Muharrem Karanfilci
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. Askıda demokrasi

Askıda demokrasi

featured

Muharrem Karanfilci yazdı…

Haftaları birer birer tüketmeye başladık. Tükenen sadece elbette haftalar değil. İnsanlığımız, ahlakımız, kültürümüz ve vicdanımız da tükeniyor. İlle de adalet tabi ki… Adaleti mumla arar olduk. Bunlar olmadıkça cebimiz de tükenmiyor mu? Velhasıl işler yolunda gitmiyor. Artanlar da var tabi ki… Enflasyon, pahalılık, isyan, yolsuzluk, rüşvet, liyakatsizlik ve tutuklu sayıları…

Demokrasi askıya alınırsa, adalet sağlanmazsa, bunların olması da normal olacaktır. Askıda ekmek, askıda simit, askı da yemek derken, askı da et kampanyası da başladı. Bu kampanyanın tutacağını hiç sanmıyorum. Çünkü en çok tutan, şu günlerde kesinlikle “Askıda Demokrasi”… Bulutsuzluk Özlemi Grubu’nun dediği gibi de “Acil Demokrasi”…

Cuma günü hayal kırıklıklarının üstüne, kalp kırıklıklarını onarmaya çalışan Beşiktaş, Hatayspor’u konuk etti. İlk yarısı 1-1 biten maçta, devreye tedirgin bir kartal gibi giren Karakartal, ikinci yarı yüksek uçarak müsabakayı 5-1 kazandı. Âdeta Hatayspor’un ciğerini kopardı. Aslında Hatayspor’un bu maçtan önce de Samandağ’da sökülen zeytin ağaçları ile ciğerleri sökülüyordu. Hatay, Samandağ’da köylünün arazileri kamulaştırılarak ve köylüler yerlerde sürüklenerek, arazilerindeki zeytin ağaçları bir bir söküldü. O kadar hazine arazisi varken, bu sıralar en çok ihtiyacımız olan tarım arazilerinin kamulaştırılması, akıl alır şey değil.

Cumartesi üç maç oynandı. Günün ilk maçında Sivasspor, çıktığı çok kritik maçta, sıcaktan bunalıp, Sivas’a gelen Antalyaspor’u oynadığı futbolla, daha çok bunalttı ve müsabakayı 2-0 kazandı. “Doğal Olan Normal Doğum” pankartıyla, Fenerbahçe maçına çıkan ve tüm ülkeyi bunaltan Sivasspor, haftayı düşme potasının hemen üzerinde tamamlayarak, normal bir şey yaptı ve maç kazandı. Bir nebze olsun, doğumdan sonraki ilk nefes gibi rahat bir nefes aldı.

Akşam 19:00’da iki maç oynandı. Denizaşırı illerin takımları Bodrumspor ve Samsunspor karşılaştı. Ligin iyi takımlarından Gaziantepspor da lig ikincisi Fenerbahçe’yi konuk etti. Her iki maçta da deplasman takımları galip gelirken, hakemlerin verdikleri kararlar, hükümet bakanlarının yaptıkları açıklamalar gibi komik olduğu kadar, ipe sapa gelmedi.

Bodrumspor kalecisinin bir hava topu mücadelesinde, işini yapmak için hava topuna çıktığı anda, aleyhine çalınan penaltı, İmamoğlu’nun, avukatının avukatını, gözaltına almaya benziyordu. Bir tarafta kaleci nizami olarak işini yaparken, diğer tarafta işini yapan avukatının avukatı, işini yapmak adına, gözaltına alınıyordu. Aslında bir tarafta kaleci ve futbol cezalandırılırken, diğer tarafta avukat ve hukuk cezalandırılıyordu. Penaltı verilmeden önce 1-0 önde oynayan Bodrumspor takımının kaderiyle açıkça oynanmıştır.

