VERYANSIN TV
Sedat Cezayirlioğlu ve Avukat İsmail Hakkı Atal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 3. kez cumhurbaşkanı seçilmesine ilişkin dava açtı.
Davanın Danıştay 10. Dairesi’nde olduğunu ve 3313 esas numarasıyla görüldüğünü belirten Cezayirlioğlu, seçimlerin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtti.
Akbelen’den açıklama yapan Cezayirlioğlu ve Atal, yurttaşların davaya müdahil olması çağrısında bulundu.
Açıklamanın tamamı şöyle:
2023 Mayıs seçimlerinin yapılmasına ilişkin 10 Mart 2023 tarih ve 2023 / 121 E. sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali davamızı Danıştay 10. Dairesinde 2023/3313 E. Sayı ile açtık. Danıştay davanın esasına girdi ve Cumhurbaşkanlığı avukatları son derece zayıf bir savunma verebildiler.
Anayasamızın 67. Maddesi “ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi- ek 1 no’lu protokolün 3. Maddesi “seçme ve seçilme hakkını “, “Serbest seçim hakkını “ , “ seçimlerin serbest ve eşit “ şekilde yani tarafsız bir yönetimle yapılmasını teminat altına almıştır. 2023 seçimleri Anayasanın 67. Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ek 1 no’lu protokolün 3. Maddesiyle güvence altına alınan “serbest seçim hakkının “ ihlali sonucunu doğurmuştur.
14 ve 28 Mayıs seçimleri serbest ve eşit şekilde yani tarafsız gerçekleştirilmemiştir. Seçimler , AKP’li avukatken HAKİMLİĞE DEVŞİRİLEN seçim kurulu başkanlarının gözetiminde gerçekleşmiştir. Kamuoyunda “seçim yasası” olarak bilinen 31.03.2022 tarih ve 7393 sayılı kanunla , “il ve ilçe seçim kurulu başkan ve üyelerinin ” en kıdemli hakimlerden oluşacağına ilişkin yasa maddesi değiştirilmiş ve seçim kurulu başkanlarının tüm hakimler arasından kurayla seçileceğine ilişkin yasal düzenleme yapılmıştır. Bu değişiklikle ; iktidar partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisiyle organik veya düşünsel bağı olan hakimlerin seçim kurulu başkanı olması sağlanmıştır. Şu an görev yapan hakim ve savcıların %75’i 2017 yılından sonra mesleğe alınmışlar ve bunlar da AKP ile bağlantısı olanlar arasından seçilmişlerdir. 2011 Anayasa referandumundan sonra yargıyı FETÖ ele geçirmiş, FETÖ terör örgütü darbe girişiminden sonra hakim ve savcıların 2/3’üne denk gelen FETÖ bağlantılı hakim ve savcılar meslekten atılmış , bu defa “ avukatlıktan hakimliğe geçiş” düzenlemesiyle AKP’li avukatların hakim ve savcı olması sağlanmıştır. ( Bkz. / https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/hakim-ve-savci-olarak-atanan-akplilerin-listesi-ortaya-cikti-1254227) ( Bkz. / https://www.diken.com.tr/chpli-yarkadas-hakim-savci-atanan-akplileri-acikladi-113-kisilik-liste/)Düzenlemeyle AKP iktidarı döneminde hakim olan kıdemsiz hakimlerin seçim kurulu başkanı olması sağlanmış , böylece 2023 seçimleri tarafsız olmayan AKP’li hakimlerin seçim kurulu başkanlığında gerçekleştirilmiş, daha da ötesi ilk defa koltuklarını bırakmayan İçişleri ve Adalet Bakanları talimatı altındaki emniyet ve yargı teşkilatıyla seçimler sonlandırılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ek 1 No’lu protokolün 3. Maddesindeki “SERBEST SEÇİM HAKKI “ yükümlülüğü devletin demokratik seçimler yapmak için pozitif tedbirler almasını ve devlet memurlarının tarafsız olmasını gerektirmektedir. “ (Bkz. AİHM Mathieu -Mohin ve Clerfayd , &50 ) .
14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinde Yüksek Seçim Kurulu tarafsız davranmamış ve deprem bölgesinde fiziki ve sosyal koşullar yeterli değilken MÜKERRER OY KULLANMAYI engelleyecek PARMAK BOYASI talebini reddetmiştir. Deprem bölgesinde ölen yurttaşların ölüm kayıtları nüfusa işlenmemiş ve seçmen askı listelerinde isimleri varken , ÖLENLERİN ADINA OY KULLANILMASININ ÖNÜNÜ açacak şekilde parmak boyası talebi reddedilmiştir. Ayrıca deprem bölgesinden başka illere geçici veya kalıcı olarak göç eden yurttaşların seçmen kütüklerine nakil yazılabilmeleri için çok az süre tanınmıştır.
