1. Haberler
  2. Gündem
  3. Çiğdem Bayraktar Ör hakkında karar

Çiğdem Bayraktar Ör hakkında karar

Tarihçi Çiğdem Bayraktar Ör davasında 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verilmesine, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi.

featured

Anadolu 91. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasına tutuksuz yargılanan Ör ve taraf avukatları katıldı.

Cumhuriyet savcısı, ilk celsede açıkladığı esas hakkındaki mütalaasını tekrar edip Ör’ün zincirleme şekilde “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 1 yıl 5 ay 15 günden 8 yıl 2 aya kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Mütalaaya karşı savunmasını yapan Ör, ifade hürriyetini kullandığını ve eleştiride bulunduğunu belirterek beraatini talep etti.

Mahkeme, Ör’ü zincirleme şekilde “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezasına çarptırıp hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.

İDDİANAMEDEN

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, sosyal medyada yaptığı paylaşım nedeniyle 31 Ocak’ta tutuklanan akademisyen Çiğdem Bayraktar Ör hakkında hazırlanan iddianamede, sanığın suça konu paylaşımlarıyla sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanının onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu alenen işlediği anlatılmıştı.

Dosya kapsamında elde edilen deliller doğrultusunda sanığın suçtan kurtulmaya yönelik beyanlarına itibar edilmediği belirtilen iddianamede, suça konu paylaşımları farklı zamanlarda gerçekleştiren sanığın suçu zincirleme suretle işlediği aktarılmıştı.

İddianamede, sanığın zincirleme şekilde “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 1 yıl 5 ay 15 günden 8 yıl 2 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.

Davanın 24 Şubat’ta görülen ilk duruşmasında tutuklu sanık Ör’ün tahliyesine karar verilmişti.

ÖR NE DEMİŞTİ?

Ör gözaltına alınmasına neden olan paylaşımında şu ifadeleri kullanmıştı:

“AKP ve onun yoz iktidarı…

Asla Cumhurbaşkanı olma vasfı taşımadan Cumhurbaşkanı olabilmiş “diplomasız”, liyakatsız, kinden beslenen partili Cumhurbaşkanı

50 bin insanı katletmiş, “son kullanma tarihi” çoktan geçmiş teröristi meclise çağırırken karşısına dikilenlerin hapse girmesine ses çıkarmayan ‘iktidar eş başkanı’

Bunların “her devrin adamı” dalkavukları

Adaletsizliğe karşı durmayan Adalet Bakanları

Bebeklerimiz yoğun bakımda katledilirken, katleden hastaneye ödül veren Sağlık Bakanlığı’nın işini nasıl yaptığı/yapamadığı belli, hala istifa etmeyen Sağlık Bakanı

İnsanlar çoluk çocuk kar ayazında cayır cayır yanarken yine işini yapmadığı açıkça belli, sorumsuz ve denetimsiz, hala istifa etmeyen Turizm Bakanı

Kolonların kesildiğini, kaçak yapıların büyütüldüğünü, kumdan binalarda insanların öleceğini bilen, can ve mal güvenliğini sağlayacak afet riski önlemlerini almayan, gözler önündeki her türlü çarpıklığı görüp de gerekeni yapmayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanları

İsteyenin ülkeye elini kolunu sallayarak giriş yaptığı, asayiş ve güvenlik bırakmayan sığınmacı sorununa yurttaşın tepkisini önemsemeyen, milyonlarca kaçağın güvenliğimizi yerle bir etmesine olanak tanıyan İç İşleri Bakanları

Yabancıya kolayca vatandaşlık yolunu açan, Türkiye’de “çalışma izni almaksızın” çalışma ve ikamet hakkı veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanları

Pandemide piyasanın üstünde bir fiyatla kendi bakanlığına dezenfektan satabilen Ticaret Bakanı

Ona yatırım desteği vermiş Sanayi ve Teknoloji Bakanları

Bilimle, denetimle önlenebilecekken meydana gelen Çorlu tren faciasında sorumluluk üstlenmeyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı

Kendi evini Kızılay’a bağışlayan Cumhuriyet Bakanı Refik Saydam’dan nerelere düştüğümüzün resmi olan, çadır satan Kızılay Başkanı

Bu çağda dört başı mağrur konteynırlar yerine insanları çadır kentlere mahkum eden, yönetemeyen ama hala yönetim ısrarında bulunan doyumsuz iktidar aparatları

Beynini kiraya vermiş, onurunu terk etmiş, bir koltuk uğruna önceden dediğini kolayca yutmuş, bu yoz idareye el ve güç veren namussuz siyasetçiler

İlkokul mezunu, ne “first” ne de “leydi” olan ama Tıp Kongresi’nde konuşabilen, çantasını başkasına taşıtan Emine Erdoğan

Mahalle kahvesinde pişpirik atarken konuşur gibi konuşan ve kendine “gazeteci” diyen cahiller ve hainler

Durumun tomografisini çeken gazeteciler, akademisyenler, yurttaşlar bir bir susturulmaya çalışırken “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyen omurgasızlar

Baskı ve zorbalıkla beslenenler, sizler daha nereye kadar gidebilirsiniz?!

Tarih sizlerden çok gördü. Hepsinin de sonu aynı oldu BOP sürüleri!

Sizden korkan sizin gibi olsun.

Susmayacağız, korkmayacağız!

Bu devir de benzerleri gibi geçecek.”

AA

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!