1. Haberler
  2. Kültür - Sanat
  3. Deliler koğuşu ‘intihar etmek yasaktır’

Deliler koğuşu ‘intihar etmek yasaktır’

featured

Serkan Arslan yazdı…

Ahmed Arif yorgun ve mutsuz günlerine devam ediyordu. O gün hayatında yeni bir yol ayrımına sebep olmuştu. Geçirdiği nöbet sonrası hayata yıkılmış bir adam olarak merhaba demiş ve günlerdir yatağından çıkmamıştı. Süveyda ile olan son konuşmasından bu yana tam dört gün geçmişti. Muhittin düzenli aralıklarla her gün ziyaretine geliyordu. Ahmed Arif içindeki sıkıntıyı bir türlü anlamlandıramıyordu. Zaman içinde kaybolmuş gibi günleri haftaları yılları hatırlamaya çalışıyor, o gün gördüğü ve hayal meyal hatırladığı kadının yüzünün kime ait olduğunu düşünüyordu. Belli belirsiz hatıralar bilincinde hızlı bir tren gibi geçip gidiyordu. Dünya çok hızlı dönüyor, kalbi çok hızlı atıyor, elleri yeni bir krizin habercisiymiş gibi titriyordu.

Çalışanların mesailerini bitirdikleri bir akşam vaktinde Ahmed Arif’in bulunduğu odanın kapısı ağır ağır çaldı. Kim olduğunu hiç merak etmeden rahatsız etmeyin diye seslendi. Kapının arkasında kişi bu sefer kapıyı çalmadan içeri girdi. Ahmed Arif bakışlarındaki şaşkınlığı gizleyemeden yerinden kalktı. Karşısında duran Süveyda, ona gülümseyerek nasılsın dedi. İyiyim dese yalan söyleyecekti Ahmed, kötüyüm diyebilse ardından gelen neden sorusuna verecek gücü kendinde bulamayacaktı. O da bilmiyorum diyerek susmaya çalıştı. Süveyda birkaç adım daha atarak yatağın başına kadar yürüdü. Aynalı masanın sandalyesini çekip karşısına oturdu. Elindeki siyah kapaklı kitabı masanın üstüne bıraktı. Biraz konuşmak ister misin? diyerek Ahmed Arif’in gözlerinde evet cevabını aradı. Sorusuna karşı aldığı istemli istemsiz söylenen olur cevabından sonra ayağa kalkıp perdeyi araladı. Tel örgülerle çevrili pencereyi açtı. Sürahide duran sudan bir bardak su alıp Ahmed Arif’e uzattı. Belki de günlerdir içilen çorbanın verdiği bezginlikle sulu bir şeyler içmek istemiyordu. Usulünce bir yudum alıp bardağı kenara bıraktı. Dudaklarından yarım yamalak birkaç söz dökülüverdi.

İntihar etmek yasak, yaşamak sakıncalı. Düşünebiliyor musun Süveyda? Böylesine ciddi bir konuda bile söz hakkına sahip değiliz. Tanrı bu konuda bile bir süre belirlemiş. Yaşamın bütün sakıncalarını ve yıpranışlarını bize, ne zaman son bulacağını ise kendi inisiyatifine bırakmış. Dün gördüğüm yeni bir rüyanın sonucunda bir karar vermem gerektiğini söyleyen bir kargayla iki yüz yıl sohbet etmişçesine yoruldu ruhum. İçimde tarif etmekte zorlandığım ama hatırlamak ve anlamak için bütün enerjimi harcadığım bir karanlık var. Neden bu kadar yıkıldım bilmiyorum. Sende bu deliliğin nedenine uygun düşünceler olmalı. Bir fikrin var mı?

Süveyda onu bütün dikkatiyle dinledikten sonra masanın üstündeki kitabı alıp Ahmed Arif’e uzattı. Rica etsem kitabın kapağına bakmadan ilk sayfayı okur musunuz? dedi. Ahmed Arif isteksiz olsa da kitabın ilk sayfasını okumaya başladı.

‘Konumlandırılmış bir ışığın karanlıktan ne denli etkilendiği düşünürsek, bir hiçlikle karşılaşırız. Buradaki hiçlik aslında her şeyin var olduğu ama görmek yerine hissetmek gerektiği bir yaşamın ispatı niteliğindedir. İnsan, ışık hızının bir şeyi yok etmediğini ve aslında onu özünde sakladığını ne zaman farkına varır? Hem zamanın hem de bulunduğu konumun gerçekliği kadar ,kişinin varmak istediği yerin rüyası da onun yaşamının bir parçasıdır. Düşlerin ve rüyaların olmadığı bir yaşam ne denli gerçeklik taşıyabilir? Bana kalırsa insan gerçekten hayallerine uzanan bir yolda anlam arayan bir yolcudur.’

Ahmed Arif kitabın kapağını kapatıp Süveyda’ya uzatırken duraksadı. Kitabın kapağında yazan isim onu hayretler içerisinde bırakmıştı. Kitabı tekrar kendine doğru çekip kapağını incelemeye başladı. Siyah bir kalp üzerine Süveyda yazıyordu. Kitabın yazarı ise kendisiyle aynı ismi taşıyordu. Duraksadı , pencereden dışarı bakıp bir şeyler hatırlamaya çalıştı. Bir anlam veremedi. Süveydaya dönüp bu kitabın yazarı ben , anlamı siz oluyorsunuz. Bu ne demek oluyor diyerek Süveyda’nın gözlerine sert bir bakış fırlattı. Süveyda bu bakışların ortasında ifadesini değiştirmeden konuşmaya devam etti.

Zamanla her şeyi beraber hatırlayacağız. Kitabı okuman için bırakıyorum. Lütfen aklından geçenleri not almaya devam et. Buraya nasıl geldiğini ve niye geldiğini hatırlamaya çalış. Şimdilik hoşça kal Ahmed Arif.
Unutma İNTİHAR ETMEK YASAK

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!