Yenikapı sergisi… Ezel’in son şarkısı… Twitter kampanyalarını yöneten yapay zeka… Gündemimizi ülke gerçekleri değil, onların yarattığı algılar yönetiyor.
Yaz aylarının son bulduğu ve sonbaharla beraber politik gündemin hareketlenmeye başladığı bugünlerde Twitter başlangıçlı ilginç hatta tuhafa kaçan sosyal medya operasyonlarına dikkatinizi çekmek istiyorum. Öncelikle “Yenikapı İsraf Sergisi” etiketiyle dün gece 01:00 sularında muhalif görünümlü resmi olmayan yüksek takipçili hesaplar ve bileşenleri tarafından merak unsuru eklenerek başlayan paylaşımlara, belirli aralıklarla yarı resmi İmamoğlu Gönüllüleri, Büyükşehir Çalışıyor vb hesaplarla destek verilerek kısa bir süre içerisinde “Trend Topic” olması sağlandı.
Bu operasyonun geceden yapılmasının sebebi, ertesi gün sosyal medyaya girecek olan vatandaşların ilk olarak bu içeriği görmelerini sağlamaktı. Strateji gayet uygun, %100 gerçek içerikle besleniyor ve taraflı/tarafsız israfa karşı tepkili olan hepimiz tarafından ilgiyle karşılanıyor. Bir müddet sonra da doğal olarak tepkiye dönüşüyor.
Şu an bu yazıyı okumakta olan sizlerin “Eee bunda ne var?” dediğinizi duyar gibiyim. Ama inanın işler bu noktadan sonra ilginçleşecek.
“Algoritma diktatörlüğü” yazımda kullanmak üzere hazırlamış olduğum bir analizi paylaşmak ve sabrınızı biraz daha zorlamak zorundayım. INB Bankasının Baş Ekonomisti yaptığı sunumda 18-35 yaş arasındaki gençlerin artık klasik teorilerle açıklanamayacak davranışlar sergilediğini belirtirken, araştırmaya dayalı veriler sunuyor. Bu verileri hafızalarınıza kazımanızı öneririm.
Sunuma göre, bu gençlerin,
– İdeolojik/politik bir bağımlılıkları kesinlikle yok.
– Milliyetçilikten uzaklar ve kendilerini dünya vatandaşı olarak görüyorlar.
– Herhangi bir dine inanmayanların oranı çok yüksek
– Hayvan hakları, çevre ve insan hakları konularında aşırı duyarlılar
– Aktivistler ve sosyal sorumluluk projelerinde yer almak istiyorlar
– Algıları çok açık ve çok hızlı öğreniyorlar
– 09:00-18:00 çalışmak istemiyorlar
– Ev veya lüks araç satın almak istemiyorlar
– AIRBNB kullanarak konaklamayı ve UBER ile seyahati tercih ediyorlar
– Çocuk sahibi olmak istemiyorlar
– Markalara yüksel bedeller ödemek istemiyor, ulaşılabilir lüks arıyorlar.
– Teknoloji ve iletişime sınırsız para harcıyorlar.
