Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, canlı yayında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “İmralı-DEM görüşsün” çağrısına ilişkin mesajlar verdi.
Uçum, “Türkiye partisi olması gereken DEM Parti ve diğer partilerin terör vesayeti yükünü sırtından atmalı. Devlet terörsüz devlet hedefine ulaşmak için kararlılıkta olduğunu gösteriyor. Devlet her türlü imkanı kullanabilir. Devlet, Öcalan’ın mektuplarını okutmuştu. Güçlü devletler bu tip kararlar alabilir.” diye konuştu.
CNN Türk’te Dicle Canova’nın soruları yanıtlayan Mehmet Uçum, “Süreç denilen şey 1 Ekim’de Bahçeli’nin DEM’lilerle tokalaşmasıyla başlayan aşama. Bunu süreç olarak değil yeni bir aşama olarak değerlendirmek lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
‘ERDOĞAN’IN ADAY OLMASI MÜMKÜN’
Uçum, Erdoğan’ın yeniden adaylığının da mümkün olacağını savunarak, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi zaten başkanlık sistemi. 1960’tan sonra parti üyeliğine engel konulmuştur. Partili bir cumhurbaşkanı olması zorunluluk değil, imkandır. Partili cumhurbaşkanlığı diye bir sistem yok. Bizim sistemimiz başkanlık sistemidir. Aday olması mümkün. 7 Mayıs 2028’den önce Meclis’te alınacak kararla Cumhurbaşkanımıza adaylık yolu açılabilir. Erdoğan, Türkiye’nin milli bir değeridir. Böyle bir değerimiz varken, güçlü bir liderimiz varken adaylık imkanının sağlanmasının önemli olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Canova’nın “AK Parti yönetimiyle aranız nasıl? Parti içinden zaman zaman size eleştiriler gelebiliyor, bir tavır hissediyor musunuz? Fenerbahçeliliğiniz bile tartışıldı. Rahatsız oluyor musunuz?” sorusu üzerine Uçum, “AK Parti temsil alanlarıyla, yönetimiyle aramızda bir uyumsuzluk olduğunu düşünmüyorum. Çünkü biz karşıt pozisyonda değiliz. Aynı hedefe bakan insanlarız” yanıtını verdi.
‘AK PARTİ İÇİNDE BİR ROLÜM YOK, ÜYE DE DEĞİLİM’
Görevi gereği AKP üyesi olmadığını ve yönetimde bir rolü olmadığını belirten Uçum, “Ben Cumhurbaşkanımızın başdanışmanlarından biriyim, Hukuk Politikaları Kurulu’nun başkanvekiliyim. Ben yürütme içinde bir pozisyona sahibim. Zaten görevim sebebiyle AK Parti üyesi de değilim. Dolayısıyla AK Parti’nin kendi sistematik yapısı içerisinde, örgüt yapısı içerisinde bir rolüm de yok. Benim görevim Cumhurbaşkanımızın programına uygun bir biçimde hukuk politikası üretebilmek ve bu politikaları uygun bir biçimde anlatabilmekten geçiyor” dedi.
‘YAN YANA DURMAKTIR’
Mehmet Uçum, “Biraz siyasi magazinden hoşlanan çevrelerin ürettiği şeyler oluyor. Tabii ki söylediğim şeyleri eleştirenler olabilir, onların söylediklerini ben eleştirebilirim. Eleştiri hakkının kullanılması çatışma, çekişme değildir. Kesinlikle AK Parti temsil alanlarıyla benim bulunduğum yer yan yana durmaktır ve ortak hedefe doğru, Cumhurbaşkanımızın programını hayata geçirmeye dönük bir faaliyet yürütmektir” ifadelerini kullandı.
‘MİLLİ DEMOKRATİK HALK DEVRİMİ’
Açıklamalarının Cumhur İttifakı’yla da uyumlu olduğunu dile getiren Uçum, “Ben Cumhur İttifakı’na inanılmaz kıymet veriyorum. Cumhur İttifakı’nın Türkiye’deki varlığını bir tür 20. yüzyılın kurucu ittifakına benzetiyorum. Çünkü 16 Nisan Cumhur İttifakı üzerinden geçti. 15 Temmuz’da benim deyimimle milli demokratik halk devrimini Cumhur İttifakı yaptı. Liderliğini Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Sayın Bahçeli, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım yaptı. Cumhur İttifakı’nın perspektifiyle de son derece uyumlu bir dilim ve yaklaşımım olduğunu düşünüyorum” dedi.
