Zonguldak, Bartın ve Kastamonu sınırlarına giren 3 bin 500 hektarlık orman alanında maden arama izni verildi.
Karar’dan Merve Şişman’ın haberine göre; doğal güzelliklerinin yanı sıra yeraltı kaynakları açısından zengin olan Zonguldak’ın, Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı’ya sınır olan Akçakoca’nın köylerinde 1774 hektarlık ve Devrek’in Ahmetoğlu köyünde 1737 hektarlık daha orman alanında Bakır ve Manganez aranacak.
Toplamda 3500’i aşkın hektarlık alanda maden arama işlemi yapılırken Türkiye’nin akciğerlerine hançer üstüne hançer vurulacak. Yapılacak orman tahribatının içinde ceviz, kestane ve kestane meşelerinin olduğu ifade edilirken, maden arama işlemi de Mavera Mandencilik’e verildi.
Şirket, 31 Mart yerel seçimlerde Büyük Birlik Partisi’nden belediye başkan adayı olan, aynı zamanda Mavera Madencilik’in de Yönetim Kurulu Başkanı olan Yılmaz İri’ye ait.
VALİ ŞİRKET AVUKATI GİBİ KONUŞTU
Maden iznine dönük tepkiler karşısında Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu “Tabii ki maden aramamız gerekiyor. Bu konuda kimseden izin almamız söz konusu olamaz” diye konuştu.
Valinin bu ifadeleri büyük tepki çekti.
TEMA: MİLYONLARCA YILDA OLUŞAN DOĞAL VARLIKLAR RİSK ALTINDA
Küre Dağları’nın uzantısı olan bölgeleri de kapsayan izin için TEMA, milyonlarca yılda oluşan doğal varlıkların maden faaliyetiyle birlikte risk altına gireceği uyarısında bulundu.
TEMA’nın Ekim 2021’de yayımladığı raporuna göre, orman alanlarının yüzde 27’si ihale, yüzde 27’si işletme, yüzde 10’u arama safhasındaki maden ruhsatları ile ruhsatlandırıldı.
Türkiye’nin dört bir yanında akciğerlerimiz yanarken, her bir karış ormanlık alanın tahrip edildiğine dikkat çeken TEMA, “Milyonlarca yılda oluşan doğal varlıklar raporda belirtilen madencilik ruhsatlarının faaliyete geçmesiyle birlikte risk altına girecek” mesajını verdi.
TEMA’nın raporunda şu ifadelere yer verildi:
“Maden Kanunu’nda yapılan ve ekosistem aleyhine işleyen değişiklikler, Zonguldak ve Bartın illerinin her karışını maden ruhsatı tehdidiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Milyonlarca yılda oluşan doğal varlıkların ve binlerce yıllık kültürün yaşam hakkı, raporda belirtilen madencilik ruhsatlarının faaliyete geçmesiyle birlikte risk altına girecektir.”
‘BİNLERCE YILDA OLUŞAN TARIM ARAZİLERİ YAPISINI KAYBEDİYOR’
Zonguldak Alaplı’ya bağlı Fındıklı Köyü’nün Muhtarı Bayram Sezgin bölgenin fındık ve ceviz ağaçlarıyla dolu olduğunu aynı zamanda arıcılık yapıldığını belirtti.
Muhtar Sezgin “Bu kadar verimli bir alan uzman görüşü bile alınmadan tahrip edilecek. Nefesimizi kesmesinler” tepkisini gösterdi. Kuzey Ormanları Savunması Sözcüsü Başar Alipaça da zengin bir ekolojinin gözden çıkarıldığını belirtti.
‘BÖLGENİN TOPRAK YAPISI BOZULACAK’
Tarım Yazarı Gazi Kutlu da yaptığı açıklamada bölgedeki toprak yapısının bozulacağına vurgu yaptı.
“Toprak ve su kirlendiği için, bu ormanlık alanlar tahrip edildikten sonra yeniden üretim yapılsa dahi eski verim asla elde edilemez” diyen Kutlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle, madenlerin çevresindeki verimli tarım arazileri binlerce yılda oluşmuş yapısını geri kazanamaz. Bir diğer sorun ise maden ruhsatı alan firmaların, çevredeki tarım alanlarını kaybettikten sonra üretimi başka bölgelerde telafi edeceklerini iddia etmeleridir. Fakat maden sahası içinde kalan bir zeytinlik veya meyve bahçesini başka bir bölgede yeniden kurarak aynı verimi almak imkansızdır. Bu süreçte Tarım ve Orman Bakanlığı bir yandan işlenmeyen tarım arazilerini kiraya vermek için kanunlar çıkarırken, diğer yandan binlerce yıllık verimli toprakları maden sahalarına ruhsat veriyor. Bu çelişki kabul edilemez. Toprağın altında ne varsa, yeşil altın olarak adlandırdığımız fındıktan, sarı altın olarak bildiğimiz zeytinden ya da beyaz altın pamuktan daha değerli değildir.”
‘KÖYLÜLER TÜM VATANI SAVUNUYOR’
Kuzey Ormanları Savunması Sözcüsü ve şehir plancısı Başar Alipaça konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, maden arama faaliyetleri için açılan yollar, sondaj için açılan alanların yine yoğun orman tahribine sebep olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Zonguldak ili doğası, sahip olduğu zengin ekolojik ve tarımsal potansiyele rağmen maden tekelleri uğruna gözden çıkarılmaya çalışılıyor. Altın madenciliği üretim aşamasında ormanlar ve çevre sağlığı açısından başlı başına ağır bir tahrip sebebiyken çok geniş alanların da altın arama faaliyetlerine açılması ile bu tahrip tüm bölgeyi etkisi altına alıyor. Altın ve diğer 4. Grup madenler için verilen arama ruhsat sahaları pek çok il ormanlarının neredeyse bütün mevkilerini kapsıyor. Bu aynı zamanda hiçbir ekolojik değere bakılmaksızın her maden bulunan noktaya üretim izni verileceğinin de kanıtı durumunda. Maden arama faaliyetleri için açılan yollar, sondaj için açılan alanlar yine yoğun orman tahribine sebep oluyor. Diğer köylerimizde olduğu gibi Zonguldak köylerinde de toprağını, ormanı, suyunu savunan köylüler sadece o bölgeyi değil aslında tüm vatanı savunmakta.”
Köylüler son 20 yilda kime oy verdiler?
Bunlar Vali değil ki, parti sözcüsü. Bu parti sözcülerini adıyla ve soyadıyla bir kenara not ediyoruz.