ABD Denizcilik Enstitüsü (USNI)’nün yayınladığı faaliyet notlarına göre, ABD Donanması’na bağlı USS Wasp (LHD-1) çok maksatlı amfibi hücum gemisi ile Türk Donanması’na bağlı TCG Anadolu (L-400) çok maksatlı amfibi hücum gemisi, 13-17 Ağustos tarihleri arasında Doğu Akdeniz’de ortak deniz eğitimleri yaptı.
Aydınlık’ın haberine göre, eğitimlere USS Wasp ve TCG Anadolu’nun yanı sıra, USS Oak Hill (LSD-51) ve TCG Gökova (F496) gemileri de katıldı. Tatbikat sırasında USS Wasp’ta bulunan V-22 Osprey’lerin TCG Anadolu’ya iniş-kalkış yaptığı da iddia edildi.
USS Wasp gemisinin Facebook sayfasından yapılan açıklamada, bu tatbikatın “kalıcı işbirliği ve deniz güvenliğine karşılıklı bağlılığın bir göstergesi” olduğu vurgulandı. Mesajda, “İyi gemiler ve ahşap gemiler vardır, denizde seyreden gemiler, ama en iyi gemiler dostluklardır, onlar her zaman var olsunlar.” sözü paylaşıldı.
Tatbikat sırasında USS Wasp’ın komutanı Yüzbaşı Christopher Purcell ile TCG Anadolu’nun komutanı Deniz Kurmay Albay Nadir Kılınç arasında karşılıklı hediye takdiminin de yapıldığı öğrenildi.

MSB PAYLAŞIM YAPMADI
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ise çok sayıda uluslararası askeri faaliyeti sosyal medya hesaplarından duyurmasına rağmen, USS Wasp ile TCG Anadolu’nun ortak deniz eğitimlerine ilişkin hiçbir açıklama ya da fotoğraf paylaşmadı. MSB’deki haftalık bilgilendirme toplantılarında da tatbikat hakkında herhangi bir bilgilendirme yapılmadı.
AMİRAL GÜRDENİZ: GAZZE’DE YAŞANANLARA RAĞMEN NASIL EVET DENİLDİ
Veryansın Tv yazarlarından emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, söz konusu tatbikata tepki gösterdi.
Gürdeniz, X hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
Donanmamızın en büyük savaş gemisi TCG Anadolu ile TCG Gökova firkateynimiz Akdeniz’de İsrail’e yardım için bulunan Amerikan savaş gemileri ve Güney Kıbrıs’ta KKTC Hükümetinin protestosuna rağmen liman ziyareti yapan USS Wasp amfibi hücum gemisiyle 14 Ağustos’ta passex eğitimi yapabiliyor.
Nedense bu gelişmeyi MSB kaynaklarından değil ABD kaynaklarından öğreniyoruz. Bu eğitim talebine Gazze’de yaşananlara rağmen nasıl evet denmiştir, bunu anlamak çok zor.
‘DEVLET SÜREKLİ ROTA DEĞİŞİKLİĞİ YAPMAZ’
En az bunun kadar ilginci AB ile ilgili. Bir devlet düşünün, ön kapısından giremediği AB’ye arka kapıdan bile alınmıyor. Aşağılanıyor. Halkı ikinci hatta üçüncü sınıf insan olarak görülüyor. Gümrük Birliğine girerek gönüllü sömürge olmayı, bir nevi kapitülasyonlar dönemine geri dönmeyi kabul ediyor ve bunu başarı olarak değerlendiriyor. Hatırlayalım, 2002-2013 arasında Brüksel sömürge valisi gibi emirler yağdırıyor, kumpas davaları destekliyor, KKTC’de Annan Planı rezaletinin sahnelenmesinde baş rolü oynuyor, Habur sınırında PKK teröristlerine çadır mahkemesi kurulmasına alkış tutuyor, Mavi Vatanımızı yok sayan Seville haritasına hayat veriyor, ilerleme raporlarında Ankara’nın iç ve dışişlerine doğrudan müdahale ediyordu. Bugün de AB, FETÖ ve PKK teröristlerine dün olduğu gibi kapılarını açıyor, İsrail Gazze savaşında ABD ve Tel Aviv’in kaya gibi yanında duruyor. Ekonomisi süratle gerilerken ABD’nin vassalı olarak Rusya Ukrayna savaşını durdurmak yerine savaş çığırtkanlığına devam ediyor. Nerden baksanız AB dökülüyor. Ve Dışişlerimiz beş yıl sonra AB’nin gayri resmi statüdeki Almanyadaki Gymnich Dışişleri Bakanlar Toplantısına davet edildiği için seviniyor. Biz neden böyleyiz? Hükümet sadece kendisinin değil devletin ve milletin de onurunu korumalıdır. Devlet sürekli rota değişikliği yapmaz. İlkesiz prensipsiz davranmaz. Hele hayati çıkar alanlarında ve ahlaki değerlerin söz konusu olduğu zamanlarda bu değişiklikleri asla yapmaz. Muhalefetin görevi de hükümete bu sorumluluğunu hatırlatmaktır. Ancak görünen o ki iktidar ve muhalefet iç politikada uyumlu olmasa da dışarda aynı düşünmeyi ilke edinmiş durumda. Türkiye’nin temel sorunu her koşulda ABD/AB bağımlılığıdır.”
