Murat Bölükbaşı yazdı
Galatasaray’ın Avrupa Ligi son 16 turunda Barcelona’ya karşı deplasmanda aldığı 0-0 beraberlikle İstanbul’a dönmesi bize Beşiktaş karşısında rotasyonlu bir kadroyla çıkabileceği ve tüm enerjisini Barcelona maçına saklayabileceği izlenimini veriyordu. Fakat Galatasaray’ın İspanyol Teknik Direktörü Torrent, Beşiktaş karşısında Babel ve Boey dışında Barcelona maçı kadrosunu sahaya sürerek kafalarda soru işareti bıraktı. 7 gün içinde zorluk derecesi oldukça yüksek olan üç maçı üst üste oynamak Galatasaray için kolay bir şey değildi. Beşiktaş’da Teknik Direktör Önder Karaveli, sakatlıktan dönen Vida ve Başakşehir maçında sakatlanan Welinton’un yerine Necip Uysal’ı monte ederken, her iki takımda 4-2-3-1 dizilişiyle sahada yerini alıyordu.
Maçtan önce iki takımı teraziye koyduğumda Barcelona karşısında takım savunmasıyla direnen ama oldukça yıpranan Galatasaray karşısında, dinlenmiş, daha yaratıcı ayaklara ve oyun kalitesine sahip Beşiktaş’ın deplasmanda olmasına rağmen daha şanslı olduğu düşüncesindeydim. Son gelişen hakem olaylarından sonra derbiye atanan hemşehrim Atilla Karaoğlan’ın da göstereceği performans ayrı bir merak konusuydu.
Maçın başlama düdüğüyle benim terazi dengemin de bozuk olduğu ortaya çıktı… 3. dakikada Rosier’in sağ kanattan girerek sol ayağıyla yaptığı vuruş az farkla auta giderken, 7. dakikada Galatasaray’ın kullandığı korner Beşiktaş ceza sahası içinde tehlikeli bir karambol yaratıyor, 1 dakika sonra da, sağdan Omar’ın ortasına mükemmel yükselen Mustafa Muhammed’in kafası direğin dibinden dışarı çıkıyordu. 10. dakikada Kerem’in uzaktan şutu Ersin’de kalırken Galatasaray’ın baskısı artıyor, Beşiktaş da bu ataklara aynı şiddette cevap veriyordu. 12. dakikada Beşiktaş’ın ani atağında Güven’den önce Van Aanhold topa dokunuyor, her atakta, her tehlikeli pozisyonda hem tribünde hem sahada futbolun keyfi ve tansiyonu olabildiğince yukarıya taşınıyordu. 15. dakikada Beşiktaş adına kullanılan korner vuruşunda ön direkte Necip aşırtıyor, Omar çizgiden çıkarıyor, aynı dakika içinde Gheezhal soldan ortalıyor, Atiba’nın kafası direkte patlıyor, dönen topu Teixeira aut’a gönderiyordu. 17. dakikada soldan hareketlenen Kerem’in vuruşunu Ersin zorlukla önlüyor, 18. dakikada Galatasaray’ın korner atışında Nelson’un kafa vuruşu Ersin’de kalıyordu.
Bu dakikaya kadar geçiş oyunlarından ziyade, hızlı hücumlarla gol arayan her iki takımda rakip kalede golle sonuçlanmayan tehlikeli ataklar geliştirdi. Beşiktaş’ın savunma hattını önde kurması orta sahada kaptırılan topların da Galatasaray tarafından olumlu değerlendirilmesi, özellikle Kerem’in buluştuğu toplarla Galatasaray ataklarının Beşiktaş kalesinde daha yoğun hissedilmesine yol açıyordu. Nitekim 21. dakikada Kerem’in soldan getirdiği ve ceza sahasına kestiği topa kimse dokunamıyor, ama golün sinyali yavaş yavaş geliyordu.
22. dakikada bu sefer sağdan Beşiktaş ceza sahasına giren Kerem, Mustafa Muhammed’in buluşturduğu topu yakın direğe düzgün ve sert bir vuruşla gönderdiğinde tabela Galatasaray lehine 1-0 yazıyordu.
