Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, eski Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, eski Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan, eski Şube Komiserleri Ufuk Gültekin, Gökhan Karaca ve Metehan İlkyaz ile Nurullah Özgür Kopuk, Ramazan Kubat, Adem Kaçan, Mustafa Çotuk ve Erdoğan Sertçelik hakkında iddianame hazırlanarak dava açıldı. Ankara 13’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada, ‘görevi kötüye kullanma’, ‘göreve ilişkin sırrın açıklanması, ‘suçluyu kayırma’, ‘tanığı etkilemeye teşebbüs’ suçlarında 2 yıl ile 15 yıl arasında değişen sürelerde haklarında hapis cezası talep edilen 7’si tutuklu, 4’ü tutuksuz olan sanıkların tamamı hazır bulundu.
AYHAN BORA KAPLAN’IN DAVAYA KATILMA TALEBİNE RET
Duruşmanın başında Ayhan Bora Kaplan, avukatı aracılığıyla davaya katılma talebinde bulundu. Sanıklar bu talebin reddini istedi. Savcı da Kaplan’ın suçtan zarar gören taraf olmaması nedeniyle talebin reddini talep etti. Hakim, Kaplan’ın suçtan zarar görmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verdi.
‘EMNİYETTEN ACAYİP BİLGİ ALIYORDU’
Tutuklu sanık eski Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, 29 yıllık meslek hayatı boyunca yasadışı hiçbir eylemde bulunmadığı, tutuklanmadan 9 ay önce mevcut görevine atandığı söyledi.
Emniyet müdür yardımcısının görevinin başmüdürlüğün emirlerini astlarına iletmek ve denetlemek olduğunu ifade eden Çelik, “Benim daha önce de organize şubede deneyimin vardı. 17-25 Aralık sürecinde küçük rütbede olmama rağmen büro amiri oldum. Darbe girişiminin sonuna kadar çok etkili operasyonlarda görev aldım. Birçok KPSS operasyonlarında görev yaptım. Meslek hayatımda iki kez yaralandım. Bunlardan biri de 15 Temmuz hain darbe girişimindeydi.” diye konuştu.
Hakkındaki suçlamaların “varsayım” olduğunu öne süren Çelik, Bora Kaplan suç örgütüne operasyon yapan ekibin başında kendisinin olduğunu söyledi.
Çelik, şu beyanda bulundu:
“Suçlamaları işlemediğim ve işletmediğim için reddediyorum. Ben üst yöneticiyim. Bir şube de belki 20 büro var. Bana bağlı 50 büro var. İsnatlar varsayımların ötesine geçmiyor. Beni ve yaptığım işleri her türlü araştırın. Kaplan’ın tehlikeli bir silahlı suç örgütü olduğunu biz tespit ettik. Bu dosyada kamu görevlileri var 22 tane polis var. Bazı tespitler var bu örgütün silahlı kanadı var dolandırıcılık kanadı var. Serdar Sertçelik, bu örgütün dolandırıcılık kanadının yöneticisi. Acayip bilgi alıyor, emniyetten de bilgi alıyordu. Ben Ayhan Bora Kaplan’ı mı kayırdım? Ona operasyon yapan benim. Havalimanı girişinde bizim arkadaşlarımız gözaltına aldı. Biz böyle bir örgütün karşı operasyonuna maruz kalıyoruz. Hiçbir suçluyu hayatım boyunca kayırmadım. Her şeyi hukuka uygun yaptım. Bir sırrı da ifşa etmedim, görevimi de kötüye kullanmadım.”
Kaçma ve delilleri karartma şüphesi olmadığını öne süren Çelik, tahliye ve beraat talebine bulundu.
‘OPERASYON SIRASINDA İÇ SORUNLAR YAŞADIK’
Tutuksuz sanık eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner de olay tarihinden bir ay önce göreve başladığını, daha sonra Kaplan suç örgütüne yönelik bir çok operasyonda görev aldığını anlattı. Öner, suç örgütüne yönelik operasyon başladığı ilk günden itibaren emniyet içinde sorunlar yaşadığını başladığı ilk günden son güne kadar emniyet iç sorunlar yaşadık.” diye konuşan Öner, “Serdar Sertçelik, birinci dalga operasyonu kapsamında Kıbrıs’tan ülkemize getirilerek ifadesi alındı. Adli kontrol aldı. Savcılık tarafından yazı gelene kadar Sertçelik’in gizli tanık olduğunu bilmiyordum.” ifadelerini kullandı.
Sertçelik hakkında örgüte yönelik ikinci dalga operasyonda gözaltı kararı verildiğini ifade eden Öner, gözaltı işlemi yapılmadan önce Sertçelik’in çorbacıda ayağından vurulduğu için hastaneye götürüldüğünü doktorun da gözaltına alınmasında sakınca olacağı yönünde rapor düzenlediği için bu durumu savcıya ilettiklerini anlattı.
