Bal

Afrika’da Fransız tuzağı! İşte Rusya ve Türkiye’yi bekleyen tehlike

featured

Bir süre önce yönetimin değiştiği Mali’de son yaşanan gelişmeler Fransa ve ABD destekli bir tuzağa işaret ediyor. United World International’da yayımlanan analize göre hedef bölgede kaosun devamıyla Afrika’da etki alanları giderek büyüyen Türkiye ve Rusya’yı karşı karşıya getirmek.

VERYANSIN TV 

Uluslararası çapta yayın yapan United World International (Uwi) analiz sitesinde Mali’de eski sömürge gücü Fransa ve ABD’nin tutumuna ilişkin geniş kapsamlı bir analiz yayımlandı.

Yazıda yaşanan darbenin ardından Mali’de etki alanı giderek azalan Fransa’nın amacının bölgede kaos yaratmak olduğu, Afrika’ya son dönemde yoğunlaşan Rusya ve Türkiye’yi birbirine düşürmeyi hedeflediği belirtildi. 

“Rusya ve Türkiye ABD ve Fransız hegemonyasının üstesinden gelebilir” başlıklı yazıda  Ankara ve Moskova’nın Mali’de Fransa ve ABD’ye karşı ortak hareket edebileceği vurgulandı.

Analiz yazıda öne çıkan bilgiler şöyle:

MALİ’DE GÜVENLİK KRİZİ

“Fransa’nın Afrika’daki eski sömürgelerinden Mali’de bir güvenlik krizi oluşmaya başlıyor. Anadolu Ajansı’na göre, geçtiğimiz Pazar günü ülkenin orta kesiminde bulunan Kolongo belediyesindeki Manidjè’de teröristler Mali ordusu devriyesine pusu kurdu, beş Malili asker öldürüldü. 

Ülkede, özellikle Mali’nin merkezindeki Segou ve Mopti bölgelerinde devamlı pusular ve patlayıcı cihazlarla saldırılar oluyor. Cumartesi günü, Mali’deki BM Misyonu (MINUSMA), ülkenin kuzeydoğusundaki Kidal bölgesinde üç barış gücü askerinin yaralandığını bildirdi. 

Ayrıca yine Cumartesi günü güneyde Kayes bölgesindeki Didiéni’de düzenlenen silahlı saldırıda iki Faslı sürücü öldü, bir diğeri de yaralandı.

FRANSA: SAHEL’DE YENİLGİ 

Oldukça fakir ama önceden nispeten sakin bir Afrika devleti olan Mali’deki durum, 2012’de, ülkenin kuzeyindeki ayrılıkçı Tuareg hareketinin yükselişiyle kötüleşti. Tuareg’in yükselişinin dolaylı nedenlerinden biri, başta Fransa olmak üzere NATO ülkelerinin müdahalesiyle 2011’de Libya’da Muammer Kaddafi’nin devrilmesiydi. Kaddafi, kendisine sonuna kadar sadık olan Tuareg milislerine güveniyordu. Sahel’in karşısında yaşayan Tuareglere, vatandaşlık olmasa da Libya’da sığınma hakkı verilmişti. 

Kaddafi’nin devrilmesinden sonra desteksiz kalan, ancak askeri eğitimli olan Tuaregler, ülkenin yeni efendilerine düşman oldular. Bu yüzden büyük bir kısmı komşu ülkelere, özellikle kuzeyinde akranlarının yaşadığı Mali’ye taşındı. Bu bağlamda Mali ve Nijer’den Tuareglerin de Kaddafi’nin ordusunda görev yaptığını belirtmek gerekiyor. Tuaregler Mali’de yerel İslamcıların desteğini kazandılar ve birlikte kuzey Mali’deki geniş çöl alanlarını ele geçirdiler. 

Bamako’daki merkezi hükümet yardım için Avrupalı müttefiki Fransa’ya döndü. Paris, önce Serval Harekatı (2013-14) bağlamında asker konuşlandırdı, sonra 2014 yaz aylarında, daha kapsamlı olan Barkhan Harekatını başlattı. Harekat Mali, Çad, Burkina Faso, Moritanya ve Nijer’de yürütülüyor. Ancak sonuçları içler acısı. Terörist gruplar ortadan yok olmadı ve hala faal. 

Terörle mücadele bahanesiyle Fransızlar, ülkenin kuzeyinde faaliyet gösteren ayrılıkçı gruplar olan Azawad Hareketleri Koordinasyonu (CMA), yani ülkenin kuzeyinde faaliyet gösteren Arap ve Tuareg ayrılıkçılar ile ittifak kurdu. 2015’te Fransızlar, Mali hükümetine barış antlaşmaları dayattı. Bu antlaşmalar, Paris’in gözetimi altında, ayrılıkçıların ülkenin kuzeyindeki hakimiyetini fiilen garantiye alıyordu. Şimdi, CMA Mali’nin genişletilmiş bir bölgeselleşmesi ve askeri birliklerinin yasallaştırılması da dahil olmak üzere iktidarının konsolidasyonu için bastırıyor. 

