1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Erdoğan’dan ‘Instagram’ mesajı

Erdoğan’dan ‘Instagram’ mesajı

Sosyal medya platformu Instagram'a erişim engeli getirilmesinin ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Gelinen noktada, sosyal medya şirketlerinin çıkarlarına dokunan her hususta mafya gibi davrandıklarına bizzat şahit oluyoruz" dedi.

featured

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Merkezinde İnsan Hakları Eğitim Programı’nda konuştu.

Instagram’a erişim engeli getirilmesi hakkında mesajlar veren Erdoğan, “sosyal medya şirketlerinin çıkarlarına dokunan her hususta mafya gibi davrandığını” söyledi.

“Dijital faşizmle karşı karşıyayız” diyen Erdoğan, Instagram’a erişim engeliyle ilgili “Türkiye’nin haklı talepleri karşılanır, hassasiyetlerine saygı gösterilirse mesele zaten kendiliğinden hal yoluna girecektir” açıklamasında bulundu.

Erdoğan, muhalefetin konuya ilişkin eleştirileri hakkında ise “kaypak tutum” dedi. Erdoğan, “Hükümet olarak bizim kimsenin özgürlüğüyle, ifade hürriyetiyle, işiyle, aşıyla, ticaretiyle, hayat tarzıyla herhangi bir sorunumuz yok” iddiasında bulundu.

Erdoğan “Türkiye hak ve özgürlükler anlamında çağ atlamıştır, tarihin en büyük reformlarını bizim dönemimizde gerçekleştirmiştir” diye konuştu.

‘300 GÜNDÜR BARBARLIĞIN HER TÜRLÜSÜ SERGİLENİYOR’

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Gazze’de Filistin halkının maruz kaldığı soykırımı anlatmaya artık kelimeler kifayet etmiyor. Her gün bir yenisi eklenen katliam görüntülerine bakmaya inanın can dayanmıyor. Kafası kopmuş masum bebeklerin artık bu yükü çekemiyorum diyerek babasının mezarı başında gözyaşı döken çocukların, bombaların altında öksüzleriyle birlikte hayatta kalmaya çalışan yüreği yaralı annelerin görüntülerini izlemeye hiçbirimizin kalbi dayanmıyor.

Bakınız, soykırım başlayalı tam 10 ay oldu. Bu sürede 16 binden fazla çocuk öldü. 40 bin masum insan şehit edildi. Enkaz altındaki 10 binden fazla şehidin naaşına ulaşılamıyor. Bir kısmı ağır, 100 bine yakın yaralı var. İsrail, Gazzelileri sadece bombalarla, sadece kurşunlarla öldürmüyor. Aç, susuz, gıdasız bırakarak da katlediyor. Giderek zalimleşen, şımaran, azgınlaştıkça azgınlaşan bir haydut devlet avuç içi kadar toprak parçasına sıkıştırdığı 2,3 milyon insana karşı 300 gündür barbarlığın her türlüsünü sergiliyor.

‘BATILI ÜLKELER İSRAİL’İN SOYKIRIM POLİTİKASININ SUÇ ORTAĞI’

Dikkat edin. Normalde insanlığı ayağa kaldırması gereken bu zulüm karşısında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden çıt yok. Yasak savma kabilinden güya bir karar aldılar ama uygulamak için kıllarını dahi kıpırdatmadılar. Batılı ülkeler, zaten İsrail’in soykırım politikasının suç ortağı. Netanyahu yönetimi daha fazla çocuk öldürsün diye silah ve istihbarat dahil her türlü desteği sağlıyorlar. Bu desteklerini de gizleme gereği duymadan, katilleri avuçları şişinceye kadar alkışlayarak alenen gösteriyorlar.

Burada şu ikazı açık açık yapmak durumundayım. Tarih, kimin nerede durduğunu çok net biçimde kaydetmektedir. Nasıl bundan 85 sene önce Hitler’in Nazi Parlamentosu Reichstag’ta yaptığı soykırım konuşmasını heyecanla alkışlayanlar tarihe isimlerini utançla yazdırdıysa, günümüzün Hitler’i Netanyahu’nun yalanlarını ayakta alkışlayanlar da aynı şekilde ellerine yapışan o kara lekeyi ömür boyu temizleyemeyecek.

‘ŞİRİN GÖRÜKME DERDİNDE DEĞİLİZ’

Mazlumların, özellikle acıları üzerinde sevinç çığlıkları atan vicdan fukaralarını ne tarih ne de çocuklar affedecek. Bunları söylediğim için birilerinin rahatsız olacağının elbette farkındayım. Herkese yaptıkları gibi antisemitik yaftası vurarak belki bizi susturmaya çalışacaklar. Ne yaparlarsa yapsınlar. Bugüne kadar zulüm karşısında susan dilsiz şeytanlardan olmadık ve bundan sonra da olmayacağız.

