1. Haberler
  2. Analiz
  3. Büyük Taarruz Yazı Dizisi-35: Hacı Müftü

Büyük Taarruz Yazı Dizisi-35: Hacı Müftü

featured
Büyük Taarruz Bisikletlileri Hacı Müftü'nün mezarı başında

Osman Kutlu yazdı…

Hacı Müftü, asıl adı Ahmet Nazif Efendi olup Eşme Nahiye Müftüsüdür. Eşme Nahiyesine bağlı 5 kazanın tüm din işlerine bakmaktadır. Bu bölgede çok sevilen, saygı duyulan ve değer verilen bir kişidir.

Eşme Nahiyesi, Türk ve Türkmen varlığının yüksek oluşu sebebiyle işgal yıllarında düşman tarafından çok fazla ezilmesine ve zayiatlar yaşamasına sebep olmuştur. Buna karşılık, Kuvay-i Milliye teşkilatlanmasının da gerçekleştirildiği yer burasıdır. Miralay (Albay) Bekir Sami Bey (Günsav), Atatürk tarafından Havza’dayken 17.Kolordu Komutanı olarak görevlendirilerek bölgeye gönderilmiş ve işgale karşı dağlara çıkmış olan çeteleri birleştirerek ve düzenleyerek Kuvay-i Milliye teşkilatlanmasını gerçekleştirmiştir.
17.Kolordu denince öyle ordu, birlikler, askerler falan anlaşılmasın. Mondros Mütarekesiyle ordu lağvedildiğinden, sadece adı vardır kolordunun. Tüm mevcudu da 3 kişidir. Bekir Sami Bey, Yaveri Yüzbaşı Selahattin ve emir eri Aksak Recep…

İlhan Selçuk’un meşhur romanı “Yüzbaşı Selahattin’in Romanı”ndaki Yüzbaşı Selahattin, buradaki Yaver Yüzbaşı Selahattin’dir.

İşgaller başlayınca ilk teşkilatlanmanın bu bölgede başlamasında Eşme Müftüsü Hacı Müftü’nün çok büyük rolü vardır. Daha 21 Mayıs 1919 günü Kuvay-i Milliye Eşme Teşkilatını kurmuş, Bekir Sami Bey’in gelişiyle birlikte Milli Mücadelenin merkezi olmuştur. Buraya Bekir Sami Bey’in gelmesinde ve mücadelenin merkezi olmasında da Müftü Ahmet Nazif Efendi’nin katkısı büyüktür. 9 Haziran 1919’da mevcut teşkilatlanmasını Mustafa Kemal Paşa’ya bildirmiştir. O tarihten itibaren sürekli Mustafa Kemal Paşa’yla irtibat halinde olmuş ve bölgedeki direnişi yönetmiştir.

Eşme, Yunanlılar tarafından ilk kez 28 Haziran 1920 günü işgale uğramış; 11 Temmuz 1920 günü kurtarılmış; 5 Ağustos 1920 günü ikinci kez işgale maruz kalmıştır. Yunanlılar, Nazilli ve Alaşehir’in hemen ardından Eşme-Takmak’ı işgal ettiler. Hacı Müftü emrindeki milli kuvvetler, Eşme-Uşak demiryolu hattındaki demir köprüyü havaya uçurdular. Bu olay, Yunanlıları iyice kızdırır ve erkeklere köy meydanında işkence yaparlar.

Eşme Müftüsü Ahmet Nazif Efendi, beraberindeki kuvvetlerle birlikte Bozdağ cephesinin kurulmasında, Yunan kuvvetlerine karşı gerçekleştirilen 1. Birgi baskınında da yer almıştır. Alaşehir-Bozdağ Cephesi beş bölgeye ayrılmıştı. Eşme, bu beş bölgeden biri olup Hacı Müftü idaresinde Türkmen aşiretlerinden oluşan milli kuvvetlerden ibaretti. Hacı Müftü, Alaşehir Kongresinden sonra 2. Nazilli Kongresine de katılmak suretiyle bölgenin manevi dinamiği yanında kutsal savaşçısı olduğunu da göstermiştir. Milli Mücadeleye gerekli olan et ihtiyacı Eşme ve köylerinden toplanan etlik hayvanlar ile karşılanmıştır. Ayrıca ciddi miktarda maddi katkı da(bütçenin %6’sı) yine Eşme bölgesinden Milli Mücadeleye aktarılmıştır.
Tüm bunların gerçekleşmesinde ve daha fazlasında Hacı Müftü’nün çok büyük çabaları ve katkıları vardır. Bu sebeple, gerek Ankara’daki mecliste ve gerekse Mustafa Kemal Paşa ve üst düzey komutanlar arasında çok sevilen, değer verilen bir şahsiyettir.

Savaş sonrasında da bölgenin kalkınması için çaba gösterenlerin başında gelir. Ankara ile olan diyaloğu sayesinde bölgeye pek çok katkı sağlamıştır. Ne yazık ki kişisel husumete dayanan ve detayları bilinmeyen bir sebepten 1927 yılında pusuya düşürülerek katledilmiştir.

Düşmanın mermi izi
Düşman askerlerinin kapıya yazdığı yazı

Hacı Müftü’nün evi halen çok iyi durumdadır. Müze müdürlüğü tarafından koruma altına alınarak restore edilmektedir. Bu evde düşman askerlerinin yazılar yazdığı kapı, tavanda kurşun delikleri halen durmaktadır. Aynı zamanda bölgede yapılan teşkilatlanma çalışmalarının merkez karargâhı da bu evdir.
Celal Bayar, Galip Hoca adıyla teşkilatlanma çalışmaları sırasında burada çok defa kalmıştır. Bir seferinde ihanete uğrayarak düşman baskınına maruz kalmıştır. Ancak eski Türklerin misafir odası ve banyosu geleneğinin bir özelliği sayesinde bu tuzaktan kurtulmuştur. Eskiden misafir odaları genelde iki katlı evlerin üst katlarında ve yan yana olurdu. Her iki odaya da banyo konur ama aralarındaki duvar özel bir gizli sistemle kapı şeklinde yapılırdı. Dedik ya bu topraklarda ihanet her zaman vardı ve her zaman olacak diye, işte halk bu ihanetlerin her zaman olacağını bilerek kendine özgü çözümler geliştirmiş. Düşman hangi tarafı kontrol ediyorsa siz öbür odanın banyosunda saklanıyorsunuz. Diğer tarafa geçince de aradaki gizli kapı şeklindeki duvardan bu tarafa geçiyorsunuz. Celal Bayar bu şekilde tuzaktan kurtulmuştur. Halen bu banyo sağlam şekilde görülebilmektedir.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!