MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli, burada yaptığı konuşmasında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ikili görüşmelerine de değindi. Bahçeli, “Sayın Cumhurbaşkanımız doğal olarak herkesle görüşebilir, herkesi dinleyebilir. Bizim için hiçbir sakıncası yoktur” dedi.
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında yapılacak görüşmeye ilişkin mesajlar veren Bahçeli, görüşmeye karşı çıktığı iddialarını isim vermeden yanıtladı.
Ayşe Ateş ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşmenin önümüzdeki günlerde yapılacağı bildirilmişti. Bahçeli’nin Erdoğan’ın Ayşe Ateş ile görüşmesine karşı çıktığı iddiaları gündeme gelmişti.
Ayrıca açıklamasında göç ve sığınmacı akınının en büyük sorun olduğunu belirten Bahçeli, “Suriyeli sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşleri kademe kademe sağlanmalı, düzensiz göçün beli kırılmalı, geri kabul anlaşması sonlandırılmalıdır” diye konuştu.
‘CUMHURBAŞKANIMIZ HERKES GÖRÜŞÜR’
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Oyunları bozacak cesarete ve yüreğe sahip olmalıyız. Anafor anlayışlara maceracı akımlara kapılmaktan özenle sakınmalıyız. Kulis bilgisiyle servis edilen dedikoduları, özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı ikili görüşmelerin çarpıtılmasını ibretle takip ediyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımız doğal olarak herkesle görüşebilir, herkesi dinleyebilir. Bizim için hiçbir sakıncası yoktur. Mahsurlu olan taraf aslı olmayan söylentileri, gemi azıya alması, fitnenin kamçılanmasıdır. Kaynayan dedikodu kazanının basıncını düşürmek alternatif yol olarak değerlendirilmeli.
Maşayı değil tutan ve tutturan elleri de görmeliyiz. Her zaman resmin büyüğüne odaklanmalıyız. Bugüne kadar onun bunun dolduruşuna gelerek dava mücadelemizi sürdürmedik.
‘İÇ VE DIŞ TEHDİT SARMALI GENİŞLEDİ’
Son zamanlarda eşgüdümlü olarak ülkemiz aleyhine iç ve dış tehdit sarmalının gittikçe genişlediğini; yol paylaşımı içinde olanların provokasyonlarına hız verdiğini yakinen müşahede ediyoruz. Türkiye’yi karanlık operasyonların hedef ülkesi haline getirmek için ellerini ovuşturanlara taviz vermeyeceğiz, Allah muhafaza tam tersi olursa milletimizin yüzüne bakamayız.
‘ASIL HEDEF TÜRKİYE’MİZDİR’
Suriye’nin parçalanmasını esas alan emperyalist bir proje devrededir. Bölge ülkeleri kuskun, küresel vandallık küstah ve hareketlidir. Türk milletinden öç almak için kuyruğa giren yerli ve yabancı mihraklar şirret kampanyalarını şu günlerde hızlandırmışlardır. Herkesi uyarıyorum, asıl hedef Türkiye’mizdir! Milli güvenliğimiz tehdit ve tehlikelerle sınanmaktadır.
‘CHP BU PİS SENARYONUN YERLİ FİGÜRANI’
Devlette millet arasındaki güven bağlarının kopuşuyla birlikte nihai aşamada doğan veya doğacak şikâyetlerin birbirlerine eklemlenmesini kışkırtıp, devlete ve hükümete karşı toplumsal bir direnişin gerekçesini oluşturmaktır. CHP bu pis senaryonun alt yüklenicisi, yerli figüranıdır. DEM derseniz devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü dinamitlemek için hazırda bekleyen bölücü fitnedir. ABD Suriye’de sonuçları çok vahim olacak bir oyun kurmaktadır. (“Özerk yönetim” ifadesine) Suriye Arap Cumhuriyeti bölündü de biz mi duymadık, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin toprakları paylaşıldı da bizim mi haberimiz olmadı!
‘SURİYE’NİN VE IRAK’IN GÜVENLİĞİ TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİDİR’
Suriye Arap Cumhuriyeti üzerinde ameliyata girişmek, idari yapısıyla oynamak, bölücü terör örgütüne meşruiyet zemini kurmak için sözde demokratik manevralar yapmak Türkiye için haklı operasyon nedenidir. Böylesi bir hıyanete seyirci kalmak Türk vatanını felakete sürüklemekle eş değerdir.
Suriye’nin veya Irak’ın güvenliği Türkiye’nin güvenliğidir. Dişimizi, yumruğumuzu sıkıyoruz, Türk milletinin güvenliğini, milli bekayı müdafaa gayesiyle her mücadeleye hazır ve kararlı olduğumuzu azimle beyan ediyoruz.
