VERYANSIN TV
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Anayasa’da yer alan “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” ifadesinin değiştirilmesi gerektiğini dile getirmiş, “Bu devletin aslı millettir. Devlet milletin işlerini iyi yönetmek için vardır. Mesela çok sıradan gibi gözüken, Anayasada yer alan ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür’ tabiri bu perspektiften bakıldığında değiştirilmelidir. Çünkü devletin ülkesi olmaz, devletin milleti olmaz. Bu metin, ‘milletin gücü üzerine yükselen devlet anlayışı’ ile yeniden ele alınmasının önemli olduğunu düşünüyorum.” demişti.
UÇUM’DAN İTİRAZ
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Kurtulmuş’un Anayasa’nın 3. maddesini hedef alan açıklamasını değerlendirdi.
Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla Kurtulmuş’a itiraz etti.
Uçum, Anayasa’nın 3. maddesinde yer alan ifadenin devletin bütünlüğüne vurgu yaptığını belirterek, “Anayasa’daki ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür’ hükmü, devletin üç ana unsurunu yani egemenlik, ülke ve milletin birliğini ifade eden önemli bir düzenlemedir” ifadelerini kullandı.
Uçum, 3. maddenin milleti baskı altına almakla hiçbir ilgisi olmadığını, aksine bağımsız bir devletin egemenlik, ülke ve millet unsurlarını bir arada tutan temel bir unsur olduğunu ifade etti.
EK YAPILMASINI SAVUNDU
Kurtulmuş’un önerisinin “geçmişin milli devlet karşıtı liberal akımlarının tortusu olan sorunlu” görüşlerinden olduğunu belirten Uçum, değiştirilemez maddelere Anayasa’nın 6. maddesindeki “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir” hükmünün de alınması gerektiğini savundu.
Uçum, şu ifadeleri kullandı:
“BİR PAZAR GÖRÜŞÜ:
Anayasanın, “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” hükmü madde kenar başlığında da yer aldığı üzere devletin bütünlüğüne ilişkindir.
Bir ulusun/milletin ülkesiyle ve devletiyle birlikte varlığını koruması ancak egemen devletin, bütünlüğünü korumasına bağlıdır. Buradaki yaklaşımın ileri sürüldüğü gibi milleti baskılamakla hiç bir ilgisi yoktur. Sistemsel normları geçmişin pratik sorunları üzerinden değerlendirmek temel bir metodoloji yanlışıdır.
“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” hükmü milleti baskılayan değil tam tersine bağımsız bir devletin egemenlikle birlikte sahip olduğu ülke ve millet unsurlarını öne çıkaran bir düzenlemedir. Yani Devletin; egemenlik, ülke ve milletten oluşan üç unsurun bütünlüğü olduğuna vurgudur.
Geçmişin milli devlet karşıtı liberal akımlarının tortusu olan sorunlu görüşleri ileri sürmek yerine “Bütünlük İlkesinin” manasını kavramak gerekir.
Bu bağlamda, mevcut düzenlemeyi tartışmayı bir kenara bırakıp “Türkiye Cumhuriyeti, devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” anlayışıyla öne çıkarmak doğru yaklaşımdır. Böylece Türkiye Devletinin milli egemenlik ilkesine dayanması ve üniter yapısı daha da netleştirilir. Ayrıca küresel emperyalizmin ve uzantısı neo liberal siyasetlerin genelde milli devletlere özelde ise Türkiye’ye karşı geliştirdikleri hasmane tavırlara da etkili bir karşı çıkış olur.
Tam da bununla bağlı olarak Anayasanın 6. Maddesinin ilk fıkrası olan “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir” hükmünün de ilk dört madde kapsamına alınması konuşulmalıdır. Her ne kadar ilk dört maddenin esaslarından birincisi olan Cumhuriyet, milli egemenlik ilkesini zaten içeriyor dense de açıkça “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir” hükmüne yer verilmesi kanımca bir ihtiyaçtır ve güçlendirici bir güvence düzenlemeye dönüşür.
Buna göre yeni anayasada “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir” hükmünün ilk dört madde kapsamına alınması içeride milli egemenliğe ortak olmaya çalışan gayri meşru yapılara ve odaklara, dışarıda ise milli egemenlikleri sınırlamaya hatta tasfiyeye çalışan küresel emperyalizmin neo liberal siyasetlerine bir meydan okuma ve kararlılık tavrı olur.
Unutulmamalıdır ki Milli Devletine sahip ve hakim olan bir Milletin, Milli Devletinin, Ülkesi ve Milletiyle bütünlüğünün korunması ve yüceltilmesi o milletin milli ülküsü/mefküresi ve Milli Devletin de amacıdır.
Bu da ancak Devletin Bütünlüğü ilkesiyle ifade edilebilir. Bu bakımdan, Türkiye (Cumhuriyeti) Devletinin “ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” hükmü hem semantik olarak hem de anayasal teori açısından çok doğru bir ifadedir. Tartışmaya açılması hem yersizdir hem de sorunludur. O nedenle ilk dört maddenin diğer esasları gibi bu konu da tartışma dışıdır.”
BİR PAZAR GÖRÜŞÜ:
Anayasanın, “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” hükmü madde kenar başlığında da yer aldığı üzere devletin bütünlüğüne ilişkindir.
Bir ulusun/milletin ülkesiyle ve devletiyle birlikte varlığını koruması ancak egemen devletin,…
— Mehmet Uçum (@mehmetucum) October 13, 2024
BAYRAM DEĞİL SEYRAN DEĞİL. DURUP DURURKEN ANAYASA ORTAYA ATILDI. BİR YUMUŞAMA VS. YERMİ ANADOLU ÇOCUĞU.