VERYANSIN TV
Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi (CVP) üyeleriyle İstanbul’da bir araya geldi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılının kutlandığı 29 Ekim 2023 gününde Ankara’da kurulan Cumhuriyetçi Vatanseverler Hareketi, partileşme kararını Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 105. Yılında, 19 Mayıs’ta İliç’ten ilan etmişti.
CVP’nin kuruluşunun ardından CVP Kurucular Kurulu üyeleri Nihat Genç, Serkan Öz, İsmail Hakkı Atal ve Sedat Cezayirlioğlu İstanbul’da parti üyeleriyle bir araya geldi.
CVP kurucuları toplantıda partinin kuruluş süreciyle ilgili bilgi verdi.
Konuşmalardan satır başları şöyle:
Nihat Genç:
‘CUMHURİYET SAHİPSİZ KALMIŞTIR’
“Türk milletinin kaderine Türk milletinin öz evlatları karar verecektir. Sözün özü iş başa düştü.
Bugün çok net bir şekilde milli bir irade yoktur, holding medyasının Türk milletinin dertleriyle uzaktan yakından alakası yoktur.
CHP hem altı okunu inkar etti hem de cumhuriyetin kazanım değerlerini inkar etti ve Cumhuriyet sahipsiz kalmıştır.
‘İTİRAZ KÜLTÜRÜ GELİŞMELİ’
Gelen de aynı giden de aynı, buna bir itiraz kültürü geliştirmemiz lazım. Benim şahsi görüşüm cumhuriyetin elden çıkmasının sebebi Cumhuriyet’i sahiplenecek bir halk olmamasındandır. Halk cumhuriyetin yaşayabilmesi için, yani bağımsız organlarının, meclisinin, milli iradesinin yaşayabilmesi için, itiraz edendir, dilekçe verendir, hakkını arayandır.
Tüm dünyada ahlak şudur; kendi karnını kimseye ihtiyacın olmadan doyurmaktır. Dünya coğrafyalarının en şaheser topraklarına sahibiz. Bütün ovaları gözünüzün önünden geçirin, Aydın ovası, Afyon ovası, Biga ovası, Niksar ovası, Konya ovası, Eskişehir ovası, Niğde ovası… Bunlardan bir tanesi İtalya’yı, Hollanda’yı tek başına doyurur. Sadece Bozok yaylası imparatorluklar doyurmuştur. Yaylalarımızı, ovalarımızı, dağlarımızı hiçbirini kullanamıyoruz.
‘BU HEYECANI MİLLİ MEŞALE KABUL EDELİM’
Sizden bir şey rica ediyorum, Sedat Cezayirlioğulları’nın, İsmail Hakkı Atal’ların, Serkan Öz’lerin sayılarını arttıralım. Bu milli heyecanı bir milli meşale kabul edelim. Bu milli meşale Cumhuriyet meşalesidir.
‘10 BİN İNANMIŞ İNSAN KALDIRAÇ OLUR’
10 bin, 20 bin, 30 bin inanmış insan ekseni kaydırır, kaldıraç olur. Halkın harekete geçmesi için feryat eden halkın kendisi yola çıkacak.
‘ASIL DEVRİM ZİHNİYET DEVRİMİDİR’
Hayal eden insanlar umut etme hakkına sahiptir. İnsanları aşağılaya aşağılaya, ‘bir şey yapılamaz’ diye diye insanlarda başka bir ruh hali yarattılar. Asıl devrim zihniyet devrimidir, bu zihniyet değişecek. Milli heyecanlar çok etkilidir, fırtınası hiçbir şeye benzemez. Elimizden değerlerimizi ve cumhuriyetimizi aldılar. Meydana kim çıkarsa çıksın ben buradayım.
‘KENDİMİZE İNANIYORUZ’
Biz bu topraklarda karnımızı doyurabiliriz, milli bir programımız var, milli bir kalkınma programımız olabilir, kendimize inanıyoruz. Kendine inancını yitirenler sıcak paranın peşine düşer. Yaşı benim gibi olanlar, Özal’dan beri bir girdap, borç borç borç… Önce Tansular geldi, sonra bunlar geldi. Satıp karşılayacağız, sattılar sattılar sattılar! Daha nereye kadar? Ayrıca sata sata toprak bitti, yayla bitti şimdi Araplara satıyorlar. Arkadaşlar neyi sattınız be? Dinimizi sattınız be, namusumuzu sattınız be, onurumuzu sattınız be, geleneklerimizi sattınız be, hala satıyorsunuz nereye kadar? Onur diye bir şey var, biz bu toprağın çocuklarıyız, onurumuz var. Burada toplanmamızın sebebi bu onuru hukuk temelinde partileştirmek, milli irade olarak hayata sokmak.”