Türkçe bilmeyen , Türkçe okuyup yazamayan ve vatandaşlık şartlarını taşımayan mültecilere vatandaşlık verilmek suretiyle oy kullanmaları sağlanmış ve Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının seçme iradesinin sandığa yansıması engellenmiştir. Açtığımız davada mahkemeden İçişleri Bakanlığına müzekkere yazılarak kaç milyon mülteciye vatandaşlık verilerek oy kullandırıldığının sorulmasını talep ettik ( Bkz.Dava dilekçesi Delil listesi- 19 ) Seçimlerin tarafsızlığını ortadan kaldıran bir diğer husus ise Devlet televizyonu olan TRT’nin tüm siyasi liderlere eşit zaman ayırması gerekirken AKP liderine ezici çoğunlukta süre ayırmış olmasıdır. Nitekim Ekte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına ( Bkz. Dava dilekçesi Delil listesi-22) göre İtalyan devlet televizyonu RAI tüm siyasi görüşlere orantılı yer vermediği için Sözleşmenin 10. Maddesiyle güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkını ihlal etmiş olduğu belirlenmiştir.
Açtığımız davayı kamuoyuna duyurmak için çektiğimiz ekteki video Akbelen’de 24 Temmuz’da kesime başlanmadan 2 hafta önce çekildi. Videoda gördüğünüz , üzerinde pankart asılı 3 kollu ağaç dışındaki orman , LIMAK _ICTAŞ termik santrali tarafından kestirildi. 28 Mayıs seçimlerinden sonra Akbelen nöbet alanındayken ,LIMAK şirket yetkililerinin “ artık seçimi kazandık ,ormanı kesmeye gelebiliriz “söylemleri bize ulaştırılmıştı. 28 Mayıs’tan sonra adeta düğmeye basılmış gibi , Türkiye’nin heryerinde termik -maden -nükleer v.s. şirketlerin EKOKIRIM niteliğindeki yaşam alanlarımızı yok eden suç niteliğindeki istilası YANGINDAN MAL KAÇIRIRCASINA HIZ kazandı. 2023 seçimleriyle serbest seçim hakkı, siyasal haklarımız ve yurttaşlık haklarımızın ihlali süreci ; AKP’nin iktidarı kazanmasıyla hiçbir kısıtlama olmadan serbest bıraktığı maden , termik ve nükleer istilasıyla YAŞAM HAKKIMIZIN İHLALİ sürecine evrildi.
2023 seçimlerinin dayandırıldığı 10 Mart 2023 tarih ve 2023 / 121 E. sayılı Cumhurbaşkanı Kararı Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine aykırı olup iptali gerekmekte, dolayısıyla 2023 seçimlerinin de iptali gerekmektedir. Antidemokratik seçimin ve dayandığı CB kararının Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırılığını ortaya koyan davamıza MÜDAHİL olunması için tüm yurttaşlarımıza çağrıda bulunuyoruz. 29.09.2023
Not: Açılan bu dava aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye’nin yönetilmesini imkansız hale getirdiğini de göstermektedir. Geçmişte seçim kararı yasama organı olan TBMM veya belirli şartlar altında partili olmayan -tarafsız Cumhurbaşkanı tarafından verilmekteydi. Oysa ki ; CB hükümet sisteminde Cumhurbaskanı tarafsız konumundan çıkarak partili ve idarenin başı olmuş , parlmanter sistemdeki Bakanlar Kurulunun yerini alarak yürütme organına dönüşmüstür ve seçim kararını almaktadır. Anayasanın emredici 125. Maddesine göre ” Idarenin her türlü eylem ve islemlerine karsı yargı yolu açıktır. “Böylece seçimlerin yenilenmesine iliskin Cumhurbaskanı kararı, idarenin bir islemi niteliğinde olduğundan aleyhine yargı yoluna gidilebilecegi Anayasayla teminat altına alınmıstır. Danıstay Kanununun 24. Maddesine göre de ” Danıstay ilk derece mahkemesi olarak; Cumhurbaskanı kararlarına karsı açılan idari davaları karara bağlar “. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi altındaki tüm seçimler hukuki dayanak ve meşruiyeti açısından tartışmalıdır.
Adaletin yok edildiği, savcı hakimlerin iktidar tarafından atandığı yerde devlet ve kurumları
önü sonu yıkılıp yok olur. İnanmayan biraz tarih kitabı okusun.
İnsanların çoğunluğunu anlayamıyorum yaratılmış aciz nefesine kalbine vb hakim olamayan bir ölümlü insana niye tapılır ve korkulur.