Muharrem ayındayız. İslam dünyasının en azından bir bölümü Kerbela katliamının yasını tutuyor. İslam peygamberi Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin ve ailesi, 680 yılının Muharrem ayının onuncu günü Kerbela çölünde önce susuz bırakılmış, sonra kundaktaki bebeğine kadar şehit edilmişti. İşte ülkemizdeki Aleviler ve Medrese Şiileri de Kerbela katliamının matemini tutanlar arasında.
***
Peki, Hz. Hüseyin’in dini bakımdan değeri nedir?
Hz. Hüseyin sadece Hz. Muhammed’in torunu olduğundan dolayı mı önemlidir, yoksa dini bakımdan başka özellikleri de var mıdır?
Soykırım boyutundaki katliam sadece insani bir dram mıdır, yoksa bundan çok daha fazlası mıdır?
Kerbela’da yaşananlar sadece yerel bir hadise midir, yoksa bütün zamanlara yapılan bir çağrı mıdır?
İşte bütün bu soruların cevabı için bu konuyla ilgili “Hz. Peygamber ne dedi, ümmet ne yaptı?” sorularını cevaplamak gerekir.
***
Aralarında Hz. Hüseyin’in de bulunduğu Ehlibeyt için “Ancak ve ancak Allah, ey Ehli Beyt, sizden her çeşit pisliği, suçu gidermek ve sizi tam bir temizlikle tertemiz bir hale getirmek diler”i ayetini Hz. Peygamber ümmete duyurdu, Hz. Hüseyin’in “tertemiz” olduğunu bildirdi. Bunun Allah’ın iradesiyle gerçekleştiğini söyledi.
Ümmet, Peygamber’ine inanmadı. Hz. Hüseyin –haşa- makam, mevki ve hırs için ulu’l-emre yani emir sahiplerine isyan etti, dedi. Hz. Hüseyin’e iftira attı, kara çaldı. Onun ilahi misyonunu, yiğitliğini ve kahramanlığını perdelemeye çalıştı.
***
Hz. Peygamber, ilahi emir gereğince “De ki: “Ben, buna karşılık sizden, yakın akrabamı/Ehlibeytimi sevmeniz dışında bir ücret istemiyorum”ii diyerek ümmetine aralarında Hz. Hüseyin’in de bulunduğu Ehlibeyt’in sevgisini buyurdu.
Ümmet, Ehlibeyt’i sevmedi. İlahi mesajı anlamadı, Allah’ın emrini salt akrabalık bağı olarak algıladı. Onların ilahi iradeyle tertemiz kılındığını görmezden geldi. Onların çağrılarına kulak vermedi. Onların emirlerine uymadı. Hz. Hüseyin’e karşı silahlandı, on binlerce kişilik ordular hazırladı, onu düşmanlarıyla yalnız bıraktı.
***
Hz. Peygamber, “Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı tutunursanız kurtuluşa erersiniz. Bunlardan biri Allah’ın kitabı Kur’an, diğeri ise Ehlibeyt’imdir”iii buyurdu.
Ümmet iki emaneti de terk etti, onları anlamadı ve dinlemedi, onlara uymadı, hatta düşmanlık besledi. İslam’ın özünü ve ruhunu kendisinden sonraki nesillere doğru şekilde aktarmadı. Bu iki emanetten ayrılarak kargaşa ve anarşi düzeni yarattı. Birbirini boğazladı. Kendisinden sonraki nesilleri zehirleyen ayrılıkların mimarı oldu.
***
Hz. Peygamber, torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin hakkında, “Allah’ım, ben bunları seviyorum. Sen de bunları sev”iv, “Hasan ve Hüseyin’i seven, beni sevmiş, onlara kin tutan da bana kin tutmuştur”v, “Hüseyin bendendir ve ben de Hüseyin’denim. Allah Hüseyin’i seveni sever”vi buyurdu.
Ümmeti ne Hz. Hasan’ı sevdi, ne de Hz. Hüseyin’i… Hz. Hasan’ı yalnız bırakarak ve serkeşlik ederek Muaviye ile anlaşmaya mecbur bıraktı. Hz. Hüseyin’i ise Yezid’e biat etmediği için Kerbela yollarında yalnızlığa terk etti.