Golden sonra Beşiktaş oyuna asılmaya devam ediyor, 26. dakikada Gheezhal’in kullandığı kornerde Necip’in kafa vuruşunu Penya zorlukla çeliyordu. 32. dakikada Galatasaray, önde kurduğu baskının neticesinde skoru 2-0 taşıdı. Umut’la girdiği ikili mücadelede topu kapan Mustafa Muhammed sağdan mükemmel ortaladı. Bu sefer topla ön direkte buluşan Kerem altı pas üstünde şık bir kafa vuruşuyla Galatasaray’a rahat bir nefes aldırdı. Önder hoca 39. dakikada Kenan- Larin ve Güven- Batshuayi değişikliğiyle oyuna erken bir müdahalede bulundu… Bence devreyi beklese ve oyuncu müdahalesini devre arasında gerçekleştirse hem kendisine yönelebilecek eleştiriler, hem de oyuncu moral motivasyonu açısından daha doğru bir hamle olurdu diye düşünüyorum.
İkinci devre Galatasaray’ın vuruşuyla başlarken, Torrent oyunun ilk 45 dakikasında bir varlık gösteremeyen Fegohuli’nin yerine Cicaldau, Önder Hoca da, Atiba’nın yerine Beşiktaş’ın topa daha fazla sahip olmasını sağlayabilecek Josef de Souza’yı oyuna alarak karşı hamlesini yaptı. Nitekim bu devrede Beşiktaş, topa daha fazla hakim olan bir görüntü sergilerken, Galatasaray daha fazla fiziksel açıdan yıpranmamak ve elde ettiği skor avantajını korumak adına Barcelona maçı taktiğine, yani tüm takım savunmasına döndü.
Beşiktaş, 49’da Ghezzal’le uzaktan Galatasaray kalesini yokluyor, 54’de Rosier’nin ortasında Larin’in kafa şutu az farkla aut’a çıkarken, pozisyon sonrasında Larin sahada, Önder hoca kulübede hırsından havaya sıçrıyordu. 57. dakikada Mustafa Muhammed, ceza sahası içine yapılan ortada Necip’den seken topu sert bir vuruşla kaleye gönderiyor, ama defansa çarpan top kornere gidiyordu. 64. Dakikada Souza’nın orta sahada kaptırdığı topta Kerem’in pasıyla ceza sahası içinde buluşan Mustafa Muhammed’in vuruşunu Kaleci Ersin zorlukla önlüyor; yine 67 de kornerden gelen topu ceza sahası içinde önünde bulan Mustafa Muhammed’in vuruşu auta çıkarken, Gomis de oyuna girmek için kenarda bekliyordu!
Torrend, bu dakikada Mustafa Muhammed -Gomis, Omar -Boey, Emre -Babel değişikliğiyle oyuna ikinci kez müdahalede bulunuyordu. Bu yarıda Souza’nın Beşiktaş orta sahasını organize etmesiyle daha dengeli ve hakim bir oyun sergileyen Beşiktaş’ta 74. dakikada rakip ceza sahasına driplingle giren Can topu Larin’e aktarıyor, bu oyuncunun vuruşunda defansın müdahalesiyle top kornere çıkıyordu. 83’de Sağ kanattan Ghezzal’in yaptığı ortaya arka direkte yükselen Rıdvan’ın yaptığı kafa vuruşu üst ağlara takılıyor, ama 84. dakikada yine Ghezzal’in ceza sahası içine gönderdiği topla buluşan Rıdvan, sağ ayağıyla yaptığı vuruşla bu sefer topu iç ağlarla buluşturuyordu(2-1)
Bu sonuçla Galatasaray düşme hattından biraz daha uzaklaşırken, Beşiktaş Avrupa Kupalarına katılma iddiasında ciddi ama telafi edilebilir bir yara aldı. Her iki takımın da mücadele arzu ve isteği üst düzeye çıkarken, Avrupa arenasındaki emsal takımlara bakıldığında oyun kalitesinin derbi müsabaka düzeyinin altında kaldığı da bir gerçek! Bu yüksek enerjili ve tempolu ikinci maçtan sonra perşembe akşamı üçüncü zorlu müsabakada Galatasaray’ın Barcelona karşısında nasıl bir oyun ve mücadele vereceğini çok merak ediyorum ve tüm kalbimle başarılar diliyorum.
galatasaray toparlanma sürecinde umut verici.
Şimdi doğru Murat bey bu bir derdi maçı idi.