Seçimlerin ardından vergilere ve artan maliyetler sebebiyle temel gıda ürünlerine gelen zamlara vatandaş isyan ederken, sokak röpotajında fiyat artışlarıyla ilgili konuşan bir kişinin sözleri gündem olmuştu. İnşaat işçisi olduğunu söyleyen Burak isimli vatandaş, zamlara artık itiraz etmediğini, bu tür olaylara kitlesel bir şekilde karşılık verilmesi gerektiğini belirtmişti. Vatandaş, “Türkiye’yi bitiren siyasal islam oldu, bu ülke daha düzelmez.” ifadelerini kullanmıştı.
‘KONUŞMAK İÇİN KİMSEDEN İZİN ALMAMIZA GEREK YOK’
Zam eleştirisiyle sosyal medyanın gündemine oturan Burak isimli inşaat işçisi, UBE Haber isimli sokak röportajında konuştu. Sözlerine, inşaatta çalıştığı için kendini toplumun gerçeklerinden soyutlayarak yaşamak istemediğini belirterek başlayan vatandaş, “Ben bir birey olarak devletime karşı sorumluluk sahibi bir birey bilinciyle gündemi izliyorum, değerlendiriyorum, takip ediyorum. Bu da siz bana bir mikrofon uzattığınızda konuşmam gerekirse konuşurum. Konuşmak için kimseden izin almamıza gerek yok diye düşünüyorum.” dedi.
‘FİKİR VE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ’ VURGUSU
Türkiye Cumhuriyeti devletinin fikir ve düşünce özgürlüğü olan bir ülke olduğunu kaydeden vatandaş, “Her ne kadar bugün bu ilke unutulmuş olsa da, fikir ve düşünce özgürlüğü olan bir ülkedir. Biz de istediğimizi, istediğimiz zaman konuşabiliriz diye düşünüyorum.” diye konuştu.
‘ÜLKE BİR İDEOLOJİ ÇÖPLÜĞÜNE DÖNÜŞTÜ’
Vatandaş, şöyle konuştu: “Bana göre ülke bir ideoloji çöplüğüne dönüştü. O yüzden bütün ideolojilerin uzağında konuşuyorum. Bence ülkenin geldiği durum, artık ideolojilerin çok ötesinde. Ülkenin geldiği konum tam olarak şu; ya cumhuriyetçisin ya laik, seküler, üniter bir devlet tarafısın ya da adım adım şeriata gidiyorsun.”
‘İSMAİLAĞA’ HATIRLATMASI
İsmailağa cemaatinin ölen lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun yeğeni Saadettin Ustaosmanoğlu’nun “Hamas’ın Filistin’de yaptığını biz Türkiye’de yapmak zorundayız. Yaparız, onlar yaptığına göre. Bizim onlardan neyimiz eksik, biz de yaparız.” hatırlatan vatandaş, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu adamlar artık kısık sesle konuşmuyor. Bağıra, çağıra konuşuyrlar. Ülke böylesine bir tehditle karşı karşıyayken, bizim bugün farklı ideolojiler peşine düşmemiz onları güçlü kılmaktan başka bir işe yaramıyor. Bugün AKP’nin bu kadar güçlenmesinin sebebi toplumun içerisindeki ideolojik kavgalar.”
‘CUMHURİYETİ KORUYUP KOLLAMAMIZ GEREKİYOR’
“Biz artık ya cumhuriyetçiyiz ya bu cumhuriyeti koruyup kollayıp ileri taşıyacağız, ya aklı hür, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bireyler yetiştireceğiz ya da Afganistan, İran olacağız. O yüzden bizim Atatürk’ün emanet ettiği bu cumhuriyeti koruyup kollamamız gerekiyor.”
“Biz muhalefeti Twitter’dan tweet atmak, sanıyoruz. Güçlü bir muhalefet lideri yok. Halka bunu empoze edemiyor. Milleti bununla örgütleyemiyor. Cumhuriyeti anlatamıyor.”
“Bizim en büyük sorunumuz Atatürk’ü anlamamak. Adıl mesele Atatürk’ü anlamakta. Bugün ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyen bir lideri, kendini dünyaya kanıtlamış bir adamı, kendi ülkesinde kurtardığı insanlar saygı duymuyorsa kime, neyi anlatabilirsin?”
‘BUNLAR GÖRMEZDEN GELİNECEK ŞEYLER DEĞİL’
“Bugün belki Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da şeriatı istemiyordur. Ama hitap ettiği kitle artık çok güçlü ve istiyorlar. ‘Filistin’e Mehmetçiki gönderin’ diye sokakları karıştırıyorlar. Bunlar görmezden gelinecek şeyler değil. Bu ülkede bir karşı devrim oluyor.”
“Cumhuriyetçiler korkak olmamalı.Biz çok fazla sesimizi kıstık, bunlarda çok güçlendi.”
“Toplumun yapması gereken artık siyasi parti fanatikliğini bırakıp cumhuriyetin etrafında toplanmak. Odak noktamız cumhuriyet olmalı. Onu koruyup kollamalı, onu ileri taşımalı. Nesillere onu bırakmalı.”
“Ya cumhuriyet diyeceğiz ya şeytanla gideceğiz.”
Röportajın tamamı şu şekilde…