İnsanlığımızın sınandığı bu zor zamanlarda konuşmayı, hakkı ve hakikati haykırmayı Filistin halkına karşı görevimiz olarak görüyoruz. Şunu çok net ifade etmek isterim. Biz, dünyanın gözlerinin Filistin’e döndüğü bir günde, fırsat bu fırsat deyip birilerine şirin gözükme peşinde değiliz. Biz, bedeli ne olursa olsun ne kadar ağır olursa olsun, hakkı tutup kaldırmanın derdindeyiz.

‘DİJİTAL FAŞİZMLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

Filistinli şehitlerin fotoğraflarına bile tahammül edemeyip anında yasaklayan, bunu da özgürlük olarak pazarlayan bir dijital faşizmle karşı karşıyayız.

Gelinen noktada sosyal medya şirketlerinin çıkarlarına dokunan her hususta mafya gibi davrandığına şahit oluyoruz. Sosyal medya şirketlerinin bu tavrına yeni tanıklık etmiyoruz. Uyarılarımıza rağmen, FETÖ’den PKK’sına kadar tüm terör örgütleri bu mecralarda istedikleri gibi at koşturuyorlar. Milletimizin inancına alenen hakaret ediyorlar. Suç ve terör şirketleri bu mecralarda istedikleri hareketi yapıyorlar.

Amerika ve Avrupa’daki kurallara uyma noktasında gösterdikleri özeni, mesele Türkiye olunca bilinçli şekilde esirgiyorlar. Bu husustaki rahatsızlığımızı pek çok dile getirdik. Ancak arzu edilen iş birliğini henüz tam manasıyla tesis edemedik.

Türkiye’nin haklı talepleri karşılanır, hassasiyetlerine saygı gösterilirse mesele zaten kendiliğinden hal yoluna girecektir. Burada şirketlerin tavrı kadar rahatsız edici diğer bir durum ülkemizdeki muhalefetin kaypak tutumudur.

‘KİMSENİN ÖZGÜRLÜĞÜYLE SORUNUMUZ YOK’

Sosyal medya platformlarının rezilliklerini bir kez bile eleştirmeyenler bakıyorsunuz nefes nefese ekran başına geçip Türkiye’yi Batılılara şikayet için sıraya giriyorlar. Kimse kusura bakmasın, özgürlükleri savunmak böyle olmaz. Bunun adı ifade özgürlüğüne sahip çıkmak değildir. Bunun adı ev zenciliğidir.

Batı’dan çok batıcı bu ev zencilerin hayattaki tek gayesi sahiplerine şirinlik yapmaktır. Mücadelemizi onların efendilerine karşı yürüttük. Bugün de kuklalarla vakit harcamıyor asıl onları oynatan kuklacılara odaklanıyoruz. Son haftalarda şunu bir kez daha gördük.

Sosyal medya şirketleri bu alandaki tekel konumlarını siyaset, toplum mühendisliği projelerini hayata geçirmek için kullanmaktadır. Toplumsal barış için tehditlerini engellemek asla sansürcülük değildir. Biz böyle bir tutarsızlığın içinde yer almayacağız.

Hükümet olarak bizim kimsenin özgürlüğüyle, ifade hürriyetiyle, işiyle, aşıyla, ticaretiyle, hayat tarzıyla herhangi bir sorunumuz yok. Bugüne kadar da bu yollara tevessül etmedik. Şimdi de amacımız anayasamızın verdiği imkanlarla insanımızın haklarını korumaktadır.

Türkiye hak ve özgürlükler anlamında çağ atlamıştır, tarihin en büyük reformlarını bizim dönemimizde gerçekleştirmiştir.

Geride bıraktığımız 22 yılda devletin milletine karşı görevlerini en iyi şekilde yerine getirebilmesi için çok çaba harcadık.”

NE OLMUŞTU?

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından sosyal medya platformu Instagram’a erişim engeli getirilmişti. BTK yetkilileri, Instagram’ın “Atatürk’e hakaret”, “kumara ve uyuşturucuya yönlendirme”, “çocuğa yönelik cinsel istismar” ve benzeri katalog suçlar nedeniyle kapatıldığını belirtmişti.

31 Temmuz günü İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Instagram üzerinden İsmail Haniye’nin ölümü ile ilgili bir taziye mesajı paylaşmış, ardından Instagram bu paylaşıma erişim engeli getirmişti.

Bunun üzerine Altun, X hesabından konuya dair yaptığı açıklamasında, “Heniye’nin şehadeti dolayısıyla insanların taziye mesajı yayınlamasını herhangi bir gerekçe göstermeden engelleyen sosyal medya platformu Instagram’ı da şiddetle kınıyorum. Bu çok açık ve net bir sansür girişimidir” ifadelerini kullanmıştı.

Yaşananların ardından Instagram’a erişim engeli getirilmesi dikkat çekmişti.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. şaka gibi ya… ne desek boş… tımarhane..

    Cevapla
  2. Dünyadan bir mikrop temizlendi……….👏

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!