‘TERÖRİSTLERİN GÖREVDEN ALINMASI HUKUK DEVLETİNİN ŞEREFİDİR’
Yalnızca Hakkâri Belediye Başkanı değil, haklarında yargısal süreçlerin devam ettiği 30’a yakın örgüt üyesinin belediye başkanı koltuğunda oturuyor olması demokrasi ile izah edilemeyecek düşmanlık alametidir. DEM ‘in hedefi yöre insanımıza hizmet değildir, DEM’li belediyelerin hemen hemen hepsinde paralel yönetim PKK’nın sözde komiserleri vasıtasıyla ağırlığı ve gölgesi hakimdir. Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu bölgesinde bazı belediye başkanları talimatı PKK’dan alırken devletin hazinesinden alınan paraları de teröristlere yağmalatmaktadır. Teröristlerin görevden alınması hukuk devletinin şerefidir.
ÖZGÜR ÖZEL’E: KAYYIM ATAMASINA KARŞI ÇIKMAK DEMOKRATLIK DEĞİLDİR
Kayyım atanmasına karşı çıkmak demokratlık hiç değildir. DEM’lenmiş CHP’nin başındaki zat kayyım ezberini seslendirip halkın iradesinin tanınmadığını söyleyerek kendi kalesine gol atmaktadır. PKK’ya gıkını çıkaramayan, bölücü belediye başkanlarına en küçük tepki gösteremeyen, Suriye’nin Kuzeydoğusundaki hain teşebbüsleri kuzuların sessizliği ile izleyen bir şahsın CHP genel başkanı olması başlı başına bir trajedidir. CHP DEM’lenmiş, ele geçirilmiş ve sonunda şarampole devrilmiş Atatürk’le yolları çoktan ayırmıştır. Özgür Bey kavga istediğimizi söyleyip duruyor, bizim böyle bir niyetimiz yoktur. Şayet kavgaya gireceksek özgür bey rahat olsun korkmasın tırsmasın baksın işine o bizim klasmanımızda değildir. Bizim meselemiz maşalarla değil tutan ellerledir.
‘BU MİLLETVEKİLLERİNİN DOKUNULMAZLIĞI DERHAL KALDIRILMALI’
Ülkü Ocakları kurulduğundan bugüne kadar geçen sürede ülkü ocakları genel başkanlığına getirilen özü de kökü de Kürt olan iki genel başkan vardır. Türkiye’yi İsrail’le aynı kefeye koymak ifade hürriyeti değil izansızlığın hürriyetidir. Bu milletvekillerinin dokunulmazlığının derhal kaldırılarak adaletin önünde hesap vermeleri milli bir ihtiyaçtır.
PKK’nın arka bahçesi iradesini varlığını Kandil’e bağlamış bir partinin aldığı oy oranının oy sayısının demokrasi ile bağdaşması, insanlıkla anılması herkes bilmelidir ki şehitle caninin bir görülmesi, kahraman ile hainin bir tutulması kadar korkunçtur.
‘GERİ KABUL ANLAŞMASI SONLANDIRILMALI’
Göç ve sığınmacı akını yalnızca Türkiye’nin değil çağımızın en yakıcı sorunlarından birisidir. Parti olarak nitelikli bir komisyon marifetince yapılan çalışmamızı gündeme taşıdık. Demografik istikbalimizi zedeleyecek tehlikeli akımlara karşıyız. Nüfus dengemizi, milli yapımızı melezleştirecek insan akımlarının sonuna kadar karşısındayız. Suriyeli sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşleri kademe kademe sağlanmalı, düzensiz göçün beli kırılmalı, geri kabul anlaşması sonlandırılmalıdır.
Fiyat ve finansal istikrarın ivmesi, ihracat, üretim istihdam yatırım seferberliği ile Türkiye ekonomi zincirlerini tamimiyle kıracaktır. Çiftçimizden memurumuza, işçimizden esnafımıza, emeklimizden sanayicimize kadar herkesin yanındayız, haklı taleplerinin takipçisiyiz. Taşeron firmalarda çalışan kardeşlerimizin kadroya alınması, staj ve çıraklık mağduru kardeşlerimize el uzatılması, terörle mücadelede yaralanan ancak gazi sayılmayan 20 bine yakın kardeşimize gazilik unvanının verilerek şeref aylıklarının bağlanması; uzman çavuşlarımızın kadroya alınmasıyla; yardımcı hizmetler sınıfındaki kardeşlerimizin sorunlarının çözülmesi, her insanımızın onurlu ve hiç kimseye muhtaç olmadan hayatını sürdüreceği bir gelir düzeyine ulaşması hedeflerimizin arasındadır.”