1. Haberler
  2. Analiz
  3. ‘Captain’ Trump ‘Kuzey-Batı Geçidi’ni arıyor

‘Captain’ Trump ‘Kuzey-Batı Geçidi’ni arıyor

featured
Yapay Zeka

Ergun Türkcan yazdı…

GİRİŞ

Emperyalizm Çağının başlangıcında İspanya ve Portekiz’in keşfedip fethettiği sulara-yeni topraklara giremeyen ikinci sınıf bir devlet olan İngiltere Krallığı, yine Kolomb gibi İtalyan kökenli bir denizci aile olan Cabot’ların telkiniyle Kutupların Kuzey-Batı yönünde bir geçit bulup Pasifik’e ve/veya Hindistan’a gidebileceklerini düşünüp seferler düzenledilerse de hiçbir başarı elde edemediler; insan ve para kaybıydı. Bu arada, yönünü değiştirip, Kuzey-Batı yerine Kuzey-Doğu yönüne hareket eden bazı tüccar denizciler Pasifik’e ulaşmasalar da Rusya’nın Arktik kıyısındaki Arkanjelsk Limanını kurdular, ilk kez bu ülkeyle ticari anlaşma yapıp, buradan Moskova’ya hatta Güney’e inip İran’a kadar gelebildiler; Pers  imparatorluğu Hindistan’ın komşusuydu; İngilizler buraya Güneyden değilse bile Kuzeyden yaklaşmışlardı. İngiliz Doğu Hindistan Kumpanyası buraya ancak 17. Yy başında görüp, ayak basabilecektir.

Arktik Denizini Doğu’dan yani Pasifik’ten, Bering Boğazını geçip Avrupa’ya ulaşmak veya Kuzey-Batı Geçidini bulup Pasifik’te Japonya’ya ulaşmak son zamanlara kadar mümkün değildi. Sadece Ruslar 20 yy. da nükleer buz kıranlarla bu denizde hareket edebiliyorlardı. Ayrıca, Ruslar buraya, Murmansk ve Beyaz Deniz kıyılarında donanma üsleri kurup, nükleer denizaltılarını getirdiler. Rus füzeleri için en kestirme ABD menzili de Kuzey Kutbudur: Kanada’dan sonra tüm Kuzey ve Doğu’daki ABD finans ve sanayi kompleksleri açık hedeftir.

Ancak iklim değişikliği buzları incelttiği için artık bazı ticari tekneler ve tankerler iki yönde hareket edebiliyorlar. Böylece, bir anlamda Malaka Boğazı (Singapur) ve Süveyş Kanalı’nın önemi, teorik olarak azalıyor. Çin, mallarını Kutup’tan da Avrupa’ya, hatta Batı Afrika veya Güney Amerika’ya sevk edebilir. Bu yeni durum, SSCB’nin çökmesiyle neredeyse tamamen kapalı, denizlere kapısı kalmamış Yeni Rusya’ya yeni bir nefes borusu niteliğindedir. Çünkü sadece buzlarla kaplı bir deniz olan Kuzey Kutbunun kıyılarının % 53’ü Rusya’ya aittir. En iyisi bu konuda bir uzmandan, Amiral Cem Gürdeniz’den bir alıntı yapalım:

