Prof. Dr. Ufuk Tütün yazdı…
Dünyada insanları enfekte eden 7 tür korona virüs mevcut. İlk dördü önemsiz enfeksiyonlar nezle görüntüsü yapar iken SARS ve MERS ciddi ölümlere neden oldu. 6-7 aydır da dünya son korona virüsü covid-19 ile boğuşuyor.
Zoonotik hastalık demek hayvanlardan insanlara bulaşan hastalık demektir. Kuduz gibi. SARS misk kedilerinden, MERS develerden insanlara geçmişken Sars-Cov 2 korona virüsün yapısı Vuhan da tüketilen bir yarasada yaşayan ama o na zarar vermeyen bir virüs ile %99 uyum göstermektedir. SARS (%10) ve MERS (%37) çok öldürücü Sars-Cov 2 çok bulaşıcı ama az öldürücü.(hastaneye yatanlarda %2,5-8 toplum genelinde şimdilerde %0,2 den az).
Yüzyıllardır bu yiyecekleri tüketen insanlara ne oldu da virüs bulaştı pek bilinmiyor. Çeşitli teoriler var. 5G telefon santral ünitelerinin dalga boylarının etkinliği için sık döşenmiş baz istasyonlarının aynı mikrodalga fırın gibi dalga yayarak virüs mutasyonuna neden olduğunu söyleyenler bir komple teorisini savunurken bir kısım insan da 2014 de ABD kuzey Karolayna’da üniversitede oluşturulan virüs ile oynanma sonucu mutant yeni virüsün çok bulaşıcı olduğunu ve bu kaynaktan köken aldığını savunmaktalar. Bu çalışmanın Nature dergisinde yayımlanmasından sonra gelişen olaylarda virologların tehlikeyi gösterip baskı yapması ile ABD hükümeti çalışmayı yasaklamıştı. 3,7 milyon dolara Amerikan ulusal enfeksiyon ve alerji dairesi başkanı Dr. Anthony Faluci, Vuhan’daki virüs çalışma merkezine bir projeyi taşeron firma olarak verdiği gazetelerde o dönem belirtilmişti. Ondan sonrası meçhul ve sonuç malum. Bu arada 1980 sonrası çıkarılan yasa ile telif hakları üniversitelerdeki çalışma ve telif olaylarına başvuruyu 8 kat artırmıştır. Dr Faluci de bu musluğun başındaki kişidir. Zaten 5 hükümet zamanı da aynı görevdedir. Bu arada Dr. Faluci 2017’de bir kongrede Trump’ın ciddi bir pandemi ile uğraşacağını belirtti. Nereden biliyordu 2020 de bu olacakları. Tabii Bill Gates de aşı gelişimi ile ilgili konuşup durdu. ABD’de her şey para… Covid-19’a karşı ilaç yok, aşı yok. Remdesivir EBOLA ve HIV için geliştirilmiş ama araştırmalarını yeterince tamamlayamamış bir ilaç. ABD para kazanmak ister. Kişiler hırs içinde. Bakınız bu ilaç için NEJM’de 10 ülke 146 merkez ve 1063 hastalık karşılaştırmalı çalışmada Remdesiviri hastalık başında verirseniz iyi olur demişler. Ama sonuçta ilacı alanda 21 Almayan’da 28 hasta ölmüş. Hem yetersiz ve dağınık veriler hem sonuçta istatistiksel ölüm farkı yok yani doğal seyri ne o şekilde seyretmiş. Firma kaynaklı yazılar sonuçta ne demek istiyor anlaşıla biliniyor. Hekimlerin iyi takip edip bu oyunlara düşmemesi gerekir. Benim inandığım eğer bir şey oldu ise para için yapılmıştır derim. Ama sonuçta şu ya da bu şekilde virüs insanlara bulaştı.
PCR testi %60 güvenirliği olan bir test. İki kişi gittiniz test yaptılar ikinizde hastasınız ama birinde çıktı. O dışarı çıkıp herkese yaydı. Bulaştırıcılık Ro seviyeleri 5,7 ye çıkan yani bir kişinin 4,5 kişiyi enfekte etmesi söz konusu olan veya bir hasta önünden kim geçse ona bulaştırma imkanı yüksek olan bir enfeksiyon bu. Önlemler alınmadan Çin’de Kasım’dan önce, Fransa da 28 aralık 2019, ABD’de 15 Ocak’tan önce yayıldığı ilk vakaların oralarda olduğu tespit edilince DSÖ ‘herkes dönsün bir geriye baksın’ dedi. Maske yok izolasyon yok pandemi olarak ilan edilen 11 Mart’tan sonra da herkes hemen maske takmadı, izolasyon hemen olmadı. Tüm topluma virüs yayıldı; kontrolden çıktı. Hastalık doğal seyrinde gitti ve gidiyor. Tüm izolasyon girişimlerinin faydası belkide ülkemizde hastane yığılmalarını yavaşlattı. Aşikar olan ise, DSÖ dahil tüm idari birimler zafiyet içinde oldular.