Aynı zamanda, uluslararası gözlemciler, ayrılıkçıların silahsızlandırılması ve radikallerle mücadele ile ilgili anlaşmalara saygı gösterilmediğini belirtiyorlar. 

Diğer yandan Fransız birliklerinin ülkeye girişiyle birlikte terör, Mali’nin tüm taraflarına yayılmaya başladı. Kuzeyden ayrı olarak, Fulani (Fulbe) halkının desteklediği Macina Kurtuluş Cephesi’nin öne çıktığı orta bölgelerde teröristler ortaya çıktı. Bunlar, Fulani İslam Devleti’ni yeniden yaratmak için savaşıyorlar. 

Fransızlar Mali’de birçok hata yaptı ve sivillere ya da müttefiklerine karşı merhametsiz hareket ederek çok sayıda suç işledi. Eylül 2020’de Gao’da bir Fransız askeri bir sivili öldürdü, 2017’de Fransızlar kurtarma harekatında 11 Malili asker öldü. Ocak 2021’de Fransız birlikleri Mali’de bir grup sivile hava saldırısı düzenledi. Saldırıda BM raporuna göre 19 kişi öldü. 

Aynı zamanda, Fransızlar, kuzey Mali’de ayrılıkçılar ve hükümet birlikleri arasında güç paylaşımı ile daha önce kendi yarattıkları durumu daha da istikrarsızlaştırmaya başladılar. CMA liderlerinden birini tutukladılar. 

Bu eylemler, Fransız birliklerinin Mali’den çekilmek üzere olduğuna dair haberlerin yayılması ile birlikte gerçekleşti. Gözlemciler, Paris’in, ülkeyi kendisinden sonra gelecek olan mümkün olan en karışık durumda bırakmaya çalıştığı izlenimini edinebilirler. 

Haziran 2021’in başlarında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, yaklaşık 5.000 kişilik Fransız birliklerinin kademeli olarak çekileceğini ve Fransa’nın Sahel bölgesindeki askeri üslerini kapatacağını duyurdu. 

Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde Afrika uzmanı olan Thierry Vircoulon, Paris’in eylemleri hakkında “Bu bir yenilgi, bu açık” dedi. 

“Mali, Ocak 2012’den beri devletsiz durumda yönetilen, koruma ya da baskı uygulanan bir ülke durumunda. Kuzeydeki bölgeler, merkez ve güneyin bir kısmı doğrudan kendi yasalarını dikte eden Selefi gruplar tarafından işgal edildi. Fransız, Malili ve uluslararası güçler (MINUSMA, G5 Sahel), rakamlarına ve ateş gücü üstünlüklerine rağmen güvenliği sağlayamıyor. İnsan, onları finanse edenlerin gerçek planını ne olduğunu merak ediyor”, diyor United World International sponsorluğunda düzenlenen Yeni Uluslararası Düzen konferansında konuşan, Mali SADI Partisi Genel Sekreteri Mohamed Ag Akeratane. 

GÜVENLİK: GÖZLER MOSKOVA’YA DÖNÜYOR

Fransız “terörle mücadele operasyonu” Mali’yi, devletin işlemeyi bıraktığı bir bölgeye dönüştürdü. Yerel halka göre “başkent Bamako’nun hemen yakınında olan bazı kentlerde bile güvenlik yok”. 

Sonuç olarak, 2020’de Mali ordusu, yaygın protestolar sonrasında Fransa yanlısı Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita’yı devirdi. Devleti korumaya odaklı genç albaylar iktidara geldi. Ancak, önlerindeki yol boyunca bariz zorluklar var. Her şeyden önce, Fransız sömürge mirasının üstesinden gelmenin zorluğu var. 

Mohamed Ag Akeratane, darbenin aslında “neoliberal cumhurbaşkanının rejimine son veren bir isyan” olduğunu belirtiyor. Mali yetkilileri şimdi ülkedeki durumu normalleştirmek, etnik gruplar arası çatışmaların üstesinden gelmek ve teröristleri yeraltından çıkarmak gibi zorlu bir görevle karşı karşıya.

MALİ RUSYA’YA MI YÖNELİYOR? 

Son aylarda, Afrika medyası Mali’de Dyck Danışma Grubu’nun (DAG) ortaya çıktığını bildirdi – daha önce Mozambik’te IŞİD teröristleriyle savaşmayı başaramayan bir Güney Afrikalı özel güvenlik şirketi. Malili yetkililerin Ruslara yöneldiğine dair bilgiler de yayımlandı. Ülkede zaten daha ünlü Wagner Grubu için bir kapak olduğu iddia edilen bir Rus güvenlik şirketi, RSB-Grubu var. Reuters ayrıca bu şirket ve Mali Hükümeti’nin bir anlaşma imzalamaya hazır olduğunu bildirdi. 

