İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosunca eski AKUT Başkanı Nasuh Mahruki hakkında sosyal medya paylaşımlarında kullandığı ifadeler nedeniyle ‘yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ ve ‘yargı organlarını alenen aşağılama’ suçlarından soruşturma başlatılmıştı. Mahruki, hakkında başlatılan soruşturma kapsamında sevk edildiği nöbetçi hakimlikçe tutuklanmıştı.
Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi (CVP), Mahruki’nin tutuklanmasının ardından basın açıklaması yaptı.
‘HALK SUSTURULMAK İSTENİYOR’
CVP’nin “Mahruki derhal serbest bırakılmalıdır” başlıklı açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Nasuh Mahruki 12 Kasım Salı günü yaptığı paylaşımda, tarihi bile belli olmayan gelecek seçimlerde YSK’nın yurtdışı seçmenlerin elektronik oy kullanma kararına bir uyarı olarak, olası seçim hilelerine ilişkin kaygılarını halka aktarmıştır. Bu uyarısı nedeniyle “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaydığı” gerekçesi ile hukuka ve kanunlara tamamen aykırı şekilde tutuklanmıştır. Nasuh Mahruki derhal serbest bırakılmalıdır.
Hemen her gün özellikle basına ve gazetecilere dönük açılan davalar, soruşturmalar ve tutuklamalarla hem gazeteciler hem de halkın haber alma özgürlüğü ve düşüncesini açıklama hakkı baskı altına alınmakta, korku ve sindirme ile halk susturulmak istenmektedir.
‘TÜRK MİLLETİNE KÜFÜR EDEN MEHMET CENGİZ ÖDÜLLENDİRİLDİ’
Oysa “halkı yanıltıcı bilgiyi” alenen yayan tarihçiler, yazarlar, gazeteciler, akademisyenler Cumhuriyet tarihini yeni baştan, gerçekdışı olaylarla yazar ve yayarlarken; Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Kanununa rağmen Atatürk’ün hatırasına hakaret ve küfür ederlerken, hatta “bu milletin ……a koyacağız” diyerek Türk milletine küfür eden Mehmet Cengiz’e hiçbir dava açılmayıp üstelik ödül mahiyetinde Kazdağları-Artvin-Kırşehir v.s. peşkeş çekilip Türk halkını siyanürlü altın madenleriyle zehirlemesi sağlanmaktadır.
‘YARGI AKP’NİN MEMURU HALİNE GELDİ’
Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altına 40 bin kişinin katili, ABD-İngiltere emperyalizminin maşası PKK terör örgütünün başı konuşmacı olarak davet edilip, aklanması için çaba harcayan parti genel başkanları dahi bir itiraz görmemekte, bir soruşturmayla karşılaşmamaktadır.
“Etki Ajanlığı Yasası” adı altında hükümetin hazırladığı tasarı bir süreliğine geri çekilmişse de fiilen işler halde olduğu açıktır. AKP ,”demokrasi ve hukuk tiyatrosunun” baş figüranlarından Barolar Birliğinin “sessizlik” işbirliğiyle 13.10.2022 tarihinde Türk Ceza kanununa md. 217/a” halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu eklemiştir. Etki ajanlığının öncülü niteliğindeki bu maddeyle muhalifler susturulmaya çalışılmaktadır. Muhaliflerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken sözlerinin bedeli tutuklama olurken; katillerin, tecavüzcülerin “iyi hal” nedeniyle serbest bırakılması, AKP denetimi ve kontrolü altındaki yargının çöktüğünü-yargının AKP’nin memuru haline geldiğini göstermektedir.
‘NE GERÇEKLERİ SÖYLEMEKTEN VAZGEÇERİZ NE TESLİM OLURUZ’
CVP olarak ne gerçekleri söylemekten vazgeçeriz ne de teslim oluruz! Kişilerden bağımsız olarak gerçeklerin ve düşüncenin açıkça ve özgürce ifade edilmesinin vatandaşlık hakkımız ve görevimiz olduğunu, bu hak ve görevlerimizin savunucusu olduğumuzu kamuoyuna bildiririz.
‘Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Biz hiçbir zaman umudumuzu kaybetmedik.’”
Türkiye’de vatana millete faydalı olan, depremde hayat kurtaran, dürüst doğruları söyleyen vatandaş cezasız kalmaz