Peki bir önceki “Yenikapı İsraf Sergisi” operasyonunun, hedef kitle, etkileşim ve zamanlama açılarından karbon kopyası olarak değerlendirebileceğim #susamam şarkısı yukarıdaki ana başlıklarından hangilerine değiniyor dersiniz. Tabi ki hepsine
Mehmet’e katılıyorum. Çok doğru tespitler. Yalnız seçim kazanmak için sosyal medya kullanmakta bir sorun görmüyorum. Tabiki partiler her yasal yolu kullanırlar. Fakat bazen mesele seçim kazanmanın ötesine geçebilir. Burda daha çok HongKong’daki gibi sokak hareketlerinin tetiklenmesi üzerinde durulmalı. Ercan sana katılmıyorum, kimse Arap baharı gibi hareketlere doğal halk devrimleri diyemez. Fransız ihtilali, Bolşevik devrimi ise bunlardan farklı olarak gerçek halk devrimleridir. Arap baharı, HongKong’daki olaylar ve muhtemelen şimdi TR de tetiklenmeye çalışılan hareketler ise doğal değildir. Tabiki belli bir doğal zemini var. Zaten 0 doğal zemin olsa bu tasarıyı yapanlar bu işleri kolayca planlayamazlardı.Az veya çok bir zemin var ve fakat bu yazıda belirtildiği üzere etkili algoritmalarla bunu artırıp istedikleri yöne manipüle edebiliyorlar. Yeni çağ bu, önünde duramazsınız safsatası da küreselcilerin klişe sözlerindendir. İllüzyondur ve bu illüzyona kapıldığınız ölçüde bu sisteme de boyun eğersiniz. İnterneti sadece tek yönlü bir araç olarak düşünüyorsanız yanılırsınız. Sadece birşeyleri görünür kılmakla kalmıyor, fikirleri değişik yöntemlerle insanların beyinlerine işliyor. Yani müthiş bir manipülasyon, propaganda ortamıdır aynı zamanda. Mücadele edilmeli mi evet tabiki edilmeli ve hem aynı yöntemlerle ve de onların bu algoritmalarını hedef kitlelerine deşifre ederek bu mücadele yapılmalı. Sonuçta bu yapılan meşhur toplum mühendisliğinin teknoloji ile harmanlandığı çok daha ileri boyutudur. Ercan bey diyor ki düşman saldırsın ve siz de bunu kabullenip öylece durun çünkü kazanamazsınız. Orasını bilemiyoruz ama mücadele asla bitmez.
Ülkeleri yonetenler bu algi yöntemini hiç mi kullanmiyorlar. yapmayın. sizin şu yazınız bile bir çeşit algı yönetimi. Kaliteli bir isi kalitesiz demeye bile vardiriyorsunuz.Mehmet arkadsim sert liberal ekonmi uyguluyorsan ulkende etkilerine karşıda tepkileri göze alacaksin.Bunu baskilayarak çözemezsin aksine daha çok toplumsal tepkilere yol açarsın.Esk8den internet mi vardi.Bir dunya tarihi okuyun biraz.Bir sürü devrimlerin halk ayaklanmalarinin olduğunu görürsünüz. Internet bunu görünür kılıyor Yeni çağ bu.Önünde duramazsin.
Bu çok önemli bir konu. Algı yönetimi ile kitleleri özellikle ergen ve gençlerin istedikleri yöne yönlendirebiliyorlar. Bunu 2010 Arap Baharı’ndan beri bütün dünyada yapıyorlar. Son 7-8 yıldır da Türkiye’de artan bir şekilde etkili bir şekilde sosyal medyayı kullanıyorlar. Özellikle FETÖ’cüler kendilerini bu işe adamış durumdalar, öyle ki kutsal bir görev olarak görüyorlar ve algı oluşturmak için twittleri ve yorumları katlıyorlar. Yerine göre Atatürkçü, solcu, milliyetçi, muhafazakar vs. görünümlü paylaşım ve yorumlar yapıyorlar ve muhalif kitleleri de peşlerine takabiilyorlar. Çok uluslu sosyal medya mecraları da onların paylaşımlarını öne çıkaracak şekilde algoritmik bir destek veriyor. Mesela son seçimleri bu sayede kazandılar, tamamen sosyal medya algı yöntemleri ile. Bu çok tehlikeli, kitleleri özellikle gençleri çok kolay yönlendirebiliyorlar. Televizyon, gazete gibi konvansiyonel kitle iletişim araçlarının önemi eskisi kadar değil ve sosyal medya konvansiyonel medyanın etksinden kat be kat fazla etkiye sahip. Bence bu konu hayati derecede önemli ve bunun için devlet tarafından mücadele stratejileri geliştirilmeli. Çocuklarımızı ve gençlerimizi küresel düzenin çarkları arasında kaybetmeyelim artık.