Mustafa Özgür Sancar yazdı…
Dünya Tiyatro Günü’nde, Devlet Tiyatroları bilet fiyatlarına yüzde 291 zam yapıyor.
Oysa bu önemli kurumun kuruluş amacı, kâr gözetmeden toplumun her kesimine tiyatroyu ulaştımak…
KAMUSAL BİR İHTİYAÇ
Tiyatro hayatı doğrudan ve gerçekçi anlatabilme yeteneği ile sinemadan çok daha üstün; birey ve topluma kendi gerçeğini gösteriyor; üstelik tam bir oyunculuk performansı gerektirir, bu özelliği ile emek yoğun bir sanat türüdür. Yüzyıllardır, en zor koşullarda değerini koruyarak devam ediyor olması, bu toplumcu özelliğinden kaynaklanıyor.
DEVLETİN YURTTAŞA ÖDEVİ
Dolayısıyla devletin yurttaşına karşı, yerine getirmekle sorumlu olduğu barınma, eğitim, sağlık, iş güvencesi gibi temel ödevlerinden bir tanesidir.
Devlet Tiyatrosu kamusal içeriğinden koparılmamalı ve herkesin izleyebileceği fiyatlandırmalarla yönetilmeli… Toplum hayatında kamusal içeriği ile esaslı bir noktada bulunmak zorunda…
Pek az sanat dalı insanı ve hayatı tiyatro kadar gerçekçi ve yalın anlatabilir. Önceliği ve üstünlüğü tüm hâlleriyle insanı merkezine alıyor olmasından kaynaklanıyor. İleriye doğru devinimiyle kendini sürekli ve yeniden üreten büyük bir sanat olayı…
YAŞAMIN TÂ KENDİSİ
Bence tiyatro yaşamın tâ kendisi… Bu nedenle sinemadan üstün. Hiç kuşku yok ki, yeni teknolojiler sayesinde, sinema görsel çekiciliği dayanılmaz bir yeni sanat alanı; buna rağmen, tiyatronun yerini alamayacak; çünkü tiyatronun kadim özellikleri sizi hiçbir teknolojinin arkasına sığınmadan gerçek oyunculuk ve yetenekle buluşturur.
GERÇEK OYUNCU PERFORMANSI
Sahne estetiğinden, gerçek-canlı oyuncu performansına, çoğu zaman şiirsel anlatımına kadar tiyatro tüm özellikleriyle sizi hayatın belli bir kesitine çeker.
Oyuncu sahnede hep iyi ve diri olmak zorundadır. Gözümüz her an onun üzerinde, kolay kolay saklanacak bir yer bulamaz; sinemadaki gibi üst montaj teknikleri ya da görsel efektlerle hatası kapatılamaz.
Ne yapabiliyorsa o anda, eksiksiz yapmalı. Bu taktir edilmesi gereken performans size oyunun içinde, canlı bir dünyadaymışsınız hissi verir. Sinemada siz sadece dışarıdan bakan bir gözsünüz. Senaryo ne kadar inandırıcı da olsa, bunun gerçek bir dünya olmadığını aklınızdan bir an bile çıkarmazsınız. Bu nedenle tiyatro, insan üzerinde çok daha büyük bir etkiye sahiptir.
MODERNİTE
Tiyatro modern toplumların kendini gerçekleştirmiş bireyi için vazgeçilmezdir. Bize hak ve hürriyeti olan bireyler olduğumuzu hatırlatır.
Ülkemizde Tanzimattan sonra yaygınlaşması, Cumhuriyet ile birlikte İstanbul’da Şehir Tiyatrosu, Ankara’da ise Devlet Tiyatrosu ile kurumsallaşması moderniteyle olan sıkı ilişkisini gösterir.
ÖNEMİNİ HİÇ YİTİRMEYECEK
Antik çağlardan Şaman inanışına kadar insanın beden, dil ve ifadeleriyle anlattığı, insanın diğer bir insanla, doğayla, politika ve toplumla kurduğu iletişimin toplamıdır. Kıvrak hareketler, hitabet gücü ve müzikle yapılan gösteri, hayatın estetize edilerek insana yeniden aktarımıdır.
Bireyin en zayıf hâlini, kudretini, iktidarını ya da boyunsunuşunu veya yüceliğini, erdemini ve karmaşık olan tüm toplumsal ve bireysel ilişkileri olabildiğince doğrudan anlattığı için önemini hiç yitirmeyecektir.
Sözün özü… Tiyatro bize hayatın tüm renklerini sunan bir aynadır.