1. Haberler
  2. Analiz
  3. Türkçe özgürleştiriyor

Türkçe özgürleştiriyor

featured

Mustafa Özgür Sancar yazdı…

Geride bıraktığımız cuma günü (12 Temmuz 2024) Türk Dil Kurumu’nun kuruluşunun 92. yıl dönümüydü.
İnsan, bildiği ve beyninde sakladığı bir gerçeği her zaman idrak düzeyine çıkaramıyor. Bir vesile olması gerekir.

İşte o cuma günü, Türkçe ile ilgili kafamda şimşeklerin yeniden ve daha güçlü çakmasını sağladı.

TÜRKÇE BİRLİKTE YAŞIYOR OLMANIN EN ÖNEMLİ NEDEN VE SONUCU

Türkçe konuşuyor olmaktan gurur duyduğumu kendime, uzun bir aranın ardından, yeniden söyledim.
Hayatın hızlı akışından kendimizi bir ânlığına çekip kurtardığımızda, hayatımızı oluşturan gerçeklerin önündeki yalancı perde bir anda iniyor. Ve… ”aslında ben bunu biliyorum” derken buluyoruz kendimizi. Ben hayatımı Türkçe sayesinde kazanıyorum. Türkçe yazıyorum, Türkçe anlatıyorum, duygumu Türkçe aktarıyorum, Türkçe düşünüyorum. Yabancı dillerden yaptığım çeviri, Türkçeyi iyi bildiğim için başarılı oluyor. Türkçe varlığımızın ve birlikte yaşıyor olmamızın en önemli neden ve sonucu.

Hayatın zihnimi gölgeleyen kirli yoğunluğunu elimin tersiyle itip, baktığımda tekrar bilinç düzeyine getirebildiğim bu gerçeğin, geleceğe adım atmamızı sağlayacak tarih bilincinin taşıyıcısı olduğunu görüyorum. Binlerce yıl yürüyerek ve at üstünde dünyayı değiştiren atalarımızın gerçek tarihini öğretiyor bize Türkçe…

TÜRKÇE ÖZGÜRLEŞTİRİYOR

Gazneli, Selçuklu ya da Osmanlı’da olduğu gibi sadece orduda kullanılan bir dil olmaktan çıkıp, Atatürk ve Cumhuriyet sayesinde, hayatın bütününe egemen olmaya başlayınca Türkçe, özgürleştiriyor, güçlü hissettiriyor, birleştiriyor, modern bir ulusun hakkını hukukunu bilen bireyi yapıyor. Derin ve duyarlı olmanı sağlıyor; çünkü edebiyatı ve şiiri olanca kuvvetiyle kavrayan bir zenginliğe sahip, sürekli gelişime açık…

DİL VE ULUS

Dil olduğu sürece ulus varlığından bahsedebiliriz.

Bir ulusun varlığı ve devamının en önemli dayanağı dil… Atatürk tam da bu nedenle Millî Demokratik Devrim ve uluslaşma sürecin Türk dilinin geliştirilmesiyle başarıya ulaşacağını savunmuştu.

Cumhuriyet henüz 5 yaşındayken, 1 Kasım 1928’de harf devrimi yapıldı; ülke kısa sürede okur yazar oldu, yazı sorunu giderildi. Fakat dil sorunu derindi.

”Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”

Atatürk, 2 Eylül 1930’da Sadri Maksudi Arsal’ın kitabına bu nedenle bu sözü yazdı.

”Türkçe konuşmayan bir insan, Türk millî kültür, toplum ve uygarlığına bağlılığını ilân ederse, buna inanmak doğru olmaz.”

Mustafa Kemal Atatürk

12 Temmuz 1932’de Türk Dil Tektik Cemiyeti’ni kurdu. Bununla Türk dilinin arı, duru, öz benliğinde ve bağımsız bir kullanımla geliştirilmesi ve Türklerin yaşadığı bütün coğrafyalarda anlaşılır şekilde kullanılmasını amaçlıyordu. Tetkik kurumu Türkçe’nin sözlük, terim, gramer ve sentaksı ile etimolojisini inceleyerek, dilimizin dünya dilleri arasındaki yerini alması gayesi taşıyordu. Bu düşünce 1932 yılında Birinci Türk Dil Kurultayı’nın toplanmasını sağladı. Kurultayın çalışmalarından memnun kalan Atatürk, dil çalışmasının önemini, 1 Kasım 1932’de Büyük Millet Meclisi’nde söylediği açış nutkunda ifade etti.