Beklenileceği gibi, geri çekilen Fransızların bıraktığı güç boşluğunu diğer oyuncular dolduruyor. Şimdiye kadar, Rusya Malili yetkililerin birlikte çalışmaya istekli olduğu kilit ortak gibi görünüyor. 

TÜRKİYE FAKTÖRÜ 

Fransız karşıtı duygular Afrika’nın genelinde yaygın. 2019’dan bu yana Senegal, Moritanya, Mali, Burkina Faso, Nijer, Nijerya, Çad gibi Sahel ülkelerinde, ayrıca Sudan ve Eritre’de bazı Fransız karşıtı gösteriler düzenleniyor. Paris, eski sömürgelerin kalkınmasını engellemek, mali sistemlerini (CFA Frangı) kontrol etmek, yozlaşmış seçkinleri desteklemek, eşit olmayan ekonomik ilişkiler kurmak ve siyasete doğrudan müdahale etmekle suçlanıyor. 

Ancak Afrika halklarının alternatif ortak olarak sadece Rusya’yı görmüyor. Africaleads’in yıllık anketi, Afrika ülkelerinin Fransa’ya güveninin 2021’de düşüşte olduğunu doğruluyor. Öte yandan Türkiye’nin notu yükseliyor. 

Ağustos 2020’de Mali’de, Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita’yı deviren bir darbenin ardından, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu orduyla görüşen ilk üst düzey dış yetkili oldu. 

Teröristlerin cehaleti ve sosyal sorunları ülkenin istikrarını baltalamak için kullandığı durumlarda, Türkiye Mali’ye etkili bir ekonomik işbirliği modeli sunabilir, yerel halkla birlikte çalışabilir, hayati altyapı inşa edebilir ve eğitim sağlayabilir. 

Temmuz 2020’de Nijer ile Türkiye arasında imzalanan ikili savunma anlaşmasıyla Türkiye’nin Sahel ülkeleriyle özellikle terörle mücadelede işbirliği yeni bir boyuta ulaştı. 5 Eylül 2021’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mali’nin askeri lideri Assimi Goita ile görüştü. Türk lider, ülkesinin Mali ile ekonomik ve ticari ilişkilerini güçlendirmeye ve özellikle askeri ve savunma sanayiinde işbirliğini geliştirmeye hazır olduğunu vurguladı. Erdoğan, terörle mücadele konusundaki deneyimlerini dostları ve kardeşleri Mali ile paylaşmaya hazır olduklarını söyledi. 

FRANSA’NIN TUZAĞI: RAKİPLERİ BİRBİRİNE DÜŞÜRMEK

Françafrique ülkeleri Fransız etkisinden çıkıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a göre sadece Moskova ve Ankara değil, küresel ekonomik dev olan Çin de Afrika’da giderek daha önemli bir rol oynuyor. Bununla birlikte, Afrika’daki Fransız etkisinin sona erdiğini söylemek için henüz için erken. Fransa, sayısız ekonomik, siyasi ve kişisel bağla Afrika’ya bağlıdır. Fransız etkisinin kurumları güçlüdür. 

Ve bu etkiyi korumak için her yolu kullanacaklar: François Bozizé’nin geçen yılın sonlarında Orta Afrika Cumhuriyeti’nde meşru otoriteyi devirme ve demokratik seçimleri bozma girişiminde olduğu gibi. Kaos yansıtarak ya da rakipleri birbirine düşürerek. 

Hem Rusların hem de Türklerin çıkarları olduğu için Mali böyle bir çatışmanın alanına dönüşebilir. Ya da Ankara ve Moskova, (ve Çin) şu an yoğunlaşmaları gereken tek hedef olduğunu anlayacaklar: Afrika’daki Fransız sömürge mirasının ve (Paris’in alt yüklenicisi olduğu) Amerikan tek kutuplu hegemonyasının üstesinden gelmek. Bu durumda, birlikte, Paris’in entrikalarının üstesinden gelebilir ve Afrika ülkelerinin kendilerini yeni sömürgeci baskıdan kurtarmasına yardımcı olabilirler. Ancak bu, her iki tarafın da bilgeliğini, uzlaşmaya ve eylemler üzerinde anlaşmaya istekli olmasını gerektiriyor. “

Afrika’da Fransız tuzağı! İşte Rusya ve Türkiye’yi bekleyen tehlike

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. Tuzaklar çoğunlukla ters teper.

  2. Türk medyasında alışık olmadığımız türden güzel bir haber. Tarihi alt yapısıyla mali hakkında bilgilenmiş olduk. Bu tür aydınlatıcı, bilgi içeren haber analizlerin çoğalması bizi mutlu eder.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!