Öner, soruşturmayı yürüten savcının talimatıyla Sertçelik’in ifadesini evde aldıklarını iki gün sonra savcının Sertçelik’in adliyede hazır edilmesi talimatı üzerine eve gittiklerinde evde olmadığını tespit etiklerini söyledi. Sanıklardan Demircan’ın toplantıdayken, “Serdar babasının borcunu ödemek için İstanbul yolunda” diye mesaj attığını belirten Öner, savcıya bilgi vererek arama çalışması yaptıklarını ancak şüpheliyi bulamadıklarını ifade etti.
Öner, “Bu örgüte yönelik operasyonda 97 kişiyi yakaladım. Vurulduğu zaman Murat Çelik bana mesaj attı ve durumun bilgisini verdi. Gerekli işlemleri yapmamı istedi. Ben de bu adam bizim gizli tanığımız bunun bizim yerine asayiş şube müdürlüğünün yapmasının uygun olacağını söyledim. Sertçelik’le görüşme yapmadım. Şevket Demircan’ın yaptığı görüşmeden de haberim yok. Suçlamaları kabul etmiyorum.” dedi.
‘ÖRGÜT VE UZANTILARI BİZE OPERASYON ÇEKİYOR’
Tutuklu sanık eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan da yaptığı işlemleri sıralı amirlerinin ve savcının talimatıyla gerçekleştirdiğini söyledi. Sertçelik’le yaptığı telefon görüşmelerinin usulsüz olmadığını savunan Demircan, bu görüşmeleri savcı, başsavcıvekili, ve mahkeme başkanın bilgisi dahilinde yaptığını sanık Öner’in bu görüşmelerin bazılarından haberdar olduğunu iddia etti. Görüşmeleri sanıklardan Kopuk’un telefonuyla yaptığını aktaran Demircan, “Sertçelik’e etki etmem mümkün değildir, kendisi zaten yurt dışındadır. Görüşmeler, gerçeklerin ortaya çıkması ve Türkiye’ye geri gelmesi ve şahsa güven telkin etmek için yapılan görüşmeler. Bizim amacımız bütün uğraşımız gerçeğin ortaya çıkmasıdır.” diye konuştu.
Demircan, savunmasına şöyle devam etti:
“Kayıtlarda herhangi bir isim zikretmedim. Kendisi isim zikretmiştir. Yapmış olduğum bu görüşmelerin tamamı Serdar’ı rahatlatmak amacıyla yaptığım görüşmedir. Serdar ölümle tehdit edildiğini birkaç kez zikretmiştir. Devletimiz senle imajı vermek için yaptığım görüşmelerdir. Adli makamların görüşmeden haberi var ancak içeriği hakkında bilgisi yoktur. Amacım tamamen rahat olsun da suç örgütünün deşifresinde yardımcı olmaktır. Biz Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne büyük bir operasyon yaptık. Şu anda bu örgütün uzantıları tarafından bize operasyon yapılmaktadır. Ayhan Bora Kaplan suç örgütü şu anda organize suçlarla mücadele müdürlüğüne operasyon çekmektedir.”
Sanık eski komiser Ufuk Gültekin de üzerine atılı suçları kabul etmediğini belirterek, sıralı amirlerinin emirleri doğrultusunda hareket ettiğini söyledi. Sertçelik’in KKTC’den Türkiye’ye getirilmesinin ardından emniyette sorgusu sırasında gizli tanık olacağını değerlendirdiklerini anlatan Gültekin, savcıya konu hakkında bilgi verdiklerini belirtti.
Gültekin, ” Savcı ‘Bana ifadelerini atın bakayım gizli tanık olup olmayacağına ben karar vereceğim’ dedi. Sonra Şevket müdür, savcının ifadeyi okuduğunu gizli tanık olacağını söyledi ve adliyeye gittik. Şevket müdürümüz yaptığı görüşmeler Nisan ayındaki görüşmelerdir. Kasımda Sertçelik vurulduktan sonra durumu öğrenmek için evine gittiğimizde yaptığımız konuşmada Serdar, ‘Erk Acarer ve Cevheri Güven benle görüşmeye çalışıyor bilgi almaya çalışıyor.’ dedi. Ben de ‘Bu şahıslar FETÖ’cü Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize karşı kullanmaya çalışırlar’ diye uyardım.” şeklinde konuştu.
‘ZEKİ, UYANIK BİR ÇOCUK’
Organize şube komiseri tutuklu sanık Ufuk Gültekin de telefon şifrelerinin hepsini kendi rızasıyla verdiğini ve hiçbir gizlisi olmadığını iddia ederek “Şahsın getirilmesi aşamasında Gökay müdür bilgi verdi Kıbrıs’ta olduğuyla ilgili. Serdar Sertçelik, gizli tanık olmak istiyordu, bizimle iletişime geçti, görüşme yaptık. Savcıya iletmek için notlarımızı tuttuk, beyanları aldık. Savcı beyanları okumuş, şahsı adliyeye götürdük ve uzun süre ifadesini aldı. Serdar Sertçelik, çok uyanık zeki bir çocuk, her şeyi söyledi. ‘Gizli tanık olduğum için bana bir şey olmayacak, iyi karşılayacaklar’ dedi. Biz bir örgütle mücadele ediyoruz. Ben ses kaydı alırken söylediği hiçbir şeyi kaçırmamak adına aldım, biz titizlikle çalışıyoruz. Resmi evrak olmadan işlem yapmayız. Görüşmelerin hepsi kayıtlı. Hükümete darbeyle suçlanıyoruz, daha Kasım’daki görüşmede Serdar Sertçelik ‘Cevheri Güven benimle görüşmek istedi’ dedi. Ben ‘Sakın görüşme. Onlar FETÖ’cü, hükümete karşı kullanırlar’ uyarısında bulundum” dedi.
