Satışının ardından üretimini 2 hafta durduran Türkiye’nin dev otomotiv firması Temsa’ya bankalardan haciz başlatıldığı belirtildi. Şirketin vadesi dolan kredi ve teminatlarını ödeyemediği ifade ediliyor.
Yılda 10 binin üzerinde otobüs, midibüs ve hafif kamyon üreten, ABD ve Avrupa Birliği dahil yaklaşık 70 ülkede faaliyet gösteren otomotiv devi Temsa önce True Value Capital Partner’s fonuna satılmış ardından da üretime ara vermişti.
Şirkete kredi veren bankaların kredi ve teminat mektuplarında yaşanan ödeme ve tazmin zorlukları nedeniyle haciz işlemlerine başladıkları ifade edildi.
Sözcü’nün aktardığına göre, Sabancı Holding, 1968 yılından beri üretimini sürdüren Temsa’yı geçen mayıs ayında İsviçre’de kurulan True Value Capital Partner’s’a satmıştı. Temsa’yı alan şirketin Rıfkı Enver Ünver ve eşi Rukiye Devres Ünver tarafından İsviçre’nin Lozan kentinde satıştan yaklaşık 2 ay önce mart ayında 100 bin İsviçre Frangı sermayeyle kurulduğuna işaret edilirken, şirketin 23 Aralık 2019 tarihine kadar Temsa’da üretimi durdurması tartışmaları alevlendirdi. Temsa’nın üretime ara vermesinin, şirketin finansal yönden sıkıntıda olmasından kaynaklandığı ifade ediliyor.
Temsa’nın kamu bankaları da dahil çok sayıda bankaya nakdi kredilerle teminat mektuplarından oluşan milyar lirayı aşan yükümlülüklerinin bulunduğu ifade ediliyor. Temsa’nın vadesi dolan yükümlülükleriyle ilgili ödeme ve tazmin zorlukları yaşadığını belirten kaynaklar, alacaklı bankaların gününde ödenmeyen borçları tahsil etmek için haciz işlemi başlattığını belirttiler.
Evren Ünver belli ki birileri adına temizlik yapıyor. O yüzden köküne gitmek ve temizlikçilik tecrübesini nerede kazandığına bakmak lazım. Türkven piyasada ne kadar Fetö yatırımı varsa satın alıp tekrar satarak güya private equity işi yaptı ama aslında iz kaybettirdi. Çünkü yabancı fonların parasıyla yapıyorlardı bu işi ve kimse sorgulayamıyordu. Aslında piyasanın diğer devi Aktera da aynı işi yapıyordu. Kuruluş tarihlerine ve operasyonlarına baksanız yeter. Seymur Tari, AKP projesinin ABD’de pişirildiği 2000’de Türkven’i kurdu ve ilk yatırımını 2003’te yaptı. Aktera ise 2006’da Telsim’i Vodafon’a teslim ettikten sonra Isak Antika tarafından kuruldu. Türkven-Aktera ikilisi ülkemize girecek yabancı sermayenin hem ibresi hem de musluğu rolündeydiler. Fetö’nün yabancı istihbaratlar desteğiyle büyüyüp yayıldığı ve hükümetin de yeşil ışık yaktığı 2002-2012 döneminde bu fonlar Türkiye’yi cazip gösterecek şekilde yatırımlar yaptılar. Nispeten yerel, samimi ve dürüst hiçbir fona iş ve fırsat bırakmadılar. Ama hükümet Fetö ile çatışmaya başlayınca bir yandan “Türkiye’de yeni yatırım fırsatı yok, şirket değerlemeleri aşırı yüksek (sanki başkası yapıyordu değerlemeleri) ve politik risk de çok” falan diyerek ülkeyi kötülemeye bir yandan da devletin el koyması ihtimali olan Fetö operasyonlarını güya yabancı sermaye ile temizleyerek yurtdışına çıkarmaya başladılar. Temsa’da olan da aynısı. Sabancı’da işler belli ki artık nispeten milli Güler hanımdan ziyade İngiliz anahtarı Suzan hanımın kontrolunda.