Serkan Öz:
‘ERDOĞAN’IN ANAYASAL ZEMİNİ YOK’
“Şu anda cumhurbaşkanlığı makamında oturan Recep Tayyip Erdoğan anayasal zeminden yoksun işgal sürecindedir.
Cumhuriyet ve devrimci iradeyi tanımlarken altyapı ve üstyapı ilişkileri, üretim kimler için olacak, kimler üretecek, kimler için ne kadar bölüşüm yapılacak, gibi soruları cevaplayacağız. Biz bu yapıyı inşaa etmeden olmaz, oralara parti tüzüğünde sert cümleler koyduk belki daha da sert koymak gerekirdi. Ücret politikasından, kamu personeli rejimine kadar, askerlik hizmetine kadar önerilerimiz var.
‘TÜRK ORDUSU TÜRK MİLLETİ İLE KADER BİRLİĞİ YAPMALI’
Burada en önemli basamaktan bahsediyorum, Türk ordusu Türk milleti ile beraber bir kader birliği içerisine girmezse biz Cumhuriyet devrimini yeniden inşa edemeyiz. Silahlı güç milletin yanında taraf olmalıdır, orduyu milletle kaynaştıracak politikayı ortaya koymak zorundayız. Yani iktidarı almaya hayalperest olarak çıkmıyoruz. Diyoruz ki emniyet, yargı, bütün kuruluşlardaki aklı, bütün cumhuriyetçi aklı öne koyup, bu işin ücret politikası, liyakat, atama politikası ile milleti ortaklaştıracak eşit adaletli bir sistem kuracak hale getirmeliyiz. İşçinin, çiftçinin, paşanın ve Yargıtay üyesinin kaderini bir yapacak yapıyı koymak zorundayız. Bunlar iradeye veya vicdana terk edilemez. Türk milletinin geleceği iyi insanların iradesi ve kötü insanların iradesi çerçevesinde tanımlanamaz.
Cumhuriyet devlet müdahalesini, kamu gücünü burada kullanmak zorundadır. Sistemi yeniden ve doğrudan yana kurduğunda kötülerin içerisine girip yükselemeyeceği bir sistemi inşa etmeliyiz. Bunun için Jakoben, devrimci ve sert cümleleri ve programları almaktan ve bunları ifade etmekten çekinmeyelim.
‘SABIRLI YÜRÜYÜŞE İHTİYAÇ VAR’
Milletin imkan ve kabiliyetleri ile vatanın toprağı, güneşi ve suyuyla makam ve mevkiye gelmişler kendi milletlerinden koparılmıştır ve bakın elitler diye Nihat Abi’nin de tekrar tekrar sert dille yaptığı eleştiri budur. Anadolu halkı 19 Mayıs’ta 23 Nisan’da çıkıp Atatürk büstünün önünde merasim yapıyor. Anadolu’nun bağrında kalbinin içine Mustafa Kemal girmiştir. Bu bağı koparan ya da ayıranlar sözde Cumhuriyet adına sözde Mustafa Kemal adına milletle bağını koparmış milletin kahvesinde olamayan insanlardır. Dolayısıyla bizim çok sabırlı bir yürüyüşe ihtiyacımız var, bize alanlar açılmayacağı gibi birçok alandan saldırılar da gelecektir. Buradaki kadro başta olmak üzere gücümüz savaşın ve mücadelenin içinde belli olacaktır.
‘YENİDEN CUMHURİYET DEVRİMİNİN ÖRGÜTLENMESİNİ KURUYORUZ’
Tüzükte dediğimiz gibi Türk, Türk milletinin kaderiyle kendi kaderini bir yapan ve bu milletin refahı için çalışan, çaba gösteren bireye denir. Madeni savunmayan, toprağını savunmayan, eğitim sisteminde parasız ve tekçi eğitim sistemi diyemeyen ve sağlık sistemi piyasa konusu olamaz diyemeyen adamın Türkçülüğü hikayedir. Yeniden cumhuriyet devriminin örgütlenmesini kuruyoruz.”
