DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, DEM Parti grup toplantısında yaptığı açıklamada, halkın Öcalan’a güvendiğini savundu. “Halk Sayın Öcalan’a güveniyor onun çağrısına güveniyor, inanıyor” diyen Bakırhan, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
‘ÖCALAN KENDİ PARTİSİNİ KURSUN’
“Zemin hazır, irade hazır, umut var. O halde neden yol almayalım sorusunu bir kez daha soralım. Biz de hazırız. Yol açık, 27 Şubat asrın çağrısı, aynı zamanda demokrasinin pusulasıdır. Bu süreci, barışla taçlandırmak için, pedal çevirmeye devam etmeliyiz. İlk pedalı Sayın Öcalan büyük bir cesaretle, büyük bir sorumlulukla yerine getirdi. Şimdi pedal çevirme sırası iktidarda, devlettedir. Hadi buyurun çeviren pedalı devam ettirin. Bu ülkeyi barışa, huzura kavuşturalım diyoruz. Sayın Öcalan’ın çağrısının üzerinden 24 saat bile geçmeden, PKK kendini fesih etme kararı aldı. Fesih kongresinin yapılması da sürecin en kritik eşiğinin aşılması için ne lazım. Güvenli bir ortam lazım. Güvenli bir ortam lazım. Buyurun güvenli ortamı sağlayın. Madem çok istiyorsunuz, kongre toplansın, Sayın Öcalan’ın çağrısını yerine getirsin. Sayın Öcalan’ın kendi partisini kuracağı, kongreyi yöneteceği mekanizmayı bir zahmet oluşturun.”
Öte yandan, Tuncer Bakırhan, grup toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakırhan, Nevruz’dan önce DEM Parti İmralı Heyeti’nin tekrar İmralı’ya gidip gitmeyeceğini yönündeki soruyu şöyle yanıtladı:
“Dün AK Parti yetkilileriyle görüşürken de dile getirdik. Heyetimizin tekrar İmralı’ya gitmesinin yararlı olacağını düşünüyoruz. Çünkü bu çağrının oluşturduğu sonuçları paylaşmak gerekiyor. Çağrıdan sonra Sayın Öcalan’ın meseleye dönük ne diyeceğinin, nasıl mesajlar vereceğini toplum merak ediyor. Nevruz öncesi olursa, oradan da halka tekrar bu çağrıyı perçinleyecek, güçlendirecek bir çağrı gelirse memnun oluruz.”
‘HEYET, İMRALI’YA GİTMEK İÇİN BAŞVURU YAPTI’
Bakırhan, “Öcalan’ın Nevruz için bir mesaj yayınlaması bekleniyor. Adalet Bakanı’nın da konuya ilişkin açıklamaları oldu. Adalet Bakanlığı’na gitmek için başvuruyu yaptınız mı” şeklindeki soruya, “Heyetimiz başvuruyu yaptı. Gidilmesi, oradan bir mesaj getirilmesinin kimseye bir zararı yok. Sürece katkı sunar. Onu umuyoruz ve bekliyoruz. Umarım heyetimiz gider. Sayın Öcalan’dan da yapmış olduğu çağrıyı güçlendirecek, perçinleyecek, varsa kafalardaki soru işaretlerini giderecek, daha güçlü bir mesajla gelirler diye umuyoruz” yanıtını verdi.
BAKAN TUNÇ’A ‘UMUT HAKKI’ TEPKİSİ
Tuncer Bakırhan, “Dün AK Parti ve MHP kanadından size Abdullah Öcalan’ın koşullarının iyileştirmesi yönünde talepleriniz vardı. Bunlara ilişkin yanıt geldi mi? Umut hakkının olup olmayacağına yönelik Bakan Yılmaz Tunç’tan bir açıklama geldi. Bu iki konu hakkında neler söylersiniz?” sorusunu ise şu sözlerle yanıtladı:
”Bu konuda uluslararası mahkemelerin vermiş olduğu kararlar var. AİHM kararları var. Sanırım bu mesele Sayın Adalet Bakanı’nı aşan bir mesele. Uluslararası evrensel hukuku uygulayacaksak, Umut Hakkı diye bir şey de var. Bu bizim icat ettiğimiz, ürettiğimiz bir mesele değil. Çözüm, barış olacaksa, yeni demokratik bir zemin oluşturulacaksa, Umut Hakkı da cezaevlerindeki kumpas davaları da, doluluk oranı da gözden geçirilmelidir. Adalet Bakanı’na sormak lazım. Gerçekten Adalet Bakanı bu sürecin neresindedir. Bu cevap, bu sürece ne katkı sunuyor. Tecrit yokmuş. Biz inandık mı buna. Dört yıldır Sayın Öcalan, ailesiyle, avukatlarıyla mı görüştü? Ayıptır. Kimin nerede durduğunu bir zahmet biraz netleştirmesi gerekiyor. Bizim cephemizden derli toplu, net, somut bu sürece nasıl yaklaştığımızı siz basın emekçileri biliyorsunuz. Saklamadan, sakınmadan, net bir şekilde her şeye yanıt olmaya çalışıyoruz. Bizim muhatabımız şimdi kim? Her gün bir AK Partili yetkili, burada bakana cevap verme durumunda kalmayalım. Umut hakkı da vardı. Umut hakkı bir haktır. Umut hakkı, evrensel hukukun karar verdiği bir haktır. Kaldı ki bu süreç yürüyecekse, çözüm olacaksa, umut da olmalı, umut hakkı da olmalıdır. Ne yapacak insanlar, sonsuza kadar cezaevinde mi kalacak.”
Bakırhan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Öcalan’ın PKK kongresine bağlantı ile katılmasının mümkün olmadığını” yönündeki açıklamalarının kendisine hatırlatılması üzerine “Mektup gönderilmesi sizi tatmin eder mi?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Bizi barışa dönük, verilecek her olumlu mesaj biçimi, şekli ne olursa olsun tatmin eder. Oradan gelecek mesajın içeriğini çok önemsiyoruz. Nevruz öncesi böyle bir mesajın gelmesinin kıymetli ve değerli olduğunu tekrar belirtmek istiyoruz. Heyet, 21 Mart’tan önce gidebilir.”