***
Hz. Peygamber, “Hasan ve Hüseyin, benim dünyada kolladığım iki reyhanımdır”vii, “Hasan ve Hüseyin, şu dünyadaki hoş kokulu iki gülümdür”viii buyurdu.
Ümmet bu iki reyhanı, bu iki gülü dalından kopardı. Hz. Hasan’ı da Hz. Hüseyin’i de şehit etti, şehit edilmesine göz yumdu. Hz. Hasan’ın cenazesini bile onlarca okun hedefi haline getirdi. Hz. Hüseyin’in kafasını bedeninden ayırarak diyar diyar gezdirdi. Yezit, elindeki sopayla Hz. Hüseyin’in dişlerine vurduğunda bile ümmet sessizliğini sürdürmeyi tercih etti.
***
[Ehlibeyt ve Hz. Hüseyin hakkında Hz. Peygamber’in sayısız buyruğu var. Konuyu uzatıp okuru sıkmamak için bu kadarıyla yetindik. İlgilenenler konuyla ilgili çalışmalara bakabilirler.]
***
Özetle Hz. Peygamber, ne buyurduysa ümmet tam tersini yaptı. Hz. Peygamber ne emrettiyse ümmet tam tersine hareket etti. Eğer Hz. Peygamber, -haşa- Ehlibeyt’ine zulmetme emri verseydi, Ehlibeyt’e ancak bu kadar zulmedilirdi, fazlası olmazdı. Ümmet bu zulümleri yaptı, yapılan zulümlere sessiz kaldı, iki yakası bir araya gelmedi. Hüseyni değil Yezidi bir ruh taşıdıkça da gelmeyecek. Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Sizin aranızda öyle bir şey bırakıyorum ki, ona sarıldığınız müddetçe sapmazsınız: Allah’ın kitabını, o Allah’ın gökten yere uzanan bir ipidir ve soyum olan Ehl-i Beyt’imi. Havuz başında bana dönünceye kadar onlar birbirlerinden ayrılmazlar. Bakın benden sonra onlara nasıl davranacaksınız?”ix
Evet, ümmet Hz. Peygamber’den sonra Kur’an’a ve Ehlibeyt’e nasıl davrandı?
Hz. Peygamber ne buyurdu, ümmet ne yaptı?
Bu soruların cevabını artık biliyoruz.
Dipçe: Bu yazıdaki ümmet kavramı, Hz. Hüseyin’e bakış merkezli olup tarihin bir dönemini için kullanılmıştır. Bütün zaman ve mekânlardaki ümmeti ifade etmemektedir.
i Ahzap/33
ii Şura/23
iii Tirmizî, Menâkıb, Hadis no: 3874
iv Tirmîzî, Sünen, Hadis no: 3775
v Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis no: 9673
vi Tirmizî, Menakıb, Hadis no: 3775.
vii Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis no: 43
viii Buharî, Sahih, Hadis no: 3753
ix Kenz-ül Ümmal, Hadis no: 947
Gozunu sevdigiminin. Ummeti, peygamberi bir gun icin kenara birakip, vatan ve millet icin birlestirici yazilar yazsan. Su anda ihtiyacimiz sey milli birliktir.
Muazzez peygamberden öte;Allah:Size indirdiğim din ile abat olun,Sünnetüllah’ıma (Hayat kanunlarına-akla mantığa bilime) uyun dedi.Ümmet ona da uymadı.Muaviye pisliği bizim aşağılık hamurumuza uygun din uydurdu ona uyacağız dedi.