Covid-19 enfeksiyonu Vuhan’dan yayıldıktan sonra günümüze kadar nerede ise dünyada 350 bin ülkemizde kağıt üstünde yaklaşık 4500 insanın ölümüne neden oldu. Başlarda hakkında kimsenin hiç bilmediği bu enfeksiyonun yaptığı pandemi bizlere yeni yeni bir şeyler öğretti ve halen öğretiyor. Enfeksiyon halsizlik, ateş, kuru öksürük, ishal, böbrek yetmezliği, tat duyu bozukluğu, nörolojik bulgular ve umulmadık cilt renk değişikliği ve lezyonları ile gözlenebildi. Ama tüm sistem içinde solunum ve dolaşım sistemini etkileyen ve ölümlerin de bu sistemlerin etkilenmesinden olduğu ortaya çıktı.

Virüsün vücuda giriş yeri akciğerlerdir. Burada yer alan ACE2 reseptörüne bağlanıp hücre içine girer ve ürer. Kana dağılır. Diğer organları da tutar. ACE2 reseptörü damarın girdiği her organda atar ve toplardamar hücreleri bünyesinde bulunur. Virüs ACE2 olan her yerde hücreye bağlanıp üremeye çalışır. Damarlarda oluşan hasar bölgelerinde yaygın pıhtılar oluşmaya başlar. Bu pıhtılar emboli yapabilir veya olduğu yerde hacmen artarak dokuların oksijen almasını engelleyecek kan akımını engeller. Yine virüs kırmızı kan hücrelerini parçalar ve kansızlığa neden olur. Bağışıklık sisteminin de aşırı aktivasyonu bu pıhtılaşma üzerinde etkili olur. Sonuçta organların damarlarının pıhtı ile bozulması akciğerde ise solunum zorluğuna, kalpte ise çarpıntı ve kalp ağrılarına, diğer organlarda organların faaliyetleri ile ilgili bozukluklara yol açar. Dolaşım ve solunum sisteminin etkilenme derecesine göre ölüme neden olmaktadır. Ana sorun damar içi pıhtılaşmadır. Bu patoloji akciğerde buzlu cam görünümünü sağlayan akut solunum distres sendromu ile boğularak ölüm oluşturmaktadır. Aynı pulmoner emboli gibi. Virüs enfeksiyon sürecinde hücrelerden interferon salgılanmasına neden olur. Sitokin fırtınası denen bir olayla bu hastalıkta mevcut enfeksiyon durumu bağışıklık sistemini aşırı çalıştırması ile damar yapılarına ayrı bir zarar vermekte ve durumun daha kötü olmasına neden olmaktadır.
Covid-19 için İtalya’da yapılan geniş sayı içeren ve ölüm nedeni araştırma çalışmasında yaygın damar içi pıhtılaşma sorumlu tutulmuştur. Yine Çin’de yapılan otopsi çalışmalarında %10 civarında ağır kalp hasarı gözlenmiştir. SARS enfeksiyonu geçiren (corona virüs ailesinden %10 ölüm yapan solunum yollarını tutan ağır virüs hastalığı) hastaların 12 yıllık takiplerinde kalp patolojileri rapor edilmiştir. Virüs enfeksiyonları arasında kalp tutulmasın için “cocsackie” ve adenovirus en sık görülen etkenlerdir. Bu virüslerin dışında bilinen tüm virüslerin de miyokardit (kalp iltihabı) yapabileceği bilinmektedir. Covid-19’un da myokardit yaptığı, koroner rahatsızlığı olmayan hastalarda bile kalp enzimlerinin çok yukarılara çıktığı gözlenmiştir. Ancak yaşayan hastalarda kalbin ne kadar etkilendiği yapılacak periyodik kalp kontrolleri ile (özellikle ekg-eko) dökümante edilebilecektir. Bu virüsün ağır kalp hasarı yapma özelliği olabilir. Ayrıca akciğer embolisi nedeni ile kalıcı pulmoner hipertansiyon ve sağ kalp yetmezliği yapıp yapmayacağı ileri dönemlerde belli olacaktır.
Virüsün çocukları da enfekte etmesi ACE2 reseptörü çocukta az onun için tutulmuyorlar tezini çürütmüştür. Avrupa ülkelerinde 100’den fazla Kawasaki hastalığı rapor edilmiş ve bunun Covid-19 ile ilişkili olabileceği düşünülmüştür. Bu hastaların az bir kısımında kalp tutulumu aşıtı olup atım gücü düşmüş ve şok sendromu yapabilmekte ölüme neden olmaktadır. Kawasakinin ileri dönemlerinde (3. dönem) vaskülit sonucu gelişen anevrizmalar ve koroner tıkanıklıklar için kalp ameliyatları gerekebilecektir.