TÜRKÇE BİR DEVRİM MESELESİ

Atatürk’ün başlattığı dil devrimini sürdürmek, bağımsız bir ulus olarak yürümek adına bir tunç yasasıdır.
Türk dilinin arı, duru, öz benliğinde ve bağımsız bir kullanımla geliştirilmesi ve Türklerin yaşadığı bütün coğrafyalarda anlaşılır şekilde kullanılması hedefi, Cumhuriyet ve Devrimlere bağlı her bir yurttaşın ödevi olmalı.

Anlaşılır olmak Türkçe’nin vazgeçilmez bir niteliği… ve Türkçeyi geliştirmenin en doğrudan yolu… Dil anlaşılır oldukça gelişir, toplumsal gelişmenin öncüsü olur.

Anlatmak, anlaşılıyor olmakla doğru orantılı bir başarı ölçütüdür. Hayat anlatmak ve anlaşılmak üzerine kurulu…

BİR ÜSLÛP SORUNUNDAN DAHA FAZLASI

Özellikle politik yazında sıkça rastladığım tuhaf bir üslûp var. Karmakarışık, içiçe geçmiş bir sürü cümle yığınıyla bir manifesto yayımlanıyor ya da bir siyasal tespitten bahsediliyor. Fakat anlamak ne mümkün… bir dolu ilgili – ilgisiz kavramı, sırf metni güçlü göstermek amacıyla üstüste yığıyorlar; sonra da ortaya neyi anlattığı belli olmayan bir metin çıkıyor.

Bence bu türden yazanlar, temelde neyi anlatmak istediklerini bilmiyorlar.

SADE VE ZENGİN

Yazma eylemi tüm öteki temel insan davranışları gibi bir ihtiyaç üzerinde ortaya çıkar: Anlatmak ve anlaşılmak. Derdi anlatmak olan, kendi üslûp ve içerik prensiplerinden ödün vermeden, duru metinler ortaya çıkartır. Burada esas olan çoğunluğun anlayabilmesidir. İstisnasız herkesin anlayabileceği bir edebi metin, makale, deneme vb. nin varlığından söz edemeyiz.

Temayı idealize etmemek gerekir; fakat değişik sosyal çevre ya da eğitim düzeyinden gelen ortalama çoğunluğun anlayabileceği yazılar başarıya ulaşmış demektir.

Edebî metinler için de aynısı söz konusu… şiir ya da düzyazı.. hikâye, roman anlaşılır oldukça değer kazanır ve amacına ulaşır.

Yazı yazma eyleminin amacı, düşünce ve duyguyu aktarmaktır. Usta yazarlar, sade ve anlaşılır çizgiler içerisinde, mükemmel yazı biçimlerini üretenlerdir.

DEĞİŞTİRME İSTENCİ

Gereksiz uzun cümleler, zorlama aforizma teşebbüsleri, anlamsız yabancı kelimeler, yazarını toplumdan ileride, üstün bir kişilik yapmaz. Öğretici olmak adına, toplumla arasına, zor ve ağır metinlerle, mesafe koymak gerektiği yanılgısı, onu toplumun çok gerisine atar.

Anlatmak bir aktarımdır; anlaşılmak ise etkileme ve değiştirme istencinin başarı göstergesidir.

Gerçek toplumcu düşünürlerin tamamı, sade ve akıcı bir üslûbu benimserler. Sadelik, biçimi zenginleştirir. Esas olan az ve öz sözle hayranlık uyandıran yazılar yazmaktır.

Emin olun, herhangi bir siyasetin teorisini ya da bir toplumsal olguyu veya edebiyat ve toplum ilişkisini ele aldığı iddiasıyla yazılan karmakarışık metinler, çoğu zaman yazarı tarafından da anlaşılmamaktadır; aslında bunların anlaşılmak gibi bir kaygısı yoktur.

Toplum ve toplumsal ilerlemeyle ilgili kaygısı olan, anlatmayı ve anlaşılmayı tercih edenlerdir.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!