‘MADEN SAHALARININ YÜZDE 93’Ü YABANCILARA PEŞKEŞ ÇEKİLDİ’
“Atalarımızın kanıyla canıyla aldığımız toprakların %71’i maden sahası ilan edilmiş, bunların da %93’ü yabancılara peşkeş çekilmiştir. TEMA 2022’de MAPEG’e müracaat etti. Bilgi edinme kanunu çerçevesinde parasız verilmesi gereken bilgiyi 200.000 TL’ye sattı. O bilgi de şunlar var, Çanakkale’nin %79’u maden sahası ilan edilmiş. Tokat’ın %46’sı, Karaman’ın %55’i Ordu’nun %74’ü, Artvin’in %84’ü maden sahası ilan edilmiş. Erzincan’ın %69’u Tekirdağ’ın %65’i, Kırıkkale’nin %65’e Zonguldak’ın %72’si…
Asıl soygun altın, gümüş, bakır değil; soy metaller ve stratejik madenlerde. Selenyum dünya ölçeğinde bir metriğe göre %3’ü geçtiğinde çıkarılmaya müsaittir. Erzincan İliç’te bu %96.
1 gramı 11700 dolar, altından 211 kat daha değerli, uzay mekiğinde, nükleer santrallerde, savaş uçaklarının jet motorlarında, kanser ilaçlarında kullanılıyor.
‘VATAN İÇİN ÖLÜMÜ GÖZE ALDIM’
Atasözlerimiz binlerce yıllık tecrübelerin sonucunda oluşmuştur. Bu atasözlerinden biri şöyle diyor; ‘Ölümü göze alamayan korkak bir ordudan korkma ama ölümü göze alan bir kişiden kork.’
Sizin gibi benim gibi, ben vatan için ölümü göze aldığım için buradayım.”
İsmail Hakkı Atal:
‘GENÇLİĞE HİTABE’DEKİ ŞARTLAR GERÇEKLEŞTİ’
“Kısaca Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ndeki tüm şartlar gerçekleşmiş durumda. Yaylalara, ovalara, madenlerine, tarlalarına girilmiş, orduları dağıtılmasa bile zaptedilmiş. Bizim verdiğimiz vergilerle maaş alan jandarma yukardaki işbirlikçi komutanın emriyle aşağıdaki jandarma ağlayarak bize karşı koymak zorunda kalıyor.
Bizim artık kendi konforumuzu sürdürerek bu şekilde yaşamaya imkanımız yok, bir de üstüne sığınmacılar eklendi. Toprağımızı sömürgecilerden kurtarmak için öncelikle sığınmacıları göndermemiz gerekiyor.
‘İKTİDAR VE MUHALEFET GAFLET İÇİNDE’
İktidarın yanında muhalefet de gaflet ve delalet içerisindedir. Bu ahval ve şerait içerisinde ilk vazifemiz Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Ya istiklal ya ölüm!’
‘HEDEF TÜRKSÜZLEŞTİRME’
Mücadelemizin en kuvvetli tarafı, mücadele ettiğimiz AKP’lilerin, onların hakim ve savcılarının, bürokratlarının çocuklarının da hayatını koruyoruz çünkü onların çocukları da bizim mücadele ettiğimiz kapitalist, emperyalist, sömürge şirketler ve onların yerli işbirlikçileri ile zehirleniyor ve ölüyorlar. Emperyalist, kapitalist, sömürgeci sistemin saldırısının iki boyutu var. Bizim fiziksel ve zihinsel sağlığımızı ortadan kaldırmaya çalışıyorlar ve Türk halkının mülksüzleştirilmesi ve Anadolu halkının Türksüzleştirilmesi hedefleniyor. Biz bir taraftan bu şirketlere karşı ve onların işbirlikçilerine karşı mücadele mücadele ederken hem kapitalist sömürgeci şirketlere şirketlere karşı mücadele veriyoruz, diğer taraftan vatan mücadelesi de veriyoruz, ikisi şu an örtüşmüştür.”
Hayirli ugurlu olsun namuslu insanlar.
Haydi bakalım! Yolunuz açık olsun! Ulusal siyaseti ve Ankaradan bakan politik programları özlemiştik. Türk Ulusuna hayırlı olsun!
Bu dort adam namuslu, ahlakli adamlar. Bunlarin arkasinda tereddutsuz yurunur, ucu neye varirsa varsin yurunur.
Her zaman birlikte olacağız.