorlar buradan anla.

  8. Necip Hablemitoglu kimler tarafindan öldürüldü?Biz hala bu sorulari sorarak sözümona fail ariyoruz.Halbuki failler sakli gizli degil.Sivas Katliamini kimler yapmisti?Maras Katliamini kimler yapmisti.Necip Hablemitoglu veya Ugur Mumcu kimlerdenbahsedip toplumu uyandiriyordular.Köstebek adli eserinde Necip Hablemitoglu acik acik Fetöyü isaret ediyor polis teskilatinin Fetönün elinde oldugunu acik acik yaziyordu.Cagdas Yasam dernegine Fetöcülerin nasil baskinlaryaptigini o kitapta acik acik belgelerle acikliyordu.Peki cagdas yani rahmetli Türkan Saylan hasta hasta evi basilarak gözaltina alinmadimi kimdi alanlar fetöcüler degil mi?Yani Hablemitoglunu kim öldürdü sorusunu sormak bile toplumun akliyla alay etmektir.Hablemitoglu,Ugur Mumcu ve diger aydinlarin katilleri,Refah(AKP)Fetö ve onlarin bagli olduklari dis güclerdir.

  9. Evet haklisiniz,”gel artik bu hasret bitsin”derken erdogan fetö ile mücadele ediyordu.Komedinin herhalde son perdesini oynuyorsunuz.Hala Fetönün siyasiayagini köse bucak kacirarak onu aklamaya calisiyorsunuz.17-25 Aralik olaylari da tesadüfmüydü.Evlerde bulunan paralar para sayma makineleri bunlarda herhalde Fetö ile erdoganin yaptigi mücadelenin araclariydi.Gercekleri ne kadar sklarsaniz saklayin gün gelir onlar ortaya cika rve utanirsiniz.

  10. Yuh artik tuganay, sana cevap vermeye degmez…Gel artik demesi onu getirip iceri tikmak icindi..Bu sozu soylediginde Mit baskininin uzerinden 1,5 yil gecmis…Feto bu tuzaga gelmedi tabii ki…Para sayma makineleri ve paralari fetoculer aynen donanmaya yerlestirdikleri CD ler gibi yerlestirip fotograf cekip ayni saniyede yayin yaptilar…Millet bunlari yutmadi tabii…Sen haric..!

  11. Sen ucmussun tuganay..Uzay gemin kontrolden cikmis…! Tum sistemler kisa devre yapmis, cazir cuzur yanmaya baslamis..

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!