CHP Grup Başkanı Özgür Özel, seçim yenilgisinin ardından başlayan ve devam eden parti iç ve ittifaklar arası tartışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu ‘Yeni Bir Sabah’ programına katılan Özel, “Sorumluluk üstlenmeye daha yakın bir noktadayım. Manifesto bugün için CHP’nin kullanması gereken bir kavram değil. ‘Biz bu sorunu nasıl çözmeyi düşünüyoruz, hangi anlayışla, hangi kadrolarla” diye netleştirmemiz lazım” ifadelerini kullandı.
TEK BAŞIMIZA HAKKIMIZ 185’Dİ, 130’A DÜŞTÜK
“İttifak seçime dairdir. İttifak yapılacaksa bunun bir iç hukuku olmalı, önceden yazmalıyız” diyen Özel, şöyle devam etti:
“Kazan kazan yerine bir yanlışa doğru sürüklendik. CHP seçmeninin partisini tam sahiplendiği yerlerde, örneğin Çankaya’da, ittifakla öyle bir noktaya geldik ki “Bu oyu verdiğimde kimi seçtiriyorum” noktasına geldi. CHP tek başına girse 28-29 alacağı seçime ittifakla girip, 130 milletvekiline düştük. Tek başına hakkımız 185 iken, bu birliktelik kaybettiren bir şeye dönüştü. Bambaşka senaryoların düşünülüp, milim milim ölçülmesi lazımdı.”
ALTILI MASADAKİ TÜRBÜLANS
Özel’in açıklamalarından bazı satır başları şöyle:
“Umudu örgütlemede yetersiz kaldık. Kazanacağımıza olan inanç seçime doğru azaldı. Haklı eleştiriler var. Müzakereleri iç hukuk belli olsa ve ona göre yürütsek kavga biter. Bir grup şuna inanıyor, öyle bir coğrafyadayız ki hızlı karar almak, doğru karar almaktan daha önemli. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini övenler böyle diyor. Yoksulluktan, işsizlikten yılmış seçmen burada bir kararsızlık görünce tedirgin oluyor. Bizim (altılı masa) kararsızlıklarımız, masadan kalkmalarımız oturmalarımız, oluşan türbülans seçmeni rahatsız etti. CHP olarak 4 seçmenden 3’ünün oyunu alamadıysak o 3 seçmenle ilgilenmemiz lazım.
ATATÜRK’E DİL UZATAN DANIŞMAN: KABUL EDİLEMEZ BİR HATA VAR
(CHP’de danışman sorunu) Son danışman Atatürk’e, CHP’ye, Genel Başkan’a dil uzatmış. Kabul edilemez bir hata var ve bu çok büyük bir yapısal soruna denk geliyor. Kayıt dışı siyaseti reddediyorum. Siyaset seçilmişlerle yapılır. Demokrasi seçilmişlerin ülkeyi yönetmesi, kurumları, kurulları yönetmesidir.
15 Ekim’de son il kongresi tamamlanacak. Kasımın ilk haftası kurultay yapılabilir. Üyelerinizle, delegenizle helalleşeceğiniz yer sandık. Hesaplaşma sandıkta olur. Sonra yerel seçim sandığına gidelim. Kurultayın yapılmama durumu, PM’nin tarihi seçim sonrasına belirlemesi ile ilgili. Ama yetkili arkadaşlarımız ve genel başkanımız kurultayın ekim-kasım ayında yapılacağını söyledi. Şimdiden de ilan edilebilir.