“Bugün için ABD’nin günümüz kenar kuşak jeopolitiğinde en ciddi sorunu Arktik Okyanusu olmaya devam ediyor. Bu küçük okyanusun %88’i sahildarların yetki alanı (Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölgesi) iken, sadece %12’lik kısmı açık deniz statüsündedir.  Yetki alanlarını kontrol eden kıyıların % 65’i (24 000 km’lik kıyı şeridi) Rusya Federasyonu’na ait olduğundan, deniz dibindeki enerji rezervlerinin büyük çoğunluğu ile bu sularda seyir serbestisi hakkının kontrolü de Rusya Federasyonu’na ait. Rus Donanması’nın %67’si ve Kuzey Donanması ana üssü bu bölgede. Dünyada nükleer buz kıran gemilerine sahip olan tek ülke Rusya. Bölgede 8’i nükleer 11 büyük tonajlı buz kıran gemi/römorköre sahipliği, iki adet dizel tahrikli buz kıran gemisi olan ABD’ye karşı büyük avantaj sunuyor. En önemlisi Rusya Arktik Okyanusunun Kuzey Deniz Rotasını (NSR) artık kullanmaya başladı. 27 Ocak 2021 günü Çin/Jiangsu’dan kalkan Rus LNG tankeri Kuzey Deniz yolunu (NSR) kullanarak 2400 millik yolculuğunu 11 gün sonra Rusya’nın Sabetta Limanında tamamladı. Kış şartlarında şubat ayında sürekli karanlıkta büyük bir bölümü refakatiz yapılan bu geçiş, Süveyş Kanalı yolu ile yapılacak seyahatten 36 gün kısa sürdü. Bu durum küresel deniz ulaştırmasında emsali görülmeyen bir devrim yarattı. Rusya, böylece Arktik Okyanusunda 12 ayın 10 ayında geçiş yapılabileceğini ispatladı. 2021 yılında NSR’den geçen yük miktarı 35 milyon ton ile rekor kırdı. 86 geçişle ayrıca 3 milyon ton yük Atlantik ile Pasifik arasında geçiş yaptı. İşte bu gelişmeler ABD jeopolitiğinde kırılma yaratacak düzeyde etki yaptı.”[1]

Süveyş Kanalı

“Geçen yıl tamamen Rusya’nın kontrolünde olan Kuzey Deniz Rotası (NSR) ve Bering Boğazından 100 milyon ton yük geçti. Bu miktar Türkiye’nin 1997’de tüm limanlarında elleçlediği yüke eşitti. Eriyen buzullar nedeniyle Kuzey Deniz Yolunun (NSR) Rusya kontrolünde çalışmaya başlaması ve Rusya – Çin tanker hattının açılması dengeleri alt üst etmiştir. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği Arktik’teki Amerikan kenar kuşak jeopolitiğinin acil gereksinimi olarak ortaya çıkmış, her iki ülke de büyük hata yaparak tarafsızlık politikasını terk etmişlerdir. Geçtiğimiz günlerde Rusya, Arktik Okyanusundaki Kuzey Deniz Rotasından (NSR) ilk kez Çin’e yönelik LNG (Gazprom) tankeri ve buzkıran özelliği olmayan ham petrol tankerlerini geçirmeye başladı. Hem yolu 35 günle 10 gün kısalttılar hem yaptırımlardan kaçındılar. Bu rotadan daha önce de buz kıran (ice class) özelliklere sahip tankerlerle hem petrol hem de LNG taşınmıştı. Hatta sene içinde konteyner gemisi de geçmişti. Bu kez ilk kez buz sınıfı (ice class) olmayan tankerler geçmeye başladı. Bu durum Rusya ve Çin arasında yepyeni sürekli bir lojistik koridorun açılması demektir. Bu koridora bir savaş durumunda Amerikan müdahalesi denizden neredeyse mümkün değil. Doğal olarak batılı çevreciler ile ABD ve İngiltere Dışişleri ice class olmayan tankerlerin bu denizde çalışmasının petrol sızıntı tehlikesine karşı Rusya’yı uyardıklarını hatırlatalım.”[2]

Buna karşılık Kanada’nın payı % 28; Grönland (Danimarka) Payı % 16; Norveç’in % 2 ve ABD’nin (Alaska yarımadası) % 1’dir. (Alaska’nın da, 1867’de, 7,2 milyon dolara Rusya’dan satın alındığını da belirtmeliyim. Ayrıca tarihi bir bilgi olarak, ABD’nin yaklaşık 13 eyaletine (states) karşı gelen orta ABD bölgesinin, 1803’de Napolyon tarafından ABD’ye satıldığını da belirtmeliyim; bunun tarihteki adı Louisiana Purchase’dir.)

‘CAPTAIN’ TRUMP NEYİN PEŞİNDE?

ABD’nin topraklarının bir kısmı İngiltere’den, Fransa’dan ve Meksika’dan savaş ve anlaşma yoluyla alındığı gibi en az üçte biri de parayla satın alınmıştır. Meksika’yı bir kenara koyalım, İngilizler Kanada’yı Fransa’dan Yedi Yıl Savaşları (1756-63) sonunda almıştı. Orta Bölgeyi, Kanada sınırından, Karayip Denizindeki Louisina’ya kadar da, 1776’da yeni doğmuş ABD Cumhuriyeti, 1803’de Napolyon’dan satın almıştı. ABD’nin Hawaii dahil, Pasifik’teki bazı adalara ve Filipinler gibi takım adalara el koymasına burada değinmiyorum.

