Murat Bölükbaşı yazdı
Gün içinde bir meslektaşım milli maçın sonucu ne olur diye sormuştu. Ben iki takımın form durumunu tartıya koyduğumda Hollanda’nın maçı 3-0 gibi bir skorla kazanabileceğini ifade etmiş ama bu sonucun ilk yarıda gerçekleşebileceği senaryosunu açıkça aklıma bile getirmemiştim. Maçı ancak 2. dakikada seyretmeye başladığımda Hollanda 55 saniyede “seftesi senden bereketi Allah’tan” diyerek açılışı yapmıştı bile… Hollanda’nın önde kurduğu baskı milli takım için adeta işkence halini aldı. Milli takım solunum cihazı desteksiz ilk doğal solunumu ancak 24. dakikada almayı başardığında sonuç Hollanda lehine 2-0 olmuştu bile… Özellikle Hollanda’nın merkez hücum organizasyonlarında oldukça zor anlar yaşayan merkez orta saha oyuncuları Orkun ve Okay rakibi durdurmakta o kadar zorlandı ki, daha oyunun başında sararmak zorunda kaldılar. Dakikalar 33’ü gösterirken topla oynama oranı yüzde 65’e yüzde 35 Hollanda lehineydi.
36. dakikada Ceza sahası içinde Çağlar’ın Klaassen’i düşürmesiyle kazanılan penaltıyı Depay’ın gole çevirmesiyle “hamamda kese masaj olmuş” kıvama da gelmiş olduk. İlerleyen dakikalarda tehlikeli bir Hollanda atağında ikinci sarı kartla oyun dışı kalan Çağlar Söyüncü adeta, “ben gidiyorum ne haliniz varsa görün” derken, bizim açımızdan maçın bittiği mesajını da cümle aleme vermiş oluyordu. Ancak oynanması gereken bir 45 dakika daha vardı. Bizim için maç ilk 45 dakikada bitse de, Hollanda takımı tabelayı değiştirmek konusunda istekli ve arzuluydu. Nitekim yine sol kanattan gelişen bir kanat hücumunda Berhuis’in kafayla Depay’ı buluşturması sonucunda Hollanda dördüncü Depay ise 3. golü ağlarımıza bırakıyordu. Hollanda teknik Direktörü Van Gaal, 60 ve 70. dakikalarda skora dayalı olarak dört oyuncusunu değiştirse de, Hollanda’nın üstümüzde kurduğu baskının şiddeti ve kapsamı değişmiyordu. Oyuna 61 dakikada dahil olan tim, 79’da Hollanda’nın 5. golünü ağlarımıza bırakıyordu.
80. dakikada taraftarımız tribünleri terk ederken, yine 61 de oyuna dahil olan Malen, “nereye gidiyorsunuz? Daha karpuz kesecektik” mealinde Hollanda’nın 6. golünü ağlarımıza gönderiyordu. Cengiz 90+1 de şeref golümüzü atarken, yaşı 50 ve üstünde olanlar televizyonun karşısında seksenli yıllardaki ezik halimizi ve ruhumuzu bize tekrar yaşatanlara lanet okuyordu…
Adamin böyle facasini bozarlar. Havali havali haketmedikleri paralarla siserek dolasmayla oyuncu olunmuyor. Herkes bir kafada. Artist ne diyelim. Bunlar oynasa oynasa ancak reklamlarda oynarlar.
Futbolda devamlı bir başarımız hiç bir zaman olmadı. Bunun nedeni, futbol dünyasının (futbolcu, teknik ekip ve yorumcu ve seyirci de dahil) kültürsüz ve eğitimsiz olmasıdır. Hızlı düşünemeyen kişi hızlı oynamaz. Eğer oynamaya kalkarsa saçmalar. (peki seyircinin ne suçu var diyenlere; statlara koşup, şifreli kanal alıp bu temelden sakat doğmuş sektörü destekleyen seyircidir) Dünyada kültürsüz, eğitimsiz ve yeteneksiz bir kesimin bu kadar para kazandığı başkan bir cennet yok. Avrupa ve Dünya kupalarına 20 yıl ara verip, sıfırdan bir futbol yapısı oluşturmak gerekiyor. Peki bu takımı ne yapalım? Paralimpik oyunlara gönderelim. belki orada bir kupa zorlarlar. Ya, Paralimpik oyunlara hiç alırlar mı diye endişelenmeyin; organizatörler bunların oyununu görünce kabul edecektir.
Bu günkü Şansal Büyüka’nın yazısinı okuyun.olayin sorumlusu kim anlarsınız.C.tarık maçında Enes’e penaltıyı kim attırdıysa,Hollanda maçında Orkun’u kim oynattıysa,kim 4-4-1-1 le korkak bir taktikle!!!oyuna başladıysa sorumlu o.Ayrica sadece futbol seyircisi olarak biz bunları farkederken,bizim kadar maçı seyretmeyen,panik içinde saha kenarında garip hareketler yapan kimse sorumlu o.Tabii ki başta federasyon,çünkü olayın buralara geleceği belliydi.
BASLIK bana cok seyi hatirlatti !
Su andaki genel gidisatta o yönde !!!!