‘KAHRAMANA İHTİYACIMIZ YOK’
28 Mayıs sonrası yönetim krizi oldu. Mesele doğru yönetilmedi. Dünyanın tüm diktatörlükleri umutsuzluktan besleniyor. Erdoğan’ın çok hoşuna gidiyor bizim kapımızdan çıkıp gidenler. Bir meteor düşüp içinden genel başkanı çıkmayacak. 1957’de Ecevit milletvekiliydi 15 yıl sonra partiye umut oldu. Yeni yönetim anlayışıyla “talibim, yaparım” diye yola düşen arkadaşlar var. Sorumluluk üstlenmeye daha yakın bir noktadayım. Manifesto bugün için CHP’nin kullanması gereken bir kavram değil. “Biz bu sorunu nasıl çözmeyi düşünüyoruz, hangi anlayışla, hangi kadrolarla” diye netleştirmemiz lazım. Tutum belgesini kamuoyu ile paylaştıktan sonra bir karar vereceğiz. Esas meselem şu; sosyal demokrat bir partinin bir kahramana, Erdoğan’dan daha çok bağıran birine ihtiyacı yok. CHP’nin sağlam bir kadronun kaptanlığını yapacak liderlik anlayışına ihtiyacı var. CHP’nin iyi yönetilmeye ihtiyacı var. Bir görev üstlenirsem CHP’yi Türkiye’nin en iyi yönetilen kurumu yapmaya çalışacağım. Bu partinin başını öne eğdirecek bir şey yapmadım.
ÜZERİMİZDE YÜZDE 25’LİK CAM TAVAN VAR
Üzerimizde yüzde 25’lik bir cam tavan var. O tavana inanırsak zıplamaktan vazgeçiyoruz. Sağa doğru, sola doğru savrulmalar başlıyor. İşte onun sonuçlarında eleştirilen durumlar ortaya çıkıyor. Abdüllatif Şener’e her saygıyı gösterdik. Geçen seçimde de Konya’da bir evladımızın yerine hak kullandı. Listeye konulmayanları aradım. Suzan Şahin listede yoktu, enkazın başında daha çok çalıştı. Abdüllatif Şener oğluna bilmem nereden kadro almış, CHP’ye ağzına geleni söyledi. Kendi kadromuza güvenip, yüzde 25 cam tavanı tuzla buz etmemiz gerekiyor. “Adayım” dersem kamuoyuna, partiye ve genel başkana karşı bu açıklamayı yapmak doğru olmaz. Bunu eş zamanlılıkla, belki bir basın toplantısı ile kadrolarımızla birlikte önce tutum belgemize açıklamayı yapacağız. Adaylık ilanımı genel başkan televizyondan duymayacak. Kem küm ediyor değilim ama bir süreç var, onu tamamlayacağız.”
İYİ PARTİLİ ADNAN BEKER’E YANIT
Özel, İYİ Parti Ankara Milletvekili Adnan Beker’in, yerele seçimlere yönelik açıklamalarına da değinerek, “Adnan Bey’in ifadelerini vatandaşlarımız değerlendirir. Bir şey söylersem kalbini kırarım. Benim anlayışımda muhalefete muhalefet yapmak yok. İşimiz iktidara muhalefet etmek” dedi.
Özel, “Biz seçimden sonra hem CHP hem Millet İttifakı olarak sağlıklı bir özeleştiriyi yapmalı, CHP de kendi özeleştirisini yapmalı, vatandaşın karşısına çıkmalı… Sağlıklı özeleştiri olmazsa Adnan Beker’in sanki bir kahvenin köşesinde askerlik arkadaşlarıyla öyle kayda alınmayan bir değerlendirme yapıyormuşçasına özensiz değerlendirmeler yaparız. Ona öyle sözler söylenir, öyle sorular sorulur ki ya da öyle ifadeler kullanılır ki geçmişte oturmuş kalkmış; vatandaşın karşısına gidip oy istemiş insanlara yakışmaz” ifadelerini kullandı.
‘MANSUR YAVAŞ OLMAZSA…’
Beker, dün TV100’de katıldığı programda, “Eğer bir seçim işbirliği olacaksa kesin ve kesin Ankara İYİ Parti’ye verilmeli. O gün geldiğinde Mansur Bey gelir, İYİ Parti’nin adayı olur. Nereden biliyoruz 3 ay sonra olmayacağını. Şimdi diyor ki ‘Ben CHP’den adayım.’ Diyelim ki olmadı Mansur Yavaş. Yarın da mesela ‘Ben aday değilim’ dedi. Yani CHP’de de İYİ Parti’de de aday olmayacak mı Ankara’da?” ifadelerini kullanmıştı.
Nasıl bir paralel evrende yaşıyorsa bu şahıs, milyonları da kendi haleti ruhiyesine sokabilir zannediyor…
Sen ne diyon be abi gözünü seveyim be abla!
Düş chp’nin yakasından ! Düş milletin paçasından ! Sorun sensin sen !