Bu tarihi gerçekleri bilince, yeni Başkan Trump’ın geçenlerde, laf arasında söylediği, nedense bu adamı yarı-akıllı saydıklarından milletin de dalga geçtiği bazı unsurlara gelelim. Ne diyor Kaptan? Kanada Başbakanı ABD’nin gümrük vergilerinden şikayet edince, “kolayı var, bizim bir eyaletimiz olun, seni de Vali tayin ederim, mesele çözülür,” diyor. Tabii Kanada’nın yüz ölçümü ABD’den büyük, ama olsun, nüfusu ancak büyük bir eyalet kadardır. Sonra Grönland adasını Danimarka’dan satın almak istiyor; “parasını vereceğiz” diyor. Acaba kendisi için mi istiyor yoksa ABD için mi, pek de belli değil. Genel kanaat ABD’ye katmak için istediğidir; yoksa bizim Hazret soğuk yerleri sevmez, kendisi Miami’de ikamet eder.

Şimdi gerçekçi olalım. Klasik emperyal içgüdü kendi alanında, kendi çevresinde çoğalmayı gerektirir. Trump’ın öncülleri, eski başkanlar, en son Theodore Roosevelt, Küba başta, tüm Karayip adalarını, Filipinleri alıp, Kanalı inşa etmek için de Panama devletini yoktan icat etti. Sonra ABD, kökleri İngilizlere özenip, onların itmesiyle Atlantik ötesi topraklara bulaştı ve bu işi başka bir Roosevelt devam ettirip sadece Avrupa değil, Pasifik dahil tüm Dünyayı ele geçirdi. Tabii, SSCB ve Çin ile onların nüfuz bölgeleri hariç. Şimdi acaba bu imparatorluk yani ABD çöküyor mu ki, başkan Trump eski emperyal içgüdüsünü gösterip, “çevremde daha fethedemediğin büyük topraklar var, ey Amerika!  titre ve kendine dön” mü diyor?

Emperyal içgüdüyü de şöyle tanımlayalım: güçlü nomadik kavimler etraflarındaki büyük arazileri, halkları ele geçirmeden duramazlar, doğal sınırlar hariç gidebildikleri her bölgeye sarkacaklardır, Moğollar, Germenler veya Kolomb-öncesi Amerikan toplumları böyleydi. Fakat yerleşik kavimlerin emperyalizm kriteri, sadece hakim olunan toprak ve insan sayısı miktarına bağlı değildir: daha rafine ekonomik-ticari amaçlar güderler, servet ve değerli madenler, bitkiler ticaret veya savaş yoluyla ele geçirilmeğe çalışılır. Portekiz ve İspanya etraflarında genişleyecek fazla bir toprak bulamayınca denizlere açıldılar; İtalyanlar Doğu ile ticaret yapabiliyorlardı, keşif ve fetihlere kalkışmadılar.

Şimdi emperyal içgüdünün modern versiyonu olan çevreye yayılmanın nasıl olabileceğine ve asıl mantığına gelelim. ABD Birinci Dünya Savaşından önce kendi kıtasındaki büyümesini durdurdu; Kanada’yı kendi ekonomik alanı içinde sayıyordu; Grönland’ın da, o zamanlar, bir iktisadi kıymeti yoktu. Ancak, Avrupa’ya göre Kuzey-Doğu Geçidi denilen veya Pasifik’ten bakarsak Çinlilere göre Kuzey-Batı Geçidi 21. Yy’da açılıp, yepyeni bir suyolu doğunca ABD bu yolda hemen hiçbir kontrolü olmadığını anladı; klasik emperyal içgüdüsü de uyandı.

