Türkiye, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 10 ilde büyük yıkıma yol açan deprem felaketinin acısını yaşıyor. Arama kurtarma çalışmalarının halen devam ettiği felakette can kaybı sayısı 29 bin 605 oldu.
Depremin ilk anından itibaren bölgeye gönderilen arama kurtarma ekiplerinin yetersizliği tartışma konusu oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, deprem bölgesinde yaptığı konuşmada “Bu süreçte bazı eksiklikler de yaşanmıştır” diyerek, “Müdahaleleri arzu ettiğimiz hıza ulaştıramadığımız bir gerçektir” itirafında bulundu.
Depremle ilgili bir çok konu tartışılmaya devam ederken, Mesut Yılmaz’ın Başbakan Yardımcısı olduğu 17 Ağustos Depremi sonrası söyledikleri sosyal medyada gündem oldu.
Mesut Yılmaz 32. Gün belgeselinde yer alan konuşmasında afetin getirdiklerini kabul edip, kurtarma çalışmalarında hükümetin yetersiz kaldığını ifade etmişti. Yılmaz yaptığı konuşmada şunları söylemişti:
“Sivil savunma hizmetlerimiz aksamıştır, kurtarma işlerimiz yetersiz kalmıştır, müteahhitlerimiz malzemeden çalmıştır, imar düzenimiz laçkadır. Hepsinin gerçeklik payı var. Kısa zamanda yaraların sarılması mümkün değildir. Nasıl sevgi paylaştıkça çoğalırsa, acılar da paylaştıkça azalır.”
o kadar yamuklar ki, yanlarinda mesut yilmaz gibi birisi bile duzgun, durust ve erdemli duruyor.
Siyasiler milletin acısını cümlelere sığdırabiliyor ama biz yalnızlığımızı, çaresizliğimizi bir köşeye çekilip hıçkırıklarla ağlayarak yaşıyoruz. Artık bir çözüm üretilmesini de beklemiyorum.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ülkeyi Türk gençliğine emanet etti. İşte bu yüzden bizim de “BÜTÜN ÜMİDİMİZ GENÇLİKTEDİR”.
bir zaman genç olanların işlerinin sonuçlarıdır yaşadıklarımız.