MERVE DUMAN / VERYANSIN TV
Kahramanmaraş merkezli depremlerin yol açtığı büyük yıkımın ve 46 binden fazla can kaybının ardından gözler beklenen İstanbul depremine çevrildi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da İstanbul için planlarını açıkladı. Bakan Kurum, “İstanbul’da 1,5 milyon riskli konutu, belirlediğimiz iki rezerv alana hem Anadolu hem Avrupa yakasına taşıyacağız” derken İmamoğlu, “1,5 milyon konutu hangi rezerv alana taşıyacak? Bileniniz var mı? Yani 4,5 milyon insan. Ben nerede olduğunu böyle bir rezerv alanın bilmiyorum.” diyerek tepki gösterdi.
Afet uzmanı Dr. Kubilay Kaptan, tartışmaları da beraberinde getiren İstanbul’daki 1,5 milyon konutu rezerv alana taşıma planını Veryansın TV’ye değerlendirdi. “Aslında farklı iki anlayış olsa da yani rezerv alanı yaratacağız ya da rezerv alana karşıyız dense de konu baştan yanlış.” diyen Kaptan, “Belediye de bakanlık da hâlâ konuyu binadan ibaret görüyor. Bu anlayıştan kurtulmadığımız sürece bunu düzeltmemiz mümkün değil.” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE YAPILMIŞ BÜYÜK BİR KÖTÜLÜK OLUR’
“Bakanlığın ‘1.5 milyon riskli yapı vardır, biz bunları rezerv alana taşıyacağız’ demesi İstanbul’un ve Türkiye’nin geleceğine yapılmış büyük bir kötülük olur.” değerlendirmesinde bulunan Kaptan, sözlerine şöyle devam etti:
“Çünkü bakanlığın taşıyacağını düşündüğü, planladığı yer İstanbul’un kuzeyi. İstanbul’un kuzeyi sadece İstanbul için değil Marmara bölgesi için İstanbul kurulduğundan bugüne ve 60’larda hükümet programı haline getirilerek uygulanan bir rezerv alanıdır. Ne için? Hava için, su için, geleceğimiz için, çocuklar için, doğal hayat için… Bu doğal alan malum olmak üzere 3. Köprü, havaalanı ve peşinden gelen bazı yapılaşmalarla bozuldu. Şimdi Kanal İstanbul yapılacaktı, o sayede onun her yanında yeni şehir kurulacaktı o tam olamadı bu vesileyle hadi biz İstanbul’da 1.5 milyon konutu oraya taşıyoruz demeye başladılar.”
‘HASAR OLABİLİR, YETER Kİ ONARILABİLİR HASAR OLSUN’
İstanbul’da 1.5 milyon riskli konuttan kasıt nedir? Kasıt şu, bakan da gayet iyi biliyordur diye düşünüyorum, bu 1.5 milyon içerisinde sadece yüzde 6’lık gerçekten göçecek olan çok riskli yapı var, geri kalanların hepsi hasar alacak yapılar. Konutlarda hasar olması normaldir. Biz inşaat mühendisleri konutları zerre çizik olmayacak diye yapmıyoruz. Bir nükleer tesisi, köprüyü, elektrik tesisini öyle yapıyoruz. Konutları ekonomik olabilmesi için can güvenliğine göre yapıyoruz. Hasar olabilir, yeter ki onarılabilir hasar olsun.”
‘KESİNLİKLE YAPILMAMASI LAZIM’
“Bakan Kurum, büyük ihtimalle bunu bilmesine rağmen 1.5 milyon konut derken hasarlı binayı, her türlü göçecek binalarla birlikte söyleyip sanki 1.5 milyon tamamen göçecek bina var, o yüzden biz bunu olduğu gibi taşıyacağız gibi bir algı yaratmak istiyor. Bu son derece yanlış. Bu plan da yanlış.” diyen Kaptan, şunları söyledi:
“Hadi diyelim ne mutlu bize 1.5 milyon bina hasarlı, hasarsız onarılsın. Nerede? Mevcut yerlerinde değil, rezerv alanında. Nerede var öyle bir rezerv alanı? İstanbul’un kuzeyi dışında başka bir rezerv alanı yok İstanbul’da. İstanbul, Marmara Denizi’nde paralel büyüyen bir şehir olarak son 60 yıldır Silivri’den Gebze’ye kadar zaten büyümesini tamamladı. Yer kalmadı, zaten sorun burada. Yer kalmadığı için şimdi kuzeye doğru büyümeye çalışıyoruz, rant yaratmak için. Doğal olarak rezerv alanları da orada. Hem bina esaslı afet yönetimi risk azaltma planı büyük hata hem o planın içindeki biz bunları kuzeye taşıyalım büyük hata. Dolayısıyla nereden bakarsanız bakın uygulanması mümkün değil demiyorum, tabii ki uygulanır. Şimdiye kadar bu tür kötülükler Türkiye’nin doğasına yapılmadı mı? Yapıldı. Bu da yapılır. Yapılmaz demiyorum ama kesinlikle ve kesinlikle yapılmaması lazım. Hem anlayış olarak yanlıştır. Hem plan olarak yanlıştır.”
Bakanlıklar, belediyeler doğru,dürüst şehir planlamacılar, mühendisler, mimarlar, yerbilimciler, iklim uzmanları vb. görevlilerle insan haklarını da ihlal etmeden ciddi çalışmalar sonucu verilen kararları açıklamaladır. Hop aklıma bu geldi, hemen yapalım. diyemez.