Donanmamızın en büyük savaş gemisi TCG Anadolu ile TCG Gökova firkateynimiz Akdeniz’de İsrail’e yardım için bulunan Amerikan savaş gemileri ve Güney Kıbrıs’ta KKTC Hükümetinin protestosuna rağmen liman ziyareti yapan USS Wasp amfibi hücum gemisiyle 14 Ağustos’ta passex eğitimi… pic.twitter.com/fgvX7wzuQq
— Cem GÜRDENİZ (@cemgurdeniznet) August 24, 2024
AKP’DEN ÇELİŞKİLİ İŞLER
AKP Hükûmeti, İsrail’in Gazze’deki işgaline başladığı 7 Ekim’den sonra Doğu Akdeniz’e gönderilen ABD savaş gemilerine tepki göstermişti.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, 12 Ekim 2023’te yaptığı açıklamada, “Şimdi bir de oraya, Gazze’nin açıklarına, İsrail’in açıklarına uçak gemisi, savaş gemisi göndermenin verdiği mesaj, buradaki şiddet-karşı şiddet kısır döngüsünü sona erdirmeye dair bir mesaj vermiyor. Oraya başka devletlerin gönderdiği her savaş gemisi, her uçak gemisi şiddet sürsün, şiddet bölgeye daha çok yayılsın diyenlerin işine yarayacak bir vesile sunmuş olacak.” demişti.
Ancak bu tepkiye rağmen ABD Donanması’ndan gelen ortak eğitim talepleri geri çevrilmedi.
KKTC HUZURSUZ
USS Wasp amfibi hücum gemisi, 9 Ağustos’ta Doğu Akdeniz’e gelerek Güney Kıbrıs’ın Limasol Limanı’na yanaşmıştı. Geminin gelişi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de tepkisini çekmişti.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum Yönetimi’nin yabancı askeri güçlerin Ada’ya gelişine tek başına karar vermesiyle, Kıbrıs’ın olası bölgesel bir çatışmada hedef haline geleceği uyarısı yapmıştı. Rum liderin siyasi çıkarlar uğruna, bölgesel aktör olma yanılsamasına kapıldığını belirten Tatar, “Yanı başımızda yaklaşık bir yıldır İsrail’in işlemeye devam ettiği insanlık suçuna ortak olma gayreti ibretliktir. Rum liderliğinin sürdürdüğü kabul edilmez siyasetlerini bir kez daha esefle kınıyorum.” demişti.
WASP’IN GÖREVİ İSRAİL’İ KORUMAK
HAMAS lideri İsmail Haniye’nin İran’da öldürülmesinin ardından Tahran, Tel Aviv’e mutlaka yanıt vereceğini duyurmuş, ABD yönetimi de İsrail’e kalkan olmak için çok sayıda savaş gemisini bölgeye sevk etmişti. USS Wasp amfibi hücum gemisi de bu gerginliği ortasında Doğu Akdeniz’e gönderildi. USS Wasp’ın yanında iki uçak gemisi ve bir nükleer denizaltı olmak üzere toplam 16 ABD savaş gemisinin bölgede olduğu bildiriliyor. Bu gemiler yüzlerce savaş uçağı ve binlerce füze taşıyor.
akp hiç tornistan yapmadı 22 yıldır batının yolunda.
ABD’nin bir yandan (nerede ise otuz beş yıldır) PKK ya yardım ederken, (ve Türkiye de bunlara cevap verir ve Rusya ile ortak devriyelere başlarken) Türkiye ile ortak tatbikat yapmasının anlamı nedir? Türkiye’yi parçalama planından vazgeçmenin bir işareti mi? yoksa göz boyama mı? Peki bizim niyetimiz ne? ya MSB’nin sessizliği? Kabahatini gizleyen yaramaz çocuk?
MSB tatbikatı niçin yayınlamıyor? Yapılan iş bir ayıp mı? Kabahat mı? Ya da “Biz boş laf ederiz, havanda su döveriz” felsefesinin iyice sırıtması mı?