‘BU SUÇ ÖRGÜTÜNÜN İŞLEDİĞİ SUÇLARIN GİZLENDİĞİNİ GÖRDÜK’
Duruşmanın öğleden sonraki bölünde savunma yapan, görevden uzaklaştırılan komiser Gökhan Karaca, Serdar Sertçelik’in gizli tanık olma sürecinde bir dahli olmadığını, sanıklardan Demircan’ın, Sertçelik ayağından vurulduktan sonra olayı araştırmasını istediğini aktardı. Bunun üzerine görüşmek için Sertçelik’in annesinin evine gittikleri anlatan Karaca, oraya gidiş amacının Sertçelik’in örgüt kapsamında vurulup vurulmadığını öğrenmek olduğunu ileri sürdü. Karaca, beyanına şöyle devam etti:
“Ertesi gün dosya üzerinde çalıştığımız zaman bu suç örgütünün işlediği suçların gizlendiğini gördük. 22 Kasım’da örgüt tarafından işlenen bir cinayetle ilgili çalışma yaptık. Sertçelik de örgüt içinde yönetici konumunda olduğu için soruşturmaya dahil edildi. Sonrasında operasyon yapıp şüphelileri gözaltına aldık. Sertçelik’in ayağından yaralanması nedeniyle 10 gün ayağına basmaması gerektiğini söyledi doktor. Ben de savcıya ilettim bu durumu. Doktor rapor verdi. Akabinde tekrar savcıyla görüştüm ‘Gözaltı yapmıyoruz doğru mu savcım’ dedim. ‘Evet’ dedi. Savcımızdan aldığımız talimat üzerine avukatının da olduğu evinde ifadesini aldık. ”
Sanık Metehan İlkyaz da ekipler amiri olarak Sertçelik’in havaalanından emniyet ve adliyeye sevkinde görev alma dışından bir temasının olmadığını söyledi. Suçsuz olduğunu savunan İlkyaz, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
‘NE GÖRÜŞMEK İSTİYORMUŞ KONFERANS YAP BAĞLA’
Sanık Nurullah Özgür Kopuk da Ayhan Bora Kaplan örgütünden tehdit aldığını, örgüte operasyon yapıldıktan sonra da bazı emniyet mensuplarından şikayetçi olduğunu anlattı.
Sertçelik ile Demircan arasında telefon irtibatına da değinen Kopuk, “Serdar beni aradı. ‘Bizim hakkımızda şikayetçi olmuşsun’ dedi. ‘Beni müdürlerin biriyle görüştür, adımı söyle onlar kabul eder’ dedi. Ben de organize şubeye söyledim. Gece 2 sularında Şevket müdür ‘Ne görüşmek istiyormuş konferans yap bağla’ dedi. Sonra konferans konuşmasına başladık. Sonraki görüşmeler Instagram üzerinden benim telefonumdan yapıldı.” diye konuştu.
Sanık Ramazan Kubat da Sertçelik’i tanımadığını arkadaşı Mustafa Çotuk’un ricası üzerine gizli tanığı arabasıyla istediği adrese götürdüğünü anlattı. Suçsuz olduğunu söyleyen Kubat, beraatını istedi.
Sanık Mustafa Çotuk da Sertçelik’i 3 yıldır tanıdığını, gizli tanık olduğunu bilmediğini, Sertçelik’i talebi üzerine İstanbul’a götürerek Ece Ronay’ın yanına bıraktıklarını söyledi.
Sanık Erdoğan Sertçelik de oğlunun kendisine “hayati tehlikesi olduğunu ve adres değiştireceğini “söylediğini aktardı. Olaya ilişkin başkaca bir bilgisi olmadığını savunan Erdoğan Sertçelik, beraat talebinde bulundu.
Sanık Adem Kaçan da suçsuz olduğunu savunarak beraat talebinde bulundu.
MAHKEMEDEN ARA KARAR
Avukat beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, Serdar Sertçelik’i hastaneye götüren ve “gözaltına alınması sakıncalıdır” şeklinde rapor aldıran emniyet personelinin kimliklerinin tespiti için ilgili birime müzekkere yazılmasına ve Sertçelik’in ülkeye getirilmesi halinde tanık olarak ifadesinin alınmasına karar verdi.
Mahkeme tutuklu sanıklar Adem Kaçan, Gökhan Karaca, Murat Çelik, Mustafa Çotuk, Ramazan Kubat, Şevket Demircan ve Ufuk Gültekin’in mevcut hallerinin devamına hükmederken, tutuklu sanık Metehan İlkyaz tahliyesine karar verdi.
Duruşma 3 Eylül’e ertelendi.