FENERBAHÇE PAYLAŞIMLARI
Fenerbahçe’ye ilişkin sevinç paylaşımlarına da değinen Mehmet Uçum, “Fenerbahçelilik meselesinde de şunu söyleyeyim; hakikaten ben taraftarlığı objektif bir durum olarak görmüyorum, sübjektif birim durumdur. Fenerbahçe’ye ilişkin bir şey söylediğimde asla diğer takımları hedef almam. Tam tersine ben Avrupa kupaları maçlarında Fenerbahçe kadar diğer takımları da çok sıkı bir biçimde takip ederim. Örneğin bu sene ilk kez 5 takımımızla gruplarda yer alacakken Trabzonspor’un biraz da talihsizlikle elenmesine onlardan fazla üzülmüşümdür. Ben hiçbir takım karşıtlığı üzerinden Fenerbahçe duygumu ifade etmem” diye konuştu.
‘TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİ’
Mehmet Uçum, Bahçeli’nin ‘Öcalan’ çağrılarına dair şu açıklamaları yaptı:
Bunun üst adı ‘terörsüz Türkiye hedefi’. Terörsüz Türkiye sadece istihbarat ve güvenlik boyutuyla terörün sıfırlanması çerçevesinde değil, teröre meşruiyet kazandırmaya çalışan her zeminde bunun tasfiye edilmesi. Bunun alt başlığı Bahçeli tarafından ifade edildi. Milli birlik ve kardeşliği güçlendirme.
Peki bu ne anlama geliyor? Net biçimde Türkiye’nin Kürtleri üzerinden Türkiye’nin Kürtlerini istismar ederek terör siyaseti yapanların bu durumda kurtulmasına yönelik ciddi bir çağrı. Türkiye Cumhuriyeti devleti Kürtlerin de milli devletidir. Türkiye Kürtlerin de ülkesidir.
‘DEVLET ÖCALAN’IN MEKTUPLARINI OKUTMUŞTU’
Devlet terörsüz devlet hedefine ulaşmak için kararlılıkta olduğunu gösteriyor. Devlet her türlü imkanı kullanabilir. Devlet, Öcalan’ın mektuplarını okutmuştu. Güçlü devletler bu tip kararlar alabilir. Sayın Bahçeli daha cesur bir değerlendirme de yapmıştır. “Böyle bir sürecin gerçekleşmesi halinde umut hakkı bile tartışılabilir” demişti. Son derece güçlü, cesaretli, vizyoner öneriler olarak değerlendirmek gerekir.
‘HERKES ÖCALAN’I İSTİSMAR EDİYOR’
Herkes Öcalan’ı bir şekilde istismar ediyor. “Öcalan irademizdir” diyor. En azından Öcalan’ı istismar ettikleri teşhir olur. Bu konuda samimi olmadıkları ortaya çıkar. DEM de şapkasını önüne koyup düşünmek zorunda kalır. DEM’e oy veren demokratik siyasette karar kılmış, katılımla Türkiye’ye katkı yapmak isteyen DEM seçmenlerini de istismar ediyorlar. Bunun açığa çıkması önemli bir şeydir.
Devlet uygun görürse bu görüşme gerçekleşir. Mesele ne görüşüleceği.
‘YA SİLAH BIRAKACAKLAR…’
Tabii ki silahların bırakılması çağrısı yapılacaktır. Bundan daha doğal bir şey yok. Ya silahları bırakacaklar ya da emperyalist güçlerin aparatı olduğu teşhir olacak. Türkiye’nin Kürtlerini istismar ettiklerini hatta baskıcı yöntemlerle Türkiye’nin Kürtlerinin demokratik siyaset süreçlerinde kendilerini özgürce ifade etmelerinin önüne geçtikleri gerçeğini ortaya çıkaracak. Ya silahlar bırakılacak ya da demokratik siyasetteki gölgeleri de ortadan kalkacak.
‘TÜRKİYE PARTİSİ OLMASI GEREKEN…’
Zaten toplum Türkiye’nin Kürtleri PKK’yla arasına mesafe koymuş. Diğerleri kim? Sayın Bahçeli’nin açıklamalarında da vardı. Türkiye partisi olması gereken DEM Partisi ve diğer partiler. Bunlar da terör yükünü sırtlarından atmaları lazım.
KAYYIM ATAMALARI
Niye kayyım? Terörle ilgili suçlarda davalarda kayyım meselesi var. Diğer suçlarda yok. Eğer belediye başkanlığı düşerse belediye meclisinde seçiliyor. Terör soruşturmasında bu yapılmıyor. Terörle ilgili suçlarda kayyım var diğerlerinde yok.
Devlet ile Hükümet arasındaki farkı bilmeyen danışman. Ancak bizim ülkede olur. Hayırlı olsun.