“Kent Uzlaşısı” operasyonu kapsamında tutuklanan ve sağlık durumu kötüleştiği için 3 kez cezaevinden hastaneye kaldırılan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın avukatı Erkam Erdem’den yeni açıklama geldi.
‘KAYBEDECEK ZAMANIMIZ KALMADI’
Erdem, sosyal medya hesabından paylaştığı ilk mesajda “Günlerdir anlatmaya çalışıyoruz. Kaybedecek bir zamanımız kalmadı! Müvekkilim Mahir Polat için cezaevinde geçirdiği her dakika risk içeriyor… Dün acil şekilde toplanan İl Sağlık Kurulu üyelerinin raporu da Mahir beyin cezaevi şartlarında kalamayacağını doğruluyor. Dün detayını paylaştığım itirazımız doğrultusunda Mahir beyin ivedi şekilde tahliyesini talep ediyoruz. Hiç vakit kaybetmeden” dedi.
‘TANSİYONUNUN NORMAL OLDUĞU TEK BİR ÖLÇÜM YOK’
Erdem, sabah bir açıklama daha yapıp Polat’ın değerlerini gün gün paylaştı ve şu çağrıyı yaptı:
“Mahir Polat’ın hastaneden ek ilaç tedavisi ile taburcu edildikten hipertansiyonunun devam ettiğini söylemiştim. Burada ölçümlerini paylaşıyorum. Tansiyonunu normal olduğu tek bir ölçüm yok. Birçoğu hastaneye yeniden kaldırılmasını gerektirecek nitelikte. Durumu abartısız ve eksiksiz bildiriyorum: Hayati tehlikesi devam ediyor, cezaevi koşulları sağlığına mütemadiyen zarar veriyor.”
‘YEMİYOR, İÇMİYOR, YÜREK ELDE DOLANIYORUZ’
Öte yandan Mahir Polat’ın ağabeyi Cevdet Polat’tan da açıklama geldi. Cumhuriyet’ten Çağdaş Bayraktar’a konuşan ağabey Polat, kardeşinin kapalı alan fobisinin de tansiyon rahatsızlığını tetiklediğini söyledi. Mahir Polat’ın çocukluğundan beri böyle bir rahatsızlığının olduğunu belirten Cevdet Polat, “Kendisi çok uzun süredir asansör bile kullanmıyordu” dedi.
Kardeşlerinin durumu için endişeli olduğunu söyleyen Cevdet Polat, “Yemiyor, içmiyor yürek elde dolanıyoruz. Her telefon sesinde çırpınıyor göğüs kafesimizdeki naçar yüreklerimiz. Ona bir şey olacak ve haberimiz olmayacak diye uyumayı ar biliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘BUNCA ADALETSİZLİK REVA MI?’
Mahir Polat’ın ailenin en küçüğü olduğunu belirten Cevdet Polat, “O anamın emaneti. Ona bir şey olursa anama ne deriz? ‘Dört kardeş bir çocuğa sahip çıkamadınız’ derse ne deriz? İki gözümün nuru Mansur’um ‘Babam nerede?’ diye sorsa ne derim diye köşe bucak kaçıyorum. O, ekmekte tuzun hakkına hürmet eden bir çocuk, bunca adaletsizlik reva mı?” dedi.
