“Fatih Terim Fonu” skandalının mimarı Denizbank şube müdürü Seçil Erzan’ın 9-10 Nisan’da Denizbank’ta verdiği ifade ortaya çıktı. Erzan’ın bankaya verdiği ifadeyle savcılığa verdiği ikinci ifade arasındaki uçurum dikkat çekiyor.
Sözcü’den Aytunç Erkin’in köşesinde paylaştığı ifade ve yazısının satır başları şöyle:
“O iki gün süren Denizbank ifade alma sürecinde Seçil Erzan, 2000 yılında Çorlu’da çalışmaya başladığını, hisse senedinde kaybedip zarar ettiğini, bakiyesini karşılayabilmek için banka dışında kişilerden para aldığını anlatıyor.
Bu ifadede Seçil Ezan ısrarla diyor ki:
“Bu nakit alış verişi tamamen banka dışında yapılmıştır. Sistemdeki açık yüksek getiri farkından kaynaklanmaktadır. Sonuç olarak herhangi bir menfaat elde etmedim. (9 Nisan 2023/Saat: 21.13)”
Banka da 26 Mayıs’ta hazırladığı “Seçil Erzan’la yapılan görüşmelerin bilgi notunda” diyor ki:
“9 ve 10 Nisan 2023 tarihlerinde, Denizbank Genel Müdürlük binasının 18. katında Seçil Erzan ile yapılan görüşmeler öncesinde veya esnasında, adı geçene ilişkin ne bir çanta araması, ne bir üst araması yapılmış, Seçil Erzan’ın evden getirdiği hiçbir şeye bakılmamış, beraberinde getirdiği defter, ajanda, vs. hiçbir şey kendisinden alınmamıştır.
Seçil Erzan, bu iki günde özetle; kurmuş olduğu sistemi, kimlerden ne kadar parayı nasıl alıp, nasıl ödemelerde bulunduğunu, paraları nerede teslim aldığını ve teslim ettiğini anlatmıştır.
Görüşme süresince Seçil Erzan, zaman zaman da ‘sistem’ olarak tanımladığı bu yapıya kendisine elden para vermek ve/veya kendisinden elden para almak suretiyle dâhil olan kişilere ilişkin hatırladığı verilen ve alınan tutarları ifade etmiştir. Bu bilgiler, Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından bir Excel tabloda birleştirilmiştir.”
Ancak… Seçil Erzan’ın bankaya verdiği ifadeyle savcılığa verdiği ikinci ifade arasında uçurum var. Hatta… Bankanın bilgi notuyla Erzan’ın söyledikleri arasında da ciddi fark var. Nasıl mı? Erzan anlatıyor:
“8 Nisan Cumartesi günü S.T., Çorlu’daki evime yanıma geldiğinde zorla benden ses kaydı oluşturmamı istedi. Bana şahsi telefonunu konuşma sırasında açarak sesimi kaydetti.
Benden o esnada ‘Seçilciğim ben senin uzun zamandır böyle sorunlar yaşadığını biliyordum. Keşke daha önce söyleseydin. Sen bize yardımcı ol ki biz de sana yardımcı olalım.
Bankada para almadığını, senin yaptığın eylemlerin bankada olmadığını söylemen gerek. Bu adamlar nasıl olur da hala bankadan para istiyorlar’ şeklinde sözler söyledi. ‘
Eğer sen sadece banka dışında bu eylemleri yaptığını söylersen bu güveni kötüye kullanma şeklinde olur, bankada olduğunu söylersen zimmet olur, ömrün çürür’ dedi.
Aynı gün bankada A.M.D. (baş hukuk müşaviri) da bana ‘olay kesinlikle zimmet değil, sen bu olayları banka dışında yaptın, sana en iyi avukatı tutuyoruz, sana iki tavsiyem var, bir avukatın sözünden asla çıkmayacaksın, o ne derse onu yapacaksın, iki tutuklanmayacaksın fakat olur da tutuklanırsan itirazını biz yapacağız’ dedi.
Bu ses kaydını bana karşı ellerinde sakladıklarını düşünüyorum. Bu ses kaydı alındığı sırada benim evimde N.A., G. S.B. akrabamız olan S. E. de yanımızda bulunuyordu. Bu olaya tanıklardır.”
Birisi yalan söylüyor ama kim? Ayrıca iki gün yaklaşık 17 süren görüşme sonucunda ortaya sadece bir A4 kağıdının çıkması da şaşırtıcı!”