Daha iyi anlamak için de yeniden sayılara gelelim: Emperyal içgüdüsü Kanada ve Grönland’ı ele geçirirse, ABD’nin Kuzey Kutup kıyılarındaki payı 28+16+1 = 45 olacaktır. (Geri kalan Norveç’in % 2 kıyısı için Trump bu ülkeyi satın mı alır, işgal mi eder, bu güne kadar bir kanaat belirtmedi.) Yüzölçümlerine gelirsek: Dünyada yüz ölçümü en büyük ülke, 1991’de kendiliğinden, savaşsız 15 parçaya ayrılsa da, hala Rusya Federasyonu’dur: 17,098 bin km2. (toplam alan yani karasal alanlara karasuları eklenerek). İkinci büyük ülke olan Kanada’nın toplam alanı: 9,984 bin km2; Çin (9,597 bin km2) ile 3. ve ABD (9,525 bin km2) ile 4. olsa da yaklaşık büyüklükleri hemen aynı sayılır, onları da 5. Brezilya 8.516 bin km2 ile izler.

Şimdi Captain Trump’ın Kuzey-Batı Pasajı için Kıtayı yani Kuzey Amerika’yı fethettiğini düşünelim: Kanada 9,984 + Grönland 2.166 = 12,150 bin km2 alana[3] ABD kendi milli alanını eklerse, 9,525 + 12.150 = 21,675 bin km2 ile Rusya’yı geçip en büyük yüz ölçümüne sahip ülke olur. Böylece tam seksen senedir (1945) Rusya ile hiç savaşmadan boğuşan ABD hem en büyük hem de Kuzey Kutbunun yarısına yakınına sahip bir ülke haline gelir. Eğer Captain Trump bunları hesap etmişse, Avustralya (7,692 bin km2) ve Yeni Zelanda’yı (271 bin km2) diğer adalarla birlikte toplam 7 milyon km2 ele geçirmiş olan Captain Cook’dan da büyük bir emperyalist olarak tarihe geçebilir! Onun için adamla alay etmeyelim, ciddiye alalım. Türk deyişi: “Akıllı düşünene kadar, deli çayı geçer.”

Bu satırları 20 Ocak 2025’den önce yazdığım da unutulmasın, belki bir gün hatırlanır…

STRATEJİK BİR SORU DAHA

Bu arada aklıma takılan başka bir stratejik soruyu burada sormak istiyorum: Aynı kıtada ezelden beri mevcut, modern çağın da iki emperyalist devleti Çin ve Rusya, 17. Yy’dan itibaren Asya’yı kontrol etmek için birbirleriyle ve diğer emperyallerle büyük mücadelelere girmişken, 20. Yy ikinci yarısından itibaren niçin birbirleriyle mücadeleyi bırakıp, deniz-aşırı düşmanlarla -üstelik ikisi de geleneksel olarak denizci ülkeler-halklar olmamalarına rağmen- başta ABD ile bir dünya hakimiyetine giriştiler? Bir anlamda, Çin ve Rusya stratejik ittifakı ABD’nin, Kanada ve Grönland’ı almış, yukarıdaki teorik halini andırıyor: Rusya 17.098 bin km2 + Çin 9,597 bin km2 = 26,695 bin km2 ile Captain Trump’ın Amerikan İmparatorluğunu tam 5 milyon km2 geçip büyüklük tahtına oturuyorlar. Buna rağmen, Kuzey Kutbu onların da olsa, büyük bir eksiklikleri var: Okyanuslarda şimdilik fazla bir varlık gösteremiyorlar. Her ne kadar Çin bu alanda çok kararlı görünse de, Rusya, Büyük Çöküşten sonra sadece, 2014 Kırım yarımadası ve Azak denizini alabildi, Sibirya mahkumiyeti hala sürüyor. Yeni bir dünyada, yepyeni stratejik dinamikler ortaya çıkarken yukardaki sayılar ve yeni deniz yolları da dikkate alınsın, diye yazıyorum; gerisini ayrı yazılarda ele alırız.

[1] Cem Gürdeniz, Kuzey Kutbu Yolu, Veryansın, 26 Mart,23

[2] Cem Gürdeniz, Deniz Ulaşım Rotaları, Veryansın, 23.9.23.

[3] Bu adaya ‘şimdilik’ sahip olan Danimarka’nın kendi alanı 43 bin km2, nüfusu 6 milyon olup, Grönland’da yaşayanların sayısı ise sadece 57 bindir; Dünyanın en büyük adasında, 2 milyon km2 alanda küçük bir kasaba nüfusu…Bir soru daha aklıma geliyor: İngilizce Greenland yani Yeşil-toprak Vikinglerin koyduğu bir ad olmalı, yeşilliği nerede görmüşler, adamlar renk körü mü?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Teşekkürler.

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!