Diğer maçta, Fenerbahçe 1-0 geride kapattığı ilk yarının ardından, ikinci devre, çok kısa süre aralığında bulduğu gollerle müsabakayı 3-1 kazandı. Bu maçta da Fenerbahçe lehine verilmeyen penaltı ve iptal edilen bir golü vardı. Ben, bu maçın hakemin adil yönetim anlayışına hiç ikna olmadım. Şimdi “VAR devreye girmedi, VAR golü iptal etti. VAR hakemleri yabancıydı” diyebilirsiniz. Bu da Milli Eğitim Bakanı’nın açıklamasına benziyor. Milli Eğitim Bakanı da “Türkiye’deki okulların hepsinde akıllı tahta var, Avrupa’da çok ileri gittik” diye açıklama yaptı. “Okullarda temizlik personeli yok, çocuklar derse aç giriyor, bir öğün yemek veremiyoruz” demedi. “Tuvalet kâğıdı yok” da demedi. “Atama yapamıyoruz, dersler boş geçiyor” da demedi. Binlerce öğretmen atama bekliyormuş” umurunda da olmadı. Bu da yetmezmiş gibi, var olan “öğretmenleri bir gece de sürdük” de demedi. O zaman bu akıllı tahtalar, hangi aklın ürünü olarak dile getirilmiştir? Bir tarafta akıllı tahta var, eğitim için gerekli şartlar yok. Sahada hakem var, adalet yok. Her ikisinde de VAR, aslında YOK…

Pazar günü dört maç oynandı. Trabzonspor, Alanyaspor’u 4-3 yenerken, rakibini ateş hattına attı. Alanya’da havalar ısınırken, taraftarlarının içi yanmaya başladı. Alanyalı futbolcuları, bu futbol ile erkenden Kleopatra Plajı’nda güneşlenmeye başlayabilir.

Aynı saatte oynanan, bir diğer maçta Konyaspor, ilk yarısını 1-0 yenik kapattığı maçta, ikinci yarı Mevlana’yı hatırlayarak, döne döne 3-1’lik sonuçla, geri dönmeyi başardı.

Akşam seansında Kayserispor, rakibi olarak gördüğü Ç.Rizespor’u 1-0 yenmeyi başardı. Geçen hafta genç futbolcuları ile Fenerbahçe’den bir puan almayı başaran Kayserispor, bu hafta aldığı üç puanla da sonuna kadar Erciyes Dağı’nda sucuk mangal keyfi yapmayı, hak ediyor. Üzerine de demini almış bir Rize Çayı yakışır. Lider Galatasaray, zor gibi görünen Eyüpspor, deplasmanını 5-1 gibi farklı bir skorla rahat geçti. Adım adım şampiyonluğa doğru gidiyor.

Pazartesi günü tek maç vardı. Ligin birinci ve ikincisi belli… Avrupa Ligi ve Konferans Ligi için de 5-6 takım birbiri ile mücadele ediyor. Sanki bu takımların, bu ligler umurunda değilmiş gibi müsabaka oynuyorlar. Tüm takımlar birbirlerine hediye ediyor. Bakalım ihale kime kalacak. Göztepe-Başakşehir maçı da sanki ihale maçı gibiydi. Başakşehir’in tabelada durumu göz önünde bulundurulursa, daha fazla maça asılması beklenirdi. Öyle olmadı. Göztepe, kendi evinde oynadığı maçı 4-1 kazandı.

Bu hafta, veryansın Galatasaray’dan geldi. Bir ihtimal puan kaybı olması beklenen maçı 5-1 kazandı ve şampiyonluk yürüyüşünü devam ettirdi. Galatasaray’ın bu başarısının altında, büyük bir aile gibi hareket etmesini söyleyebiliriz. Futbolcular arasında iletişim son derece olumlu. Bu da futbollarına yansıyor. Bu arada aile demişken, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, kaynağı belli olmayan literatüre göre aile tanımını yeniden yaptı. “Çocuk yapın” dedi. “Çocuksuz aile olunmaz, sadece karı koca olunur” dedi. “Acil çocuk lazım” dedi. Sesler haklı olarak yükseldi tabi ki…

Teröristlerle çatışmada babasını kaybeden çocuk, Ensar Vakfında çocukları tecavüze uğrayan aileler, Kartalkaya’da yanan kişilerin aileleri, Aladağ’da yurtta yanarak can veren çocukların anne babaları, istismara uğrayan çocuklar, bıçaklanarak öldürülen 14 yaşındaki Minguzzi’nin ailesi, aile değil mi artık? Yine Soma’da, İliç’te madende babasını kaybeden çocuklar, teröristlerce katledilen Aybüke öğretmenin ailesi, tutsak edilen kalbi delik Elisa Ayık’ın babası, çocuklarına bakamadığı için intihar eden babalar, anne baba, aile değil mi artık… Çocuk işçiler, uyuşturucuya, kumara, suça bulaştırılan çocuklara ne demeli…

Önce çocuklarımızı korumak gerek… Hemen, şimdi…

Acil çocuk değil, acil demokrasi gerek… Hemen, şimdi…

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!