İzalosyon günlerinde evde yalnız kalan kişiler için tarif edilen bir kardiyomyopati hastalığı mevcuttur. TakotSubo hastalığı (kırık kalp sendromu). Yalnız yaşayan postmenopozal kadınlarda gözlenen göğüs ağrısı, EKG değişikliği ve kalp enzimlerinde artma ile klinik veren ama angioda kalp damarları normal olan hastalardır. Mikro damar düzeyinde pıhtı olması bu görüntüyü yapmaktadır. Kalbin ön bölümümde anevrizmatik bir yapı olur. Bu yapının görüntüsü ahtapot tuzağı gibi olduğundan Japonlar Takotsabu adını vermişlerdir. Kalp kasılım gücünü yarı yarıya kaybeder. En geç 8 haftada düzeliyor. İlginç olan corona da da klinikte kalp atım gücü düşüyor, enzimler artıyor. İyileşen vakalar normale dönüyor.
Yine önemli konulardan biri de ACE2 reseptörleri blokörü ilaç alan hipertansiyon hastalarının bu ilaca devam edip etmemesi konusunda sorulan sorulardır. Kardiyoloji dernekleri ilacın kullanılmasında sakınca görmemişlerdir. Ayrıca aynı reseptöre bağlanan ilaç ve virüs bağlanma için yarış yapacaklarından ilacın olumlu faydası bile olabilir.

Virüs tedavisinde hidroksiklorokin (HQ) ve bazı diğer virüs hastalıklarına özel antiviral ilaçlar herhangi bir kanıta dayalı tıbbi bir çalışma olmadan Çin ve diğer ülkelerin deneyimleri ile kullanıma sokulmuştur. Oysa bu ilaçlar ciddi kalp ritim bozukluklarına neden olurlar. Mesela çarpıntılar virüs enfeksiyonuna mı bağlı yoksa ilaç yan etkisi midir? Uzmanların bu ilaçları basın organlarında paylaşmaları panik içindeki halkın bu ilaçları temine zorlamış hatta piyasada kinin içeren tonik gazoz peşine düşmüşlerdir. Bulamayan kına kına ağaç kabuğu için aktar aktar dolaşmıştır. Oysa NEJM dergisinde geçen hafta basılan yaklaşık 1400 hastalık randomize bir çalışmada ( kanıta dayalı çalışma) HQ in hiçbir işe yaramadığını göstermiştir. Antiviraller içinde muhtemel aynı son olacaktır.
Aşı çalışmaları dünyada 100’e yakın yerde devam etmekte olup Lancet dergisinde ilk Çin kaynaklı insan uygulaması rapor edilmiştir. Rekombinant adenovirüs tip 5 vektörlü covid-19 aşısı randomize olmayan bir gurupta az-orta-yüksek doz şeklinde 3 doz olarak uygulanmış. 14 günde antikor cevapları yeterli düzeyde olduğu ve t lenfositleri etkilediği ortaya çıkmıştır. Aşı yeri hassasiyeti, baş ağrısı, halsizlik, kas ağrısı yan etki olarak rapor edilmiş. Ancak gurup küçük, uzun dönem sonuçları yok, randomize(karşılaştırmalı) olmayan bir çalışma aşının güven ile rutin kullanıma girmesi için yeterli verileri içermemektedir. En erken 6-9 ay sonuçları beklenmelidir.
Gözlemler sonucu spesifik aşının ve ilacın olmadığı bu hastalıkta en önemli tedavi destek tedavisidir. Pıhtılaşmaya karşı kullanılan heparin ile ölümlerin çok azalmış olduğu düşünülmektedir. Aspirin ve limon kullanan ve hastalığı ağır geçiren bir Meksikalı ailenin aspirin sonrası hızla iyileşmesi kan sulandırıcıların faydasının magazinsel yönünü anlatmaktadır.
Sonuçta çok bulaşıcı olan bu hastalığın ölüm oranları nerede ise bir grip ile eş tutulacak hale gelmiştir. Bu makalede anlatılmak istenen halkın kendi kendine ilaç almamasını sağlamak, hastalık belirtileri gösterenlerin bir yakın kliniğe uğramasını ve gelişebilecek kronik rahatsızlıklar için hastalığı ağır geçirenlerin kalp ve akciğer açısından birkaç sene kontrol altında kalmasını öğütlemektir. İleride kalp yetmezliğinin, kronik pulmoner hipertansiyon ve sağ kalp yetmezliğinin sebebi olabilir sekelleri kalabilir. Hastalığı ağır geçirenlerin periyodik kontrolleri gereklidir.