Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ‘Çevreme Duyarlıyım ve Değerlerime Sahip Çıkıyorum’ (ÇEDES) projesi ile yaşanan skandalların ardı arkası kesilmezken Diyanet’in cuma hutbesi de tartışma konusu oldu.
Hutbenin ilgili kısmında, “Adab-ı muaşeret kurallarını hayatımızın her alanına hâkim kılmanın gayretinde olalım. Eğitim-öğretim müfredatında yer alan Adab-ı Muaşeret, Kuran-ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerini çocuklarımızın seçmeleri için gerekli hassasiyeti gösterelim” ifadeleri yer aldı. Hutbede, gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerektiğinin altı çizilerek, “Dünyamız huzur ve mutlulukla dolsun. Ahiretimiz cennet olsun” denildi.
ÇEDES İLE ADIM ADIM ‘DİNDAR NESİL’ PROJESİ
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ‘Çevreme Duyarlıyım ve Değerlerime Sahip Çıkıyorum’ (ÇEDES) projesi ile yaşanan skandalların ardı arkası kesilmedi.
Kamuoyunda sıkça eleştirilen bu protokolle birlikte okullarda öğrenciler; ‘Kâbe’ maketinin etrafında tavaf ettirildi, imam eşliğinde camide namaz kıldırıldıktan sonra yerleri süpürdü, camları ve masaları sildi, ‘Kurban ibadeti’ öğretme bahanesiyle çocukların ellerine bıçak verildi, çocuklarla Filistin’e destek gerekçesiyle elleri kelepçeliymiş gibi etkinlikler yapıldı…
MEB ile Diyanet arasında imzalanan ve tepki çeken ‘ÇEDES’ protokolü yargıya taşındı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; il valileri, il milli eğitim müdürleri ve il müftüleri hakkında yapılan suç duyurusu dilekçesinin ‘işleme konulmamasına’ karar verdi. Kararda, okullarda imam görevlendirilmesinin “Atatürk ilke ve inkılaplarına, laiklik ilkesine ve çağdaş bilim ve eğitim esaslarına aykırılık teşkil etmeyeceği” iddia edildi.
21. Yüz Yılda DİB nın kültür seviyesi ve amacı, Türk çocuklarına hiç bir yararlı gelecek oluşturamaz.Ulusal eğitime bu yapılanlar yasal değildir, laik demokratik bir ulus ve devlet için tehlikeli ve zararlıdır.
Dünyanız da cehennem…