Evet değerli canlar yezit. Ve soyuna sopuna lanet olsun. Yezitler karşısında Hüseyin’i duruşu devam ettirmeyiz. El ele el Hakk a birlik ve beraberlik içinde çağımızın yezitlerine de karşı uyanık olmalıyız. Aşk ile
Sizi ilgiyle okuyor ve takip ediyorum kayıp Türkler kitabınızı zevkle okudum devamını getirmenizi başarılı olmanızı temenni ediyorum
Hz. Hüseyini şehit eden Yezid’in soyu Muaviyedir ve onun babası Ebu sofyan. Ebu sofyan İslam’dan önce kâfirlerin efendisi ve kralı idi. Hz. Ali ve Hz. Ömer’inde bulunduğu peygamber efendimizin Mekke fetihinde Ebu sofyan ölüme yaklaştığını görünce müslüman olduğunu ilan etti ama müslüman olmadı ve oğlu ve torunu da müslüman değildi fakat canını kurtarmak için müslüman tavrı yaptı ve zengin olduğu için o dönem hükümet yetkililerini satın aldı ve Hz. Osmani öldürdü ve Hz. Ali’ye iftirasini attı böylece bu beş büyük halifeden sonra torunları ve soyları birbirine duman oldu ve bu arada Ebu sofyan in oğlu Muaviye kendini halife ilan etti ondan sonrada yezit ve Mekke fethinin intikamını peygamber torunlarından aldı ve bilimsiz müslüman toplumu Muaviye ve yezitin soyunu ve Hz Muhammede karşı düşmanlıklarıni unuttu Muaviye ve yezit hiç müslüman değildi , İslam’dan önce kralliklarini İslam içinde devam ettirdi. Şimdi İslam alevi ve Sünni kesime bölünmüş. Hz. Ali sülalesi peygamber efendimizin nesli ve soyudur ve Hz Ömer ve Osman ve Ebu bekirde Sünni bilinen kesim, peygambe efendimizin sahabeleri ve her savaşta ve zaferde yanında olan dostlaridir. Bunlarda bölücülük olar mı? İkiside Hz Muhammed’e Yetişir. Bugünde aynı hatayı yapıyoruz zamanımızın muaviyeleri ve yezitleri bizi kandırıyor ve başımıza çörekleniyor. Nasıl Hz. Ali’yi karaladılar ve 5 yıl boyunca evinde kendini mahbus etti ve Muaviye baş köşeye taşındı? Şimdide Atatürk karalaniyor ve muaviyeler baş köşeye taşınıyor. Hz. Ali camide mihrapta şehit olduğu zaman halk diyordu ki Ali kâfir birisi ve Allah’ı tanımıyor, camide ne işi varmış? Bu cümle gösteriyor ki Muaviye iyice kendini müslüman ve Hz Ali’yi kâfir göstermiş , ve torunları vahşice öldürüldü zaman bundan dolayı halk tepki göstermedi, çünkü sanıyorlardı ki kâfir öldürdüler ve doğru yaptılar. Aynısını atatürk aleyhine yapıyorlar. Kafirmis, İslam dusmaniymis, ingilitere ajaniymis. Büyük taarruzu unutan, Çanakkalede ingilitere donanmasıni bastırdığıni unutan, camileri Temir etmegi unutan, diyanet bakanlığını kurduğunu unutan kalk tabi Atatürk’e hakaret eder ve keşke Yunanistan galip gelip bizim kızlarımıza taciz etseydi ve hamile biraksaydi lafını söyleyen cehennemi haininin peşinden koşar. Allah akıl fikir vermiş keşke Yunan galip gelseydi ne yani? Yani keşke kızlarımız gözümüz önünde taciz edilip biz baksaydik, keşke kadılar ve halkımız camiler ve eerimizle beraber yapılsaydı, keşke Bosna’da doğu Türkistan’da,balkanlarda, ve Karabağ da olduğu gibi bizi kendi topraklarımızda dışarı atsalardi , bu lafı söyleyeni erdoğan övüyor , yetmeyip sanki kerameti varmış ve öngörüler söylemiş. Erbaş gidip camide kılıç gösterip Atatürk’e lanet olkuyor, Atatürk olmasaydı şimdi erbaş bir yunanli askere babacim diyordu. Bizim damarimizda kan varken türk toprağını Çin’den Türkiye’ye kadar olsun düşmanlara ve hainlere yem etmeyiz. Yeni filmlerle amerkan life stile yapmak istiyorlar ve ab değerlerine entegre yapmak istiyorlar , bizi kendi topraklarımızda asimilasyon yapmak istiyorlar ama ellerinde patlayacak . Hep milliyetçigi savunacağız. Hz. Süleyman gibi biz öldükten sonrada diz çökmeyiz. Hz. Hüseyin kerbalada Atatürk ve arkadaşları gibi asker istiyordu, erbaş ve fetollah gülen ve mısıroğlu gibiler değil.