1. Haberler
  2. Gündem
  3. Can Atalay’a tahliye yok! Anayasa Mahkemesi’nin kararına yine uymadı

Can Atalay’a tahliye yok! Anayasa Mahkemesi’nin kararına yine uymadı

Milletvekili Can Atalay için 13. Ağır Ceza Mahkemesi yine tahliye kararı vermedi. Barolardan ve muhalefetten karara tepki geldi.

featured

Anayasa Mahkemesi (AYM)’nin 25 Ekim’de “seçilme hakkı” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine hükmederek hak ihlallerinin ortadan kaldırılması işlemleri için gönderdiği kararına ilişkin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirmesini tamamladı.

Mahkeme, dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. Mahkemenin kararında, Gezi davasında 25 Nisan 2022 tarihinde verilen kararla Can Atalay’ın 18 yıl hapis cezasına çarptırıldığını, yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince esastan reddedildiğini belirtti.

Bu karar için temyize gidilmesi ile dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderildiği, bu sırada Can Atalay’ın 14 Mayıs 2023’te milletvekili seçilmesi üzerine Anayasa 83. maddesi uyarınca durma kararı ve tahliye talebinde bulunulduğu, ancak bu talebin 13 Temmuz 2023 tarihli kararla reddedildiği anlatıldı. Bu karara yapılan itirazın da Yargıtay 4. Ceza Dairesince 17 Temmuz 2023’te kesin olarak reddedildiği, bunun üzerine Can Atalay’ın Anayasa Mahkemesi’ne  bireysel başvuruda bulunduğu kaydedildi. Bireysel başvuru inceleme aşamasındayken Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 28 Eylül 2023 tarihli kararla mahkumiyet kararını onadığı kaydedildi. Kararda, Anayasa Mahkemesi’nin 25 Ekim 2023’te hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için kararın bir örneğinin mahkemeye gönderildiği belirtildi.

Kararda, Can Atalay’ın ikinci kez AYM’ye başvuruda bulunduğu ve AYM’nin Atalay hakkında hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için yeniden yargılanması, mahkumiyet hükmünün durdurulması, tahliyesine karar verilmesi kararının mahkemeye gönderildiği aktarıldı. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 50 maddesinin 1 ve 2. fıkraları gereğince ihlal kararının mahkeme kararına ilişkin olmadığı vurgulandı.

Kararda, ” 1-Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. Ancak yerindelik denetimi yapılamaz, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemez. 2- Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verirö şeklinde aktarıldı.

Kararda, “Anayasa Mahkemesince verilen bireysel başvuruya konu ihlal kararı Mahkememizin kararına ilişkin olmayıp, Yargıtay ilgili Ceza Dairesince verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğu, dosyanın ilgili Daire önünde bulunduğu sırada başvurucunun milletvekili seçildiği ve bireysel başvuruya konu ihlalin bu Dairenin kararından kaynaklandığı, ayrıca bireysel başvuru yapıldıktan sonra ilgili Ceza Dairesince dosyanın esastan incelendiği ve karara bağlandığı, bu sebeple oluşan yeni hukuki durum karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılarak bireysel başvuruya ilişkin karar verildiği, bu karara karşı yeniden Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu kullanmak suretiyle başvuru yapıldığı, Anayasa Mahkemesince yapılan değerlendirme neticesinde ilgili başvuruya konu kararın Mahkememize yeniden gönderildiği, Belirtilen başvuruya konu yeni değerlendirmelerin Yargıtay 3. Ceza Dairesinin vermiş olduğu karara dair olduğu gözetilerek karara ilişkin oluşan yeni hukuki duruma karşı Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla, Dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” ifadesi kullanıldı.

CAN ATALAY DOSYASI İKİNCİ KEZ YARGITAY’A GÖNDERİLDİ

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu hak ihlali kararının değerlendirmesi için dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verdi.

BAROLARDAN TEPKİ

Ankara Barosu’ndan açıklama geldi. Baro açıklamasında, “Hukuk devleti olup olmamanın turnusolü olan bu kararın gerekleri, amasız fakatsız uygulanmalı; meslektaşımız milletvekili Av. Ş. Can Atalay derhal serbest bırakılmalıdır” ifadeleri kullanıldı:

Açıklamanın tamamı şöyle:

“Artık yeter! Anayasa mahkemesi kararı uygulansın, meslektaşımız Av. Ş. Can Atalay serbest bırakılsın.

Bilindiği üzere meslektaşımız Hatay milletvekili Av. Ş. Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvuru neticesinde hak ihlali kararı verilmiş; ilgili ihlal kararı uyarınca tahliye edilmesi gereken Can Atalay, İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3.Ceza Dairesi tarafından Anayasal hükümler hiçe sayılarak tahliye edilmemiştir. Bu hukuk dışı karar neticesinde yapılan bireysel başvuru neticesinde de Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal kararı verilmiş; aynı zamanda bireysel başvuru hakkının da ihlal edildiğine hükmedilmiştir.

Anayasa Mahkemesi kararlarının Anayasa’nın 153.maddesinin 6.fıkrası uyarınca yasama, yürütme, yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı hüküm altına alınmıştır. Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ikinci ihlal kararında da açıkça vurgulandığı üzere ihlal kararı kendisine ulaşan mahkemenin yapması gereken ihlal kararının uygunluğunu ya da yerindeliğini sorgulamak değil, ihlalin sonuçlarını gidermek üzere ilgili yargılama işlemlerine başlanmasıdır.

Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi tarafından hükmedilen ilk ihlal kararının yerine getirilmemesi yanında ilk ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılmaması da yeni bir hukuksuzluk yaratmış durumdadır. Bu mağduriyetin hukuken ortadan kaldırılması gerekliliği açık bir şekilde ikinci ihlal kararında işaret edilmiştir. Sözün bittiği noktadayız. Hukuk devleti olup olmamanın turnusolü olan bu kararın gerekleri, amasız fakatsız uygulanmalı; meslektaşımız milletvekili Av. Ş. Can Atalay derhal serbest bırakılmalıdır.”

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!